İsrail, Kudüs’te Filistinlilerin dükkanlarını yıktı

İsrail, Kudüs’te Filistinlilerin dükkanlarını yıktı
TT

İsrail, Kudüs’te Filistinlilerin dükkanlarını yıktı

İsrail, Kudüs’te Filistinlilerin dükkanlarını yıktı

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), İsrail hükümetini dün Kudüs’ün kuzeyindeki Şuafat mülteci kampında 20’den fazla dükkanı yıkmasından sonra kampta bir savaş başlatmakla suçladı.
Bunun, UNRWA’nın (BM Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı) Şuafat’taki çalışmalarını sona erdirmeye ve Filistinli mülteciler kampı sıfatını kaldırmaya yönelik planın bir parçası olduğunu söyledi.
FKÖ İcra Komitesi üyesi ve Mülteci İşleri Dairesi Başkanı Ahmed Ebu Huli, söz konusu yıkımı kınadı ve şöyle dedi: “Kudüs’teki işgal belediyesi ruhsatsız oldukları gerekçesiyle yasadışı bahanelerle kamptaki 20 dükkânı yıkmaya başlayarak Şuafat kampında savaş ilan etti.”
İşgalci İsrail buldozerleri ve aletleri dün, kampın kuşatma altına alınmasını ve güvenlik güçlerinin kampa girmesini içeren geniş bir operasyon kapsamında, dükkanları yıktı. İsrail, Salı günü dükkan sahiplerine dükkanları boşaltmak için 12 saat süre verildiğini bildiren duyurular gönderdikten sonra yıkımı gerçekleştirdi. İsrail, kampı kuşatma altına aldı ve asker ve araçlarını kampın merkezine yönlendirdikten sonra girişleri kapattı. Giyim mağazaları, pastaneler, marketler ve restoranlara kadar uzanan kapsamlı operasyon üzere saatlerce devam etti.
Dükkan sahipleri, işyerlerinin 11 yıldan fazla bir süredir faaliyet gösterdiğini belirttiler ve operasyonun Kudüs’teki daha geniş çaplı operasyonların başlangıcı olacağı konusundaki endişelerini dile getirdiler. Ebu Huli, yıkımların İsrail’in Kudüs’teki işgalci belediyenin eski başkanı Münir Berekat’ın planına hizmet etmek için kampın önemli mekanlarını değiştirmeyi amaçlayan ve Şuafat kampının mülteci kampı olarak tanımlanmasının engellenmesini, UNRWA’nın kentteki çalışmalarının sonlandırılmasını ve hizmet kurumlarının kapatılmasını kapsayan ırkçı planın uygulanmasının bir parçası olduğunu belirtti.
Ebu Huli sözlerine şöyle devam etti: “Dükkanların yıkılması, UNRWA’nın bölgedeki çalışmalarını sona erdirmek ve mülteci kampı sıfatını kaldırmak için Şuafat mülteci kampında İsrail belediyesinin yaptığı ve önceden duyurulmayan uygulamaların bir devamı niteliğindedir. Şuafat kasabası olarak adlandırılması ve Kudüs mahallelerinin bir parçası olarak kabul edilmesi sonrasında, kimlik kartlarındaki bu değişikliğe göre kamptaki mültecilerin ikametgahının değiştirmeye ve kamptaki dükkanlara ve sürücülerin trafik ihlallerine ağır vergiler uygulayarak onları kampı terk etmeye zorlamaya yönelik uygulamaların bir parçasıdır.”
İsrail, UNRWA’nın Kudüs’teki çalışmalarını sona erdirmeye yönelik planı, Ajans’ın çalışmalarını sona erdirmeyi ve mülteci sayısını 5 milyon buçuk milyon yerine on binlerle sınırlamayı amaçlayan daha geniş bir ABD planının bir parçası olarak başlatmıştı.
Ebu Huli, Şuafat mülteci kampının, İsrail’in Kudüs işgalinden bu yana, İsrail’in hedef tahtasında yer aldığını, bunun da kampı mülteciler için yerleşim yerleri ve tampon duvarlarla çevrili büyük bir hapishaneye dönüştürdüğünü ifade etti. Olup bitenleri işgal güçlerinin Kudüs şehrinde uyguladığı etnik temizlik politikası kapsamında planlanmış ciddi bir suç olarak niteledi. Bunların kampı ve orada yaşayan yaklaşık 21 bin Filistinli mülteciyi ve bunun yanı sıra kampın çevresinde yaşayan yaklaşık 80 bin Filistinli mülteciyi hedef alan planın bir uzantısı olduğunu belirtti. Kamptaki dükkanları ve evleri yıkma politikasının Filistinli mültecilerin kararlılığını zayıflatmayacağını söyledi. Filistinli mültecilerin, 1948’de terk etmeye zorlandıkları evlerine geri dönme haklarını engellemek üzere kampları ortadan kaldırmayı amaçlayan İsrail planları ve projeleriyle mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.
Ebu Huli, İsrail’in Kudüs’teki Şuafat mülteci kampını hedef almaya devam etmesinin sonuçları konusunda uyarıda bulundu ve bunun bölgeyi tırmanmaya sevk edeceğini belirtti. Filistinlilere İsrail’in ırkçı saldırganlığıyla mücadele etme ve Filistin mevcudiyetine yönelik bu ciddi suçlara karşı çıkma çağrısında bulundu. Ayrıca uluslararası topluma da işgalci güç İsrail’i, Filistin halkına karşı işlediği suçlar nedeniyle hesaba çekme, Filistin halkına uluslararası koruma sağlama, İsrail’in uluslararası hukuk kurallarına uymasını, Filistin halkına yönelik ırkçı uygulamalarını sona erdirmesini ve halkın uluslararası meşruiyet ile tanınan haklarını tanımasını sağlama çağrısında bulundu. Bunların yanı sıra, uluslararası toplumdan Filistin halkının egemenlik ve bağımsızlığını gerçekleştirmesini, 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan devletini kurmasını ve Filistinli mültecilerin 194 numaralı karar uygun olarak evlerine geri dönmesini sağlamasını talep etti.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.