ABD’den 2 İranlı hackera ‘fidye’ suçlaması

Washington’daki Adalet Bakanlığı (Reuters)
Washington’daki Adalet Bakanlığı (Reuters)
TT

ABD’den 2 İranlı hackera ‘fidye’ suçlaması

Washington’daki Adalet Bakanlığı (Reuters)
Washington’daki Adalet Bakanlığı (Reuters)

ABD Adalet Bakanlığı, İranlı 2 hacker’ı, ‘SamSam’ olarak bilinen fidye yazılımını kullanarak ABD ve Kanada'daki hastane, okul, şirket ve devlet kurumlarının bilgisayar sistemlerini uzaktan kapatarak en az 6 milyon dolar ödeme yapmaya zorlamakla suçladı.
Adalet Bakanlığı, İranlı Faramarz Şahi Savandi ve Muhammad Mehdi Şah’ın, SamSam fidye yazılımını kullanarak, 200’den fazla kurumdan Bitcoin üzerinden dijital para ile fidye aldığını ve ardından kendilerine erişimi engellemek için siber saldırılarını şifrelediklerini belirtti.
Bakanlık, fidye ödemelerine ek olarak, hükümet ve şirketlerin toplamda 30 milyon dolar kaybettiği bilgisini verdi.
Siber saldırıdan etkilenen yerler arasında, Georgia’da Atlanta kenti ve New Jersey’de Newark kenti, New Jersey ve Calgary Üniversitesi’nin yanı sıra Los Angeles’taki Amerikan hastaneleri, Kansas City ve ABD Ulusal Laboratuvarları (LabCorp) yer aldı.
Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein, hackerların ABD’de 10 eyalette olduğu gibi Kanada'da da birçok kurumun bilgisayar sistemlerini ele geçirdiğini ve daha sonra ödeme istediklerini açıkladı.
Rosenstein, “Bu şahıslar şu an ABD adaletinden kaçan firari konumundalar. Ama ABD adaletinin kolu uzundur. Bekleyeceğiz ve eninde sonunda bu suçluları yakalayacağız” dedi.
Hala İran’da olan ve haklarında altı suçlamanın yer aldığı bir iddianame hazırlanan iki İranlı, Samsam fidye yazılım programını kullanmaya Aralık 2015'te başladı. Talep edilen miktarlar nispeten küçüktü ve bu da yöneticilerin ödeme yapmasını kolaylaştırdı.
Indiana'daki Hancock Hastanesi, Ocak 2018'de sistemlerini serbest bırakmaları için Hackerlara 55 bin dolar ödedi.



Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
TT

Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)

Ciddi bir nüfus krizinin yaşandığı Japonya'da sorunun daha da kötüleştiğini bildiren bir veri daha açıklandı. 

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı, ülkedeki çocuk nüfusunun bu sene de düştüğünü bildirdi. 

14 yaş ve altındaki çocuklar 1 Nisan 2025'te 13,66 milyon olarak ölçüldü. Geçen sene bu rakam, 350 bin daha fazlaydı.

Dün kamuoyuna duyurulan veriler, bu trendin 44 yıldır kesintisiz sürdüğünü ortaya koyuyor.

Japonya'da toplam nüfusun yalnızca yüzde 11,1'ini çocuklar oluşturuyor. ABD'de bu oran yüzde 21,7, Çin'deyse 17,1. 

5 Mayıs'taki Çocuk Bayramı öncesinde yapılan bu açıklama, düşen doğum oranları ve hızla yaşlanan nüfusa dair endişeyi büyüttü. 

Nüfusun istikrarlı bir şekilde devamı için kadınların doğum ortalamasının 2,1 olması gerekiyor. Ancak Japonya'da bu rakam son yıllarda 1,3 civarında dolaşıyor. 

Bu da ölüm sayılarının doğumları geçmesiyle birlikte ülke nüfusunun azalmasına neden oluyor. Örneğin 2014'te 1,62 milyon kişinin öldüğü ülkedeki doğumlar, bu rakamın yarısından da azdı. 

Nüfusun yüzde 20'sinden fazlası da 65 yaşının üstünde. 

fdgh
"Nakizumo" ya da "ağlayan sumo bebek yarışması" diye bilinen geleneksel festivalde ringe çıkan bebekler arasında ilk ağlayan kazanıyor (Reuters)

Düşen nüfus; işgücü, ekonomi, toplumsal yapı ve sosyal yardım sistemindeki sorunların büyümesi anlamına geliyor.

Ülkedeki evlilik teşvik edilse de önceki seneye göre artış 10 binde kaldı. Boşanma rakamlarında da artış var. 

Uzmanlar nüfus düşüşünün en az 20-30 yıl daha sürmesini bekliyor. 2024'te 123,4 milyon olan Japonya nüfusunun 2065'te 88 milyona gerileyeceği tahmin ediliyor. 

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek, evlilik ve çocuk teşviki, çocuk bakımevlerini artırmak gibi tedbirler alınıyor. Ancak hayat pahalılığı, düşük maaşlar, iş koşullarının zorluğu ve ülkenin yaşam alanlarının dar olması gibi sorunlar bu teşvikleri gölgeliyor. 

Bölgedeki Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkeler de benzer bir şekilde nüfus sorunuyla boğuşuyor. 

İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aynı sıkıntı yaşansa da göç yoluyla çözüm bulunabilliyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters