ABD’nin 41’inci Başkanı George H.W. Bush’un 94 yıllık yaşamı

​Oval Ofis’te 1992’de yaptığı son konuşması
​Oval Ofis’te 1992’de yaptığı son konuşması
TT

ABD’nin 41’inci Başkanı George H.W. Bush’un 94 yıllık yaşamı

​Oval Ofis’te 1992’de yaptığı son konuşması
​Oval Ofis’te 1992’de yaptığı son konuşması

Soğuk Savaş'ın sonunu yöneten ve Kuveyt'i Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in elinden kurtaran ABD’nin 41’inci Başkanı George H.W. Bush, cuma günü 94 yaşında hayata veda etti. Sovyetler Birliği’nin etkisinin azalmasıyla Bush'un askeri ve diplomatik hamleleri ABD'yi dünyanın en büyük süper gücü haline getirdi. 1989'dan 1993'e kadar süren başkanlığı Sovyetler Birliği’yle savaşın son dönemine denk geldi. 1990 yılında "Yeni Dünya Düzeni" ilan edildi. ABD 32 ülkeden oluşan bir koalisyona liderlik ederek Irak güçlerinin Kuveyt'ten çıkarılma operasyonunu yönetti. Ancak bu müdahale, gelecekte Ortadoğu’da yaşanacak bir kaosun da habercisiydi.
Baba Bush, eşi Barbara'nın ölümünden sadece birkaç ay sonra hayatını kaybetti. 1945'te evlenen çift 73 yıl evli kaldılar ve 6 çocukları oldu. ABD’nin 41’inci Başkanı George H.W. Bush'un ölümü, oğlu 43’üncü ABD Başkanı George W. Bush tarafından cuma günü geç saatlerde duyuruldu. Oğul Bush, ailesi adına Twitter'da yayınladığı mesajda, “Sevgili babamızın 94 yıllık hayatının sona erdiğini üzüntüyle bildiriyoruz” ifadeleri yer aldı. 2001-2009 yılları arasında ABD Başkanı olan George W. Bush, babasının “bir çocuğun isteyebileceği en iyi baba olduğunu” söyledi. 
1992 yılındaki seçimlerde ikinci kez seçilemeyen baba Bush, yakın arkadaşı Demokrat Partili rakibi Bill Clinton karşında yenilgiye uğramıştı. Clinton mesajında, “ABD’ye hizmet konusunda yalnızca birkaç Amerikalı, Başkan Bush’la rekabet edebilir” ifadelerini kullandı.
Eski Başkan Barack Obama, “nükleer silahların tehlikesini azaltma ve Kuveyt'i bir diktatörden kurtarmak için geniş bir uluslararası koalisyon kurma” konusundaki çalışmalarına övgüde bulunarak baba Bush’un ABD’nin milli bir insanı ve mütevazı bir hizmetçisi olduğunu söyledi. Obama, George H.W. Bush’un yürüttüğü diplomasinin “tek bir mermi dahi atılmadan Soğuk Savaş’ın sona ermesine” katkıda bulunduğuna inandığını ifade etti.
Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov cumartesi günü, eski ABD Başkanı George H.W. Bush'un Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki nükleer silahlanma yarışındaki rolüne övgüde bulundu. Bush, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin çöküşünden önce Gorbaçov ile bir araya gelerek iki ülkenin nükleer cephaneliğinde önemli bir azalma sağlayan tarihi bir silahları kontrol anlaşması imzalamıştı.
Rusya'nın resmi haber ajansı Interfax'a açıklamalarda bulunan Gorbaçov şu ifadeleri kullandı:
“Onunla ilgili birçok anım var. Yıllar süren büyük değişikliklerde birlikte çalışmamız gerekti. Herkesin muazzam sorumluluklar üstlenmesini gerektiren bir dönemdi. Süreç, Soğuk Savaş’ın ve nükleer silahlanma yarışının sona ermesiyle sonuçlandı. George Bush'un bu tarihi başarıya olan katkısına saygı duyuyorum. O gerçek bir ortaktı.”
Bush'un Saddam'ın saldırganlığını “devam ettiremeyeceğini” söylemesinin ardından ABD liderliğindeki koalisyon güçleri tarafından Körfez Savaşı'nda yenilgiye uğratılan Irak ordusu Kuveyt'ten çıkarıldı. Fakat Bush’un Kuveyt’in işgaline verdiği sert tepki, 1945’ten bu yana yaşanan en büyük kara saldırısına neden oldu. Irak’ın yenilgisinden sonra Bush’un popülaritesi yüzde 90’lara kadar yükselmişti.
ABD Başkanı Donald Trump, 41’inci başkan George H.W. Bush'un “sarsılmaz bağlılığına” övgüde bulundu. G20 Zirvesi’ne katılmak üzere Arjantin’in başkenti Buenos Aires'te yaptığı açıklamada Trump, “Başkan Bush özgün kişiliği, muhteşem zekası ve ailesi, ülkesi ve inancına olan sarsılmaz bağlılığı ile Amerikalı nesillere ilham kaynağı olmuştur” ifadelerini kullandı.
George H.W. Bushi Beyaz Saray'da 12 yıl görev yaptı. 4 yıllık başkanlık dönemi öncesinde 8 yıl boyunca ABD’nin 40’ıncı Başkanı Ronald Reagan’ın yardımcılığını üstlendi. Başkanlık dönemi, büyük bir dikkatle yönettiği bir dosya olan Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle aynı zamana denk geldi. Ayrıca, Panama Devlet Başkanı Manuel Noriega'yı görevden almak için askeri bir müdahalede bulunulması kararı aldı. Fakat bu başarılar, 1992'nin sonunda kendinden 22 yaş küçük olan genç Bill Clinton karşısında zafer kazanmasına yardımcı olamadı. Bush’un yenilgisi, Clinton'ın danışmanlarından biri tarafından “Önce ekonomi, akılsız!” sözleriyle değerlendirildi.
 Bush, 1988'deki seçim kampanyasında vatandaşlara yeni vergiler ödemeyecekleri vaadinde bulunmuştu. Ancak Kongre'nin baskısıyla vergi ödenmesi için onay vermek zorunda kaldı. ABD, 1991-92 yıllarında işsizlikte sert bir yükselişe neden olan ekonomik bir durgunluk yaşadı.
Bir Cumhuriyetçi olan George Bush, diplomasisi ve Demokratlarla uyum sağlama yeteneği ile tanınan ılımlı bir siyasetçiydi. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında Washington'daki göreceli bir birlik döneminin sembolü haline geldi. Ancak bu dönem Washington'ın şu an sancılarını çektiği bir parti bölünmesine neden oldu.
Bush 1988’de Cumhuriyetçilerin adayı olmayı kabul ettiğinde dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’ın yardımcılığını yapıyordu. Reagan’ı seçen muhafazakarlara hitap etmeye çalışan Bush, mitinglerde genel olarak, “Dudaklarımı oku.. Yeni vergiler yok” ifadelerini kullanıyordu.
Ancak, başkan olduktan sonra hükümetin bütçe açığını kapatmak için vergileri artırmayı kabul etti. Muhafazakarlar bu gelişmeden hiç memnun kalmadı. Bu durum Bush ile Cumhuriyetçi Vali Pat Buchanan arasında partinin seçim toplantılarında olağandışı çatışmalara neden oldu. Bush başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi kanadın adayı olmak için Buchanan’ı kolayca mağlup etti. Ancak vergi, borç ve ekonomik gerileme konusundaki tutumu, milyarder iş adamı Ross Perot'un bağımsız bir kampanya yürütmesine yol açtı. Başkanlık yarışına giren Bill Clinton, bir dönemin ardından Bush’un Beyaz Saray’dan çıkmasına neden olan galibiyetini oyların yüzde 43’ünü alarak kazandı. Bush'un 1992 seçimlerindeki yenilgisi, federal bütçe ve harcamalara karşı çıkan Cumhuriyetçilerin bugünkü kuşağına bir uyarı ve ders niteliğindeydi. Yıllar sonra, 2014’te John F. Kennedy Vakfı, Bush'u Cesaret Madalyası ile onurlandırdı. Madalya Bush’a “ülkeyi partizan ve siyasi çıkarların üstünde tutması” nedeniyle verildi.
Babası bir senatör olan George H.W. Bush, Kongre üyeliği ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörlüğü yaptı. Ardından başkan olmadan önce 1989’dan 1993 yılına kadar Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. En büyük oğlu George W. Bush da valilik ve ABD Başkanlığı yaptı. Diğer oğlu Jeb Bush 2016 yılı başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi partiden aday oldu. Ancak Donald Trump karşısında yenilgiye uğradı.
Aristokrat bir yaşam sürdüren George H.W. Bush hayatını ABD’nin doğu sahilindeki Boston’da sürdürdü. Wall Street’te bankacı olan babası Prescott Bush, 1950’li ve 1960'lı yıllarda Senato'da Connecticut eyaleti temsilciliğini yaptı. Prestijli Yale Üniversitesi'ni kazanan Bush, Pearl Harbor baskınının ardından ABD donanmasında en genç pilot olarak, 18 yaşında doğrudan orduya katıldı. 1944'te Pasifik Okyanusu üzerinde bir Japon uçağı ile çarpıştığı kazadan sağ kurtuldu. Ardından bir gemi kaptanı olarak askerden terhis edildi.
Bush, savaştan sonra Teksas’ta petrolden bir servet edindi. Sonrasında Cumhuriyetçi Parti’de faaliyetlerine başladı. 1967’de Temsilciler Meclisi'ne giren Bush, 1971 yılında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon tarafından Birleşmiş Milletler temsilcisi olarak atandı. Watergate Skandalı yaşanırken partinin liderliğini devralan Bush, dönemin ABD Başkanı Gerald Ford tarafından Çin'e diplomatik misyon başkanı olarak atandı. Daha sonra istihbarat teşkilatının başına getirilen Bush, Jimmy Carter'ın iktidara gelmesiyle görevden alındı. 1980 başkanlık seçimlerinde yarışan Bush, Ronald Reagan karşısında hezimete uğradı. Ancak daha sonra Reagan’ın yardımcılığına seçildi.
Katıldığı son başkanlık seçimlerinde uğradığı yenilgiden sonra emekli olan Bush, kendi adını taşıyan uluslararası bir havaalanın da bulunduğu Houston’ın eteklerinde yaşamaya başladı. 2001 yılında tıpkı ABD’nin eski başkanlarından John Adams gibi oğlu da başkan olan eski bir lider oldu. Paraşütle atlama sporuyla ilgilenen baba Bush son kez 90'ıncı yaş günü vesilesiyle bir atlayış gerçekleştirmişti. Oğlu George W. Bush ile isim karışıklığı olmaması için “Bush 41” lakabını kullanıyordu.
Kendinden üç ay daha genç olan Jimmy Carter ile birlikte eski başkanların en yaşlısıydı. Son yıllarda parkinson hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Nisan 2018'de 73 yıllık hayat arkadaşı Barbara'nın cenazesine de bu tekerlekli sandalye ile katıldı.
George H.W. Bush Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra zamanını özellikle ABD ve komşu ülkelerdeki felaket bölgelerine yardım etmeye ayırdı. Bill Clinton ile birlikte 2004 yılında Asya'da yaşanan tsunami felaketinin kurbanlarına yardım eden Bush, 2010 yılında Haiti'de meydana gelen deprem mağdurları için toplanan bağış kampanyasına katkıda bulundu.
2017'de Bill Clinton, Jimmy Carter, Barack Obama ve oğlu George W. Bush ile birlikte Teksas'ta yaşanan kasırgadan zarar görenler için düzenlenen yardım kampanyasında yer aldı.
George Bush, Teksas'ın Houston şehrinde ailesinin yanında öldü. Ailesi, cenazesi için gerekli düzenlemelerin tamamlanmasının ardından tören gününün ilan edileceğini açıkladı. ABD’nin 41’inci Başkanı’nın ulusal bir tören düzenlenmesi için Washington'a nakledileceği kaydedildi.



ABD, Al Jazeera muhabirinin öldürülmesini şiddetle kınadı: Soruşturma, hızlı ve esaslı şekilde yapılmalı ve sorumlular hesap vermeli

Al Jazeera televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile (AFP)
Al Jazeera televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile (AFP)
TT

ABD, Al Jazeera muhabirinin öldürülmesini şiddetle kınadı: Soruşturma, hızlı ve esaslı şekilde yapılmalı ve sorumlular hesap vermeli

Al Jazeera televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile (AFP)
Al Jazeera televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile (AFP)

ABD Dışişleri Bakanlığı, Al Jazeera televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile'nin, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentinde görevi sırasında öldürülmesini şiddetle kınadı ve olayın soruşturulması çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, olaydan derin üzüntü duyduklarını belirtti.
Price, "Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akile'nin Batı Şeria'da öldürülmesini şiddetle kınıyoruz. Soruşturma, hızlı ve esaslı şekilde yapılmalı ve sorumlular hesap vermeli. Onun ölümü, dünyanın her yerindeki basın özgürlüğüne bir darbedir." ifadelerini kullandı.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun deneyimli saha muhabiri Şirin Ebu Akile, İsrail askerlerinin bu sabah işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskını takip ettiği sırada, İsrail askerlerinin açtığı ateşle başından ağır yaralanmıştı.
Görevini yaptığı sırada ve üzerinde "basın" yazılı çelik yelek giydiği halde, İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vurulan Ebu Akile yaşamını yitirmişti.
Ebu Akile'nin yanında bulunan gazeteci Ali es-Sumudi de sırtından yaralanmıştı. Hastaneye kaldırılan Sumudi'nin durumunun stabil olduğu bildirilmişti.