​Suriye: Rusya ve ABD arasındaki söz düellosu sürüyor

​Suriye: Rusya ve ABD arasındaki söz düellosu sürüyor
TT

​Suriye: Rusya ve ABD arasındaki söz düellosu sürüyor

​Suriye: Rusya ve ABD arasındaki söz düellosu sürüyor

Washington’dan Rusya’nın ABD’ye yönelttiği kimyasal saldırı ithamına cevap vermesinin ardından taraflar arasındaki söz düellosu sürüyor. Moskova’nın ABD’nin cevabına karşı cevabı gecikmedi.
Washington tarafından yayımlanan ve Moskova ile Şam’ın 24 Kasım 2018’de Halep’te kimyasal saldırı gerçekleştirildiği iddialarının yalanlandığı verilere Moskova’dan cevap geldi.
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “ABD’nin kimyasal saldırı olmadığı konusundaki iddiaları teröristlerin İdlib’teki faaliyetlerini temize çıkarma girişimidir” ifadeleri kullanılarak Halep’te kimyasal saldırı gerçekleştiğine dair ellerinde kesin deliller olduğu belirtildi.
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın devamında ABD Dışişleri bakanlığı tarafından yayımlanan ve kimyasal saldırının gerçekleşmediği ifade edilen verilerin doğru olmadığı belirtildi.
Açıklama ellerinde teröristlerin 24 Kasım 2018’de sivillere karşı zehirli gaz yüklü bombalar kullandığına dair kesin deliller bulunduğu iddia edilirken, “deliller” hakkında detaylı bilgiler verilmedi.
Yine açıklamanın devamında ABD’nin Rusya ve Şam’ın açıklamalarını yalanlayarak bu konuya müdahil olmasının “Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) objektif bir soruşturma yürütmesini engellemeye yönelik baskı girişimi olduğu” ifade edildi.
Washington’un Moskova ve Şam’a yönelik suçlamalarının uydurma olduğunun belirtildiği açıklamada bununla uluslararası toplumun ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde işlediği katliamlar konusundaki dikkatinin dağıtılmasının hedeflendiği ifade edildi. Açıklamada ABD’nin Hacin kentine düzenlediği hava saldırılarında 10’larca sivilin hayatını kaybettiğine yer verildi.
ABD, Rusya ve rejim askerlerini bunun arkasında olmakla suçlayarak “İdlib ‘teki ateşkese olan güveni boşa çıkarma hedefi” ile söz konusu kimyasal saldırı hakkındaki verilerin yalanlandığını söylüyor. ABD dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada ABD tarafından yayımlanan verilerin Halep’te göz yaşartıcı gaz kullanıldığını kanıtladığını belirtti.
Açıklamada “ABD’nin elinde, Rus askerlerinin göz yaşartıcı gaz kullanıldığı olaya karıştığına dair bilgiler bulunuyor” denildi.
Açıklamanın devamında Suriye hükümeti yanlısı güçlerin olay bölgesini elinde bulundurduğu ve OPCW ‘in soruşturmasından önce bölgeyi kirletmiş olabilecekleri belirtildi.
Açıklamada “Rusya ve Şam rejimine muhtemel saldırı bölgesine girmemesi çağrısında bulunuyor ve sorumluların hesap verebilmesi için bağımsız soruşturmacıların güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz” denildi.
Buna benzer bir açıklama da İngiltere’den geldi. İngiltere’den yapılan açıklamada Klor gazının kullanılması ya da muhaliflerin bu olaya karışması ihtimalinin çok düşük olduğu belirtildi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından yapılan açıklamada Londra’nın OPCW tarafından yapılacak soruşturmayı desteklediği belirtilerek “bu büyük ihtimalle muhaliflerin imajını kötüleme hedefiyle gerçekleştirilen bir operasyon ya da yapılan bir hata sonucu olayların kontrolden çıkarak Rusya ve rejim tarafından istismar edilebilecek bir durumu geldiği bir girişim” denildi.
Rusya’nın ABD büyükelçiliği facebook sayfası üzerinden yaptığı açıklamada “ABD’nin bu suçlamaları ile ABD uçaklarının Suriye’de yaptığı katliamlar üzerindeki dikkatlerin dağıtılmasının hedeflendiği ihtimalini uzak görmüyoruz” denildi. İsmini verilmesini istemeyen bir ABD’li yetkili şüphe uyandıran durumun Rusya ve Suriye’nin saldırı sonrasında aynı dili kullanmaları olduğunu söyledi.
Yetkili, şahitlerin bu gibi saldırılarda yayılan klor kokusunu almadıklarını söylemelerine dikkat çekti.
ABD’li yetkili “saldırı videoları ve bombaların kalıntıları üzerinde gerçekleştirilen teknik incelemeler Rus haber ajanslarının dediğinin aksine havan toplarının klor fırlatmaya uygun olmayan cinsten olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Esed rejimi Suriye’deki iç savaşta birçok kez kimyasal silah kullanmakla suçlanmış ve rejimin Nisan 2017’de Han Şeyhun kentine gerçekleştirdiği kimyasal silahlı saldırıda 80’den fazla kişi hayatını kaybetmişti.
Geçtiğimiz ekim ayında  OPCW Sarin gazı kullanılan bu saldırıda rejimin parmak izlerinin bulunduğunu belirtmişti.
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İkili Lübnan sınırındaki gelişmeler ile Moskova ve Tel Aviv’in Suriye’deki işbirliğini ele aldı. Bu telefon görüşmesi İsrail’in geçtiğimiz hafta Rusya’nı uyarılarını dikkate almayarak Suriye’deki bazı bölgelere yönelik hava saldırıları gerçekleştirmesinin ardından taraflar arasında yapılan ilk görüşme oldu.
Dün Kremlin’den yapılan açıklamada tarafların Lübnan sınırında istikrarın korunmasına vurgu yaptıkları ifade edildi.
İsrail’in girişimi ile gerçekleşen telefon görüşmesinde İsrail’in bölgedeki adımlarının masaya yatırıldığının belirtildiği açıklamada Netanyahu’nun Putin’e İsrail’in Lübnan sınırındaki operasyonu hakkında detaylı bilgi verdiği ifade edildi. Kremlin’den yapılan açıklamanın devamında Rus tarafının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kanunu temel alınarak bölgedeki istikrarın korunması vurgu yaptığı ifade edildi.
Açıklamada Putin’in Rusya ile İsrail’in Suriye’deki askeri işbirliğini geliştirmesine vurgu yaptığı kaydedilirken tarafların iki ülkenin savunma bakanlığı bünyesindeki uzmanlar arasında yapılacak görüşmenin başarılı geçeceğine dikkat çektiği zikredildi.
Putin ve Netanyahu bölgedeki gelişmeleri ele almak için ileri bir tarihte bire bir görüşme gerçekleştirmeleri konusunda anlaştı.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) başkanı ve Cenevre Müzakereleri Yüksek Komite Üyesi Hadi el-Bahra siyasi bir çözüme ulaşıldıktan sonra tüm yabancı güçlerin Suriye’den ayrılması gerektiğini söyledi.
Rus Haber Ajansı Novosti’nin aktardığına göre Bahra “Suriye en sonunda yabancı güçlerden kurtulmalı. Bunun sadece BMGK’nın 2254 kararının uygulanmasından ve iç savaş için siyasi bir çözüme varıldıktan sonra mümkün olduğunu düşünüyorum” dedi.



Gazze: İsrail bombardımanında 16'sı yardım bekleyen onlarca kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında 16'sı yardım bekleyen onlarca kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)

Filistin medyası bugün, İsrail'in şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 16'sı yardım bekleyen 44 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail'e ait bir insansız hava aracının (İHA) Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Beled'de bulunan el-Cercir Caddesi'nde bir grup sivili hedef alması sonucu beş Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre, İsrail'in bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin güneyinde devam eden bombardımanında, Han Yunus şehrinin merkezinde İsrail bombardımanında hayatını kaybeden bir kişi de dâhil olmak üzere yedi şehit verildi.

Haberde, ‘İsrail'in Gazze şehrinin güneydoğusundaki ez-Zeytun mahallesine düzenlediği bombardımanda bir vatandaşın şehit olduğu ve birkaç vatandaşın da yaralandığı’ belirtildi. ‘İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’a düzenlediği hava saldırısında bir vatandaşın şehit olduğunu ve birkaç kişinin de yaralandığını’ kaydeden ajans, ‘İsrail’in Gazze şehrinin güneyindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyenleri hedef alan saldırılarında sekiz vatandaşın şehit olduğunu ve çok sayıda Filistinlinin de yaralandığını’ belirtti.

Ajans, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin kuzeyinde bulunan yardım dağıtım merkezi yakınlarında işgal güçlerinin açtığı ateş sonucu üç vatandaşın hayatını kaybettiğini belirtirken, İsrail'in Gazze şehrinin kuzeybatı bölgelerini hedef alan bombardımanının ardından bölgede bir cesedin bulunduğunu kaydetti. Haberde ayrıca, “26 yaşında genç bir adam birkaç gün önce Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah katliamında aldığı yaralar nedeniyle şehit oldu” denildi.

zvf
Deyr el-Balah'taki el-Aksa Hastanesi morgu önünde hayatını kaybeden yakınları için göz yaşı döken Filistinliler (AP)

Diğer yandan Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, Şifa Tıp Kompleksi'ndeki diyaliz hizmetinin yakıt yetersizliği nedeniyle askıya alındığını duyurdu.

Bakanlığın Facebook sayfası üzerinden yapılan açıklamada, Şifa Tıp Kompleksi'nin sadece birkaç saatliğine yoğun bakım hizmeti vereceğini duyurduğu belirtilerek, yakıt sağlanamamasının hastanelerdeki tüm hasta ve yaralılar için kesin ölüm anlamına geldiği kaydedildi. Bakanlık, işgalcilerin hastanelere yakıt dağıtma politikasının bir sonucu olarak yakıt eksikliğinin boğucu ve sürekli bir kriz yarattığını ifade etti.

Bakanlık, tüm uluslararası kuruluşlara ve paydaşlara sürece müdahale etmeleri ve tıbbi malzeme sağlamak için çalışarak sağlık sistemini çökmekten korumaları çağrısını yineledi.

İsrailli yetkililer yeni ateşkes görüşmeleri için Washington'a giderken, İsrail'in dün Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda en az 60 kişi hayatını kaybetti.

İsrail işgal güçlerinin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları sonucunda, ilk belirlemelere göre çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 56 bin 531 Filistinli hayatını kaybetti, 133 bin 642 kişi de yaralandı.