Sudan’daki helikopter kazasında El-Kadarif Valisi öldü

Sudan’daki helikopter kazasında El-Kadarif Valisi öldü
TT

Sudan’daki helikopter kazasında El-Kadarif Valisi öldü

Sudan’daki helikopter kazasında El-Kadarif Valisi öldü

El-Kadarif Eyaleti valisi ve çok sayıda güvenlik yetkilisi, Sudan’ın doğusundaki Gallabat bölgesine iniş yapmaya çalışan helikopterin düşmesi sonucu öldü.
Eyalet Sekreteri Abdul Munim Ahmed Ballah’ın gazetecilere yaptığı açıklamaya göre söz konusu kazada el-Kadarif Valisi Mirgani Salih, Üretim ve Ekonomik Kaynaklar Bakanı Ömer Muhammed İbrahim, eyaletteki Güvenlik Servisi Müdür Yardımcısı Tuğgeneral Yusuf el-Tayyib, el-Kadarif Polis Şefi Yardımcısı Tuğgeneral Ahmed Osman, el-Kadarif Sınır Şeridi Koordinatörü Salah el-Habir, Vali Ofis Müdürü Mecdi Hasan el-Nur ve eyalet İstihbarat Şefi el-Rih Muhyiddin öldü.
Kaynaklar, helikopterdeki 11 yolcudan 4’ünün kazadan kurtulduğunu ve tedavi edilmek üzere El-Kadarif Şehir Hastanesi’ne transfer edildiğini belirtti.
Medyada çıkan haberlerde de geçen cumartesi günü bölge ve sınır eyaletleri denetimi için devriye gezen helikopterde devlet güvenlik komitesinden bir heyetin bulunduğunu duyurulmuştu. Helikopterde, Sudan- Etiyopya sınırı yakınlarındaki Gallabat bölgesinde inişe geçiş sırasında patlama meydana geldiği belirtildi. Yetkililer tarafından kazaya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
Son yıllarda Sudan’da yetkililerin bulunduğu uçaklar ve helikopterler sık sık düşüyor. Bu durum, bir trajediden ziyade ülke genelinde bazı kesimlerin alay konusu olmuş durumda. Uçaklara ve helikopterlere “uçan tabut” denilmeye başlandı.
El-Kadarif’te düşen helikopter kazası Sudanlı yetkililerin yaşadığı ilk kaza değil. Ülkede gerekleşen ve devlet yetkilerinin öldüğü veya yaralandığı uçak ve helikopter kazalarından bazıları şunlar:
- Şubat 2015’te Başkan Yardımcısı Hasbo Muhammed Abdurrahman, el-Kadarif bölgesinde seçim kampanyası sırasında beraberindeki basın heyetiyle birlikte geçirdiği uçak kazasından sağ kurtuldu.
 - Ekim 2012’de Hartum yakınlarında meydana gelen askeri uçak kazasında 22 yetkili öldü.
- Güney Kordofan Eyaleti’ndeki Talodi kasabasında yaşanan bir başka uçak kazasında da Eğitim Bakanı Gazi el-Sadık’ın da aralarında bulunduğu 31 üst düzey yetkili ve bakan öldü.
- Şubat 2011’de Tarım Bakanı Abdul Halim el-Mutafi, ülkenin doğusundaki el-Fav bölgesinde gerçekleşen uçak kazasında kurtulmayı başardı ancak kazada birçok uzman ve çiftçi öldü.
- Birinci Başkan Yardımcısı Zubeyr Muhammed Salih, beraberindeki onlarca yetkiliyle birlikte Şubat 1998’de Güney Sudan’daki Sobat Nehri’ne düşen bir helikopterde yaşamını yitirdi. Söz konusu olay, yaşanan uçak kazalarının en trajiklerinden biri olarak nitelendirildi.
- 2001 yılında Savunma Bakanlığı’ndan görevli Tuğgeneral İbrahim Şemseddin ve beraberindeki çok sayıda üst düzey yetkili, Mavi Nil yakınlarında meydana gelen uçak kazasında öldü.
Kazaların sebepleri belirsizliğini koruyor
Sudan’da uçakların ve helikopterlerin düşüş nedenleri halen açığa çıkarılabilmiş değil. Soruşturma komisyonları da kaza nedenleri hakkında hiçbir bilgi ortaya koyamadı.
Ancak sadece resmi araçlar değil, ülkede benzer şekilde meydana gelen tarifeli uçuş kazalarında da yüzlerce sivil öldü. Bunların başında 1990’lı yıllarda meydana gelen ve 116 kişinin ölümüne neden olan Port Sudan kazası gelyor.
Hartum, uçakların çoğunun Rus yapımı olmasına rağmen kazalardan ABD yaptırımlarını, uçak ve tren yedek parçalarına yönelik yaptırımları sorumlu tutuyor.



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.