Yemen’de hangi konularda Husilerle uzlaşı sağlandı?

El Yemani(solda) ve Husi heyetinin başkanı Muhammed Abdüsselam İsveç'in istişareleri sonrasında el sıkışıyor
El Yemani(solda) ve Husi heyetinin başkanı Muhammed Abdüsselam İsveç'in istişareleri sonrasında el sıkışıyor
TT

Yemen’de hangi konularda Husilerle uzlaşı sağlandı?

El Yemani(solda) ve Husi heyetinin başkanı Muhammed Abdüsselam İsveç'in istişareleri sonrasında el sıkışıyor
El Yemani(solda) ve Husi heyetinin başkanı Muhammed Abdüsselam İsveç'in istişareleri sonrasında el sıkışıyor

Husiler ve meşru hükümet heyetleri arasındaki Yemen barış görüşmelerine ev sahipliği yapan ve 8 gün boyunca oldukça hareketli saatler geçiren İsveç Kraliyet Sarayı’nın ışıkları sonunda söndürüldü.
Husi milisleri, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in arabuluculuğunu yaptığı istişarelerin nihayetinde, Hudeyde şehrinden ve BM denetimindeki limanlardan çekilmeyi kabul ettiler. Bu, uluslararası desteğin varlığı ile birlikte 8 gün süren istişarelerde elde edilen en önemli kazanımlardan biri oldu.
Husiler, Hudeyde’den çekilmeyi kabul etti
Husi grubu, hükümetin mahkûmların ve tutukluların mübadelesi için sunulan yürütme mekanizmasını kabul etmesinin ardından Hudeyde’den çekilmeyi kabul etti. İstişareler, ekonomik açıdan, Sana havalimanı ve istişarelerin genel çerçevesi ile ilgili alanlarda başarısız oldu. Bununla birlikte ateşkes ve insani yardım geçişlerinin sağlanmasıyla görevli ortak bir komite kurulması ve Taiz kentindeki kuşatmanın kaldırılmasına yönelik bir ön anlaşmaya varıldı. Ayrıca BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths tarafından önerilen siyasi çözümün genel çerçevesi üzerine varılacak uzlaşı bir sonraki istişare turuna ertelendi.
Uzlaşıya varılamayan konular
Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani kapanış oturumu sırasında yaptığı konuşmada, Husi grubu ile yapılan istişareler kapsamında Sana havaalanının açılması, ekonomik meseleler, merkez bankasına ilişkin dosyalar ve çalışanların maaşlarının ödenmesi gibi hususlarda uzlaşıya varılamadığını ifade etti.
Yemen Dışişleri Bakanı, Hudeyde ve esir mübadelesi konusunda varılan anlaşmanın Husiler tarafından hayata geçirilmesinin öncesinde, meşru hükümetin diğer herhangi bir istişareye gitmeyeceğini açıkladı. Esirlerin serbest bırakılması hususunda yaşanacak herhangi bir gecikmeden BM’nin sorumlu olacağını ifade eden Yemani, darbenin Taiz’deki son tezahürlerini sona erdirmek için güvenli koridorlar açılması üzerine anlaşmaya varıldığını kaydetti.
İstişareler, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt ve Yemen'deki siyasi süreci destekleyen ülkelerin büyükelçilerinin katılımıyla dün sona erdi.
Anlaşmaya varılan meseleler
Guterres, Hudeyde’deki durum, ateşkes, birliklerin çekilmesi ve Taiz şehrine bir koridor açılması gibi hususlarda anlaşmaya varıldığını, fakat Sana havaalanı ve ekonomi dosyası ile birlikte kapsamlı bir çözüm için yapılacak çerçeve anlaşmanın bir sonraki istişare turuna ertelendiğini açıkladı.
Riyad’ın Washington Büyükelçisi Prens Halid bin Selman, Twitter’dan yaptığı bir paylaşımda, anlaşmanın Yemen’in ve bölgenin güvenliğini sağlamak için önemli bir adımı temsil ettiğini belirtti. Selman ayrıca bu adımın uluslararası ticaretin hayati koridoru olan Kızıldeniz'in güvenliğini de sağladığını belirterek, Husilerin İran için çalışmayı bırakarak bundan böyle Yemen’in çıkarı doğrultusunda hareket etmelerini ve üç referansa dayalı kapsamlı bir barışı kabul etmelerini temenni ettiğini dile getirdi.
Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Yemen’de meşruiyeti destekleyen koalisyonun çabalarının, Husilerin İsveç istişarelerinde Yemen hükümetiyle birlikte aynı masaya oturmalarına katkı sağladığını ifade etti. Büyükelçi, milislerin Hudeyde şehrinden ve limanından çekilmesiyle insani durumun iyileştirilmesini amaçlayan bir anlaşmaya ulaşıldığını, binlerce tutuklu ve mahkûmun bu yolla serbest bırakılacağını vurguladı.
BAE, anlaşmayı memnuniyetle karşıladı
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsveç'te düzenlenen siyasi istişarelerin nihayetinde tarafların bir anlaşmaya ulaşmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. BAE Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş anlaşmanın, Arap koalisyon güçlerinin ve Yemen güçlerinin Husilere Hudeyde’de uyguladığı askeri baskı sonucunda gerçekleştiğini söyledi.
İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, barış görüşmelerinin gerçekleştiği Kraliyet Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, müzakerelerin bir sonraki adımı üzerine anlaşmaya varıldığını belirterek, istişare sonuçlarının Cuma günü Güvenlik Konseyi'ne sunulacağını belirtti. Wallström, “Bu konuda BM Genel Sekreteri ile birlikte çalışmaktan mutluluk duyuyoruz ve olumlu bir sonuç elde edilirse bir kez daha istişarelere ev sahipliği yapmaya hazırız. Ayrıca gelecekteki herhangi bir istişareyi kolaylaştırmaya çalışacağız” dedi.
Taiz dosyası ile ilgili uzlaşılan durumlar
BM elçilik ofisinin açıklamalarına göre taraflar, şu hususlarda uzlaşıya vardılar:

- Sivil toplum temsilcileri ve BM’nin katılımıyla birlikte iki taraf arasında ortak bir komite oluşturulacak.
- Taraflar temsilcilerini seçecek ve kararlaştırılan isimler İsveç istişarelerinin sona erdiği tarihten sonraki bir hafta içinde elçilik ofisine teslim edilecek.
- Ortak komitenin ilk toplantısının tarihi ve yeri BM tarafından belirlenecek.
- Yetkilerin ve çalışma mekanizmalarının belirlenmesi ortak komitenin sorumluluğunda olacak.
- Ortak komite, bir sonraki istişare toplantısında çalışmaların seyri üzerine bir rapor sunacak.
Stockholm Anlaşması
Yemen’deki elçilik ofisi tarafından 3 belge yayınlanırken, belgelerin resmi adı Stockholm Anlaşması olarak kaydedildi.
Yayınlanan belgelerde şu ifadeler yer aldı:
Taraflar, BM’nin himayesinde 6-12-2018 ve 13-12-2018 tarihleri arasında İsveç’te gerçekleştirilen istişarelerin ardından, istişarelere ev sahipliği yapan, yardımlarını sunan ve misafirperverlik gösteren İsveç Krallığı hükümetine minnettarlığını ifade ediyor. Aynı zamanda istişarelerin başarılı olması için katkıda bulunan tüm devletlere ve organizasyonlara teşekkürlerini iletiyor.
 Taraflar şu hususlar üzerinde uzlaştı:
- Hudeyde şehri ve Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanları
- Esir mübadelesi anlaşmasını etkinleştirmek için bir yürütme mekanizması
- Taiz hakkında varılan uzlaşıların ilan edilmesi
Söz veriyoruz:
- Bu anlaşmanın hükümlerini tam olarak uygulamaya ve uygulanması için herhangi bir engelin ortadan kaldırılması yönünde çalışmaya,
- Anlaşmanın tam olarak uygulanması fırsatlarını baltalayacak herhangi bir karara varmaktan kaçınmaya,
- Daha sonra üzerinde anlaşılacak bir yerde ve 2019 yılının Ocak ayında gerçekleştirilecek istişarelere kayıtsız şartsız devam etmeye…
Hudeyde maddeleri
- Eyalette ve Hudeyde şehrinde derhal bir ateşkes ilan edilmesi ve anlaşmanın imzalanmasından hemen sonra yürürlüğe girmesi
- Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarında bulunan güçlerin, şehir ve limanların dışında bulunan ve üzerine uzlaşılan bölgelerde yeniden konuşlandırılması
- Eyalete, Hudeyde şehrine ve Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarına taraflarca herhangi bir askeri takviye getirilmemesi
- Şehirdeki tüm silahlı askeri görünümlerin kaldırılması
- BM başkanlığında yeniden yerleşim koordinasyonuna ilişkin ortak bir komite kurulması ve tarafların üyelerinin ateşkesi ve yeniden yerleşimi takip etmek üzere komitede yer alması
- Komitenin BM Genel Sekreteri aracılığıyla tarafların anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiklerine dair Güvenlik Konseyi'ne haftalık rapor sunması
- Komite, yeniden konuşlandırmayı ve Hudeyde şehri ile birlikte Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarındaki mayınların çıkarılması sürecini denetleyecek
- BM, Yemen Kızıldeniz Limanları Genel Kurumu’nun Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarını yönetim ve denetimini desteklemekte lider bir rol oynayacak. Buna, Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarındaki BM Doğrulama ve Denetim Mekanizması’nın (UNVIM) güçlendirilmesi de dâhildir.
- BM’nin Hudeyde şehrinde ve Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarındaki varlığının güçlendirilmesi
- Tarafların BM’nin Hudeyde’deki çalışmalarını alışmalarını kolaylaştırması
- Hudeyde şehrinde ve Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarındaki sivil hareketliliğin ve mal alışverişinin serbest bir şekilde gerçekleşmesinin kolaylaştırılması ve insani yardımların engellenmemesi
- Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarının tüm gelirlerinin devlet memurlarının maaşlarının ödenmesine katkı olarak Hudeyde’de bulunan şubesi aracılığıyla Yemen Merkez Bankası'na yatırılması
- Hudeyde şehrinin ve Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarının güvenliği Yemen yasasına uygun olarak yerel güvenlik güçlerinin sorumluluğunda olacak ve yerel kurumların işleyişine engel olacak durumlar ortadan kaldırılacak
- Bu sözleşme müteakip istişarelerde veya müzakerelerde emsal teşkil etmeyecektir.
- Bu anlaşma, Yeniden Yerleşim Koordinasyon Komitesi tarafından belirlenecek aşamalar dâhilinde uygulanacak ve Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarına ilişkin yeniden yerleşim süreci ilk aşaması ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonraki iki hafta içinde tamamlanacak. Süreç ise ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile birlikte en fazla 21 gün içinde tamamlanacak.



ABD'nin Suriye'den sekiz talebi: Washington ne istedi, Şam ne yanıt verdi?

Görsel: Al Majalla
Görsel: Al Majalla
TT

ABD'nin Suriye'den sekiz talebi: Washington ne istedi, Şam ne yanıt verdi?

Görsel: Al Majalla
Görsel: Al Majalla

İbrahim Hamidi

Al Majalla ABD, Suriye ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan ve Şam ile hem Washington hem de BM arasındaki ilişkilerin potansiyel yönünü gösteren üç belgeye ulaştı.

ABD tarafından hazırlanan belgede, yaptırımların hafifletilmesi ve iki yıllık bir muafiyet için Şam'ın bazılarını kabul etmekte zorlandığı sekiz talep yer alıyor. Bu taleplerin ilki, tüm Filistinli grupları ve siyasi faaliyetleri yasaklayan genel bir resmi bildiri yayınlanması, ikincisi ise hem İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) hem de Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırarak ABD’nin kendi güvenliğine karşı tehdit olarak gördüğü herkesi hedef almasını kabul etmesiydi. ABD'nin Levant ve Suriye'den sorumlu Bakan Yardımcısı Natasha Franceschi tarafından geçtiğimiz mart ayı ortalarında Brüksel'de Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’ye teslim edilen mektuba Şam'ın verdiği yazılı yanıtta, eski Suriye rejimine ait kimyasal silahların imhası, DEAŞ ve terörle mücadele ve ordunun kurulması da dahil olmak üzere çeşitli konularda ilerleme kaydedildiği belirtildi.

BM Genel Sekreter Yardımcısı ve eski Suriye Başbakan Yardımcısı Abdullah Dardari tarafından hazırlanan BM belgesinde ise Şam'ın BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) Avrupa'da dondurulan ve yarım milyar dolar olduğu tahmin edilen Suriye devletine ait fonların ABD’nin yaptırımlarından muaf tutularak Suriye'deki projelere harcanmasını denetlemesini kabul etmesi önerisi ele alınıyor.

Suriye’nin Avrupa'da dondurulan 500 milyon doları serbest bırakılacak

Öte yandan Maliye Bakanı Muhammed Yasir Berniye ve Suriye Merkez Bankası Başkanı Abdulkadir el-Husriyye’nin de yer aldığı bir heyetin Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) toplantılarının yanında hafta sonunda Suriye konulu bir yuvarlak masa toplantısına katılmak üzere Washington'a yapacağı ziyaret için hazırlıklarda sona gelindi. Dışişleri Bakanı Şeybani de hafta sonunda BM Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) bakanlar toplantısına katılmak ve Suriye bayrağını göndere çekmek üzere New York'u ziyaret edecek.

Reuters , Suudi Arabistan hükümeti ve Dünya Bankası'nın ev sahipliğinde ev sahipliğinde Washington'daki uluslararası finans kuruluşlarının yıllık toplantıları çerçevesinde Suriye konulu bir toplantının gerçekleştirileceğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre  Suudi Arabistan, Suriye'nin Dünya Bankası'na olan borcunun yaklaşık 15 milyon dolarlık kısmını ödeyerek, Suriye'nin yeniden inşası ve diğer ekonomik destek konuları için milyonlarca dolarlık potansiyel hibelerin önünü açmayı planlıyor.

Bu çerçevede Dünya Bankası, geri ödemenin ardından Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA) aracılığıyla elektrik ve altyapı sektörü için beklenen 300 milyon dolar ile Suriye'yi destekleyebilir.

Al Majalla UNDP tarafından hazırlanan ve Suriye’nin Avrupa’da bankalarda dondurulmuş halde olan mal varlıkları ve fonları dosyasının geçiş dönemindeki en karmaşık mali zorluklardan biri olduğunu belirten bir belgeye ulaştı.

Öte yandan Al Majalla UNDP tarafından hazırlanan ve Suriye’nin Avrupa’da bankalarda dondurulmuş halde olan mal varlıkları ve fonları dosyasının geçiş dönemindeki en karmaşık mali zorluklardan biri olduğunu belirten bir belgeye ulaştı.

UNDP tarafından hazırlanan belgede, 2011 yılından sonra Avrupa'nın eski rejime yaptırım uygulamasından bu yana, Suriye devletine ve Suriyeli şahıslara ait, yaklaşık yarım milyar dolar (500 milyon dolar) olduğu tahmin edilen ve uluslararası yaptırımlar kapsamında dondurulan yurt dışındaki mal varlıkları olduğu belirtiliyor. Belgede UNDP'nin Suriye Merkez Bankası ile koordinasyonlu olarak bu sorunun çözümü için Suriyeli ve uluslararası taraflar arasında arabulucu ve kolaylaştırıcı bir rol oynaması öneriliyor.

Belgedeki öneriler arasında dondurulan söz konusu fonların doğrudan Suriye devletine verilmesi yerine BM, yani UNDP aracılığıyla Suriye'deki kalkınma ve yeniden inşa projelerinin finansmanına yatırılması için kurumsal bir mekanizma kurulması da yer alıyor. Zira bağışçı ülkeler, bu fonları meşruiyeti ve kötüye kullanılma potansiyeli ile ilgili hukuki ve siyasi sorunlar nedeniyle doğrudan Suriye makamlarına teslim etmekten çekiniyor.

dsfv
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, ABD Kongre Üyesi Cory Lee Mills ile Suriye'nin başkenti Şam'daki Halk Sarayı'nda bir araya geldi (SANA)

Batılı bir diplomat, dondurulan fonların Suriye devletine ait olduğunu ve aracı olmadan elden çıkarılabileceğini, bunun da paranın harcanması ve ülkedeki projelerin finanse edilmesindeki mali yükü arttıracağını söyledi.

Bu arada BM, bu dosyadaki herhangi bir hamle için gerekli yasal ve kurumsal senaryoları geliştirdi. Bu senaryolar arasında, birkaç gün önce Suriyeli ekonomist Abdulkader Husrieh tarafından teslim edilen ve Suriye Merkez Bankası'na bu fonların uluslararası yasalara uygun olarak talep edilmesi ya da kullanılması, şeffaflığın ve yaptırım kararlarına uyumun sağlanması için yasal yollar konusunda danışmanlık yapılması yer alıyor.

New York'ta Suriye bayrağının göndere çekilmesi

Hafta sonunda New York'a gidecek olan Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani’nin BM merkezinde Suriye bayrağını göndere çekeceği ve BMGK toplantılarına katılacağı bir programı var. BMBGK’daki toplantılar çerçevesinde 25 Nisan'da BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen bir brifing verecek ve 29 Nisan'da Ortadoğu'nun durumuna ilişkin bir oturum düzenlenecek.

Şeybani ziyaretini, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın New York'taki Suriye heyetinin vize statüsünü düşürerek heyeti ‘ABD hükümeti tarafından tanınmayan’ bir hükümetin temsilcisi olarak muamelede bulunmasının ardından gerçekleştirdi. Washington, Beşşar Esed rejiminin son on yıllık dönemi boyunca bu adımı hiç atmamıştı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, New York'taki Suriye heyetinin vize statüsünü düşürerek heyeti ‘ABD hükümeti tarafından tanınmayan’ bir hükümetin temsilcisi olarak muamelede bulundu.

ABD’de hakim olan iki eğilim

Esed rejiminin 8 Aralık'ta düşmesinin ardından Arap ve Avrupa ülkeleri, Şam’daki yeni hükümet ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile ilişkilerini başlattı. Washington temkinli bir yaklaşım benimserken ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, Şam'da Ahmed eş-Şara ile görüştü. Washington ayrıca Şara hakkında verilecek bilgi için koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü de iptal etti.

Öte yandan terörle mücadele alanında da ABD ile Suriye arasında iş birliği ve bilgi alışverişi yapıldı. Washington Şam'a en az sekiz terör eyleminin engellenmesini sağlayan bilgiler sağladı. Ayrıca Cumhurnbaşkanı Şara, Trump'a başkanlık seçimlerindeki zaferi dolayısıyla bir tebrik telgrafı gönderdi. Şara, İngilizce olan tebrik mesajında, “Onun (Trump’ın) Ortadoğu'ya barış getirecek ve bölgeye istikrarı yeniden kazandıracak bir lider olduğuna eminiz. İki ülke arasındaki ilişkileri diyalog ve anlayış temelinde geliştirmeyi dört gözle bekliyoruz. Yeni yönetim altında ABD ve Suriye, her iki ülkenin de isteklerini yansıtan bir ortaklık kurma fırsatından yararlanacaktır” ifadelerini kullandı.

dfvgt
Suriye'nin Haseke vilayetinin kuzeydoğusunda, Suriye-Türkiye sınırındaki petrol sahalarında devriye gezen ABD askerleri, 3 Eylül 2024 (AFP)

Ancak ABD yönetimi, bazı Arap ülkelerinin Washington'a Suriye konusunda daha açık bir yaklaşım benimsemesi yönündeki tavsiyeleri karşısında tutumunu değiştirerek daha temkinli bir yaklaşım benimsedi. ABD'nin tüm kurumlarının katılımıyla Suriye'ye ilişkin bütüncül bir ABD politikası oluşturulması için ülke içinde çalışmalar devam ediyor. Eski Başkan Barack Obama yönetiminde Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Joel Rubin, Suriye dosyasını denetleyecek en önemli pozisyonu devralması bekleniyor.

Şara, ABD Kongre Üyesi Cory Lee Mills’i Şam’daki Halk Sarayı'nda kabul etti. Böylece yeni yönetimin göreve gelmesinden bu yana ilk kez bu tür bir ziyaret gerçekleşmiş oldu. Dışişleri Bakanı Şeybani de Mills ile bir araya gelerek Suriye'deki güvenlik ve ekonomik durum ile Şam ve Washington arasında karşılıklı saygı ve ortak çıkarlara dayalı stratejik bir ortaklık kurulması olasılıklarını görüştü.

Toplantıda ayrıca sınır ötesi milisler, uyuşturucu ve organize suçların yayılması ve ABD'nin Suriye'ye uyguladığı tek taraflı yaptırımların etkisi gibi iki ülkenin ve bölgenin karşı karşıya olduğu ortak tehditler ele alındı. Suriye tarafından yapılan resmi açıklamaya göre görüşmede Suriye tarafı, iki ülke arasında güvenin tesis edilmesi ve yapıcı bir iş birliğine girilmesi yönünde temel bir adım olarak bu yasadışı yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Al Majalla’ya konuşan yetkililere göre ABD yönetiminin iki eğilimi var. Bunlardan ilki Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileri, Ulusal İstihbarat Direktörü DNI) Tulsi Gabbard ve Trump'ın Terörle Mücadele Danışmanı Sebastian Gorka tarafından temsil ediliyor. Gabbard ve Gorka, Suriye’deki yeni hükümetle herhangi bir angajman anlaşmasına karşı çıkarken BMGK’nın ve Washington'ın HTŞ'yi ve HTŞ yöneticilerini ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırma kararı merceğinden bakıyorlar. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından temsil edilen ikinci eğilimdeki grup ise şartlı angajman anlaşması yapılmasını destekliyor. Bu gruptakiler, yeni Suriye yönetiminin İran'ın Ortadoğu'da stratejik olarak zayıflatılmasında önemli bir rol oynadığını düşünüyorlar.

ABD’de yeni Suriye yönetimimin İran'ın Ortadoğu'da stratejik olarak zayıflatılmasında önemli bir rol oynadığını kabul eden güçlü bir eğilim var.

ABD'nin sekiz talebi

Bu doğrultuda ABD’nin eski ve yeni yönetimlerinden temsilciler, ABD'nin Levant ve Suriye'den sorumlu Bakan Yardımcısı Franceschi’nin geçtiğimiz mart ayında Brüksel'de Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani’ye teslim ettiği ve ‘güven inşa edici’ sekiz talep ve Washington'ın atabileceği ilgili adımları içeren bir mektup hazırladılar.

Al Majalla’nın bir kopyasına ulaştığı belgeye göre bu talepler arasında ‘profesyonel bir ordunun kurulması, kritik öneme sahip komuta kademelerine yabancı askeri isimlerin yerleştirilmemesi, tüm kimyasal silah tesislerine ve programlarına erişim izni verilmesi, başta gazeteci Aston Tice olmak üzere Suriye’de kaybolan ABD vatandaşları için bir komisyon kurulması, Suriye'nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki el-Hol Kampı’nda kalan DEAŞ üyelerinin ailelerinin teslim edilmesi, DEAŞ'a karşı mücadelede Uluslararası Koalisyonla iş birliği yapılacağı taahhüdünde bulunulması, ABD’nin Suriye topraklarında Washington'ın ulusal güvenliğine karşı bir tehdit olarak gördüğü herkese karşı terörle mücadele operasyonları yürütmesine izin verilmesi, Suriye'deki ‘tüm Filistinli milisleri ve siyasi faaliyetleri yasaklayan’ resmi bir bildiri yayınlanması ve ‘İsrail'in endişelerini gidermek için’ Filistinli grupların üyelerinin sınır dışı edilmesi, İran'ın Suriye’de konuşlanmasının engellenmesi ve hem DMO hem de Hizbullah'ın terör örgütü olarak tanımlanması’ yer alıyor.

dfrgt
ABD Kongre Üyesi Cory Mills, Suriye'nin başkenti Şam’da Eski Şehir bölgesinde yürürken, 18 Nisan 2025 (Reuters)

Listede ‘kapsayıcı bir hükümet’ kurulması talebi ya da geçiş dönemi adaleti, insan hakları, anayasal reform ve siyasi süreçle ilgili somut konular ise yer almadı. Buna karşın belgede, 6 Ocak'ta muafiyetlerin ilan edilmesinin ardından, altı aylık süre temmuz ayında sona erdiğinde yaptırımların hafifletileceği ve muafiyetlerin uzatılacağı sözü verildi. Ayrıca talepler konusunda ilerleme kaydedilmesi halinde Başkan Donald Trump'ın Suriye ekonomisinin hareketlenmesi ve dış yardım sağlanmasının önündeki başlıca engel olan ‘Caesar (Sezar) Yasası'nın belirli bir süre için dondurulmasına yönelik bir kararname imzalayabileceği belirtildi.

Şam’ın yanıtı iş birliği ve yaptırımların hafifletilmesi talebi oldu

Şam, mektubu ilk okuduğunda, özellikle Suriye'nin egemenliğiyle ilgili maddeler içermesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradı. Şam, çeşitli tarafların, özellikle grupların ‘siyasi faaliyetlerinin’ yasaklanması, ‘şahısların peşine düşülmesi’ ve Uluslararası Koalisyon güçlerinin Suriye topraklarında serbestçe hareket etmesine izin verilmesi yönündeki tavsiyelerine rağmen bu talepleri ‘sindirmekte’ zorlandı.

Suriye Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta sonu, attığı adımları ve bazı taleplere ilişkin çekincelerini içeren yazılı bir yanıtı Washington'a gönderdi. Washington, şu an bu talepleri inceliyor. Batılı yetkililer, Şam'ın kimyasal silahlarla ilgili adımların birçoğunu zaten yerine getirdiğini düşünüyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz şubat ayında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Genel Direktör Fernando Arias başkanlığındaki bir heyeti kabul etti. Bu görüşme, ‘Suriye’de savaş sırasında kimyasal silah kullanmakla’ suçlanan Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra OPCW tarafından Şam'a yapılan ilk resmi ziyaretti.

Şam, mektubu ilk okuduğunda, özellikle Suriye'nin egemenliğiyle ilgili maddeler içermesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradı ve bu talepleri ‘sindirmekte’ zorlandı.

Arias, OPCW heyetinin Şam'daki görüşmelerinin Suriye'nin kimyasal silah dosyasının nihai olarak kapatılmasının önünü açtığı yorumunda bulundu. Şam'a yaptığı ziyaretin ‘yeni bir başlangıç’ için bir fırsat olduğunu söyleyen Arias, Esed döneminde yıllarca süren gerginliğin ardından bu konuda yeni bir sayfa açma şansı yakaladıklarını belirtti. OPCW, Suriye'nin silah programıyla bağlantılı olabilecek ve Esed rejiminin çöküşünden sonra keşfedilen 100'den fazla alan olduğunu tahmin ediyor.

Şam ayrıca Filistinli silahlı grupların faaliyetlerini engellemek, DEAŞ ile mücadele etmek ve Washington'ın müttefiki SDG ile ilişkilerini geliştirmek gibi adımlar da attı.

Bu çerçevede Şara, ABD yapımı helikopteriyle iki kez Şam'a giden SDG lideri Mazlum Abdi ile bir anlaşma imzaladı. Şam'da 10 Mart'ta imzalanan ilkeler belgesinin uygulanması için çeşitli adımlar atıldı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) önümüzdeki aylarda Suriye'de konuşlu ABD askerlerinin sayısını binin altına indirmeyi planladığını açıkladı. ABD gazetesi New York Times’ın (NYT) haberine göre ABD ordusu Suriye'nin kuzeyinden yüzlerce askerini çekmeye başlarken bölgedeki sekiz askeri üsten üçünü kapatmaya hazırlanıyor.

Şara'nın Abdi ile yaptığı anlaşmanın uygulanmasının yanında SDG ile Türkiye arasında Suriye'nin kuzeydoğusunda, Washington'ın ABD askerlerinin sayısını azaltma söylemiyle bağlantılı olarak bir ateşkes hali hakim.