Batı Şeria; Tepki mi yoksa intifada başlangıcı mı?

Batı Şeria; Tepki mi yoksa intifada başlangıcı mı?
TT

Batı Şeria; Tepki mi yoksa intifada başlangıcı mı?

Batı Şeria; Tepki mi yoksa intifada başlangıcı mı?

İsrail’in operasyonları ve Filistinlilerin bu operasyonlara gösterdiği tepki artarken perşembe günü Batı Şeria, İsrail işgal güçleri ile Filistinli eylemciler arasında yaşanan çatışmalara sahne oldu. Bu son gerilim, taraflardan birinin kararıyla mı yoksa siyasi yollarla uzlaşılamayan bir dizi faktörün birikmesi sonucu mu ortaya çıktı henüz bilinmiyor.
İsrail ordusu, ekim ayı ile bu ayın başında düzenlediği farklı saldırılarda olaylara karıştıkları gerekçesiyle Kudüs’te ve Nablus'ta üç Filistinli genci öldürdü. Birkaç gün önce Tulkerim’de psikolojik sorunları olan Muhammed Habali adlı bir genç devriye gezen İsrail askerlerinin kurşunlarıyla öldü. Aşırı sağcı Yahudiler, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a ölüm tehditleri yağdırıyor. Bununla birlikte Filistinlilerin İsrail ihlallerine karşılık veremediği veya durduramadığı bir ortamda Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşimcilerin sürekli saldırılarda bulunması yeterince açık olarak ifade edilmese de dünkü olayların yeniden yaşanmasına zemin oluşturuyor.
İsrail, sürekli olarak Hamas’ın Yahudi yerleşim bölgelerinde ve Yeşil Hat’ta saldırılar başlatmak için büyük çaba harcadığını ve yetkililerin son birkaç yıl içinde İsraillileri hedef alan yüzlerce planı engellediklerini savunuyor.
Batı Şeria'daki saldırıların taraflar arasında devam eden anlaşmazlık karşısında Mahmud Abbas'ın otoritesini zayıflatmayı hedeflediğini söyleyen İsrailli analistlere göre Hamas, Gazze’de ateşkes sağlanırken Batı Şeria'da silahlı saldırıları artırmada ısrarcı. Bununla birlikte gerilimin Batı Şeria'ya taşınması, ablukanın yakın zamanda kaldırılmasının beklenmediği Gazze’deki baskıyı azaltmaya yardımcı oluyor. Saldırılar, 10 yıl önce, Gazze'nin kontrolünü eline alan Hamas'ın yarattığı izlenimin aksine sadece Gazze’de var olduğu görüşünü destekliyor.
Buna karşılık İsrailliler arasında askerlere ve yerleşimcilere karşı mutfak bıçaklarıyla mücadele eden Filistinlilerin çoğunun, bilinen Filistinli gruplarla herhangi bir bağlantısı olmadığına dair bir anlayış mevcut. Söz konusu görüşe göre saldırıların failleri çoğunlukla işgal ve boğucu kısıtlamalar nedeniyle gelecekte tamamen önlerinin kesileceğini düşünen genç erkeklerden ve kadınlardan oluşuyor. Yine aynı görüşe göre bu saldırılar, işgal güçlerinin kurşunları veya sebep oldukları eylemler sonucu kaybettiği yakınlarının intikamını almak isteyen Filistinliler tarafından gerçekleştiriliyor.
Ancak bireysel ve örgütlü saldırıların özelliklerinin benzer olması, özellikle müzakere masasına ya da siyasi bir çözüm arayışına geri dönme niyeti olmayan İsrail için bu durumu ele alınmasında ek zorluklar getiriyor. Mevcut İsrail hükümeti, Ramallah’taki Filistin otoritesinin Filistinlilerin geri kalan hakları konusunda tavizler vermeden hiçbir konunun müzakere edilemeyeceğine inanıyor.
Arap gözlemcilerden bazıları, Batı Şeria'daki mevcut saldırıların artmasının üçüncü bir intifada başlangıcı olup olmadığını merak ediyor. Ancak bu soru için biraz erken gibi görünüyor. Birkaç yıl önce genç Filistinlilerin Yahudi yerleşimcilere yönelik bir dizi saldırısının Arap medyasında yeni bir intifada başlangıcı olarak görüldüğünü hatırlatmakta fayda var. Bu eylemler, beklendiği gibi üçüncü bir intifadaya dönüşmeden sona erdi. 1987 ve 2000 yıllarında yaşananlar gibi yeni bir intifanın başlamasının önündeki en büyük engel, Filistinli taraflar arasında uzlaşıya ve diyaloga yönelik tüm girişimlerin boşa çıkmasıyla oluşan mücadele ve kurtuluş iradesinin eksikliğidir. Söz konusu siyasi boşluk, Yahudi yerleşimcilerin tacizlerine ve saldırılarına karşı koymak için yürütülen Filistinlilerin çabalarının geniş bir ulusal eyleme dönüşemeden her bir köyün tek başına yürüttüğü eylemler ve gösteriler düzeyinde kalmasına neden oluyor. Gerekli siyasi liderlikten yoksun olduğu sürece söz konusu eğilimin hız kazanmasını beklemek için zamana ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Yapılan yorumlar Filistinlilerin eylemlerini şimdilik daha çok yerel tepkilere bağlamanın mantıklı olacağı yönünde.



NYT: İsrailli askeri yetkililer Gazze'nin kıtlığın eşiğinde olduğunu gizlice itiraf etti

Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)
TT

NYT: İsrailli askeri yetkililer Gazze'nin kıtlığın eşiğinde olduğunu gizlice itiraf etti

Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)

Yeni bir rapor, bazı İsrailli askeri yetkililerin Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin geniş çaplı bir kıtlığın eşiğinde olduğunu ve yardım sevkiyatı haftalar içinde yeniden başlamazsa bunun sona ermeyeceğini gizlice itiraf ettiklerini ortaya çıkardı.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer yardım kuruluşları kıtlığın yaklaşmakta olduğu uyarısında bulunurken, İsrail aylardır Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukanın sivil halkın yaşamı için önemli bir tehdit oluşturmadığı konusunda ısrar ediyordu.

erfgthy
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)

Şarku’l Avsat’ın New York Times’ten (NYT) aktardığına göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen üç İsrailli askeri yetkili, Gazze'deki insani durumu izleyen İsrailli askeri yetkililerin son günlerde komutanlarını, ablukanın hızla kaldırılmaması halinde Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinde günlük asgari beslenme ihtiyacını karşılamaya yetecek gıda stokunun tükenebileceği konusunda uyardığını belirtti.

İnsani yardımın dağıtılması zaman aldığından, yetkililer yardımın açlığı önleyecek kadar hızlı ulaştırılmasını sağlamak için acil adımlar atılması gerektiğini söyledi.

dfvgbh
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinliler (AP)

Gazze Şeridi'ndeki açlık krizinin İsrail güvenlik kurumlarının bir kısmı tarafından kabul edilmesi, İsrail'in Gazze'deki savaşın kapsamını önemli ölçüde genişletme sözü verdiği bir döneme denk geldi. İsrail, Hamas kalan tüm esirleri serbest bırakana kadar Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine izin vermeyeceğini belirtti.

İsrail Hamas'ı yardımları çalmakla suçluyor, Hamas ise bunu reddediyor.

Gazze Şeridi'ndeki fırınların çoğu kapandı, onlarca hayır kurumunun aşevi yemek çıkarmayı durdurdu ve yardım dağıtan ve sevkiyatları koordine eden Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) gıda stoklarının tükendiğini açıkladı.

Küresel bir açlık izleme sistemi olan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması tarafından yapılan son değerlendirme, Gazze Şeridi'nde yarım milyon insanın açlık riski altında olduğunu ortaya koydu.