ABD Kongresi’nden Enver Sedat’a altın madalya

ABD Kongresi, yasayla Enver Sedat’ı onurlandırdı
ABD Kongresi, yasayla Enver Sedat’ı onurlandırdı
TT

ABD Kongresi’nden Enver Sedat’a altın madalya

ABD Kongresi, yasayla Enver Sedat’ı onurlandırdı
ABD Kongresi, yasayla Enver Sedat’ı onurlandırdı

ABD Başkanı Donald Trump, doğumunun 100’üncü yıldönümünde Mısır’ın eski Devlet Başkanı Enver Sedat’ı onurlandıran yasayı imzaladı. Amerikan Kongresi, Sedat’ın Ortadoğu’da barışa yaptığı tarihi katkı dolayısıyla altın madalya verilmesiyle ilgili kanun tasarısını ağustos ayında onaylamıştı.
Kanun tasarısı, Cumhuriyetçi ve Demokrat parti liderleri tarafından hazırlandı. Demokrat kanattan Maryland Senatörü Ben Cardin, Enver Sedat’ın İsrail’le barışı sağlayan ilk Arap lider olduğuna işaret ederek bu adımın Arap liderinin mirasının altın madalya ile ödüllendirilmesi anlamına geldiğin söyledi. Senatör, ABD’nin Mısır ve İsrail arasında barışı destekleme kararlılığını da vurguladı.
Cumhuriyetçi Senatör Orrin Hatch, Kongre’nin tarihe damga vuran bu cesur adımını kutladığını söyledi. Senatör, bu ödüllendirmenin Sedat’ın Kudüs’teki ünlü konuşmasının 40’ıncı yıldönümüne denk gelmesinin de önemine dikkat çekti.
Kanun metninde de yer verilen Sedat’ın yaşam öyküsü 25 Aralık 1918’de Mısırlı fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmesiyle başladı. Askeri akademiden mezun olan Sedat, Mısır ordusuna katıldı ve Mısır’da 1952’de yapılan devrime liderlik eden Cemal Abdünnasır ve “Hür Subaylar” ile görüştü. Söz konusu dönemde çeşitli mevkilerde görev aldı. Ardından üçüncü cumhurbaşkanı seçildi. 6 Ekim 1973’te Suriye’yle birlikte İsrail’e karşı savaştı. 25 Ekim 1973’te ateşkes ilan edildi. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger arabuluculuğunda, Mısır ile İsrail arasında Sina’nın Mısır’a geri verilmesini sağlayan bir anlaşma imzalandı. Sedat 5 Kasım 1975’te Kongre’deki konuşmasında barış çağrısı yaptı.
Kanun metninde Enver Sedat’ın İsrail’i ziyaret eden ilk Arap başkan olduğu da belirtildi. Sedat, 17 Eylül 1978 tarihinde İsrail parlamentosunda Arap - İsrail çatışmasında kapsamlı bir barış sağlanması konusunda görüşlerini aktardı. ABD Başkanı Jimmy Carter liderliğinde Cumhurbaşkanı Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin arasında 13 gün süren müzakereler yapıldı. Sedat ve Begin, 26 Mart’ta Beyaz Saray'da Mısır ve İsrail arasında barış anlaşmasını imzaladılar. Bu iki devlet adamı, aynı yıl Nobel Barış Ödülü'nü kazandı. Enver Sedat, 6 Ekim 1981'de İslami Cihad örgütünün üyesi Halid el-İslambuli tarafından öldürdü.
Carter'dan Ronald Reagan'a tüm ABD Başkanları yaptıkları açıklamalarda Sedat'ın cesaretini, bilgeliğini ve Ortadoğu'daki istikrarı güçlendiren barış arzusunu övdü. Barış anlaşmasının 30’uncu yıldönümünde Başkan Obama da Camp David Anlaşması'nın mirasından ve liderlerin cesaretinden övgüyle bahsetmişti. Yasa metni, altın madalyanın Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a verilmesiyle Ortadoğu'da barışın sağlanması yolunda çalışmaların sürdüğünü gösterdi. Altın madalyanın Sedat’ın bir yakına ya da Mısır hükümetine verileceği belirtildi.
Söz konusu madalyanın yargının bir sivile verdiği en yüksek ödül sayılıyor. Altın madalya ilk kez 1776'da General George Washington'a, Amerikan Devrimi ve Meksika-ABD Savaşı sırasındaki başarıları nedeniyle verilmişti.
 
 
 
 
 
 



Nasrallah suikastına ilişkin yeni detaylar

Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
TT

Nasrallah suikastına ilişkin yeni detaylar

Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)

İsrail basını, geçtiğimiz eylül ayında eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikastla ilgili yeni bilgiler yayınladı. Söz konusu bilgilere göre Amerikalılar operasyondan haberdar olduklarında çok öfkelenirken ‘İsrail'in kendilerini aptal yerine koyduğunu’ söylediler, fakat operasyonu engellemeye çalışmadılar. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uzun süre tereddüt ettiği, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasını bitirdiği anda gerçekleşen operasyonu onayladığı aktarıldı.

Bu haberlerin sonuncusu pazar akşamı yayınlandı. Habere göre İsrail'in eski Washington Büyükelçisi Mike Herzog, Nasrallah'a suikast düzenleme kararının medyada duyulup krize yol açmaması için İsrail hükümetinin ABD yönetimini bilgilendirmesini tavsiye etti. Ancak İsrail'in İbranice yayın yapan resmi televizyonu Kan 11 haberinde, Netanyahu'nun önce Amerikalıları bilgilendirmeye karşı çıktığı, ancak ardından ordu komutanları ile dönemin Savunma Bakanı Yoav Galant'ın ısrarı üzerine geri adım attığı belirtildi.

Kararı dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan'a bildirmek istediğini, ancak Sullivan’ın telefonuna geri dönmediğini belirten Herzog, Sullivan’ın bunu dakikalar sonra öğrendiğinde ise çok öfkelenerek, “Nasrallah'a suikast düzenlemeye hazırlandığınız bir dönemde Lübnan'la ateşkes girişimi ilan etmemize izin vererek bizi garip ve küçük düşürücü bir duruma soktunuz, hatta bizi aptal yerine koydunuz” dediğini aktardı.

Ancak bu açıklama operasyon gerçekleştirildikten sonra yapıldığı için çok geç kalmış gibi görünüyor. Operasyon gerçekleşmeden önce operasyondan haberdar olan ilk ABD'li yetkili dönemin Savunma Bakanı Lloyd Austin idi. Gallant, bunu ona söylemiş ve o da çok öfkelenmişti.

O dönemde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Dan Shapiro'ya göre bu görüşmeyi diplomatik kelimelerle anlatmak zor.

Gallant ise İsrail'in Kanal 13 televizyonuna olayı şu şekilde anlattı:

“Austin'i aradım ve ona ‘Nasrallah'a suikast düzenleyeceğiz’ dedim. O da bana ‘Ne zaman?’ diye sordu. Ona 15 dakika sonra olacağını söyledim. Bundan hoşlanmadı ve öfkeyle, ‘Bu suikastla bölgesel bir savaş başlatabilirsiniz’ dedi. Ben de ona ‘Sayın Savunma Bakanı, bu adam binlerce İsrailliyi ve yüzlerce Amerikalıyı öldürdü’ dedim. Sonra bana ‘Nasrallah’ın orada olacağından emin misiniz?’ diye sordu. Ben de onun orada olacağına dair çok ama çok yüksek derecede inancımız olduğunu söyledim.”

Kanal 13 televizyonuna göre Hizbullah'ın karargâhı yerin 14 katında bulunuyordu. Kanal, İsrail istihbaratının 2006 yılındaki İkinci Lübnan Savaşı'ndan bu yana Nasrallah'a suikast planı hazırladığı, ancak daha büyük bir savaşın fitilini tetiklememek için bunu ertelediği önceki haberleri hatırlattı.

9op00
Netanyahu BM Genel Kurul’da konuşurken (Reuters)

Ancak geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Nasrallah'ın diğer yetkililerle birlikte karargâhtaki bir toplantıya katılma niyetinde olduğuna dair istihbarat alındı. Şarku’l Avsat’ın Fransız Le Parisien gazetesinden aktardığına göre, bu istihbaratın kaynakları arasında yer alan İranlı bir casusun Nasrallah'ın Lübnan'daki Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan ile Beyrut banliyölerine ulaştığı ve Hizbullah'ın Hava Birlik Komutanı Muhammed Hüseyin Sarur’un cenazesine katıldıktan sonra banliyölere, özellikle de Haret Hareyk'e gittikleri bilgisini İsrail'e ilettiğini yazdı.

Gazete İsrail ordusunun toplantıdan sadece dört saat önce haberdar olduğunu söylese de İsrail merkezli Kan 11 televizyonu istihbaratın günler öncesinden alındığını, dolayısıyla suikast emrinin İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Mossad Şefi Dudi Barnea, Şin Bet Şefi Ronen Bar ve Savunma Bakanı Galant da dahil olmak üzere dönemin tüm güvenlik birimleri başkanları tarafından müzakere edilmiş ve karara bağlanmış olduğunu bildirdi.

Ancak Netanyahu, bunu düşünme süresi istedi. Gallant, Netanyahu'ya birkaç kez yaklaşarak bunun hayatta bir kez ele geçecek bir fırsat olduğunu söylediğini, fakat Netanyahu’nun suikasta izin vermeyi reddettiğini anlattı. Konuşmak için New York uçağına binene kadar Netanyahu’nun peşinden gittiğini belirten Gallant, uçağa vardığında Netanyahu'nun suikasta onay verdiğini, ancak suikastın BM Genel Kurul konuşmasını bitirdikten sonra yapılmasını şart koştuğunu aktardı.

Konuşma New York saatiyle akşam 18.00’da yapılacaktı. Bu yüzden Netanyahu, suikastın saat 18.30'da gerçekleşmesini istedi, Gallant'la dakikalar konusunda pazarlık yaptı. Sonunda 18.20'de tam da Netanyahu’nun kürsüden indiği dakika üzerinde anlaştılar. Askeri sekreteri, Netanyahu’ya üzerinde tek bir kelime, ‘tamamlandı’ yazılı bir kâğıt uzattı.