Batı Şeria’da yerleşimcilerden korkutan sloganlar

Batı Şeria’da yerleşimcilerden korkutan sloganlar
TT

Batı Şeria’da yerleşimcilerden korkutan sloganlar

Batı Şeria’da yerleşimcilerden korkutan sloganlar

İsrail istihbaratı Şin-Bet, pek çok Filistin bölgesinde Siyonist yerleşimcilerin duvar ve otomobillere yazdığı ırkçı sloganlar konusunda endişe duyduğunu açıkladı.
İsrail, şiddet yanlısı Siyonist yerleşimcilerin Batı Şeria’dan İsrail içlerine doğru genişleyen eylemlerinin gerilimi tırmandırmasından korkuyor.
Şin-Bet duvar ve otomobillerde görülen şiddet sloganlarının insanlara yöneltilmesinden kaygı duyuyor. Daha önce pek çok kez Filistinliler’in evlerini kundaklama girişiminde bulunulmuş ve 2015 yılında Duma köyünde Devaşibe ailesinin evinin ateşe verilmesiyle bir bebek, anne-babasıyla birlikte şehit olmuştu. 
Salist'teki Yasuf kasabasında da ırkçı sloganlar içeren yazılamalar gözlemlendi. Sabahın erken saatlerinde şiddet yanlısı Siyonist yerleşimciler, 10 araca el koydular ve Ebu Bekir Sıddık camiinin duvarlarına ve bazı evlere “Araplara Ölüm!” ve “Filistinlilerden önce uyanın ey Yahudiler!” gibi Filistin karşıtı sloganlar yazdılar.
Irkçı sloganlar, nüfusun dörtte birini Arapların oluşturduğu Nasıra kentinde de ortaya çıktı. Kent sokaklarına "İsrail toprakları İsraillilerindir!”, “Araplara Ölüm!” ve “Yahudiler  Uyanın!” şeklinde sloganlar yazıldı. İki kasabada yazılan sloganların altında “bedel ödetme” adıyla bilinen Yahudi örgütünün imzası bulunuyor. Örgüt, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler arasında gerginlik çıktığında İsrail (1948 Filistin toprakları) içerisindeki Araplara saldırıyor.
Son zamanlarda bu tür eylemler özellikle İsrail’deki Arap kasaba ve köylerinde sık sık görülmeye başlandı. Söz konusu sloganlar Yafa, Nasıra, Kefr Kasım ve Akbara bölgelerinde yazıldığı görülürken Beit El'deki Yahudi yerleşimciler sivil araçlara taş ve şişe atarak saldırılar düzenlediler.
Siyonist yerleşim birimleri
İsrail, 1967'de Batı Şeria'yı ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinin hemen ardından bölgede Siyonist yerleşim birimleri inşa etmeye başladı.
Batı Şeria’nın güneyindeki Kefar Atsiyon Yahudi yerleşim birimi, işgalin etmesinin hemen ardından kurulan ilk Yahudi yerleşim birimi olarak kabul ediliyor.
Sol eğilimli İşçi Partisi yönetimindeki İsrail hükümeti, 1967-1977 yılları arasındaki süreçte Doğu Kudüs ve çevresi ile Batı Şeria'nın doğusundaki Ölü Deniz (Lut Gölü) etrafında yoğun bir Yahudi yerleşim birimi inşası programı için düğmeye bastı.
İşçi Partisi yönetiminden hükümeti devralan aşırı sağcı Likud Partisi de 1977-1987 yılları arasındaki süreçte, Yahudi yerleşim birimi inşası programını aralıksız şekilde sürdürerek, Batı Şeria çevresinde inşa edeceği yerleşim birimlerinde yaşayan Yahudi sayısını 1 milyona çıkarma hedefi koydu.
Dönemin İsrail hükümeti, 1990 yılında 1967 sınırlarını kabul etmediğini ilan ederek, Batı Şeria'da Yahudi yerleşim birimlerini inşa etme planına hız verdi. Bu süreçte İsrail hükümeti, bölgedeki Yahudi yerleşim birimlerinin birbiriyle ve diğer İsrail kentleriyle ulaşımını sağlamak üzere Batı Şeria'nın iç bölgelerinden geçen güvenli yollar inşa etti.
Yahudi yerleşim birimlerinin doğrudan Batı Şeria'nın iç bölgelerinde inşa edilmesi ise İsrail'in eski başbakanı Ariel Şaron'un 1996'da Yahudi yerleşimcilere, Batı Şeria'nın her tarafında yerleşim birimi inşa etme çağrısıyla başladı.
50 yılda 262 Yahudi yerleşim birimi
Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te toplam 262 Yahudi yerleşim birimi bulunuyor.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Barış Şimdi Hareketi, Yahudi yerleşim birimlerinin, Batı Şeria'nın yüzölçümünün yüzde 13'üne tekabül ettiğini belirtiyor.
Barış Şimdi Hareketi'nin istatistiklerine göre, 1977 yılına gelindiğinde Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimci sayısı 4 bin 400'e ulaşmış durumdaydı.
Filistin'in bağımsızlık vesikasının ilan edildiği 1988 yılına gelindiğinde ise Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimci sayısı 66 bin 500'e çıktı.
İsrail ile Filistin arasında Oslo Barış Anlaşması'nın imzalandığı 1993'te yerleşimci sayısı 116 bin 300'e ulaştı.
ABD'nin Camp David kasabasında İsrail-Filistin sorununa çözüm arayışları amacıyla tarafların bir araya geldiği 2000'de Batı Şeria'daki yerleşimci sayısı 184 bini bulmuştu.
İsrail-Filistin sorununun çözümü için 2014’te yapılan son çabaların durmasıyla beraber Batı Şeria'daki yerleşim birimlerinde yaşayanların sayısı 371 bin olarak kaydedildi.
Filistinli ve İsrailli uzmanlara göre, 220 bini Doğu Kudüs'te olmak üzere toplam 640 bin Siyonist yerleşimci yaşıyor.



Fidan, Şera ile görüşmek üzere Şam'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
TT

Fidan, Şera ile görüşmek üzere Şam'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)

Türkiye, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşmek üzere Şam'a bir ziyaret gerçekleştireceğini duyurdu.

Diğer yandan Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) Suriye devletine entegrasyon anlaşmasını uygulamamakla suçladı ve Suveyda ile SDG bölgeleri arasında bir koridor oluşturulmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı kaynakları bugün, Fidan'ın Şam'da Şera ile görüşeceğini, görüşmede Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarında kaydedilen ilerlemelerin değerlendirileceğini ve Suriye'nin istikrarı ve güvenliğine hizmet edecek şekilde ikili iş birliğinin güçlendirilmesinin ele alınacağını belirtti.

Kaynaklar, Fidan ile Şera'nın görüşmesinde Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki ulusal güvenlik endişelerinin ele alınacağını da bildirdi. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin korunmasının her zamankinden daha önemli hale geldiğine dikkat çeken kaynaklar, iki ülke arasında terör örgütleriyle, özellikle de DEAŞ ve SDG’nin omurgasını oluşturan YPG ile mücadelede iş birliğinin değerlendirileceğini ifade etti.

Fidan ve Şera, İsrail'in saldırgan uygulamalarını ve Tel Aviv'in Suriye ve bölgenin istikrarı ve güvenliğine tehdit oluşturan söylemlerini de ele alacak.

Kaynaklar, Suriye'nin yeniden inşasına yönelik çabaların koordinasyonunun, Fidan ve Şera'nın görüşmesinde doğal olarak önemli bir konu olacağını belirtti.

rgtyu7
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera'nın geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul'da yaptıkları görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

22 Aralık 2024'te Suriye'yi ziyaret eden Fidan, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Şam'ı ziyaret eden ilk dışişleri bakanı oldu. Ardından 13 Mart'ta Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile birlikte Suriye'ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi.

Şera, şubat, nisan ve mayıs aylarında Türkiye'ye 3 ziyaret gerçekleştirdi ve bu ziyaretler sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Ziyaretlerde Suriye'deki güvenlik durumu, ülkede tam istikrarın sağlanması için gerekli adımlar ve siyasi, ekonomik ve insani konular değerlendirildi. Ayrıca Türkiye ile Suriye arasındaki ikili iş birliğinin kurumsallaştırılmasına yönelik imkanlar vurgulandı ve Türkiye'nin Suriye'ye her alanda destek vermeye hazır olduğu yinelendi.

Bunun yanı sıra, iki ülke arasında farklı düzeylerde güvenlik ve ekonomi toplantıları düzenlendi. Bu toplantılarda, Suriye'de istikrarın sağlanması ve geçiş yönetiminin desteklenmesi amacıyla savunma, güvenlik, ekonomi, yeniden inşa ve enerji alanlarında atılacak pratik adımlar üzerinde duruldu.

hyu7
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile Suriye devletine katılma konusunda bir anlaşma imzaladı. Türkiye, Abdi'nin anlaşmaya bağlı kalacağından şüphe duyuyor. (AP)

Fidan'ın Şam ziyareti, Türkiye'nin SDG'yi 10 Mart'ta Şam ile imzalanan devlet kurumlarına entegrasyon anlaşmasını uygulamayı geciktirmekle suçladığı ve Suveyda ile SDG'nin kontrolündeki bölgeler arasında bir koridor oluşturma girişimlerine karşı çıkacağını vurguladığı bir dönemde gerçekleşiyor.