Suriyeli Kürtler, Trump’ın kararı sonrası endişeli

Başkan Trump’ın Suriye’den çekilme kararına yönelik dün gerçekleştirilen protestolar (Reuters)
Başkan Trump’ın Suriye’den çekilme kararına yönelik dün gerçekleştirilen protestolar (Reuters)
TT

Suriyeli Kürtler, Trump’ın kararı sonrası endişeli

Başkan Trump’ın Suriye’den çekilme kararına yönelik dün gerçekleştirilen protestolar (Reuters)
Başkan Trump’ın Suriye’den çekilme kararına yönelik dün gerçekleştirilen protestolar (Reuters)

Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada, DEAŞ örgütünü hezimete uğratılması görevinin başarıyla yerine getirildiğini ve artık bu ülkede kalmalarına gerek olmadığını söyledi. Trump’ın bu kararı başta müttefiklerini endişeye düşürürken, Suriye’deki Kürtler Türkiye’nin bölgeye yapacağı operasyonlar ve DEAŞ’ın saldırıları karşısında oldukça endişeli.
Suriye’nin kuzeyindeki Kamışlı’da yaşayan 37 yaşındaki Revan, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesine ait güçlerin Suriye’den çekilmesi yönündeki sürpriz kararına tepki gösterdi. Bu kararı beklediğini ifade eden Revan, “ABD ne zaman müttefiklerinin yanında durdu ki Suriye Kürtlerine dürüst olsun” dedi.
Hızlı yayılan haberlerden uzak durmak ve kendini meşgul etmek için şehir merkezindeki pazardan alışveriş yapan Revan, dostlarıyla da ayaküstü sohbet ederek biraz vakit geçirdi. Ancak yüzünde şaşkınlık ifadeleri gittikçe genişleyen genç kadın, “Dünden beri göğsümü daraltan bir korku hissediyorum. Diğer insanlar gibi bölgemizde savaşın yeniden patlak vermesinden korkuyoruz” şeklinde konuştu.
Suriye’nin kuzeyinde şu an DEAŞ ile savaşan özel kuvvetlerden oluşan yaklaşık 2 bin ABD askeri konuşlandırılmış durumda. Bunlar, Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) eğitip destekliyor. SDG, Fırat Nehri’nin doğusundaki Arap ve Kürt gruplar ile Uluslararası Koalisyon arasında bir köprü oluşturuyor.
Kürtlerde hayal kırıklığı hâkim
 Kamışlı’daki merkez çarşısında ayakkabı dükkânı bulunan 28 yaşındaki Civan ise bunun beklenmedik bir karar olduğunu ve hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Civan, “ABD bölgeden tamamen çekilirse bölge savaşın ucuna gelir. Kirli bir anlaşma yapılması durumunda bedel ödeyecek olanlar DEAŞ’la savaşırken yaptıkları tüm fedakârlıklara rağmen yine Suriyeli Kürtler” dedi.
Civan çarşıdaki durgunluğun normal olmadığını söyleyerek, “Hareketlilik çok zayıf. İnsan yok denecek kadar az alışveriş yapılıyor. ABD kuvvetlerinin varlığı bölgenin istikrarını sağlamaya yardımcı bir faktör. Çünkü herkes kaosa ve karışıklığa neden olması sebebiyle savaştan korkuyor” şeklinde konuştu.
Türkiye endişesi giderek artıyor
Karar, YPG’yi Türkiye’ye karşı verdiği bölgesel mücadelede zor durumda bırakıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha önce defalarca ABD, YPG birliklerini sınır bölgelerinden çekilmeye mecbur etmediği takdirde onlardan kurtulma tehdidinde bulunmuştu.
ABD’nin kararı Kamışlı halkı tarafından geniş çaplı bir tepkiyle karşılanırken, 57 yaşındaki Rafi, Kürt çevrelerin hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Rafi, “Çünkü ezilen halklar adaletli olmak yerine sömürülür. Kürtler, 3 yıldır radikalizme karşı verdikleri savaşa kurbanlar veriyor. Bunun üzerine ABD Başkanı, herhangi bir ön uyarı yapmaksızın çekilme kararı alıyor” dedi.
Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen SDG, resmi web sitesinden yaptığı açıklama ile ABD’nin kararına yanıt verdi. Açıklamada, SDG’nin ülkenin doğusunda bir başka cephede DEAŞ’a karşı verdiği savaşın devam ettiği bildirildi. SDG, herkesi işbirliğine çağırıp en çok da Uluslararası Koalisyon’dan destek isterken, çekilmeye değil bölgede her türlü savaşçı desteğinin arttırılmasına ihtiyaç duyduklarını açıkladı.
DEAŞ uyarısı
YPG’yi bel kemiği sayan SDG, ABD’li güçlerin Suriye’den çekilme kararının DEAŞ’ı hayata döndürme konusunda ivme kazandırdığı ve örgütün bu kararın ardından karşı atakta bulunacağı konusunda uyarıda bulundu.
Kürt yazar ve analist Alan Hassan, ABD Başkanı’nın verdiği kararın Washington’un Suriye’de herhangi bir stratejisi bulunmadığı anlamına geldiğini söyledi. Hasan, “Daha önce de bu yılın bahar döneminde de askerlerin bölgeden çekileceğine dair açıklamalarda bulunmuş sonra da bu fikrinden vazgeçmişti. Bu son açıklama herkes için bir sürpriz oldu. ABD’li temsilci James Jeffrey, defalarca ABD’nin Suriye’deki varlığını sona erdirmek konusunda 3 belirleyici bulunduğunu söylemişti. Bunlar; DEAŞ’ın hezimete uğratılması ve bir örgüt olarak geri dönemsine engel olunması, İran etkisinin azaltılması ve 2254 ayılı karara uygun olarak siyasi bir çözüme ulaşılabilmesi için Rusya ile birlikte çalışma idi” şeklinde konuştu.
Türk askerinin girdiği Afrin örneği
Öte yandan çarşıda bir kumaşçı dükkânı bulunan 43 yaşındaki Halid, Suriyeliler gibi Kürtlerin de bu tür haberlere alıştığını söyleyerek, “ABD’nin varlığının ne bir kimseye faydası ne de zararı var. 8 yıldır savaş halini de barış zamanını da gördük” dedi. “Gerçek şu ki bizim için hiçbir şey değişmedi” ifadelerinin kullanan Halid, halkın çoğunluğunun Türk müdahalesinden korktuğunu gizlemedi. Kumaşçı, “Türk ordusu ve ona bağlı Özgür Suriye Ordusu gruplarının Afrin’e nasıl girdiklerine ve orada ne yaptıklarına tanık olduk. Aynı senaryo bölgede tekrarlandığı takdirde bu, hak için bir felaket olacak. ABD güçlerinin kalmasını diliyorum” dedi.
Alan Hassan’a göre bu kararla Suriye’deki Kürtler zor bir imtihanla karşı karşıya kaldı. Suriye hükümetiyle pazarlık yapmak ve kabul edilebilir bir siyasi çözüme ulaşma yolunda acı veren tavizlerde bulunma arasında seçim yapmak zorundalar. Hassan, “Ya da Türk ordusu ve Suriyeli muhalif gruplarla askeri çatışmaya girecekler. Bu seçenek akıllara bu yılın başında yaşanan ve YPG birliklerinin geri çekilmesiyle sonuçlanan Afrin’deki senaryoyu getiriyor” dedi.
37 yaşındaki aktivist Serdar, ABD’nin siyasi ve askeri desteği konusunda bahse giren ve 2014 yılının başından beri egemenlik kuran PYD’nin bölgenin geleceğini belirlemesi gerektiğini söyledi. Serdar,  “PYD liderlerinin Suriye savaşındaki bu aşamayı çok dikkatli bir şekilde yönetme bilgeliğine sahip olmak zorunda olacakları güçler ayrılığı politikasını bırakıp, bölgeyi felaket ve belalardan korumaları gerekiyor. Bunu onlardan başka kimse yapmayacak” şeklinde konuştu. Suriye rejimi ve güvenlik teşkilatının geri dönmesi konusunda uyarıda bulunan aktivist, “Rejimin dönmesi demek, köleleştirme ve özgürlüklerin kısıtlanması anlamına geliyor. Kürtler ve diğer Suriyeliler, iktidardaki rejimin bu ikisini uygulamasından fazlaca mustarip oldu” ifadelerini kullandı.
‘Sonumuz ne olacak?’
Kamışlı çarşısında gezen 40 yaşındaki Emine, doğup büyüdüğü bu yerde savaşın yeniden başlamasından endişe ettiğini dile getirerek, “Ailem ve çocuklarım için endişeliyim. Sonumuz ne olacak? Kürtlerin birleşmesi ve kendi geleceklerini çizmesi gerek” dedi.
Trump’ın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett H. McGurk geçtiğimiz hafta sonuna kadar, Washington’un Suriye’de uzun süre kalacağını söylüyordu. Ancak Beyaz Saray ve Pentagon’dan dün yapılan açıklamada, bu hamlenin ikinci aşamasına geçerken ABD askerlerinin de ülkelerine dönmeye başladığı bildirildi. ABD Savunma Bakanlığı, ikinci aşamada ‘YPG’yi korumak ve operasyonların güvenliğiyle ilgili nedenlerden dolayı’ daha fazla ayrıntı vermeyeceğini bildirdi.



AB, Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı karara uyulması çağrısını yineledi

Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
TT

AB, Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı karara uyulması çağrısını yineledi

Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)

Avrupa Birliği’nin (AB) Lübnan delegasyonu bugün (Cuma), acil ateşkes çağrısını ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının tam olarak uygulanması konusundaki kararlılığını yineledi.

Delegasyonun X platformundaki hesabından yapılan açıklamada, AB'nin Lübnan'ı, halkını ve toprak egemenliğini destekleme kararlılığı vurgulandı.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.

İsrail saldırıları binlerce kişinin ölümüne, en az bir milyon Lübnanlının Güney Lübnan'dan göç etmesine ve ülkenin çeşitli bölgelerinde geniş çaplı yıkıma neden oldu.