Yunanistan, Türk tepkisine rağmen adadaki kararını açıkladı

Yunanistan Başbakanı, Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile dün bir araya geldi
Yunanistan Başbakanı, Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile dün bir araya geldi
TT

Yunanistan, Türk tepkisine rağmen adadaki kararını açıkladı

Yunanistan Başbakanı, Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile dün bir araya geldi
Yunanistan Başbakanı, Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile dün bir araya geldi

Yunanistan, Türkiye sahillerinden yaklaşık 1 mil uzaklıkta olan Yunan adasını, Türkiye’nin uyarılarına rağmen Atina’ya bağlı ekonomik bölge haline getirmeyi planladığını açıkladı.
Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos dün yaptığı açıklamada, Türkiye kıyılarına 1.6 kilometre uzaklıkta olan Kızılhisar Adası'nın ( Meis-Kastellorizo) ülke ekonomisi için özel bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Adadaki doğalgazdan faydalanmak için çalışıyoruz” dedi. Bakan, adanın ‘gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayacak’ büyük gaz yatakları içerdiğine dikkati çekti.
Kızılhisar Adası, Yunanistan ve Türkiye arasında yıllardır sorun olan Ege’deki tartışmalı adalardan biri. 12 kilometrekarelik alana sahip ada, yaklaşık 500 nüfusa sahip.
İki ülke arasında gerilim tırmanıyor
Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki adalar ve ekonomik bölgeler, Yunanistan ve Türkiye arasındaki ihtilafın nedeni olmaya devam ediyor. İki ülke arasındaki son gerilim, Türkiye’nin Akdeniz’in doğusunda doğalgaz arama amacıyla sondaj çalışmaları başlatmasının ardından ortaya çıktı.
2 gün önce Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'deki haklarını korumak için tüm yolları izlemekte tereddüt etmeyeceğini ifade etti. Türkiye geçtiğimiz hafta, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki karasularını kademeli olarak genişletme yönündeki girişimine tepki vererek, hiçbir ülkenin Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin haklarını göz önünde bulundurmadan hareket edemeyeceğini vurguladı.
Türkiye’den Yunanistan’a gözdağı
Hulisi Akar, yeni yıl için bakanlık bütçesinin görüşüldüğü sırada parlamento önünde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ulusal güvenliğini korumak için uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli bütün önlemleri alacağını ifade ederek, ülkesine yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasının en temel haklardan biri olduğunu belirtti. Akar, Yunanistan’ın Ege Denizi ve Akdeniz’deki Türklerin katılımı olmadan yapılan hiçbir projenin başarılı olamayacağını bilmesi gerektiğini vurguladı. Bölgede risk yaratan provokasyonlardan uzaklaşma çağrısında bulunan Akar, ülkesinin Akdeniz’de ya da Ege Denizi’nde ülkesine karşı herhangi bir adım atılmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın karasularının Mora ve Girit arasındaki Antikithira adası ve daha sonrasında diğer iki bölgeden başlayarak 6 milden 12 mile çıkarma kararı alındığını açıklaması üzerine Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Petros Mavroidis’i bakanlığa çağırmıştı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Türkiye’nin Yunanistan'ın deniz sınırlarını kademeli olarak genişletme planları hakkında Atina’nın yaptığı açıklamaları yakından takip ettiğini belirtti.
Yunan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, sahil bölgesinin uzatılmasının uluslararası hukuka göre Yunanistan’ın bir yasal hakkı olduğunu ve bu kararı Yunanistan’ın tek başına verebileceğini belirtti.
Çipras’tan Türkiye’ye diyalog çağrısı
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras herhangi bir egemenlik hakkından vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulayarak, ülkesinin Türkiye ile diyaloğa hazır olduğunu vurguladı. Yunanistan’ın kimseyi tehdit etmediğini ve kimse için tehlike teşkil etmediğini işaret eden Çipras, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul daveti üzerine hazırlıkların devam ettiğini ifade ederek, ziyaretin tarihi hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Çipras geçtiğimiz Ekim ayında, Yunanistan’ın Mısır ile mümkün olan en kısa zamanda Akdeniz’de özel iktisadi bölgelerin sınırlarının belirlenmesi için anlaşmaya vardığını açıklamıştı. Türkiye birçok kez yasadışı petrol ve doğal gaz aramaları ve Doğu Akdeniz bölgesindeki devlet haklarının ihlali konusunda uyarıda bulundu.
Erdoğan’dan egemenlik vurgusu
Erdoğan, Yunanistan’ın ve Kıbrıs yönetiminin Doğu Akdeniz’deki davranışlarının en başta kendileri için tehdit ve tehlike kaynağı haline geldiğini ifade ederek, Akdeniz'de haklarının olmadığı alanlarda siyasal ve ekonomik egemenlik arayanlara fırsat vermeyeceklerini vurguladı.
Geçtiğimiz Mart ayında Doğu Akdeniz'de, İtalyan ENİ şirketine 'Saipem 12000’ gemisi Türkiye'nin münhasır bölge olarak kabul ettiği üçüncü parselde doğalgaz araması yapmak istemesi üzerine Türkiye de bölgede askeri tatbikat başlatmıştı.
Kıbrıs 1974 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olarak 2’ye ayrılmış, 2004 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından adanın iki bölümünü birleştirmek için sunulan planı reddetmişti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ülkenin güneyinde bulunan ilk derin su kuyusu sondaj çalışmalarından sonra ülkesinin, petrol ve gaz araştırmaları için Akdeniz'de kuyu sondajlarına başlayacağını açıkladı.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.