Fas'ta teröre lanet yağdı

​22 Aralık’ta Rabat’taki Norveç ve Danimarka büyükelçilikleri önünde dayanışma gösterisi düzenlendi (Şarku’l Avsat)
​22 Aralık’ta Rabat’taki Norveç ve Danimarka büyükelçilikleri önünde dayanışma gösterisi düzenlendi (Şarku’l Avsat)
TT

Fas'ta teröre lanet yağdı

​22 Aralık’ta Rabat’taki Norveç ve Danimarka büyükelçilikleri önünde dayanışma gösterisi düzenlendi (Şarku’l Avsat)
​22 Aralık’ta Rabat’taki Norveç ve Danimarka büyükelçilikleri önünde dayanışma gösterisi düzenlendi (Şarku’l Avsat)

Fas halkı, öldürülen iki turistin anısına Norveç ve Danimarka elçilik binaları önünde dayanışma gösterisi düzenledi
Hüzünlü bir atmosferin ortasında onlarca Fas vatandaşı, 22 Aralık’ta Rabat’taki Norveç ve Danimarka büyükelçilikleri önünde art arda ikinci gün dayanışma gösterisi düzenledi.
Gösteriler sırasında, Atlas Dağları’nda öldürülen Danimarkalı ve Norveçli iki kadının anısına çok sayıda Fas vatandaşı, ellerinde İskandinav turistlerin fotoğraflarının bulunduğu pankartlar taşıdı. Gösteriler sırasında eylemciler, turistlerin fotoğraflarının önünde mum yakarak, terörü lanetleyen sloganlar attı. 24 yaşındaki Danimarka vatandaşı Louisa Vesterager Jespersen ve 28 yaşındaki Norveçli Maren Ueland, Atlas Dağları’nda yerli ve yabancı turistlerin dağ yürüyüşü ve tırmanışı için tercih ettiği Toubkal Dağı bölgesinde DEAŞ’a mensup saldırganlar tarafından başları kesilmiş şekilde ölü bulunmuştu. Bu çerçevede teröre karşı dayanışma gösterisine katılan çok sayıda Fas vatandaşı, turistler için taziye dileklerini sunarken, yaşanan olayın bölgenin hoşgörü ve misafirperver imajına aykırı olduğunu vurguladı.
Korkuya teslim olmamalıyız
Öte yandan Norveç’in Rabat Büyükelçisi Myreth Nergard, kadın turistlerin öldürülmesinin ardından “korkuya teslim olmama” çağrısı yaptı.
Radikal güçlerin tecrit edildiğini söyleyen Nergard, basın toplantısı sırasında “Radikalizmle mücadelede bir olmak herkesin lehinedir” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi, Norveç ve Fas’ın terörle mücadelede müttefik kalacağını vurgulayarak, “Fas’ta veya başka bir yerde bu tür suçların tekrarlanmasını önlemek için hep birlikte bu savaştayız. İki masum kadını hedef alan bu vahşi terör eylemi dağları sarstı” şeklinde konuştu.
Norveçli diplomat, trajedinin hemen ardından Danimarka ve Fas ile yakın işbirliğinde olduklarını ve büyükelçiliğin konuya dair inceleme gerçekleştirdiğini duyurdu.
Diplomat, ülkesinin ‘Fas makamlarının şüphelileri gözaltına alma konusunda sarf ettiği çok hızlı çabaları” takdir ettiğini belirtti.
“Soruşturmanın tamamlanması hususunda Fas makamlarına tam bir güvene sahibiz ve sağlanan yardımları takdir ediyoruz” diyen Nergard, Fas halkına ve hükümetine kurbanların ailelerine ve Norveç halkına verdikleri destekten dolayı teşekkürlerini iletti.
Myreth Nergard, “Mesajlar, çiçekler, taziye mesajları ve diğer kişisel sempatiler, bizi derinden etkiledi. Tüm bunlar, Fas halkının açılım ve cömertliğinin bir yansımasıdır” şeklinde konuştu.
Aynı şekilde Danimarka’nın Rabat Büyükelçisi Nikolai Harris de düzenlediği basın toplantısında, Fas halkına ve kuruluşlara teşekkürlerini iletti.
Fas vatandaşlarının yürüttüğü dayanışma girişimlerine değinen Harris, “Birçok insan elçiliğin önüne mum ve çiçek koydu. Bu zor hafta boyunca farklı şekilde ortaya koyulan Danimarka halkıyla dayanışma faaliyetlerinin, halkımızı derinden etkilediğini ifade etmek istiyorum” dedi.
Danimarkalı diplomat, “Fas makamlarının sorumluların adalete teslim edilmesini sağlama çabalarını ve Faslı yetkililerle sağlanan diyaloğu takdir ediyoruz” ifadelerini kullandı. Harris, “İnsani değerler, her zaman iki halk arasındaki karşılıklı ilişkilerin temeli olmuştur. Böyle kalmaya devam edeceğine de inanıyorum” diyerek Danimarka’nın terör olayı nedeniyle vatandaşlarına Fas’ı ziyaret etmeme yönünde uyarı yapma niyeti taşımadığını vurguladı.
Dayanışma gösterilerine katılan bazı vatandaşlar da Şarku’l Avsat’a, trajik olayı kınadıklarını ve mağdurlarla dayanışma içerisinde olduklarını söyledi. Vatandaşlar, terör olayının faillerine en ağır yaptırımların uygulanması çağrısı yaptı.
Hemisset şehrinden dayanışma gösterilerine katılan Saide el-Kebir, “Bu terör eylemini kınıyorum. Misafirperverliği ile tanınan ülkemizi derinden yaralayan bu eylemler karşısında sessiz kalamayız” şeklinde konuştu. El-Kebir, “Olaylar karşısında büyük acı duyuyoruz. Bu eylem bir Faslı olarak bizi temsil etmiyor” diyerek, durumun akıl ve de din tarafından kabul edilmediğini vurguladı.
Olayı kınamak için eşiyle birlikte gösterilere katılan Hekime de “Suça karışanların idam cezasına çarptırılmasını istiyorum. Bu, bir masuma zarar vermek ve yaşam hakkını elinden almak isteyenlere bir ders olabilir” açıklamasında bulundu.
Kenitra şehrinde bir avukat olan Sena Belhu da olayın ardından derin bir acı ve üzüntü duyduğunu, çünkü korkunç bir insani seviyeye ulaşıldığını vurguladı. Belhu, İskandinav kadın turistlerin öldürülmesini şiddetli bir şekilde kınadı. Kadınların Gelişimi için Ufuk Derneği de bu üzücü olayı şiddetle kınarken, herkese karanlık düşünceler ve terör faaliyetleri karşısında ayağa kalkma çağrısı yaptı. Kuruluş, yaptığı yazılı açıklamada, tüm devletlerin şiddet, terörizm ve radikalizm söylemine karşı mücadele vermek için daha fazla çaba sarf etmesi ve işbirliği ile koordinasyon mekanizmalarını yoğunlaştırması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan Bağımsız Kadınlar Örgütü de “özgürlük, hoşgörü ve bir arada yaşama değerlerini şiddetli bir şekilde sarsan eylem karşısında derin üzüntü duyduklarını” belirtti. Örgüt, bu korkunç suçun faillerine “demirden bir yumruk vurulması ve en katı şekilde cezalandırılmaları” çağrısında bulundu.
Fas’ın turistik yeri Toubkal Dağı yakınlarında 17 Aralık’ta Danimarkalı Louisa Vesterager Jespersen(24) ile Norveçli Maren Ueland (28) adlı kadın turistlerin çadırlarında boğazları kesilmiş halde bulunmuştu. Yetkililerin terör saldırısı olabileceği şüphesiyle olayla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında 1 kişi tutuklanmıştı.
Olayla ilgili 3 şüpheli daha polisin fotoğraflarını yayınlanmasının ardından 72 saat sonra Fas’ın Marakeş kentinde yakalandı.
İki kadın turisti boğazlarını keserek öldüren kişiler, cinayet anlarını kameraya alarak internette yayınlamıştı. Danimarka istihbaratı videonun gerçek olduğunu doğruladı.
Videoda saldırganların, birkaç kez 'Allah'ın düşmanları' ifadesinin kullanıldığı ve 'Hajin'deki kardeşlerimizin intikamı' denildiği duyuluyor. Hajin, terör örgütü DEAŞ'ın geçtiğimiz günlerde kaybettiği Suriye'deki son mevzilerinden biriydi.
Tutuklanan üç kişiden birinin abisi yaptığı açıklamada, kardeşinin normal biri olduğunu ancak son zamanlarda radikalleştiğini söyledi. Abi, "Eğitimi yoktu ve beynini yıkadılar. Yaşananların İslam'la ilgisi yok. Benim kardeşim bunu yaptıysa ölmeli. Bu kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
İki kadın turistin aynı okulda okudukları ve okul arkadaşı oldukları belirtildi. Güneydoğu Norveç Üniversitesi'nde, vahşice katledilen iki genç kadının anısına bayraklar yarıya indirildi.



Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde tutulan esirleri kurtarmak için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, İsrail medyasında ordunun Gazze Şeridi'nin tamamını işgal edebileceğine dair haberlerin yayınlanmasının ardından geldi. Netanyahu, bir askeri eğitim tesisini ziyaretinde şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki düşmanı yenilgiye uğratmak, tüm esirlerimizi kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için gerekli.”

Netanyahu bugün, Gazze Şeridi'nde devam eden savaş için yeni bir plan sunmak üzere bir güvenlik toplantısı düzenleyecek. Bu plan, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesini içerebilir. Öte yandan İsrail, kuşatma altında harap olmuş Gazze Şeridi’ne ticari malların kısmen girişine izin verdi.

yuıo
İsrail ordusuna ait bir araç, İsrail'in Gazze Şeridi ile olan güney sınırında hareket ediyor. (AFP)

Netanyahu'nun Kudüs'te güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek yeni talimatlar vermesi bekleniyor. Bu toplantı, Gazze Şeridi'nde tutulan esirlerin acılarına dikkat çekmek için New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

İsrail Kanal 12 televizyonu, Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı ile bir araya geleceğini bildirdi. Kanal, Netanyahu'nun ofisindeki üst düzey yetkililerin, açıklanacak kararlar arasında Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesinin de yer alacağını söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığına göre Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamını kontrol etmesini istiyor.

Haberde, “Başbakanla görüşen bazı hükümet üyeleri, Netanyahu'nun esirlerin tutulduğu bölgeleri de kapsayacak şekilde savaşı genişletmeye karar verdiğini doğruladı” denildi.

Maariv ise “Karar verildi. Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmek üzereyiz” diye yazdı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün, “Gazze Şeridi'nde Hamas'ı yenmek ve esirlerin geri dönmesi için gerekli koşulları sağlamak, savaşın iki ana hedefi. Bunları gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

sdfrgtyh
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gıda yardımı almak için kamyonlara binen Filistinliler (Reuters)

Medyada tartışılan plan, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetinin öfkeli tepkisine neden oldu. Hükümet, ateşkes görüşmeleri konusundaki tutumunu değiştirmeyeceğini vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Husam Bedran AFP’ye yaptığı açıklamada, “Top işgalcilerin ve ABD'nin sahasında. Ne yazık ki ABD işgali desteklemeye devam ediyor. Bu da ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasını fiilen geciktiriyor” dedi.

Baskılar

22 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney sınırına düzenlediği saldırının ardından başlayan 22 aylık çatışmanın ardından Netanyahu, birçok cephede baskı altında.

İsrail'de, Gazze Şeridi'nde kalan 49 esirin aileleri, onların geri getirilmesi için ateşkes talep ediyor.

Uluslararası alanda ise insani yardım kuruluşları, ‘kitlesel açlık’ tehdidi altındaki Filistinlilere gıda yardımının ulaştırılması için baskı yapıyor. Batılı başkentler ise ABD ve İsrail'in şiddetli muhalefetine rağmen Filistin devletini tanıma planlarını açıkladı.

Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonundaki müttefikleri, savaşı, Gazze Şeridi'ni işgal etmek ve Batı Şeria üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmak için kullanmaya çalışıyor.

7 Ekim’deki Hamas saldırısında çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü. O zamandan beri İsrail, BM tarafından güvenilir olarak kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre çoğu sivil olmak üzere en az 61 bin 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bir askeri harekatla karşılık verdi.

Savaşın hedefleri

Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in savaş hedeflerinin halen ‘düşmanı yenmek, esirleri kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak’ olduğunu vurguladı.

Bu açıklamaları, aralarında eski istihbarat teşkilatı başkanlarının da bulunduğu 550 eski İsrail güvenlik yetkilisinin, ABD Başkanı Donald Trump'a Netanyahu'ya baskı yapması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi çağrısında bulunmasının ardından geldi.

Bu yetkililer Trump'a hitaben yazdıkları açık mektupta şu ifadeleri kullandılar: “Mesleki görüşümüz, Hamas'ın artık İsrail için stratejik bir tehdit oluşturmadığı yönündedir... Tüm askeri hedefleri gerçekleştirdik ve bu savaş artık adil değil... İsrail'in güvenliğini ve kimliğini kaybetmesine yol açıyor.”

Öte yandan esir aileleri yaptıkları açıklamada, “22 aydır kamuoyuna, askeri baskı ve yoğun çatışmaların esirleri geri getireceği söylendi... Gerçek şu ki, savaşın genişlemesi esirlerin hayatını tehlikeye atıyor… Onlar zaten doğrudan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Netanyahu, İsrail'i ve esirleri yıkıma sürüklüyor” ifadeleri yer aldı.

Temel gıda maddeleri

İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ne ticari malların girişine kısmen izin vereceğini ve böylece bölgenin BM ve diğer uluslararası kuruluşların sağladığı insani yardıma olan bağımlılığını azaltacağını duyurdu.

COGAT tarafından yapılan açıklamada, “Mekanizmanın oluşturulması kapsamında, savunma kurumu, çeşitli kriterlere uymak ve sıkı güvenlik denetimlerinden geçmek şartıyla sınırlı sayıda yerel tüccarı kabul etti” denildi.

İsrail, mart ayı başından itibaren Gazze Şeridi'ne abluka uyguladıktan sonra mayıs ayında ablukayı kısmen hafifleteceğini duyurdu ve Washington ile koordineli olarak, uluslararası kuruluşların eleştirilerine maruz kalan tartışmalı Gazze İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla yardım dağıtım sistemi kurdu. Son dönemde Gazze Şeridi'nde insani kriz ve temel ihtiyaç maddelerinin eksikliği daha da kötüleşti.

Geçen ay yardım konvoyları ve havadan yardım atma operasyonları yeniden başladı. Ancak BM, bölgeye giren gıda miktarının kıtlığı önlemek için yeterli olmadığını düşünüyor.

COGAT'ın açıklamasında, teslim edilecek malların ödemesinin denetimli banka havalesi yoluyla yapılacağı, sevkiyatların ise ‘Hamas'ın müdahalesini önlemek’ için Gazze Şeridi'ne girmeden önce İsrail ordusu tarafından denetleneceği belirtildi.

Yeni mekanizma kapsamında izin verilen malların temel gıda maddeleri, meyve ve sebzeler, bebek maması ve sağlık ürünlerini içereceği belirtildi.

COGAT, dün 300'den fazla yardım kamyonunun Gazze Şeridi'ne girdiğini ve ‘şu anda dağıtılmayı beklediğini’ duyurdu. Ayrıca bölgeye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün, Almanya, Kanada ve Belçika ile iş birliği içinde 120 yardım paketi bırakıldı.