İran'dan ABD'ye füze cevabı

​Devrim Muhafızları’nın sürat tekneleri dün Hürmüz Boğazı yakınında manevralar yaparken
​Devrim Muhafızları’nın sürat tekneleri dün Hürmüz Boğazı yakınında manevralar yaparken
TT

İran'dan ABD'ye füze cevabı

​Devrim Muhafızları’nın sürat tekneleri dün Hürmüz Boğazı yakınında manevralar yaparken
​Devrim Muhafızları’nın sürat tekneleri dün Hürmüz Boğazı yakınında manevralar yaparken

İran dün, ABD’ye ait USS John C. Stennis uçak gemisine füze fırlattığına yönelik ABD suçlamalarına cevap verdi. Öte yandan İran Devrim Muhafızları, ABD yaptırımlarının yeniden uygulamaya konması konusunda Washington ile olan gerilimlerin ortasında, uçak gemisinin bölgeye ulaşmasının sabahında, Basra (Arap) Körfezi’nde Körfezi manevralar başlattı.
İran Denizcilik Endüstrileri Teşkilatı Başkanı Oramiral Ali Rastegari konu hakkında şu ifadeleri kullandı: “Füzelerin fırlatılmasındaki amaç ABD uçak gemisi değildi, sadece Keşm Adası’ndaki manevraların bir parçasıydı.”
Devrim Muhafızları’na ait roketatarlı sürat tekneleri, Basra Körfezi’ne giden ABD uçak gemisi USS John C. Stennis’e Hürmüz Boğazı’ndan geçerken yaklaştı.
İran televizyonu Rastegari’nin şu ifadelerini aktardı: “İran teknelerinin yaklaşması, uluslararası boğazlara ilişkin uluslararası normlara ve diplomatik usullere uygun. Zira ABD uçak gemisi, İran sularının yakınındaki Hürmüz Boğazı’ndan geçti.”
Rastegari, ülkesinin tatbikatların başlamasından sekiz gün önce uluslararası gemileri bilgilendirdiğini iddia etti.
ABD güçlerini olayı abartmakla suçlayan İranlı yetkili, Drone uçaklarının görülmesinin normal olduğunu söyleyerek bu uçakların ABD kuvvetlerine ateş açtığı ya da uçak gemisinin üzerinde havalandığı iddiasını reddetti.
Raporlar, bir Dron uçağının Hürmüz Boğazı’ndan geçtiği sırada ABD uçak gemisine ateş ettiğini bildirirken gazeteciler de Devrim Muhafızları’na ait gemilerin ABD kuvvetlerine yaklaştığını doğruladı.
Devrim Muhafızları’na bağlı Fars Haber Ajansı, 30 İran teknesinin uçak gemisine yaklaştığını açıkladı. Ajans, bir Dron uçağının teknelerin yaklaşmasını videoya aldığını iddia etti.
Resmi İran televizyonu, deniz kuvvetleri unsurları, helikopterler, droneler, roketatarlar ve komando birimlerini içeren tatbikatlar sırasında Körfez’deki  Keşm Adası’na inen amfibik kuvvetlerin görüntülerini yayınladı.
Ajanslar Devrim Muhafızları Komutanı Binbaşı General Muhammed Ali Caferi’nin şu sözlerini aktardı: “Bu manevralar sayesinde, düşmanların uygulamalarıyla karşı karşıya kalmamız durumunda gücümüzün ne kadar yıkıcı olduğunu her zamankinden daha fazla anladıklarını umuyoruz. İran’ın savunma gücü caydırıcılığa neden oluyor.”
Hürmüz Boğazı, uluslararası ticaret için hayati bir geçiş noktası teşkil ediyor. Çünkü dünya petrol ihracatının üçte biri 45 kilometre uzunluğundaki bu boğaz üzerinden yapılıyor.
Uluslararası gemiler, İran adalarından 23 kilometre uzaktan geçiyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, daha önceki bir zamanda, ABD’nin  Tahran’a uygulanan yaptırımlar kapsamında İran’ın petrol ihracatını engellemesi durumunda Hürmüz Boğazı’nı kapatmakla tehdit etmişti.



Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
TT

Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)

Bilim insanları uyarıcı bir madde olan betel cevizinin kullanımına dair en eski kanıtı buldu. Tayland'daki 4 bin yıllık insan kalıntılarında keşfedilen maddenin, ritüel amaçlar taşıdığı düşünülüyor.

Palmiye ailesinden olan betel cevizi ağacı, Güneydoğu Asya ve Pasifik Adaları'nda yetişiyor. Yaprakları ve kireçtaşı macunuyla çiğnenerek tüketilen ceviz, dişte koyu, kırmızımsı kahverengi veya siyah lekeler bırakıyor. 

Kişiye uyanıklık, enerji, öfori ve rahatlama hissi veren bu psikoaktif madde, Tayland'ın kentlerinde artık kullanılmasa da kırsal bölgelerinde hâlâ yaygın. Kafein, alkol ve nikotinden sonra dünya genelinde en çok kullanılan 4. psikoaktif madde olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi Tunç Çağı Taylandı'ndan kalma 4 bin yıllık diş örneklerini inceleyerek betel cevizinin tüketimine dair en eski kanıtları ortaya çıkardı. 

Bölgedeki arkeolojik kazı alanlarında betel cevizi kabukları, bazı iskeletlerde bu bitkiyi çiğnemenin göstergesi olabilecek kahverengi veya siyah lekeli dişler bulunmuştu. 

Ancak hakemli dergi Frontiers in Environmental Archaeology'de yayımlanan yeni çalışmada, maddenin her zaman dişlerde leke bırakmadığı tespit edildi. 

Bilim insanları kazı alanı Nong Ratchawat'taki 6 kişiye ait kalıntılardan toplam 36 diş örneği alarak bunları sıvı kromatografi-kütle spektrometrisi adlı bir yöntemle inceledi. 

Dişlerin hiçbirinde bitkinin kullanımını işaret eden koyu renkler yoktu ancak bir kadından alınan üç örnekte, betel cevizindeki ana psikoaktif bileşenler olan arekolin ve arekaidin saptandı.

Araştırmacılar diş taşında bu bileşiklerin bulunmasının, uzun süreli kullanım anlamına geldiğini belirtiyor. 

Bilim insanları maddeyi hâlâ kullanan kişilerle yaptıkları görüşmelere dayanarak betel cevizi çiğnemenin birtakım geleneksel inançla bağlantılı olabileceğini düşünüyor. 

Makalenin yazarlarından Piyawit Moonkham "İnsanlar betel cevizini özellikle hasat mevsiminde, tanrılardan pirinç ekimi ve çeltik tarlaları için yardım istemek amacıyla ruhlara adak olarak kullanıyordu" diyerek ekliyor:

Geleneksel bitki kullanımının kültürel bağlamını daha geniş bir şekilde anlamak istiyoruz. Psikoaktif, tıbbi ve törensel bitkiler genellikle uyuşturucu gibi görülse de binlerce yıllık kültürel bilgi, manevi uygulama ve topluluk kimliğini temsil ediyor.

Ağız sağlığına verdiği zarardan dolayı Tayland'da 1940'lardan itibaren yoğun bir şekilde engellenmeye çalışan betel cevizi, kırsal bölgelerde hâlâ popüler olsa da şehirlerde ve genç nesiller arasında yaygın değil. 

Chiang Mai Üniversitesi'nden Moonkham bu nedenle bitkiyle ilgili çalışmaların çoğunlukla olumsuz etkilerine odaklandığını söylüyor. Ancak yeni çalışmanın, betel cevizinin kültürel önemine ışık tutabileceğini umuyor.

Moonkham maddenin etkileri hakkında da şu ifadeleri kullanıyor:

Ben de denedim ve tüm vücudu rahatlatırken bazı duyuları harekete geçiriyor... Sanırım kahve veya tütün içtiğimizde verdiğimiz tepkiyle aynı.

Independent Türkçe, IFLScience, Scimex, CNN, Frontiers in Environmental Archaeology