Denizli'de 9 milyon yıl öncesine ait 14 hayvan fosili bulundu

Denizli'de 9 milyon yıl öncesine ait 14 hayvan fosili bulundu (AA)
Denizli'de 9 milyon yıl öncesine ait 14 hayvan fosili bulundu (AA)
TT

Denizli'de 9 milyon yıl öncesine ait 14 hayvan fosili bulundu

Denizli'de 9 milyon yıl öncesine ait 14 hayvan fosili bulundu (AA)
Denizli'de 9 milyon yıl öncesine ait 14 hayvan fosili bulundu (AA)

Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde yapılan yüzey araştırmalarında 2 milyon ila 9 milyon yıl öncesine ait; aralarında gergedan, zürafa, at ve tilkinin de bulunduğu farklı 14 tür hayvan fosili tespit edildi.
Denizli'de yürütülen yüzey araştırmalarında 2 ila 9 milyon yıl önce yaşadıkları tahmin edilen 14 farklı hayvantürüne ait fosil bulundu. Bilim adamları, gelecek yıl 65 milyon önce yaşayan dinozorlara ait izleri araştıracak.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet İhsan Aytek başkanlığında, Ankara Üniversitesi, Hitit Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), Paris Doğa Tarihi Müzesi ve Çin Paleontoloji Enstitüsünden paleoantropolog, paleontolog ve jeologların da içinde bulunduğu 14 kişilik akademisyen ekip, Denizli'de geçen yıl başladıkları yüzey araştırmalarına devam ediyor.
Araştırmalarda farklı bölgelerde 2 ila 9 milyon yıl önce yaşadıkları tahmin edilen 14 farklı hayvana ait fosil bulundu.
Doktor Öğretim Üyesi Aytek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üç kıtanın birleşme noktasında yer alan Anadolu'nun tarih boyunca yaşamış birçok insan ve hayvanın fosilini barındırdığını söyledi.
2002 yılında ekip üyelerinden Prof. Dr. Cihat Alçiçek tarafından Türkiye'nin ilk homo erectus fosilinin Denizli'de bulunduğunu hatırlatan Aytek, "Fosilin en az 1,2 milyon yıl önce yaşamış bir insana ait olduğu ortaya konulmuştu. Bunun üzerine çalışmalarımızı Denizli'de yoğunlaştırdık. Çalışmalara da geçen yıl başladık. Bu sene çok verimli bir dönem geçirdik. Denizli'de 14 farklı hayvana ait fosil kalıntılarına rastladık. Bölgenin tarihini ortaya çıkaracak çok önemli hayvan fosilleri bulduk" dedi.
Bu fosillerin iki farklı zaman diliminde değerlendirilebileceğine işaret eden Aytek, birincisinin, "miyosen" olarak adlandırılan ve yaklaşık 23 milyon yıl önce başlayıp 5 milyon yıl önce sona eren dönem olduğuna işaret etti.
Miyosen döneme ait fosilleri Denizli'nin Çal, Tavas ve Beyağaç ilçelerinde bulduklarını anlatan Aytek, şöyle devam etti:
"Bunlar, boyunları günümüz formlarından daha kısa ama daha kütleli iki farklı zürafa, günümüz formlarına benzeyen iki farklı gergedan, küçük iki farklı at, biri günümüz formlarından daha iri olmak üzere iki farklı sırtlan, yine günümüz formlarından çok değişik olan, günümüzde yaşayan su aygırlarına morfolojik olarak benzeyen bir fil fosili bulduk. Bunun dışında boynuzlugillerden üç hayvan fosili bulduk. Bunların ikisinin tür tanımını yaptık, günümüz antiloplarına benziyorlar, üçüncüsünü de yakın zamanda yapacağız. Bu fosillerin yaşam dönemlerine bakarsak 9 ila 7 milyon yıl önce yaşadıklarını görüyoruz."
İkinci zaman diliminin ise insanların da yeryüzünde dolaşmaya başladığı, "pleyistosen" dönem olduğunu dile getiren Aytek, Çameli ilçesinde yine Cihat hocamızın bulduğu bir lokalde yaptığımız çalışmalarda bir at ve bir de tilkiye ait fosil tespit ettiklerini anımsattı.
Fosillerin Batı Anadolu'da bu döneme ait daha önce kaydı olmayan bu türler olduğuna dikkati çeken Aytek, "Özellikle tilki fosili Anadolu'da bulunmuş en eski tilki fosillerinden biri olması açısından büyük önem taşıyor. Bu fosillerin de tarihlerine baktığımız zaman yaklaşık 2 milyon yıl önce yaşamış hayvanlar olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
Dinozorların yaşam izleri
Aytek, buldukları fosillerle ilgili çalışmaların Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesinden paleontolog Dr. Öğr. Üyesi Serdar Mayda'nın önderliğinde yayına hazırlandığını dile getirdi.
Bu fosilleri bilim dünyasına kazandırmayı planladıklarını anlatan Aytek, "Çalışmalarımıza 2019 yılı içerisinde daha detaylı olarak devam edeceğiz. Zaman dilimimizi de uzatıyoruz. Bakanlığa, 2019 yılı için 65 milyon yıl öncesine kadar giden zaman dilimini içeren bir başvuru yaptık. Son 65 milyon yıllık süreçteki bütün tortulları gezmeyi planlıyoruz. 65 milyon yıl dediğimiz tarih, aynı zamanda dinozorların da yaklaşık olarak dünya üzerinden silindikleri tarih. Dolayısıyla 2019 yılı yüzey araştırmasında dinozorlara ait izleri de Denizli'de araştıracağız. Dinozorların yaşamlarına ait izleri de dönemsel bazda arayacağız" ifadelerini kullandı.
PAÜ Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Cihat Alçiçek ise 2002 yılında bulduğu Türkiye'nin ilk insan kafatası fosilinin ulusal ve uluslararası camiada büyük yankı uyandırdığını kaydetti.
Geçen yıl başlatılan yüzey araştırmalarında yeni fosillerin bulunduğunu aktaran Alçiçek, "Umarım bu çalışmalarla Anadolu'da insan yerleşiminin tarihçesiyle ilişkili yeni bulgular elde edebiliriz diye düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.



Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
TT

Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)

Yeni araştırmaya göre, haftada iki tavuk göğsü filetosundan daha azına denk gelen et tüketimi gezegen için sürdürülebilir kabul edilebiliyor.

Hayvancılığın küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15'inden sorumlu olduğu tahmin edildiğinden, araştırmacılar yıllardır protein ihtiyacını karşılamak için et tüketiminin azaltılıp baklagil alımının artırılması çağrısında bulunuyor.

İnsanları, etin haftada bir kereden daha az yendiği bitki temelli "fleksitaryen" bir diyet benimsemeye çağırıyorlar.

Ancak haftada tam olarak ne kadar et tüketilmesinin tavsiye edildiği belirsizliğini koruyor. Danimarka Teknik Üniversitesi'nden sürdürülebilir kalkınma uzmanı Caroline Gebara, "Artık çoğu kişi hem çevrenin korunması hem de sağlıkla ilgili nedenlerle daha az et yememiz gerektiğinin farkında. Ancak 'daha az'ın ne kadar olduğunu ve büyük resimde gerçekten fark yaratıp yaratmadığını anlamak zor" diyor

Nature Food adlı akademik dergide yayımlanan bu son çalışma, bu miktarı haftada yaklaşık 255 gram olarak belirledi.

Dr. Gebara, "Süpermarketteyken gözünüzde canlandırabileceğiniz ve düşünebileceğiniz somut bir rakam hesapladık, haftada 255 gram kümes hayvanı veya domuz eti" dedi.

Bu, yaklaşık iki tavuk göğsü filetosuna eşdeğer ve bir kişinin gezegene zarar vermeden haftada tüketebileceği et sınırı.

Bu rakam sadece kümes hayvanları ve domuz eti için geçerli. Çalışma, "mütevazı bir sığır eti tüketiminin" bile gezegenin kaldırabileceği sınırı aştığı uyarısını yapıyor.

Dr. Gebara, "Hesaplamalarımız, bir kişinin diyetindeki mütevazı miktarda kırmızı etin bile, çalışmada incelediğimiz çevresel faktörlere dayanarak gezegenin kaynakları yeniden üretebileceği miktarla uyumsuz olduğunu gösteriyor" dedi.

Ancak et içeren diyetler de dahil hem sağlıklı hem de sürdürülebilir olan pek çok başka beslenme şekli var.

Çalışma, sürdürülebilir gıda tercihlerini desteklemek için daha iyi siyasi rehberlik ve kamusal çerçeveler oluşturulması çağrısında bulunuyor.

Araştırma, karbondioksit emisyonları, su ve arazi kullanımı gibi çevresel faktörlerin yanı sıra farklı diyetlerin sağlık üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduruyor.

11 çeşit diyetin 100 binden fazla varyasyonunun incelendiği çalışmada, bunların çevre ve sağlık üzerindeki etkileri hesaplandı. Orta düzeyde kırmızı et tüketiminin bile gezegenin sürdürülebilirlik sınırlarını aştığı sonucuna varıldı.

Öte yandan, pesketaryen, vejetaryen ya da vegan bir diyetin, gezegenin destekleyebileceği sınırlar içinde olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Süt ürünleri veya yumurta ilaveli vejetaryenlik gibi karışık diyetler de sürdürülebilir olabilir. Dr. Gebara, "Örneğin hesaplamalarımız, sizin için önemliyse, peynir yemenin ve aynı zamanda sağlıklı ve iklim dostu bir diyet benimsemenin mümkün olduğunu gösteriyor" dedi.

Aynı durum yumurta, balık ve beyaz et için de geçerli ancak tabii ki diyetinizin geri kalanının nispeten sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerek. Fakat ya hep ya hiç olmak zorunda değil.

Independent Türkçe