​Endonezya’da tsunami felaketi sonrası sağlık krizi

Endonazya’nın Banten bölgesinde kurtarma ekipleri cesedine ulaştıkları bir tsunami kurbanını taşıyor (Reuters)
Endonazya’nın Banten bölgesinde kurtarma ekipleri cesedine ulaştıkları bir tsunami kurbanını taşıyor (Reuters)
TT

​Endonezya’da tsunami felaketi sonrası sağlık krizi

Endonazya’nın Banten bölgesinde kurtarma ekipleri cesedine ulaştıkları bir tsunami kurbanını taşıyor (Reuters)
Endonazya’nın Banten bölgesinde kurtarma ekipleri cesedine ulaştıkları bir tsunami kurbanını taşıyor (Reuters)

Endonezya'da yaşanan tsunami felaketinin ardından, mağdurlar, yardım malzemelerine kavuşmaya başlarken insani yardım kuruluşları çalışanları, binlerce kişinin kurulan sığınıklara akın etmesinin ardından ilaç ve temiz suyun tükenme tehlikesine karşı uyarıda bulundu.
Yanardağda gerçekleşen patlamanın yol açtığı tsunami, bölgede çok sayıda evin yıkılmasına 400'den fazla insanın ölümüne ve çok sayıda kişinin evsiz kalmasına neden olurken, halk arasında hastalıkların baş gösterebileceğine dair endişeler de artıyor. Geçici olarak sığınağa dönüştürülen yerel bir okulda görev yapan doktor Rıza el-Yemin, yeterli su içmeyen çok sayıda çocuğun yüksek ateş ve baş ağrısı gibi şikayetleri olduğunu belirtti. Yeterince temiz suları olmadığını vurgulayan Dr. el-Yemin, ilaç bulamadıklarını, yiyecek ihtiyacı olduğunu, sığınağa dönüştürülen yerlerin uygun ortamlar olmadığını ve insanların yerlerde yatmak zorunda kaldığını söyledi.
429 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı
Ülkeyi bir gece ansızın vuran tsunami, Güney Sumatra ve Batı Cava sahillerindeki tatil köylerini, turistik otelleri ve deniz kenarındaki evleri yerle bir etti. Son verilere göre 429 kişi öldü, bin 21 kişi yaralandı. 128 kişiden ise haber alınamıyor.
Uzmanlar, tsunaminin vurduğu bölgelere bir başka tsunami daha yaşanabileceği konusunda uyarıda bulundu. Tahliye edilen 10 binden fazla kişi bir başka tsunami felaketinden çekindikleri için evlerine dönmekten korkuyor. Üç çocuğu ve eşiyle birlikte bir okula sığınan 40 yaşındaki Neng Sumarni, “Üç gündür buradayım. Korkuyorum, çünkü evim sahile yakın” ifadelerini kullandı.
Tagana adlı yardım kuruluşu gönüllülerinden biri olan Ebu Salim, yardım çalışanlarının karşılaştığı sorunlardan bahsetti. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan Ebu Salim, “Bugün, kamuya açık mutfaklar oluşturmaya, malzemeler dağıtmaya ve doğru yerlerde daha fazla çadır kurmaya çalışıyoruz. Temiz suya ihtiyacımız var. Birçok kişi daha yüksek bölgelere gitti. Henüz onlara ulaşamadık” dedi.
Yardımların çoğu karadan sağlanıyor. Sumatra sahiline yakın adalara iki gemi gönderildi. Yetkililer mevcut bilgilere dayanarak Sumatra ve Cava’daki tsunamiye Sunda Boğazı’nda bulunan Anak Krakatau Yanardağı'ndaki volkanik hareketliliğin neden olduğunu açıklamışlardı. Bu yüzden bu kez durum uyarı sistemleri ile izlenebilen deprem kaynaklı tsunamilerden farklıydı. Yetkililer, yaklaşan bir tsunami tehlikesine karşı insanları uyarmak için çok az zamana sahiptiler. Endonezyalı yetkililer, başlangıçta bir tsunami riski olmadığını düşünürken dev bir dalga kıyıya ulaştı. Yetkililer, daha sonra, erken uyarı sistemlerinin yetersizliğinden kaynaklanan bu yanlışlıktan geri dönmek ve özür dilemek zorunda kaldılar.
Ulusal Afet Ajansı Sözcüsü Sutopo Purwo Nugroho, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, kayıpların fazla olmasının nedenini tsunami erken uyarı sistemi olmamasından kaynaklandığını söyledi. İnsanları tahliye etmek için yeterli zaman olmadığını belirten Nugroho, yardım ekiplerinin enkazlardan cesetler çıkarmaya başladığını çünkü hayatta kalma şansının her geçen gün azaldığını belirtti.
Son 6 ay içinde yaşanan en büyük üçüncü felaket
Tsunami, Endonezya’nın son 6 ay içinde yaşadığı en büyük üçüncü felaket. Lombok adasında Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında bir dizi deprem gerçekleşirken depremin arkasından oluşan tsunami, Sulawesi adasında 2 bin 200 kişinin ölümüne, binlerce kişinin ise kaybolmasına neden olmuştu.
Cumartesi günü yaşanan felaket, ayrıca 2004 yılında yaşanan şiddetli tsunami felaketinin 14’üncü yıldönümüne bir haftadan kısa bir süre kala gerçekleşti. Tarihin en ölümcül tsunami felaketi olan 2004 yılındaki bu olayda 168 bini Endonezyalı olmak üzere Hint Okyanusu kıyısındaki bazı ülkelerdeki kayıplarla birlikte yaklaşık 220 bin insan hayatını kaybetti.



Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
TT

Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)

Reuters’a konuşan bilgi sahibi beş kaynak, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Azerbaycan ve Orta Asya'daki bazı müttefiklerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etme olasılığını aktif olarak müzakere ettiğini ve bununla mevcut İsrail ile ilişkileri güçlendirmeyi umduğunu bildirdi.

Trump'ın ilk başkanlık döneminde, 2020 ve 2021 yıllarında imzalanan İbrahim Anlaşmaları uyarınca, Müslüman çoğunluğa sahip dört ülke, ABD'nin arabuluculuğuyla İsrail ile diplomatik ilişkilerini normalleştirmeyi kabul etti.

Kimliklerinin açıklanmamasını isteyen kaynaklar, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerinin İsrail ile zaten uzun süredir ilişki içinde olduğunu belirtti. Bu da, anlaşmaların bu ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesinin büyük ölçüde sembolik bir adım olacağı, ticaret ve askeri iş birliği gibi alanlarda ilişkilerin güçlendirilmesine odaklanılacağı anlamına geliyor.

Gazze Şeridi'nde artan vefat sayısı, bölgeye yardım girişinin engellenmesi ve İsrail'in askeri operasyonları nedeniyle bölgede yaşanan kıtlık, Arap öfkesini daha da artırdı. Bu durum, İbrahim Anlaşmaları’na daha fazla Müslüman çoğunluklu ülke ekleme çabalarının aksamasını beraberinde getirdi.

Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkilileri, Gazze savaşının on binlerce kadın ve çocuk dahil olmak üzere 60 binden fazla kişinin hayatına mal olduğunu ve bunun dünya çapında öfkeye yol açtığını belirtti. Kanada, Fransa ve Birleşik Krallık son zamanlarda bağımsız bir Filistin devletini tanıma niyetlerini açıkladı.

Üç kaynak, diğer bir ana anlaşmazlık noktasının Azerbaycan'ın komşusu Ermenistan ile olan çatışması olduğunu söyledi. Trump yönetimi, Kafkasya bölgesinde bulunan iki ülke arasındaki barış anlaşmasını İbrahim Anlaşmaları’na katılmak için ön koşul olarak görüyor.

Trump yönetimi yetkilileri, anlaşmaya katılabilecek birkaç ülkenin adını kamuoyuna açıklarken, kaynaklar Azerbaycan'a odaklanan görüşmelerin en organize ve ciddi olanlar arasında olduğunu belirtti. İki kaynak, birkaç ay hatta birkaç hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, mart ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye giderek Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Üç kaynak, Witkoff'un en önemli yardımcılarından biri olan Aryeh Lightstone'un bahar aylarında Aliyev ile bir araya gelerek İbrahim Anlaşmaları’nı görüştüğünü belirtti.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre aynı kaynaklar, bu görüşmeler kapsamında Azerbaycanlı yetkililerin komşu Kazakistan da dahil olmak üzere Orta Asya ülkelerindeki muhataplarıyla temasa geçerek, İbrahim Anlaşmaları'nın kapsamının genişletilmesine ne kadar ilgi duyduklarını ölçtüler.

Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan'ı içeren Orta Asya'da diğer hangi ülkelerle iletişime geçildiği henüz belli değil.

ABD Dışişleri Bakanlığı, yorum istendiğinde belirli ülkelere değinmedi, ancak anlaşmaların kapsamının genişletilmesinin Trump'ın ana hedeflerinden biri olduğunu bildirdi. Bir ABD'li yetkili, “Daha fazla ülkeyi dahil etmek için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan hükümeti ise yorum yapmaktan kaçındı. Beyaz Saray, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Kazakistan'ın Washington Büyükelçiliği de yorum taleplerine yanıt vermedi.