'Börü' filminin galası yapıldı

'Börü' filminin galası yapıldı (AA)
'Börü' filminin galası yapıldı (AA)
TT

'Börü' filminin galası yapıldı

'Börü' filminin galası yapıldı (AA)
'Börü' filminin galası yapıldı (AA)

"Dağ" serisinin arkasındaki isim olan Alper Çağlar'ın senaryosuna imza attığı "Börü" adlı filmin galası Vadi İstanbul AVM'de yapıldı.
Galada basın mensuplarına açıklamada bulunan oyuncu Serkan Çayoğlu, filmde zor şartlar altında çalıştıklarını belirterek, "Sahneler hep gecede olduğu için akşam 18.00'de başlayıp sabaha kadar çekim yapıyorduk. Düzenimiz tersine döndü. Fakat sorumluluğumuzun farkındaydık, gerçekten o karanlık geceyi elimizden geldiğince filme yansıtmaya çalıştık" dedi.
Oyuncu Özge Gürel de ortaya çok güzel ve kaliteli bir aksiyon filminin çıktığına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Benim 3. deneyimim 'Börü' ekibiyle beraber. Daha önce dizide beraberdik. Hem çalışmaktan çok keyif aldığım hem de çok şey öğrendiğim bir ekip. Aralarında olmaktan mutluyum. Çok güzel bir iş çıkardığımıza inanıyorum. Umarım emekler karşılığını alır." 
Oyuncu Can Nergis de, "Hepimiz bedenimizi, ruhumuzu, kalbimizi koyduk bu işe. Türkiye'de bir ilki yaptığımızı ve gerçekten kaliteli bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Şimdi de sinema filmine davet ettik insanları. Umarım herkes izlemekten zevk alır." ifadelerini kullandı.
"2019'un flaş filmlerinden biri olacak"
Oyuncu Zafer Algöz de "Börü" dizisine misafir oyuncu olarak dahil olduğunu söyleyerek, şunları anlattı:
"Ekibe sonradan dahil olduğumda baktım ki Serkan, Emir ve diğer bütün arkadaşlar teçhizatlarını kuşanıp kostümlerini giydikleri anda, yıllarca bu mesleği yapıyorlarmış gibi profesyonel geldi gözüme. Gerçekten çok büyük emek vermişler, aylarca silah nasıl tutulur, silahla nasıl koşulur, mühimmat çantasıyla nasıl hareket edilir, duvara tırmanmalar, yere atlamalar, aklınıza gelecek her türlü aksiyonu çalışmışlar halletmişler. Arkadaşlarım benden çok daha büyük emek gösterdi."
Algöz, filmin aynı zamanda 2019 yılının flaş filmlerinden biri olacağı yorumunda bulundu.
Yönetmen koltuğuna Cem Özüduru ile Can Emre'nin oturduğu, yapımcılığını yine Alper Çağlar'ın gerçekleştirdiği film, yarın vizyona girecek.
Filmde, 15 Temmuz gecesi yuvaları olan Özel Harekat Daire Başkanlığı bombalandıktan sonra, kendileri için kabus gibi bir gece boyunca mücadele etmeyi seçen, yaralarına, acılarına ve imkansızlıklara rağmen görevlerini yapan Ankara'daki Polis Özel Harekat Taarruz Timi Börü'nün hikayesi anlatılıyor. 



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature