2019’da Brexit egemenliği ile yeni bir rol arayışı arasındaki İngiltere

Prens Harry ve eşi Megan, düğün törenleri esnasında Windsor Kalesi dışındaki vatandaşları selamlarken (AFP)
Prens Harry ve eşi Megan, düğün törenleri esnasında Windsor Kalesi dışındaki vatandaşları selamlarken (AFP)
TT

2019’da Brexit egemenliği ile yeni bir rol arayışı arasındaki İngiltere

Prens Harry ve eşi Megan, düğün törenleri esnasında Windsor Kalesi dışındaki vatandaşları selamlarken (AFP)
Prens Harry ve eşi Megan, düğün törenleri esnasında Windsor Kalesi dışındaki vatandaşları selamlarken (AFP)

İngilizler, AB’den çıkış meselesinden ötürü ülkelerinin Dışişleri Bakanı ile başka iki bakanının gerçekleştirdiği istifa dizisini, daha sonra meclisin çoğunluğunu elinde bulunduran partinin lideri Theresa May’e yönelik darbe teşebbüsünü, hükümetin parlamentoyu ‘küçümsemek’ ile suçlanması ve Avam Kamarası’nda yaşanan ve çoğu zaman İngiltere’nin ‘muhafazakâr’ tartışma tonunu aşan keskin kavgaları önce şaşkınlık daha sonra artan bir kaygıyla takip etti. Peş peşe gelen bu siyasi sarsıntıların ortak paydası, Avrupa sürüsünün dışında uçmayı seçen ülkenin geleceğini belirleyen şu 6 harf: Brexit.
2018 yılı genelde netliği ve meclis yönetmelikleriyle olan yakın ilişkisi ile ön plana çıkan İngiliz siyasetinde alışılmadık bir yıl olurken hükümet, bu siyasi kargaşanın 2019 yılında ortadan kalkacağına dair herhangi bir gösterge sunmadı. Hatta aksine bazı üyelerini parlamentonun Brexit planlarını reddetmesi durumunda yaşanacak ‘felâket’ ölçüsündeki çağrışımlar konusunda uyardı. Bu esnada başkaları da başka bir sürprizin yankılarının peşine düşmek için birkaç gün önce başkente koştu. Bu sürpriz, bir insansız hava aracının iki günlüğüne Londra’nın en büyük havalimanındaki navigasyonu bozmasına ilişkindi.
2019 ve İngiltere
Herhangi bir acil değişikliğe hazır piyasalar ve çok değişken siyasi veriler ortasında Westminster politikacıları, 2019’da olayların akışına yeniden hâkim olmaya hazırlanıyor. Özellikle de İngiltere’nin resmi olarak AB’den çıkmasını gerektirecek ve böylece kırk beş yıllık sıkı ticari, siyasi ve güvenlik ilişkilerini sonlandıracak olan 29 Mart tarihi yaklaşıyorken. İngiltere hükümeti, uluslararası arenada ülkenin ekonomik ve siyasi konumunu güçlendirmek adına Brexit’e dair içte ve dışta mevcut olan tartışmayı bitirmeye çalışıyor.
Avam Kamarası’ndaki hâkim hava ve Avrupa Komisyonu’nun Brüksel’deki tutumu göz önüne alındığında aşağıda olasılıklara dayalı olarak sunduğumuz şu üç senaryo kendini dayatacaktır:
1 - Çıkışın ertelenmesi
Başbakan May ve AB, 25 Kasım’da Brüksel’de gerçekleştirilen olağanüstü bir zirvede Brexit’in çerçevesini çizen 585 sayfalık bir ön anlaşmaya vardı. Ancak bu anlaşma, İngiltere Parlamentosundan destek görmedi. Hatırlanacağı üzere May’in Muhafazakâr Partisi ve yine May’in hükümetteki ortağı İrlanda Demokratik Birlik Partisi (DUP), muhalif İşçi Partisi, İskoç Ulusal Partisi (SNP) ve Özgür Demokratlar ve Yeşiller’e mensup milletvekillerinden yoğun bir muhalefetle karşılaştı.
Farklı siyasi eğilimlere sahip olmalarına rağmen bunların hepsi, anlaşma metninde yer alan ‘güvenlik ağı’ mekanizmasını reddetme konusunda hemfikir. Bu mekanizmada AB ve Birleşik Krallığı kapsayan ‘tek bir gümrük bölgesi’ kurulması; sanayi ve tarım ürünleri için hiçbir gümrük vergisi veya kota sistemi uygulanmaması öngörülüyor. Anlaşma, Londra ve Brüksel arasında 2020’nin ortalarında daha iyi bir düzenleme bulunamazsa (31 Aralık 2020’ye kadar sürmesi beklenen ve uzatılabilir) geçiş döneminden sonra bu mekanizmaya başvurulabileceğini düşünüyor.
Geçici olması beklenen bu çözüm, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınırların geri dönmesinin önünü almayı ve 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasını korumayı hedefliyor. Ancak aynı zamanda İngiltere’nin üçüncü bir devletle serbest anlaşmalar imzalama imkânını da tehlikeye sokuyor.
May, ‘güvenlik ağı’na ilişkin maddeyi sözleşmeden çıkaramazsa ya da Londra’nın uzun bir süre Avrupa Gümrük Birliği ile bir ‘ilişkisi’ olmayacağı konusunda AB’den ‘yasal bakımdan bağlayıcı güvenceler’ koparamazsa anlaşma, milletvekillerinden destek göremez.
Bu durumda Başbakan, Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesi olarak bilinen çıkış şartının uzatılmasını talep etmek için çaba gösterebilir ki bu, tüm tarafların razı olacağı bir anlaşmanın imzalanması için kendisine vakit kazandırır. Bu seçenek, 27 AB ülkesinin onayını gerektirir ve önümüzdeki Mayıs ayında gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinin tarihinin yaklaşması sebebiyle birkaç haftayı aşacak bir uzatma da pek mümkün olmaz.
Bu birkaç hafta içerisinde May, AB ile yeni bir anlaşma konusunda uzlaşmaya varamazsa ya erken seçim çağrısı yapmak zorunda kalacak ya da yeni bir referandum düzenleme konusunda şimdiye kadar çekimser kalan bazı çağrılara kulak verecek.
2 - May’in anlaşmasına çekimser destek
May Hükümeti, Aralık ayının ikinci haftasında Avam Kamarası’nda Brexit planı için yapılması beklenen oylamayı yeterli desteği alamayacağını anladığı için erteledi. O zamandan beri May ve bakanları, İngiltere’nin AB’den anlaşmasız bir şekilde çıkması durumunda para piyasaları ve ekonomi üzerinde yaşanacak felaket etkileri konusunda uyarılarda bulunuyor.
May, 11 Aralık’taki oylamanın ertelenmesinin ardından bazı Avrupa ülkelerine kısa bir tur düzenledi. Son durağı ise çıkış anlaşması konusunda yeniden müzakere çabalarının keskin bir itirazla karşılandığı Brüksel oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Müzakere Komisyonu Başkanları Donald Tusk ve Jean-Claude Juncker’in başta olduğu Avrupalı liderler, May’e yasal anlamda bağlayıcı olmayan güvenceler sundu.
May, Brexit’in geçiş dönemi bittikten sonra Londra ile doğrudan serbest ticaret anlaşması imzalama konusunda Avrupa’dan bir taahhüt koparabilir ve sistemsiz bir çıkışın İngiltere’nin ekonomisine zarar vereceğini gerekçe göstererek anlaşma konusunda görüş birliğine varmak üzere Avam Kamarası’nda yeterli sayıda milletvekili üzerinde bir baskı uygulayabilir.
3 -  Anlaşmasız ‘sistemli’ çıkış
İngiltereli siyasilerin çoğu Londra ekonomisi için en kötü senaryonun AB’den anlaşmasız çıkmak olacağı konusunda hemfikir. Anlaşmasız çıkmanın kötü bir anlaşma ile çıkmaktan daha iyi olacağını düşünen birkaç muhafazakâr milletvekilini dışarıda tutarsak İngiltere hükümeti, muhalefet partileri ve iş dünyası bu senaryodan ülkeyi uzak tutmak için çözüm arıyorlar.
İki eski Başbakan Tony Blair ve John Major ile İngiltere Bankası Yöneticisi Mark Carney, düzenlenmemiş bir Brexit’in yankıları konusunda ilk uyarıda bulunanlardı. İngiltere Bankası, 28 Kasım’da sunduğu bir raporda Brexit konusunda bir anlaşmaya varamamanın İngiltere’de bir finans krizine yol açacağını ve sterlinde yüzde 25’lik bir değer kaybına sebep olacağını belirtti. Aynı şekilde İngiltere ekonomisi, 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 8 oranında bir küçülme yaşayacak ve işsizlik oranı şu an yüzde 1.4 iken yüzde 7.5’e yükselecek. Ev fiyatları da yüzde 30 oranında düşecek.
May Hükümeti, bir yandan bu çerçevesi çizilmemiş çıkışın ilk günlerinde hava yolculukları ile giyecek ve ilaç nakliyatının sorunsuz bir şekilde yapılmasını sağlamaya çalışırken diğer yandan piyasaları istikrarsızlaştırabilecek sürprizlerden kaçınmak adına topraklarında bulunan İngiliz ve yabancı şirketlere yönelik yönergeleri güncellemek için çabalıyor.
İngiltere’nin AB ile olan ilişkilerinde tuttuğu yolu bir kenara bırakırsak 2019 yılı başka türlü tehlikeler de barındırıyor. Bunlardan ilki güvenlik. Özellikle bir Rus ajan çiftinin toprakları üzerinde zehirlenmesi hadisesi onu, Moskova’daki yetkililerle doğrudan karşı karşıya getirdi. İkincisi dış yönelimleriyle alakalı: ABD Başkanı Donald Trump’ın gerek Suriye veya İran’da, gerekse Filistin-İsrail çekişmesinde Avrupalı dostlarına karşı tartışmalı tavırlar aldığı meselelerde Washington’un kefesi ağır basar mı basmaz mı?
Bu esnada Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox’un ABD, Ortadoğu ve Latin Amerika ülkeleri ile Asya ekonomileri başta olmak üzere birkaç ülke ile serbest ticaret anlaşması kovalamak için yurtdışı turlarını yoğunlaştırması bekleniyor.



Papa Francis'in unutulmaz sözleri

Papa Francis (AFP)
Papa Francis (AFP)
TT

Papa Francis'in unutulmaz sözleri

Papa Francis (AFP)
Papa Francis (AFP)

Vatikan'ın Papası Papa Francis, 12 yıl papalık yaptıktan sonra bugün 88 yaşında vefat etti.

Papa Francis’in Şarku’l Avsat’ın derlediği Papalık dönemindeki en önemli ifadeleri şunlardır:

Çevre:

Haziran 2015: “Evimiz olan Dünya, giderek daha çok büyük bir çöplük yığınına benziyor... Tüketim, atık ve çevresel değişimin hızı gezegenin enerjisini öylesine tüketti ki, sürdürülemez olsa da modern yaşam tarzımız yalnızca felaketi hızlandırabilir.”

Eylül 2015: Birleşmiş Milletler'e yaptığı açıklamada, "Güç ve maddi refaha yönelik bencil ve sınırsız susuzluk, mevcut doğal kaynakların kötüye kullanılmasına ve zayıf ve dezavantajlı olanların dışlanmasına yol açıyor."

Ekim 2023: Bir belgede "İçinde yaşadığımız dünya çöküyor ve çöküş noktasına yaklaşıyor olabilir" dedi. Bu sorunu inkar etme, gizleme, görmezden gelme veya görelileştirme yönündeki tüm girişimlere rağmen, iklim değişikliğinin işaretleri açık ve kesindir.

Savaş:

Mart 2021: Irak'ın Ur şehrine yaptığı ziyarette, "Düşmanlık, aşırılık ve şiddet dindar bir yürekten gelmiyor, aksine dine ihanettir."

Mart 2022: Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline atıfta bulunarak, "Ukrayna'da kan ve gözyaşı nehirleri akıyor. Bu sadece bir askeri operasyon değil, ölüm, yıkım ve sefalet eken bir savaş."

8 Ekim 2023: Hamas'ın güney İsrail'e saldırısının ertesi günü şunları söyledi: "Lütfen saldırıları ve silahları durdurun, çünkü terörizmin ve savaşın çözüm getirmediği, sadece birçok masum hayatın ölümüne ve acı çekmesine yol açtığı anlaşılmalıdır. Savaş yenilgidir, her savaş yenilgidir.

22 Kasım 2023: Papa, İsrail'in Gazze'ye yönelik misilleme saldırılarını sürdürmesiyle hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin acısını hissettiğini belirterek, "Bu savaş değil... Bu terörizmdir." dedi.

Göçmenlik:

Eylül 2015: ABD Kongresi'ne "Onların sayılarına şaşırmamalıyız, bunun yerine onları insan olarak görmeli, yüzlerini görmeli ve hikayelerini dinlemeliyiz."

Eylül 2015: Arnavutluk'taki bir kilise cemaatine yazdığı mektupta, "Barış arayanların önünü kesmek için duvarlar ve bariyerler inşa etmek gerçek anlamda şiddettir."

Ekim 2016: Vatikan'daki bir toplantıda, "Kendinize Hristiyan deyip sonra bir mülteciyi veya yardım isteyen birini, aç veya susuz birini geri çevirmek ve yardımınıza ihtiyacı olan birini sınır dışı etmek ikiyüzlülüktür."

Ekonomi ve kapitalizm:

Aralık 2013: Uluslararası Barış Günü münasebetiyle yayınladığı mesajda, “Günümüzdeki ciddi mali ve ekonomik krizler, insanları sağlam ekonomi prensiplerinin ötesinde, tüketim ve gelirde tatmin, mutluluk ve güvenlik aramaya itmiştir.”

Ekim 2013: La Repubblica'ya verdiği demeçte, "Sınırsız (ekonomik) liberalizm yalnızca güçlüleri güçlendirir, zayıfları zayıflatır ve en dışlanmış olanları dışlar."

Haziran 2014: Vatikan'da etik yatırım üzerine düzenlenen bir seminerde konuşurken, "Finans piyasalarının insanların ihtiyaçlarını karşılamak yerine kaderlerini şekillendirmesi veya birkaç kişinin finansal spekülasyondan büyük servetler elde ederken birçoğunun bunun sonuçlarıyla yükümlü olması giderek kabul edilemez hale geliyor."

Kadınlar:

Haziran 2018: Roma Katolik Kilisesi'nin merkezi yönetimine atıfta bulunarak şunları söyledi: "Daha fazla kadın olsaydı, Vatikan Mahkemesi'nde daha az çekişme yaşanırdı diye düşünüyorum. Bazıları bunun daha fazla dedikoduya yol açacağını söyledi ama ben öyle düşünmüyorum."

Kasım 2022: Papa, kadınların rahip olmasını reddetti ve muhabirlere şunları söyledi: "Papa II. John Paul açıktı ve kapıyı kapattı ve ben bundan geri adım atmayacağım," diyerek ekledi: "Kadın hakları mücadelesi devam eden bir mücadeledir. Kadınlar bir armağan olduğundan bunun için mücadele etmeye devam etmeliyiz. Tanrı, insanı ona oynayacak bir köpek vermek için yaratmadı. "Erkekler ve kadınlar eşit yaratılmıştır...Kadınların daha büyük roller oynamasına izin veremeyen bir toplum ilerlemez," dedi ve ekledi. "Vatikan'da bir kadına sorumluluk pozisyonu verildiğinde her şeyin daha iyiye gittiğini fark ettim.”

 Kürtaj ve doğum kontrolü:

Temmuz 2022: Reuters'a şunları söyledi: "Bir sorunu çözmek için insan hayatını almak meşru mudur, doğru mudur? Bu hayattır... Ahlaki soru şudur: Bir sorunu çözmek için bir hayatı almak doğru mudur? "Aslında, bir sorunu çözmek için profesyonel bir katil tutmak doğru mudur?"

Ocak 2015: Filipinler'den dönerken uçakta şunları söyledi: "Bazı insanlar, bu kelimeyi kullandığım için özür dilerim, iyi Katolikler olmak için tavşanlar gibi olmamız gerektiğini düşünüyorlar ama hayır... Kilise sorumlu ebeveynliği teşvik ediyor."

Din adamlarının çocuklara yönelik istismarı:

Nisan 2014: Papa, Uluslararası Katolik Çocuk Bürosu'na yaptığı açıklamada, "Birkaç rahibin işlediği tüm kötülüklerin sorumluluğunu üstlenmek ve çocuklara cinsel tacizde bulunarak verdikleri zarar için af dilemek zorunda hissediyorum."

Mayıs 2014: “Cinsel taciz çok iğrenç bir suçtur... çünkü bunu yapan bir rahip Tanrı'ya ihanet etmiş olur.”

Temmuz 2014: Vatikan'da altı taciz mağduruna verdiği vaazda şöyle dedi: "Tanrı ve halkı önünde, size karşı işlenen din adamlarının cinsel tacizi ve ağır günahları için üzüntümü dile getiriyorum. Ve af diliyorum.

Temmuz 2022: Reuters'a yaptığı açıklamalarda: "Her vakayla ayrı ayrı mücadele etmeliyiz... Bir rahip olarak insanların büyümesine ve onları kurtarmasına yardım etmeliyim... Sıfır tolerans."

Din Adamları ve Kilise Hakkında:

Mart 2013: “Yoksullar için, yoksul bir kilise diliyorum.”

Kasım 2013: Bir belgede şöyle diyordu: "Sokaklarda olduğu için yaralı, incinmiş ve kirli bir kilisem olmasını, kapalı olduğu ve güvenliğine yapıştığı için hasta bir kilisem olmasından tercih ederim."

Ağustos 2014: Güney Kore'de, "Zenginler gibi yaşarken yoksulluk yemini eden bu kutsanmış erkek ve kadınların ikiyüzlülüğü, inananların ruhlarını yaralıyor ve Kilise'ye zarar veriyor."

Aralık 2017: “Roma’yı onarmak, Mısır’daki Sfenks’i diş fırçasıyla temizlemek gibi.”

Mafya:

Haziran 2014: Papa Francis, İtalya'nın en büyük organize suç örgütü olan 'Ndrangheta'yı "kötülüğe tapan ve ortak iyiliği hor gören" bir örgüt olarak tanımladı.

Aynı vesileyle şunları söyledi: "Hayatlarında bu kötü yolu izleyenler, mafya üyeleri gibi, Tanrı ile uyum içinde değildirler. Onlar aforoz edilirler.

Çin:

Haziran 2018: “Çinliler sabırlarından dolayı Nobel Ödülü'nü hak ediyor çünkü onlar iyi insanlar, beklemeyi biliyorlar, zaman onların ve yüzyıllardır kültürleri var. “Onlar bilge insanlar, çok bilge… Çin'e çok saygı duyuyorum.”

Temmuz 2022: Vatikan'ın Çin ile yaptığı gizli ve tartışmalı 2018 anlaşması hakkında konuşurken: "Diplomasi, mümkün olanın sanatıdır ve mümkün olanı gerçekleştirmek için bir şeyler yapma sanatıdır."

Uyuşturucu:

Haziran 2014: Roma'da düzenlenen bir uyuşturucuyla mücadele konferansında, "Uyuşturucu bağımlılığı kötüdür ve kötülüğün uzlaşması veya tavizi yoktur."

Ünlüler:

Ağustos 2014: Güney Kore'den dönerken uçakta bulunan Francis, küresel şöhretiyle başa çıkmayı, "günahları ve hataları" ile ölümlülüğü üzerine düşünerek öğrendiğini söyledi.

Mart 2014: Bir İtalyan gazetesine verdiği röportajda şunları söyledi: "Papa'yı bir tür Süperman veya bir tür yıldız olarak tasvir etmek bana saldırgan geliyor. Papa gülen, ağlayan, huzur içinde uyuyan ve herkes gibi arkadaşları olan, sıradan bir insan."

Bilim:

Ekim 2014: Papalık Bilimler Akademisi'ne şunları söyledi: "Bugün dünyanın kökeni olarak kabul edilen Büyük Patlama, Tanrı'nın yaratıcı müdahalesiyle çelişmez. Aksine, doğadaki evrim, ilahi yaratılış kavramıyla çelişmez, çünkü evrim, evrimleşen varlıkların yaratılmasını gerektirir. Yaratılış hikayesini okuduğumuzda, Tanrı'nın her şeyi yapabilecek sihirli değneğe sahip bir sihirbaz olduğunu hayal etme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Ama öyle değil.