Tunus’ta çözüm Teknokratlar Hükümeti mi?

Cumhurbaşkanı Danışmanı Naci Colul
Cumhurbaşkanı Danışmanı Naci Colul
TT

Tunus’ta çözüm Teknokratlar Hükümeti mi?

Cumhurbaşkanı Danışmanı Naci Colul
Cumhurbaşkanı Danışmanı Naci Colul

Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi'nin Stratejik Liderlik Danışmanı ve eski Eğitim Bakanı Naci Colul “Krizin çözümü ancak tüm tarafların bağımsız bir Teknokratlar hükümeti kurmasıyla sağlanır” dedi.
Tunus Cumhurbaşkanının Danışmanı ülkenin yaşadığı krizin çözümünün, ancak tüm taraflardan bağımsız bir “Teknokratlar Hükümeti” ile sağlanabileceğini belirtti. Ülkedeki siyasi kriz, Cumhurbaşkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi arasındaki “Konsensüs”te, geçtiğimiz yaz Sibsi’den ayrılan Başbakan Yusuf Şahid’e Gannuşi’nin destek vermesi dolayısıyla çatlak oluşturmuştu.
Şahid’in yaklaşık 3 ay önce şekillendirdiği yeni hükümetin parlamentonun çoğunluğunu kazanmasına rağmen, Cumhurbaşkanı ve danışmanı, krizin “toplumsal huzursuzluk ve birçok siyasi parti ve sendikalara muhalefeti dolayısıyla” daha fazla düğüm oluşturduğunu söyledi.
Colul ayrıca, Şahid’in şekillendirdiği hükümetin adaletsiz bir şekilde liberal olduğunu belirtirken, “Cumhurbaşkanı Sibsi’nin toplumsal yönelimlerine ve Nida Partisi’nin kuruluşundan bu yana siyasi programlarına aykırı olduğunu” vurguladı.
Durumun, mevcut hükümetteki yansımalarına değinen Naci Colul, Yusuf Şahid’in eski ve yeni yönetimini ve destekçilerini “Nida Tunus Partisi’nin seçim programlarından uzaklaşmak, 2014 yılında seçim listelerini destekleyen halk ve merkezi tabanın çıkarlarına karşı olmakla” suçladı.
Cumhurbaşkanı Danışmanı, önceki hükümetin başarısızlığını kabul eden Nahda liderliğinin, Kartaca 2 Anlaşması kapsamında sendika ve parti liderlerinin ulaştığı reform programlarını desteklediğine dikkati çekti. Naci Colul, ancak Nahda Hareketi’nin Başbakan Yusuf Şahid’e güvenin yenilenmesinde ısrar ettiğini ve hareketin, Cumhurbaşkanı ve Nida Tunus lideri Baci el-Sibsi ile oluşan kriz hattına bu sebepten dolayı girdiğini vurguladı.
Öte yandan ülkedeki siyasi istikrarı sağlamak için sıkıntılı toplumsal durumun istikrarlı hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Danışmanı Colul, “Toplumsal istikrar sağlanmadan, siyasi istikrar da sağlanamaz” dedi.
Nida Tunus tarafından 2014 yılı seçim kampanyası sırasında gündeme getirilen fiyat artışına, enflasyona, yüksek vergilere, kalkınma ve istihdam sağlanamamasına ve diğer sloganlara atıf yapan yetkili, mevcut göstergelerin, Yusuf Şahid hükümetinin orta tabakaya karşı taraflığını doğruladığını, bunun da toplumsal protestoların yoğunlaşması anlamına geldiğini ifade etti.
Naci Colul, ülkenin mevcut çıkmazdan nasıl kurtulacağına yönelik bir soruya da “Nida Tunus’un iç farklılıkları ve bir yandan yürütme konseyi başkanları arasında diğer yandan da Cumhurbaşkanı Sibsi ve Gannuşi arasındaki ihtilafın” giderilmesiyle olacağı yanıtını verdi. Bakan Colul, söz konusu farklılıkların da “yeni bir Konsensüs ve hükümetin sendikalar ile halk tabakasındaki krizi derinleştiren seçeneklerinden vazgeçmesi” ile çözülebileceğine dikkati çekerek, krizin siyasi programlardan ve toplumsal seçimlerden uzak kalınması, Cumhurbaşkanı Sibsi’nin ilerleyişi dolayısıyla patlak verdiğini vurguladı.
Bakan Colul, “Cumhurbaşkanı, hala bu hükümetin başarısız olduğunu ve en kısa zamanda değiştirilmesi gerektiğini söylüyor. Böylece yeni enerjiler ortaya çıkacak, güvenlik, toplumsal, siyasi ve ekonomik kaos ve anlaşmazlıklar durdurulacak” dedi.
 
Koalisyon hükümetinin güçlü bir muhalefetle karşı karşıya kaldığı kriz meselesine bir çözüm olarak ise Naci Colul, bu yıl seçimlere hazırlanan Tunus’taki mevcut durumun, “herhangi bir siyasi partiye mensup olmamasına rağmen başbakanlık görevini (2013 yılında teknokrat Sanayi Bakanı olan) Mehdi Cuma’nın üstlendiği 2014 yılında olduğu gibi, tüm taraflardan bağımsız bir yetkinlik hükümeti yani, bir teknokrat hükümeti oluşturmaya başlayacağını” belirtti. Colul ayrıca, bağımsız yetkinlik hükümetinin, tüm siyasi tarafların katılımıyla gelecek cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapılana kadar geçiş dönemini tam bir şeffaflıkla denetleyebileceğini vurguladı.
Nida Tunus içerisindeki derin farklılıklara rağmen Cumhurbaşkanı Danışmanı, iktidardaki partilerin, kuliste olduğu gibi, üç ay içinde düzenlenen kapsamlı bir ulusal konferans dahilinde siyasi bir uzlaşıya varacağını söyledi. Yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde Nahda Hareketi adaylarının zafer kazanma şansının, başta “Nida Tunus’un başarısızlığı ve iç bölünmeler olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı şansının düşük olduğunu söyleyen Colul, Tunusluların büyük bir çoğunluğunun 2014 anayasası ve eski seçim merkezleri aracılığıyla muhafazakar dini akımlarla çalıştığını belirtti. Naci Colul’a göre, mevcut ve önceki hükümetler döneminde kaydedilen ekonomik, toplumsal ve siyasi anlaşmazlıklardan da kısmen Nahda Hareketi’nin sorumlu tutulabileceğine dikkati çekti.
Aynı şekilde Colul, tüm ulusal siyasi taraflara ve devlet kuruluşlarına da Şeyh Abdulaziz Saalbi’den ve 20. yüzyıl entelektüellerinden bu yana Tunus’ta siyasi reform, dini ve fikri olarak yenilenme kurucuları tarafından sembolize edilen reform ilkelerine uygun olarak İslami düşünceyi yenileme, ılımlı dini söylemi teşvik etme, çağdaş değerlerle barışık olma çabalarına destek verme çağrısı yaptı. Naci Colul ayrıca, ilgili tarafları Tunus’un kurucusu Habib Burgiba ve ulusal hareketindeki yoldaşlarının modern devletin inşa dönemi çabalarını da benimsemeye çağırdı.



Batı Şeria'da olanlara benzer şekilde… İsrail özel kuvvetleri Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yoğunlaştırdı

Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)
Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Batı Şeria'da olanlara benzer şekilde… İsrail özel kuvvetleri Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yoğunlaştırdı

Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)
Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)

19 Mayıs'ta İsrail'in gizli gücü ya da özel kuvvetler olarak adlandırılan bir grup, Direniş Komiteleri'nin askeri kanadı Nasır Selahaddin Tugayları'nın liderlerinden Ahmed Sarhan'a Han Yunus'ta hızlı bir operasyonla suikast düzenledi.

Bu, Batı Şeria'da Filistinli aktivistlere karşı yürütülen operasyonlara benzer görevler yürüten gizli bir gücün ilk ‘aleni’ operasyonuydu.

Ancak Gazze Şeridi daha önce de Batı Şeria'da olduğu gibi benzer güçlerin operasyonlarına ve ardından askeri takviyelere tanık olmuştu. Haziran 2024'te Nuseyrat'ta ve aynı yılın şubat ayında Refah'ta olmak üzere kaçırılanların kurtarılması için yapılan operasyonlarda da durum böyleydi.

Filistinliler cuma günü Cenin yakınlarındaki Raba köyünde topraklarına el konulmasına karşı düzenledikleri gösteride göz yaşartıcı gaza maruz kaldılar. (Reuters)Filistinliler cuma günü Cenin yakınlarındaki Raba köyünde topraklarına el konulmasına karşı düzenledikleri gösteride göz yaşartıcı gaza maruz kaldılar. (Reuters)

Nasır Selahaddin Tugayları komutanını hedef alan operasyonda, tespit edildikten sonra gücün geri çekilmesini sağlamak için helikopter ve insansız hava araçlarının (İHA) müdahalesi dışında askeri takviye yapılmadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, İsrail özel kuvvetlerinin son aylarda Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yoğunlaştırdığını ve belirli yerlerin tespit edilmesi, izlenmesi ve buralara kimlerin girip çıktığının takip edilmesinde rol oynadığını bildirdi.

Sızma, adam kaçırma ve cinayet

Dün öğleden hemen önce, askeri araçların konuşlandığı yerin birkaç yüz metre uzağında bulunan bir İsrail özel kuvveti, Refah'ın kuzeybatısında bulunan Kızıl Haç sahra hastanesi yakınlarına sızdı ve bir grup insana ateş açtı.

Daha sonra bu gücün Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams'ı kaçırdığı ve uluslararası ajanslar için hastanelerin çalışmaları hakkında bir belgesel çekmekte olan foto muhabiri Tamir ez-Zeanin'i öldürdüğü ortaya çıktı. Operasyonda, Sağlık Bakanlığı'nda el-Hams ile birlikte çalışan bir yönetici de yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams (Reuters)Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams (Reuters)

Operasyonu gerçekleştiren güç, el-Hams'ı kaçırdıktan sonra Refah'ın batısındaki el-Alem bölgesinde bulunan İsrail güçlerine doğru geri çekildi.

Bu gücün genellikle Arapça bilen İsrailli gizli ajanlardan mı oluştuğu yoksa son birkaç aydır Gazze Şeridi'nde adı sıkça anılan ve özellikle İsrail tarafından tamamen işgal edilmiş olan Refah bölgesinde aktif olan Yaser Ebu Şebab'a bağlı silahlı grupların üyeleri mi olduğu konusunda çelişkili haberler vardı.

Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'da bir caddede ilerleyen İsrail askeri araçları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'da bir caddede ilerleyen İsrail askeri araçları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)

Şarku’l Avsat'a konuşan görgü tanıklarına göre operasyonu gerçekleştiren güç, Filistin plakalı sivil bir ciple seyahat ediyordu. Önce kimlikleri tespit edilmeden bir grup insana ateş açtılar ve daha sonra el-Hams olduğu tespit edilen kişiyi kaçırdılar.

‘Tehlikeli bir emsal’

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams daha önce Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi'nden sorumluydu ve bir kere evi bombalanmıştı.

Sağlık Bakanlığı el-Hams'ın kaçırılmasını kınayarak olayı ‘Gazze Şeridi'ndeki hasta, aç ve acı çekenlerin sesinin doğrudan hedef alınması anlamına gelen tehlikeli bir emsal’ olarak nitelendirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Açlıktan ölen çocukların acısını, ilaçtan mahrum kalan yaralıların acısını ve hastane kapıları önündeki annelerin feryatlarını dünyaya duyuran en önde gelen insani ve tıbbi seslerden birini hedef alan bu korkakça eylem, gerçeği susturmak ve en kötü sağlık ve insani felaketi yaşayan tüm bir halkın acısını gizlemek için önceden planlanmış bir niyeti yansıtmaktadır.”

Saldırıyı ‘ifade özgürlüğü ve insani yardım çalışmalarının ciddi bir ihlali’ olarak değerlendiren Bakanlık, el-Hams'ın güvenliğinden İsrail’i tamamen sorumlu tutarak derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep etti.

Ramallah'ın doğusundaki Burka köyünde 15 Temmuz 2025 tarihinde yerleşimciler tarafından yakılan araçların arasında yürüyen bir Filistinli (AFP)Ramallah'ın doğusundaki Burka köyünde 15 Temmuz 2025 tarihinde yerleşimciler tarafından yakılan araçların arasında yürüyen bir Filistinli (AFP)

El-Hams'ın kaçırılmasının gerçek nedenleri bilinmiyor. Ancak sahadaki kaynaklar, bunun tıbbi ekipleri hedef alma ve hastane yöneticilerini kaçırıp tutuklama girişiminin bir parçası olabileceğini tahmin ediyor. Nitekim Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Selmiye ve Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiye ile de benzeri yaşanmıştı. Amaç, 7 Ekim 2023 olaylarında yaralanmalarından sonra ya da sonrasında yakınlarında gerçekleşen İsrail bombardımanlarında yaralanıp Gazze’deki hastanelerde tedavi edilmiş olabilecek kaçırılmış İsraillilerin akıbetini öğrenmek olabilir.

Casusluk, izleme ve gözetleme

Bu olay, silahlı kişilerin Gazze şehrinin güneyindeki Tel el-Hava mahallesinde Heysem Şimali adlı bir Filistin vatandaşını susturucu takılı tabancalarla öldürmesinden yaklaşık on gün sonra meydana geldi.

Elektronik mühendisi olan Şimali'nin katilinin kimliği henüz doğrulanmadı. Bazı kaynaklar onun bir Hamas aktivisti olduğunu doğrularken, ölümünün koşulları şu anda araştırılıyor.

Geçtiğimiz haftalarda İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nda aktif olan bazı mühendislere suikast düzenledi.

Batı Şeria'daki Ramallah sokaklarında dün Gazze Şeridi ile dayanışma amacıyla bir gösteri düzenlendi. (AFP)Batı Şeria'daki Ramallah sokaklarında dün Gazze Şeridi ile dayanışma amacıyla bir gösteri düzenlendi. (AFP)

İsrail, Mart 2024'te Şifa Tıp Kompleksi'ne saldırıp üst düzey bir Hamas yetkilisi olan İç Güvenlik Servisi Operasyon Direktörü Faik el-Mebhuh'u öldürdüğünde özel bir güç kullanmıştı.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, İsrail özel kuvvetlerinin muhbirler yardımıyla evleri ve binaları izleyerek buralara kimlerin girip çıktığını öğrenmeye çalıştığını söyledi.

Faaliyetlerini itiraf eden muhbirlerin yakalandığını ve sorgulandıktan sonra haklarında ‘saha’ tedbirleri alındığını da ifade ettiler.

Kaynaklar, bu güçlerin aktivistlerin, vatandaşların ve hastaneler dahil bazı yerlerin hareketlerini gözetlemek ve izlemek için kameralar ve dinleme cihazları yerleştirdiğini ve bu cihazların çoğunun yakın zamanda ortaya çıkarıldığını bildirdi.

Kaynaklar, Kassam Tugayları'nın güvenlik ve istihbarat birimlerinin özel kuvvetlerin Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yakından takip ettiğini ve grup aktivistlerine bu kuvvetlerden gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı uyanık ve tetikte olmaları, hafif silahlar ve el bombaları taşımaları yönünde sıkı talimatlar verildiğini belirtti.