Ürdün’deki Saddam Hüseyin’i anma törenleri Irak ile krize neden oldu

Ürdün’deki Saddam Hüseyin’i anma törenleri Irak ile krize neden oldu
TT

Ürdün’deki Saddam Hüseyin’i anma törenleri Irak ile krize neden oldu

Ürdün’deki Saddam Hüseyin’i anma törenleri Irak ile krize neden oldu

Irak’ın eski lideri Saddam Hüseyin’in idamının 12’inci yıldönümü vesilesiyle Amman’da halk ve konsey etkinlikleri düzenlenmesine verilen izin Irak ve Ürdün milletvekilleri arasında karşılıklı suçlamalar yaşanmasına neden oldu.
Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Ömer er-Rezzaz, geçtiğimiz günlerde Irak’ı ziyaret ederek ticaret, siyaset ve güvenlik alanlarında iş birliğinin artırılmasının yanı sıra Akabe Limanı’nın Irak petrol ihracat platformlarından biri olması konusunda anlaşmalara varmıştı.
2003 yılındaki ABD işgali sonrasında, Irak eski Başbakanı Nuri el Maliki döneminde kurulan Irak Ceza Mahkemesi, Saddam Hüeyin’in idam edilmesine karar vermişti. Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006’da, Kurban Bayramı sabahı idam edilmişti. Mahkeme Baas Partisi rejimini soykırım ve savaş suçlarının yanı sıra insanlığa karşı suç işlemekle de suçlamıştı.
Her yıl Ürdün’de Saddam'ın infazının yıldönümünde düzenlenen anma törenleri başta Şiiler olmak üzere çoğu Iraklının öfkesine neden oluyor. Saddam Hüseyin’in idamı için yapılan anma törenlerini, o dönemde öldürülen insanlara karşı işlenen bir suç olarak tanımlayan Iraklılar her yıl Ürdün ile ilişkilerin kesilmesi çağrısında bulunuyor. Irak partileri ayrıca devrik lider Saddam Hüseyin'in kızı Raghad Hüseyin ve diğer aile üyelerinin 2003 yılından bu yana Amman’da olmasından memnun değil.
Bu yıl Iraklıların Saddam Hüseyin’in anma törenlerine yönelik eleştirileri, parlamenter seviyede, resmi olarak da yankı buldu. Iraklılar törenleri ‘provokasyon’ olarak adlandırırken Ürdünlü milletvekilleri ise törenlerin ‘anayasa ile güvence altına alınan özgürlük bağlamında’ düzenlendiğini savunuyor.
Hukuk Devleti Koalisyonu milletvekili Aliya Nassif, çarşamba günü yaptığı açıklamada Bağdat yönetiminin Ürdün’ü Irak halkının iradesine saygı duymaya zorlaması gerektiğini söyledi. Ürdün’ün eski rejimini yücelten toplantılar ve kutlamalar düzenleyerek yaptığı provokasyona engel olmasını istedi. Ürdün hükümetinin tutumunun “kişisel özgürlük” olarak adlandırmasının gerekçe kabul edilemeyeceğini belirten Nassif, Ürdün güvenliğinin Irak halkına yönelik kötü niyetli toplantıları engelleyebileceğini söyledi.
Ürdün milletvekili Halid Ramazan ise anayasa ile güvence altına alınan özgürlük ilkesi kapsamında tüm Ürdün kurumlarının etkinlik düzenleme hakkına sahip olduğunu belirterek hiçbir parlamentonun, özellikle de ifade özgürlüğü konusunda anayasa ile güvence altına alınan anlaşmalara aykırı davranma hakkı olmadığını vurguladı. Ramazan, iki ülke arasındaki meselelerin diplomatik yollarla ya da iki ülkenin büyükelçilikleri aracılığıyla ele alındığına işaret etti.
Ürdün milletvekillerinin açıklamalarına yanıt Fetih Koalisyonu milletvekili Vecih Abbas’dan geldi. Abbas dün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Biz Iraklı milletvekilleri olarak Ürdün Parlamentosu’nun yasalarına değil, Irak halkının onurunu koruyan görüşlere sahibiz. Saddam, Irak halkına ve hükümetimize karşı suç işledi. Bazı Ürdünlüler bu suçlara karşı zayıf tutum sergiliyor. Demokrasi, Iraklıların duygularına saygı duyar. Ürdün’ün söylemlerini bize ifade özgürlüğü adı altında sunmaz.”



Suudi Arabistan: Bölgesel güvenlik bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını gerektiriyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci, bakanlar düzeyindeki Arap Birliği toplantısına katıldı. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci, bakanlar düzeyindeki Arap Birliği toplantısına katıldı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Bölgesel güvenlik bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını gerektiriyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci, bakanlar düzeyindeki Arap Birliği toplantısına katıldı. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci, bakanlar düzeyindeki Arap Birliği toplantısına katıldı. (SPA)

Suudi Arabistan dün yaptığı açıklamada, bölgenin güvenliği için Filistin meselesine uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda adil ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ı temsilen yardımcısı Velid el-Hureyci'nin katıldığı Arap Birliği'nin 163. bakanlar düzeyindeki toplantısında yapılan açıklamada, barışın Ortadoğu için stratejik bir tercih olduğu belirtildi.

Suudi Arabistan'ın Filistin halkına desteğini bir kez daha yineleyen el-Hureyci, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin sürdürülmesi ve uygulanması, İsrail işgalinin uluslararası hukuka saygı göstermesi ve Filistin halkına karşı işlediği suçları durdurması gerektiğine işaret etti.

(foto altı) Kahire'de düzenlenen bakanlar düzeyindeki 163. Arap Birliği toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan'ın Filistin halkının topraklarından sürülmesine yönelik çağrıları ve kendi kaderini tayin etme yönündeki meşru isteklerini yerine getirmeyen çözümleri dayatma girişimlerini tümüyle reddettiğini yineleyen el-Hureyci, Suudi Arabistan'ın ‘uluslararası koalisyon’ aracılığıyla iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için ortak ve dost ülkelerle birlikte çalışmaya devam ettiğini vurguladı.

El-Hureyci, Riyad'ın ortak Arap eyleminin önemine ve ortak zorluklarla yüzleşmek, vizyonları birleştirmek ve bölgede güvenlik, istikrar ve refahı sağlamak için Arap ülkeleri arasında her düzeyde koordinasyonu sürdürme isteğine yaptığı vurguya dikkat çekti.