ABD donanmasına ait USS Cole savaş gemisini bombalayan el-Kaide lideri öldürüldü

Cemal el-Bedevi, 2015 yılında Yemeni mahkemesi önünde göründüğü sırada
Cemal el-Bedevi, 2015 yılında Yemeni mahkemesi önünde göründüğü sırada
TT

ABD donanmasına ait USS Cole savaş gemisini bombalayan el-Kaide lideri öldürüldü

Cemal el-Bedevi, 2015 yılında Yemeni mahkemesi önünde göründüğü sırada
Cemal el-Bedevi, 2015 yılında Yemeni mahkemesi önünde göründüğü sırada

 2000 yılında ABD USS Cole savaş gemisine bombalı saldırıyı planlayan El Kaide liderlerinden Cemal el Bedevi Yemen'de öldürüldü. Yemenli kaynaklar, ABD’nin dün gerçekleştirdiği drone saldırısı sırasında el-Bedevi’nin öldüğünü bildirdi.
Basında çıkan haberlerde, Bedevi’nin nerede öldürüldüğüne dair çelişkili bilgiler gelmeye devam ediyor. Bazı medya organları Bedevi’nin Yemen'in kuzeydoğusunda bulunan Marib'de hedef alındığını kaydederken, bazıları da ise ülkenin orta kesiminde yer alan  el-Beyda ilinde hedef alındığını iddia etti.
Bedevi’nin, 12 Ekim 2000 tarihinde ABD donanmasına ait "USS Cole" savaş gemisine yönelik bombalı saldırıda rol oynadığına dikkat çekilirken, ABD’nin insansız hava araçlarının, sürekli olarak Yemen'in doğu ve güney illerindeki el-Kaide’ye bağlı aktif unsurların ve liderlerin hedef aldığı kaydedildi.
ABD uçakları, özellikle Yemen'in güneyindeki bölgelerin kontrolünü ele geçiren ve iç savaşın yol açtığı ülkede nüfuz sahibi olan Arap Yarımadası'ndaki el-Kaide liderine yönelik baskınlar gerçekleştirdi.
1960 doğumlu Cemal el-Bedevi’nin, 12 Ekim 2000 tarihinde Aden sahilinde bulunan ABD donanmasına ait USS Cole savaş gemisini bombaladığından şüpheleniliyor. 29 Eylül 2005 tarihinde Devlet Güvenlik Ceza Mahkemesi tarafından hakkında idam cezası verildi, ancak daha sonra bu ceza hafifletilerek 15 yıl hapse çevrildi.
ABD tarafından başına 5 milyon dolar ödül konulan Bedevi, Washington tarafından en çok aranan listesinde yer alıyordu.
Yemen'de şiddetli çatışmalar devam ediyor
Öte yandan Yemen ordusu ile milisler arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından Saada’nın kuzeyinde bulunan Bakim’de yeni alanlar Husilerden kurtarıldı.
Yemen resmi haber ajansının askeri bir kaynaktan aktardığı bilgilere göre, Özel Görevler Tugayı, 63. Piyade Tugayı ve 9. Tugay’ın milislere yönelik gerçekleştirdikleri ani saldırılar sonrasında darbeci milislerin Saada’da yoğunlaştıkları bazı bölgelerden çıkarıldı.



Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
TT

Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)

Suad Gross

İbrani medyasında yer alan ve “Suriye'ye yakın” bir kaynağa atfedilen açıklamalara göre, Suriye ve İsrail 2025 yılı sonuna kadar barış anlaşması imzalayacak. Bu açıklamalar, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam'ın diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucularla dolaylı müzakereler yoluyla ülkenin güneyindeki İsrail saldırılarını ve ihlallerini durdurmak için çalıştığını ve “Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini” vurguladıktan birkaç gün sonra geldi. Peki, Suriye barış anlaşması imzalamaya hazır mı?

İsrail'in Arapça yayın yapan “I24 NEWS” sitesi, “Suriye'den bilgili bir kaynak”tan, söz konusu barış anlaşmasının, İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden sonra, tampon bölge içinde ilerlediği tüm Suriye topraklarından, Hermon Dağı'nın zirvesi de dahil olmak üzere, kademeli olarak çekilmesini öngördüğünü belirtti.

Şam hükümetine yakın kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, İsrail ile bölgesel ve uluslararası himaye altında dolaylı müzakerelerin sürdüğünü, Suriye Devlet Başkanı'nın bunu duyurduğunu ifade etti.

Kaynaklar, Suriye'nin, İsrail'in Suriye topraklarındaki saldırı ve ihlallerini durdurmasını ve 1974 anlaşmasına geri dönmesini talep ettiğini, İsrail'in ise bir tampon bölge oluşturmak istediğini ve muhtemelen gelecekte kapsamlı bir barış anlaşmasına zemin hazırlayacak yeni bir güvenlik anlaşması imzalanacağını açıkladı.

Kaynaklar, kalıcı bir anlaşmaya varılmasının mümkün olmadığını belirtirken, kalıcı bir barış anlaşmasına veya İbrahim Anlaşması'na zemin hazırlayacak bir anlaşmaya varılma olasılığını dışlamadı. Kaynaklar, durumun hızla geliştiğini belirterek, Şam'ın Suriye'nin egemenliğini koruyacak bir anlaşmaya varılması için Arap dünyasının rolüne güvendiğini, barış dosyasını Arap dünyasının gündemine taşıdığını ve ABD ile Batı ülkelerinin Suriye'deki istikrarı destekleme arzusu çerçevesinde, İsrail'e saldırıları durdurması için baskı yapmasını umduğunu kaydetti.

Ancak Suriye, İsrail ile kalıcı bir barış anlaşmasına hazır mı?

Kaynaklar, Suriye'nin “yeni doğmuş” bir ülke olarak mevcut durumda kalıcı barışa hazır olmadığını ve umduğu çözümün, değiştirilmiş bir güvenlik anlaşması veya 1974 anlaşmasına geri dönmek olduğunu belirtti. Halkın reddi devam ediyor, ancak bu red, karmaşık ve çetrefilli iç sorunlar ve Suriye topraklarında iktidar dışında, düşmanla barış ilkesini reddeden aşırı akımlar ve silahlı grupların varlığı nedeniyle daha az belirgin.

Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)

Suriye'li siyasi araştırmacı ve “Ortadoğu Muhafazakarlar Birliği” sekreteri Wael Aleji, İsrail ile kapsamlı barışın “şu anda zamansız bir konu olduğunu ve Suriye'nin yeni hükümetinin daha acil öncelikleri olduğunu” belirtti.

Aleji, “Şam'ın şu anda herhangi bir dış güçle askeri çatışmaya hazır olmadığını, Suriye halkının savaşlardan ve önceki rejimlerin Filistin meselesini ve Arap-İsrail çatışmasını istismar etmesinden bıkmış olduğunu” söyledi.

Araştırmacının görüşüne göre, Suriye devletinin önceliği “şu anda tüm çabalarını Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye, iç barışı ve ulusal birliği güçlendirmeye, mezhepçilik ve terörizmle mücadeleye odaklamak”tır. İsrail'e gelince, “Suriye halkının haklarını ve bir tarafın diğerinin topraklarını işgal ettiğini açıkça ortaya koyan uluslararası hukuk ve çok sayıda BM kararı” olduğunu belirten araştırmacı, “uluslararası hukuka ve uluslararası mekanizmalara başvurmanın her açıdan en iyi, en güvenli ve en ucuz seçenek” olduğunu vurguladı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, birkaç gün önce Kuneytra ve işgal altındaki Golan'dan önde gelenlerle yaptığı toplantıda, Suriye'nin bu saldırıları ve ihlalleri durdurmak için diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucular aracılığıyla dolaylı müzakereler yürüttüğünü belirterek, Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini vurguladı.

Toplantıda, İsrail işgalinin tekrarlanan saldırıları altında halkın karşı karşıya olduğu hizmet, yaşam ve güvenlik sorunları ele alındı. Şara, önümüzdeki dönemde sınır bölgelerine daha fazla destek sağlanacağını vurguladı.