IKBY bayrakları Kerkük’te yine krize neden oldu

IKBY bayrakları Kerkük’te yine krize neden oldu
TT

IKBY bayrakları Kerkük’te yine krize neden oldu

IKBY bayrakları Kerkük’te yine krize neden oldu

Kerkük’teki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrakları krizi, dün, Kürt partilerin parti merkezlerine IKBY bayrakları asmalarıyla yeniden patlak verdi.
Arap, Türkmen ve Şii partiler, bayrakların asılmasını sert bir şekilde kınarken, Kerkük Valisi Bağdat’tan askeri takviye gönderilmesini talep etti.
Benzer bir kriz geçtiğimiz yılın başlarında Kerküklü Arap, Kürt ve Türkmen oluşumları arasında patlak vermişti. O dönem Kürtlerin ildeki nüfuzunun fazla olması nedeniyle resmi binalarda IKBY bayrakları asılmış, Arap ve Türkmenler sert tepki vermişlerdi. Ardından Bağdat’taki İdare Mahkemesi kararıyla bayraklar kaldırılmış ve kriz sona ermişti. Irak eski Başbakanı Haydar İbadi hükümeti, Kerkük’teki kontrol alanını genişletmiş ve Kürt valinin yerine Arap bir isim atamıştı. 16 Ekim 2017 tarihli kanunun uygulanması ise Kürtlerin Kerkük’teki etkisinin azalmasına neden olmuştu.
Kerkük’te büyük bir nüfuza sahip olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), 1 yıl aranın ardından merkez binasına IKBY bayrağını tekrar astı. Kerkük’teki diğer Kürt partileri de KYB’yi takip etti. Bu olayın ardından Kerküklü Arap ve Türkmen oluşumlar da görüşlerini savunmak üzere adeta bir ‘açıklama savaşına’ giriştiler. Bu açıklamaların bir kısmında sert ifadeler kullanılırken, bir kısmında da sorunu çözmek için federal hükümetin askeri takviye göndermesi istendi. Fetih Koalisyonu Lideri Hadi Amiri tarafından yönetilen Bedir Tugayı, IKBY bayraklarının asılmasıyla ilgili sert bir bildiri yayınladı. Bildiride, “Kerkük'ün güvenliğini koruyacağımıza ve halkımıza zarar vermeye çalışan eli keseceğimize söz veriyoruz” ifadeleri yer aldı. Irak Türkmen Cephesi (ITC) ve Arap Bloğu, IKBY bayraklarının asılması konusunda benzer açıklamalar yaptı.
Abdulmehdi’nin ofisinden açıklama
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin ofisinden dün yapılan açıklamada, çeşitli siyasi liderlerle uyumlu hareket edilmesi için Anayasa'nın koruyucusu olarak Cumhurbaşkanı ile acil temaslarda bulunulduğu belirtildi. Başbakan Abdulmehdi, açıklamasında, uygun olanın Anayasa ve Federal Mahkeme tarafından alınan karara saygı duyulması olduğunu vurgulayarak, Kerkük’ün, IKBY'nin Anayasa’da belirlenen sınırları dışında ve tartışmalı bölgeler arasında yer aldığına dikkat çekti.
Kerkük Valiliği’nden askeri takviye talebi
Kerkük Valiliği tarafından yayınlanan açıklamaya göre Vali Rakan Said Ali Cuburi, “Kerkük'ün güvenliği ve istikrarını bozmak isteyenleri engellemek, terörün bazı politikacıların siyasi hataları ve sorumsuzca tutumlarını kullanmasını önlemek için Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlıktan Kerkük’e askeri takviye de bulunulmasını talep etti.
Kerküklülerin güvenliğini koruma, birlikte yaşam faktörünün yanı sıra güvenlik ve sosyal istikrarı sürdürme ve siyasi çıkmaza sürüklenmeme çağrısında bulunan Cuburi, Anayasa’nın yanı sıra Parlamento ve İdari Mahkeme kararlarının ihlallerini kabul edemeyeceğini vurguladı.
Öte yandan KYB tarafından yayınlanan ve IKBY bayraklarının asılmasının savunulduğu bildiride, “KYB, Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu kararları ve Irak yasalarınca tescilli bir partidir. Her partinin kendi amblemi ve bayrağı vardır. IKBY’nin bu partinin özelliklerinden biri olması nedeniyle, IKBY bayrağı da Irak bayrağının yanında parti merkezimize asılmıştır. Kardeşçe bir arada yaşamanın ve siyasi çeşitliliğin bir sembolü olarak, Kerküklü partilerin ve oluşumların, kendi bayraklarını ve amblemlerini kullanmaları hakkına saygı duyuyoruz.  Kerkük’teki parti temsilcilerimiz ve siyasi ortaklarımız, pozisyonumuz ve bayrak asma hakkımıza saygı gösterilmesini talep ediyor” ifadelerine yer verildi.
Ancak Irak Türkmen Cephesi eski Milletvekili Fevzi Ekrem Terzi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “KYB, Kerkük'te hassas bir konu olan IKBY bayrakları ile parti bayraklarını bir birine karıştırıyor. Ya Kürt güçleri Kerkük'ün kontrolünü alma konusunda ısrar ediyorlar ya da bugünlerde Bağdat'taki hükümetin oluşumuyla ilgili içinde bulunulan şartları, Kerkük'te kabul edemeyeceğimiz kazançlar elde etmek için kullanmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Kerkük'teki herhangi bir binaya IKBY bayrağının asılmasının yasadışı olduğunu belirten Terzi,  ancak partilerin kendi bayraklarını asmalarının kabul edilebilir olduğunu ve kimsenin buna tepki göstermediğini kaydetti.
KYB’ye yakın bir kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, 16 Ekim 2017 sonrası Kürtlerin etkisinin zayıflamasının ardından Araplar ve Türkmenlerin kendilerini daha güçlü hissetmeye başlamasıyla verdikleri tepkilerde aşırıya gittiklerini söyledi. Kaynak, özellikle de Türkmenlerin verdiği tepkinin kendilerini şaşırttığını, çünkü Türkmenlerin de tarihte var olan Türkmen devletinin sembolü olarak bilinen ay yıldızlı bayrağı kullandıklarını belirtti.
“2016 yılındaki DEAŞ’ın zehirli gaz saldırısından dolayı hastalıklar görülmeye başlandı”
Diğer yandan Irak İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ali el-Bayati, Tuzharmatu’da bir takım cilt hastalıklarının yaygın olarak görülmeye başlandığına dikkati çekti. Bayati, bu hastalıklara DEAŞ’ın 2016 yılında Tuzhurmatu’da kullandığı zehirli gaz bombalarının neden olduğunun düşünüldüğünü ifade etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Bayati, Kerkük'ün güneyindeki Tuzhurmatu bölgesinde son dönemde cilt ve bağışıklık sistemi hastalıklarının yaygın olarak görülmeye başlandığını bazı vakaların ise ölümle sonuçlandığını belirtti. Bu hastalıklara DEAŞ’ın kullandığı kimyasal bombaların neden olduğuna inanıldığını vurgulayan Bayati, buna karşılık hükümet kurumlarının, bölge halkı ve yerel yetkililerin tüm başvurularına rağmen, iki yıldır harekete geçmediklerine dikkati çekti.



Lübnan Cumhurbaşkanı’ndan Laricani'ye: İçişlerimize her türlü müdahaleyi reddediyoruz

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta bir araya geldi. (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta bir araya geldi. (AP)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı’ndan Laricani'ye: İçişlerimize her türlü müdahaleyi reddediyoruz

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta bir araya geldi. (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta bir araya geldi. (AP)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Laricani ile Beyrut’ta bir araya geldi. Avn yaptığı açıklamada, ‘Lübnan’ın iç işlerine herhangi bir müdahaleyi’ reddettiğini belirterek, İran'ın son zamanlarda Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına ilişkin yaptığı bazı açıklamaları ‘yararsız’ olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın X hesabından aktardığı açıklamaya göre Avn, Laricani ile görüşmesi sırasında şu ifadeleri kullandı: “İçişlerimize herhangi bir tarafın müdahalesini reddediyoruz… Hiçbir tarafın, istisnasız olarak, silah taşımaya ve dışarıdan güç almaya hakkı yoktur.”

Laricani'nin ziyareti, İran'ın Lübnan içişlerine müdahalesinin ardından gerçekleşti. Geçtiğimiz günlerde Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayati’nin açıklamalarını ‘şüpheli ve kabul edilemez’ olarak nitelendirmişti.

İran'ın Tesnim haber ajansı birkaç gün önce Velayati'nin “Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma adımları başarısız olacak” dediğini aktarmıştı. Velayati, İran'ın ‘Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına kesinlikle karşı olduğunu, çünkü İran'ın Lübnan halkını ve direnişini her zaman desteklediğini ve bu desteği bugüne kadar sürdürdüğünü’ belirtti.

Velayati, ‘bu tür fikirlerin Lübnan'da ilk kez ortaya atılmadığını, ancak daha önce başarısız olduğu gibi bu sefer de başarısız olacağını’ ifade etti.

Recci ise Velayeti’nin açıklamalarına şöyle yanıt verdi: “Bazı İranlı yetkililer, Lübnan'ın iç kararları hakkında şüpheli açıklamalar yapmaya devam ediyor... İran'ın bu kabul edilemez uygulamalarını hiçbir koşulda kabul etmeyeceğiz. Hiçbir tarafın Lübnan halkı adına konuşma veya onun egemenlik kararları üzerinde vesayet hakkı iddia etme hakkı yoktur.”