IKBY’de iktidar partileri arasında gergin toplantı

IKBY’de iktidar partileri arasında gergin toplantı
TT

IKBY’de iktidar partileri arasında gergin toplantı

IKBY’de iktidar partileri arasında gergin toplantı

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), iktidardaki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokrat Parti (KDP) arasındaki gergin ilişkileri normalleştirmek için her iki tarafın istihbarat görevlilerinin katılımıyla dün Erbil’de bir toplantı gerçekleştirdi.
Taraflar arasındaki ilişkilerin bozulması, KYB’nin istihbarat servisinin Süleymaniye’nin güneyinde bulunan Kifri kasabasında iki hafta önce, KDP’nin üst düzey kadrosundan bazı yetkilileri gözaltına alması ile başladı. Taraflar arasında yaşanan sorun ilişkilerin gerilmesine sebep olurken bu durum bölgesel bir hükümet ve bölge başkanlarının belirlenmesi için yürütülen müzakerelerin yapılmasına olumsuz bir şekilde yansıdı.
Ortak bir komisyon kurulacak
Kapalı kapılar ardında yaklaşık dört saat süren görüşmelerden sonra KDP sözcüsü Mahmut Muhammed, toplantıda her iki tarafında öncelikli olarak hükümeti kurma konusu dışında önemli meseleleri ele aldığını belirtti. Sözcü her iki partinin hükümeti kurma konusunda yetkin diyalog ve müzakere komisyonunun yeniden başlatılması da dâhil olmak üzere, kararları daha ciddiye alması gerektiğini vurguladı. Sözcü ayrıca, belirli bir zaman dilimi içerisinde hükümet kurma çalışmalarının hızlandırılması kapsamında taraflar arasında ortak bir komisyon kurma kararı alındığını ifade edildi.
Sözcü Muhammed, her iki tarafında karşı karşıya kaldığı çeşitli sorun ve engeller olduğunu söylerken, bunlardan en önemlisinin bölge ve Bağdat arasında çıkan sorunlar olduğunu ifade etti.  Mahmut Muhammed, daha fazla diyalog ve koordinasyon gerektiren Kerkük meselesi için de acil toplantılar ile bu durumu uygun ve hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı. Sözcü, “Toplantıda, bölgede yeni hükümetin oluşumuyla ilgili herhangi bir tartışma yaşanmadı” diyerek, mevcut aşamada önceki anlaşmaya benzer şekilde iki taraf arasında yeni bir anlaşma yapılması gerektiğini söyledi. 
Kerkük vurgusu
Sözcü, Kerkük ve ihtilaflı bölgelerde güvenliği sağlama konusunda Irak Kuvvetlerinin Peşmerge Kuvvetlerine katılması gerekliğine değinerek, şehirleri dışarıdan koruyarak terör tehlikesinin önlenmesi gerektiğini ifade etti.
KYB Sözcüsü Sadi Ahmed Pire ise, iki taraf arasındaki önceki anlaşmanın sıkıcı hale geldiği ve tarafların bölgeyi yönetmek için ortak siyasi program oluşturmanın gereğini anladığının altını çizdi. Sözcü, “Her iki tarafın pozisyonları Kerkük’teki mevcut ve tatmin edici durumla aynıdır. Yeni bir vali atayarak oradaki sorunların derhal çözümlenmesi ve şehrin (Haşdi Şabi) işgaline son vermenin önceliğine inanıyoruz. Kerkük’teki durum, ordunun askeri varlığının ve Haşdi Şabi’nin yoğun olarak yaşadığı Irak eyaletlerinin aksine normal değil. Bu zihniyet Kerkük Kürtlerine ve Kürt düşmanlarına ait” diyerek, Peşmerge güçlerinin Kerkük’e geri dönmesine vurguladı.
Bilgilendirilmiş bir kaynak KYB heyetinin toplantıda bir dizi teklif içeren hükümet kurma projesi sunduğunu söyleyerek bunun en önemli adımının Bağdat’taki Federal Yüksek Mahkemeye benzeyen bağımsız yüksek mahkemenin oluşturulması olduğunu söyledi.
Oluşturulması planlan bu yapının görevi, siyasi güçler arasında olan ve özellikle iki iktidar partisi arasındaki anlaşılmaz meseleleri çözerek üst düzey bir mali yapı oluşturmak. Bu yapının misyonu, bölgenin mali dosyalarını tüm ayrıntılarıyla birlikte Irak ve diğer ülkeler düzeyinde yeniden örgütlenmeyi sağlamak ve tüm tarafların şeffaf bir şekilde Kerkük’teki durumu normalleştirmek adına yeni bir valinin tayin edilmesi. Kaynaklar, KDP’nin bu projede yer alan bazı maddeler üzerinde hem fikir olmadığını ifade ettiler.



Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
TT

Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Suveyda'da yerel Dürzi gruplar ile Şam'daki hükümet güçlerini destekleyen Bedevi aşiretler arasında yaşanan kanlı olaylar ve Arap aşiretlerinin Bedeviler lehine savaşa girmesi, Suriye'nin güneyinde yaşananların ülkenin doğu ve kuzeyinde de tekrarlanabileceği ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı bir aşiret ayaklanması olasılığı spekülasyonlarına yol açtı.

Bu olasılık, Halep, Deyrizor ve Rakka vilayetlerinden gelen binlerce aşiret savaşçısının Suveyda'daki cephe hatlarına ulaşmasının ardından ortaya çıktı. Bu vilayetler, Kürt-Arap ittifakı bağlamında SDG ve Suriye hükümeti tarafından ortaklaşa kontrol ediliyor.

dfrgthyu7
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2024 yılında Rakka kentindeki Arap aşiretlerinin şeyhleri ve liderleri için bir program düzenledi. (Şarku’l Avsat)

Arap Şammar aşiretinin şeyhi Şeyh Mani Hamidi Deham el-Cerba'ya göre Suveyda'daki olayların Cezire bölgesindeki durumla ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Cerba, “SDG'nin ve lideri Mazlum Abdi'nin bu zor ve son derece hassas aşamada siyasi uzlaşma ve dengelerin sağlanmasındaki rolüne değer veriyoruz. Ortaklığımız sayesinde bölgemiz ve tüm halkımız için tarihi bir başarı olarak kabul edilen mutabakatlara ulaşmayı başardık” ifadelerini kullandı.

Çoğunlukla Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan Şammar aşireti, 2013 yılında kurulan ve doğudaki Irak sınırı boyunca Kamışlı'nın doğusundaki Tel Elo ve Tel Tahmis köylerinde konuşlanmış tahmini 7-10 bin savaşçısı olan es-Sanadid güçlerine bağlıdır. Aşiret, Rakka ve Deyrizor kentlerinden yerel Arap gruplarla birlikte SDG'nin kurucu ortakları arasında yer alıyor.

Şeyh el-Cerba sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıllar boyunca, kendimizi toprağın kardeşleri olarak adlandırdığımız bir aşamaya ulaştık. Çünkü bizler aynı bölgenin evlatlarıyız ve bu bölgenin tüm bileşenleri arasında kardeşlik ruhuyla birleşen ortak bir davanın sahipleriyiz.”

SDG Ekim 2015'te yayınladığı ilk bildiride kendisini ‘Arapları, Kürtleri, Suriyelileri ve Suriye coğrafyasındaki diğer tüm bileşenleri bir araya getiren, tüm Suriyeliler için ortak bir ulusal askeri güç’ olarak tanımladı. SDG lideri Mazlum Abdi, 10 Mart'ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile güçlerini ve sivil idareyi bu yılın sonuna kadar Savunma Bakanlığı ve devlet kurumlarının yapılarına entegre etmek üzere tarihi bir anlaşma imzaladı.

Raman Araştırma Merkezi'nde (Raman Center) Kürt meseleleri konusunda uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Bedr Mulla Reşid, SDG'nin kuruluşundan bu yana aşiret niteliğindeki Arap askeri konseyleriyle ittifaklara dayandığını açıkladı. Şarku’l Avsat'a konuşan Reşid, “Suveyda'daki olaylar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ittifakları kesinlikle etkileyecek. Şam hükümetinin, Cezire bölgesinde yerel bir aktörün yokluğunda SDG üzerindeki baskısını artırmak için yeni gerçeklikten yararlanmaya çalışması da dahil olmak üzere çeşitli senaryolar ortaya çıkabilir” dedi.

fghyjuı
Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kenti el-Velde, Elbu Şaban ve el-Fedaile aşiretlerine ev sahipliği yapıyor. (Şarku’l Avsat)

Reşid, ABD'nin durumu istikrara kavuşturma çabaları, Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımların kısmen kaldırılması ve Türkiye'deki Kürtlerle yürütülen barış sürecine dikkat çekerek mevcut koşullar altında bir aşiret ayaklanması olasılığını dışladı. Reşid, ülkenin kuzeydoğusundaki Suveyda'da yaşananların tekrarlanmasını engelleyen başka faktörlerin de bulunduğuna işaret ederek, Suveyda'daki gibi yerel bir askeri grubun ve bu eğilimi destekleyen bölgesel bir tarafın bulunmadığına dikkat çekti. Reşid sözlerine şöyle devam etti: “ABD Suriye'nin istikrarını korumaya çalışıyor ve Türkiye şu anda PKK ile barış süreciyle meşgul; kendi iç sürecini etkilememek için SDG bölgelerinde tam ölçekli bir çatışmayı desteklemeyecektir.”

Aşiret liderleri, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Cezire ve Fırat bölgeleri, başta el-Bakara, Tay, Şammar, Cis, el-Akidat, el-Velde ve Elbu Şaban olmak üzere Arap aşiretleriyle doludur. Ancak bu aşiretler savaşın son yıllarında ciddi bölünmeler yaşadılar. Geçen yılın yaz aylarında, el-Akidat aşireti lideri Musab el-Hifl'in kardeşi İbrahim el-Hifl'in, eski Suriye rejimi ve İranlı milislerin desteğiyle SDG'ye karşı yerel aşiretler ve savaşçılarla ittifak kurarak askeri bir isyana öncülük etmesinin ardından kanlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda yüzlerce sivil ve silahlı unsur öldürüldü.

sdfgthy
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İhtiyar Heyeti Başkanı ve Haseke'deki Arap Cabur aşiretinin danışmanı Ekrem Mahşuş ez-Zuba, ister Deyrizor'da ister Rakka'da olsun SDG ile yerel aşiretler arasında herhangi bir çatışma yaşanması ya da aşiret savaşçılarının Suveyda cephesinden Cezire bölgesine hareket etmesi ihtimaline ilişkin şunları söyledi: “Bu çağrılar ve hareketler Arap aşiretlerinin değerlerini temsil etmiyor. Burada Arap, Kürt ve Hıristiyan bölge bileşenlerinin kanı, tarihi direnişte ve DEAŞ terörünün yenilgiye uğratılmasında birbirine karıştı. Hepimiz tek bir halk olarak kalacağız ve ülkemize ve güçlerimize bağlı kalacağız”.

Ez-Zuba, SDG'nin tüm bileşenleri temsil ettiğini belirterek, “Birçok tarafın fitne çıkarma çabalarına rağmen kuzey ve doğu bileşenleri ile askeri güçler arasında çatlak yaratma çabalarını reddediyoruz” dedi. Özyönetim bölgelerini diğer bölge ve vilayetlere kıyasla en istikrarlı bölgeler olarak değerlendiren ez-Zuba, toprağın sahibinin kendileri olduğuna dikkat çekti. Ez-Zuba, “Kaderimizi biz belirleriz, sosyal medya sayfaları değil. Aşiret ya da kabile, bölge dışından kişiler tarafından değil, sahada kim varsa onlar tarafından temsil edilir. Biz Suriye topraklarının birlik ve bütünlüğünü vurguluyoruz… Hiç kimse vatanseverliğimize dil uzatamaz” şeklinde konuştu.

dfrgtyu
Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac (Şarku’l Avsat)

Tabka ve Rakka vilayetindeki Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac da Şeyh el-Cerba ve ez-Zuba’nın sözlerine katılarak, özerk yönetim bölgelerindeki Arap aşiret mensuplarının SDG'ye desteğini yineledi. “Buradaki tüm Arap aşiretleri ve bileşenleri, bölgelerimizin güvenlik ve istikrarını bozmaya çalışan tüm gündemlere karşı SDG ile dayanışma içindedir” diyen Şeyh el-Ferac, aşiret mensuplarına şu çağrıda bulundu: “Yönetim bölgelerindeki istikrarı her gün baltalamaya çalışan projelere karşı durmak için herkesin birleşmesi gerekiyor. SDG terörizmi ortadan kaldırdı, bölge halkının güvenliğini koruyor ve mevcut imkanlar doğrultusunda tüm hizmetleri sağlıyor.”

Elbette Arap aşiretlerinin SDG yanlısı tutumları ortak değil. Zira özerk yönetim bölgelerinin dışında yaşayan aşiret üyeleri arasında SDG'nin kontrolünü açıkça reddeden ve bölgelerinin Şam'daki Ahmed eş-Şera hükümetine devredilmesini destekleyenler de var.