'Tıbbın şarlatanlarına kanmamak için 10 ipucu'

'Tıbbın şarlatanlarına kanmamak için 10 ipucu'
TT

'Tıbbın şarlatanlarına kanmamak için 10 ipucu'

'Tıbbın şarlatanlarına kanmamak için 10 ipucu'

İstanbul Tabip Odası, "şok tedavi", "mucize ilaç" gibi iddialarla basında ve televizyonda sık sık boy gösteren bazı doktorlara tepki gösterdi
Gazetelerde, televizyonlarda ya da sosyal medyada sık sık bazı tıp doktorlarının hekimleri, hekimlik mesleğini itibarsızlaştırmaya, hedef haline getirmeye dönük açıklama ve tutumlarına karşı Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası’nca (İTO) bir basın toplantısı düzenlendi.
TTB İkinci Başkanı Dr. Ali Çerkezoğlu, "İnsanların daha iyi, daha mutlu, daha sağlıklı yaşama, ömür süresini uzatma beklentisini anlaşılabilir buluyoruz. Ancak toplumdaki bu beklentileri kullanarak hurafeler üreten anlayışlarla, dinbazlıkla, modern tıbbı ticari bir şekilde manipüle etmeye varan şarlatanlıklarla da karşı karşıya kalıyoruz. Bu alanın denetlenmesini toplum sağlığı açısından olmazsa olmaz bir durum olarak görüyoruz. Sağlık ortamının, hekimlik uygulamalarının denetlenmesi her zaman önemliydi ancak bu dönemde çok daha fazla önem kazanmış durumda" dedi. 
Toplantıda İTO'ya kayıtlı 35 bin hekim olduğu, her yıl Onur kurulu'na 700-800 doktor hakkında şikayet dosyası iletildiği, 2018'de 13 hekime meslekten, 64 hekime de para cezası verildiği aktarıldı. 
Tabip Odası tarafından bir de bildiri yayınlandı. Bildiride "Uzmanlık ve ilgi alanları, tarzları, üslupları farklı olsa da açıklamalarıyla sık sık kamuoyunun gündemine oturan tıbbın şarlatanlarının bazı ortak özellikleri şunlardır" denildi ve o 10 madde sıralandı:
1- Her ne kadar modern tıbbı yerden yere vursalar da, bunu yaparken modern tıp eğitimi sonucu kazandıkları “doktor” unvanlarını ve akademik kariyerlerini kullanmaya özen gösterirler; özel muayenehanelerinde, kliniklerinde hasta bakmaya, ilaç yazmaya devam ederler.
2- Hemen her açıklamalarında bilimsel/tıbbi gerçekler/doğrularla bilim dışı yalanları/yanlışları birlikte harmanlayarak sunar, böylece yalanları/yanlışlarını gerçeklerin/doğruların arasında gizlemeye çalışırlar.
3- İleri sürdükleri “ezber bozan”, “tabu yıkan”, “şoke eden” iddiaların hiçbir bilimsel ispatı yoktur. Kendilerine soracak olursanız iddialarını ispatlamaları için bilimsel dayanağa ihtiyaç yoktur, kendilerinin söylemiş olmaları yeterlidir.
4- Ortaya attıkları iddiaların çürütülmesinde kendileri açısından hiçbir sıkıntı duymazlar; hemen yeni konular, yeni iddialar bulurlar. Hemen hepsinin kendince “her derde deva” bir meyvesi, sebzesi, insan yaşamını en az 30 yıl uzatacak bir diyet/tedavi kürü vardır.
5- Yaşam düsturları “Bir gün herkes -15 dakikalığına- ünlü olacak!”, taktikleri “Reklamın iyisi, kötüsü olmaz!”dır. Bilimsel başarılarıyla değil, medyatik söylemleriyle kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışırlar.
6- Kendilerine uzatılan her mikrofona, yöneltilen her soruya, uzmanlık alanları olup olmadığına bakmaksızın mutlaka verilecek bir cevapları vardır. Bazıları daha da ileri gidip fırsatını yakalamışken derin sosyolojik tahlillerde bulunurlar.
7- Bugün zaten birçok doktorun ve tabip odalarının “aşırı teşhis”ten aşırı teknoloji ve ilaç kullanımına, tanı/tedavi süreçlerine tıbbi teknoloji/ilaç tekellerinin müdahalesinden kapitalist tıbba kadar bir dizi uygulamayı son derece radikal eleştiriler yönelttiğini bilmezden/görmezden gelirler; kendilerini biricik kahraman ilan ederler.
8- Zihin dünyaları “komplo teorileri”yle doludur; kanserin çaresi bulunmuştur ama ilaç firmaları gizliyordur, şekerin zararı kendileri ifşa edene kadar toplumdan saklanmıştır, aşıların içinde alüminyum vardır ve otizme yol açıyordur, vb., ve de bütün bu komploların farkına varan biricik akıl sadece kendilerinde mevcuttur.
9- Açıklamalarında soyut bir “tıbbi endüstri”, “sistem” eleştirisi varsa da hiçbir zaman mevcut sağlık politikalarını ve o politikaların sahibi siyasi iktidarı eleştirmezler, iktidar partisi AKP’nin adını dahi ağızlarına almazlar; sonunda da faturayı doktorlara keserler.
10- Her ne kadar bütün bu faaliyetlerini kendileri için hiçbir karşılık beklemeden, toplum için/toplum yararına, “uhrevi” amaçlarla yaptıklarını iddia etseler de çabalarının meyvelerini daha çok tanınırlık/bilinirlik/kabul görme, hasta sayısı/kitap satışlarında artış gibi “dünyevi” nimetler olarak toplamaktan kaçınmazlar.



Netflix'in Meksika yapımı dizisi listeleri altüst etti

36 yaşındaki Meksikalı aktris Zuria Vega, kariyerine babasının yönettiği tiyatro oyununda figüranlık yaparak başladı (Netflix)
36 yaşındaki Meksikalı aktris Zuria Vega, kariyerine babasının yönettiği tiyatro oyununda figüranlık yaparak başladı (Netflix)
TT

Netflix'in Meksika yapımı dizisi listeleri altüst etti

36 yaşındaki Meksikalı aktris Zuria Vega, kariyerine babasının yönettiği tiyatro oyununda figüranlık yaparak başladı (Netflix)
36 yaşındaki Meksikalı aktris Zuria Vega, kariyerine babasının yönettiği tiyatro oyununda figüranlık yaparak başladı (Netflix)

Netflix'in 30 Temmuz'da yayına giren yeni dizisi Korkunç Günahlar (Pecados Inconfesables), platformun izlenme listelerine hızlı bir giriş yaptı. Meksika yapımı gerilim, ilk haftasında İngilizce Olmayan Diziler listesinin zirvesine yerleşti bile.

"Telenovela tarzı, karanlık ve çarpıcı" diye tanımlanan bu gerilim dizisi, baskıcı bir evlilikte sıkışıp kalmış Helena Rivas'ın tehlikeli bir yasak ilişkiye sürüklenmesini konu alıyor. 

Dizinin yaratıcı koltuğunda Leticia López Margalli ve Guillermo Ríos oturuyor. Başrollerde ise Zuria Vega, Andrés Baida ve Erik Hayser yer alıyor. Toplam 18 bölümden oluşan yapımda her bölüm yaklaşık 35 ila 40 dakika sürüyor. 

Netflix, 18 yaş altı için uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Baskıcı eşinden bunalan bir kadın, genç bir adamla ilişki yaşayarak teselli bulmaya ve intikam almaya çalışır. Ancak bu ilişki, tehlikeli bir ölüm kalım savaşına dönüşür.

Sosyal medya ikiye bölündü

İzleyiciler sosyal medyada yaptıkları yorumlarda Korkunç Günahlar'ı "bağımlılık yapan, aksiyon dolu ve şaşırtıcı" diye tanımlıyor.

Bir kullanıcı şu yorumu yaptı:

Korkunç Günahlar adeta bağımlılık yapıyor! Aksiyon, tabu, gizem... Hepsi var. Sezon finali aklımı başımdan aldı. Her cevapla birlikte daha çok soru doğdu. Netflix ikinci sezonu hemen onaylamalı. Bu sezon kesinlikle bir oturuşta izlenir türden!

Bir başka izleyici ise şunları yazdı:

Korkunç Günahlar'ı bitirdim ve çok keyif aldım. Hikaye şoke edici sürprizlerle doluydu. Herkes manipülatif ve şüpheli. Kimin gerçekten suçlu olduğunu tahmin etmek imkansızdı. Umarım ikinci sezon gelir çünkü final ucu açık bitti.

Bir kullanıcı ise diziyi şu sözlerle övdü:

Yoğun ve etkileyici bir dizi. Bayıldım.

Ancak diziyle ilgili tüm yorumlar övgü dolu değildi. Olumsuz görüşünü IMDb'de paylaşan bir kullanıcı, "Bu, hikaye ve mesajın abartılı seks sahneleri arasında kaybolduğu bir başka erotik dizi" yorumunda bulundu. Benzer görüşteki bir diğer kullanıcı ise "Bu dizide hiçbir şeyin mantığı yok" ifadelerini kullandı.

Bir başka hayal kırıklığı yaşayan izleyici ise şöyle yazdı:

Bu dizinin senaryosunun ne kadar anlamsız olduğunu tarif etmeye kelimeler yetmez. 18 bölüm boyunca neredeyse hiçbir şey olmuyor; sahneler izleyiciyi ekranda tutabilmek için yalnızca cinselliğe dayanıyor. Oyunculuk lise müsameresi seviyesinde... Sürpriz ya da gerilim sıfır... Final ise tam anlamıyla saçmalık.

Independent Türkçe, Hello!, Soap Central, MovieWeb