Kan testiyle alzaymır semptomlarını 10 yıl önceden tespit etmek artık mümkün

Kan testiyle alzaymır semptomlarını 10 yıl önceden tespit etmek artık mümkün
TT

Kan testiyle alzaymır semptomlarını 10 yıl önceden tespit etmek artık mümkün

Kan testiyle alzaymır semptomlarını 10 yıl önceden tespit etmek artık mümkün

Alzaymır’ı tetiklediği bilinen genetik mutasyona sahip 247 kişinin incelendiği çalışmada yapılan bir kan testi, bir proteinin normal seviyenin üstünde olduğunu ortaya koydu.
Buna karşılık, genin sağlıklı şeklini miras alan 162 akrabada aynı proteinin seviyelerinin düşük olduğu görülerek, seviyenin büyük ölçüde sabit kaldığı belirtildi.
Halen Alzaymır’ı tedavi edecek bir ilaç bulunmamasına rağmen, bu araştırma sonuçları semptomların hastalarda ne zaman ortaya çıkacağına dair doktorların tahminleri için yardımcı olabilir.
Kan testinin bir nöroloji kliniğinde kolayca yapılabileceğini söyleyen ABD'deki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Brian Gordon, “Alzaymır hastalığı olan insanlarda bu kan testini doğruladık, çünkü beyinlerinin çok fazla nörodejenerasyona uğradığını biliyoruz, ancak bu semptom Alzaymır’a özgü değil. Birçok farklı nörolojik hastalığa işaret ediyor olabilir” dedi.
Kan testi aynı zamanda Nature Medicine dergisinin yayınladığı araştırmaya göre, MS (multipl skleroz), felç veya travmatik yaralanma nedeniyle beyin hasarı olan insanları belirlemek için de kullanılabilecek.
Test kullanıma sunulmadan önce, araştırmacıların kandaki proteinin ne kadarının anormal olarak kabul edilmesi gerektiğini ve ne kadar hızlı yükselebileceğini belirlemesi gerekiyor.
Dr. Gordon “Bu test birkaç yıl içinde beyin hasarı belirtilerini tespit etmek için hastanelerde kullanılabilecek” diye konuştu. Araştırmanın bu safhasında insanlara 'beş yıl içinde bunama (demans) hastası olacaksınız' şeklinde kesin bir ifade kullanamayacaklarını söyleyen Gordon “Hepimiz bunun için çalışıyoruz” diye ekledi.
İngiltere Alzaymır Araştırmaları isimli yardım kurumu başkanı Dr. Rosa Sancho ise “Hafıza sorunları başlamadan on yıl önce Alzaymır’la ilişkili beyindeki değişikliklerin başladığını biliyoruz. Hastalığın en erken aşamada tespit edilmesine yardımcı olabilecek bu testler kritik bir imkân sunuyor” diye konuştu.
Araştırmanın önemine dikkat çeken Sancho “Nörofilament hafif zinciri, Birleşik Krallık'ta ve uluslararası alanda çok sayıda araştırma ekibi tarafından keşfedilmiş bir protein ve bununla ilgili çalışmanın hızla geliştiğini görmek güzel” diye ekledi.
Alzaymır hastalığının temel nedenlerini araştıran uluslararası Dominantly Inherited Alzheimer’s Network (Dian) birliği çalışmaya katılan hastaları tedavi etmek için kendi bünyesine aldı.
Bu hastaların tümü 50’li, 40’lı ve hatta 30’lu yaşlarda Alzaymır’a neden olan nadir genetik bozukluklara sahip ailelerden geliyor.
Mutasyonlardan birine sahip bir ebeveynin bu genetik kusuru çocuklarına geçirme ihtimalinin ise yüzde 50 olduğu biliniyor.
Independent Türkçe çeviren: Büşra Kırkpınar



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe