Edebiyatçıların ilhamı ve yoldaşı kediler

Edebiyatçıların ilhamı ve yoldaşı kediler
TT

Edebiyatçıların ilhamı ve yoldaşı kediler

Edebiyatçıların ilhamı ve yoldaşı kediler

Pek çok şiir, roman ve öyküye konu olan kediler, yazarı için kimi zaman ilham, kimi zamansa hayatı paylaştığı dostu oluyor.
Edebiyat dünyasına unutulmaz eserleriyle yön veren şair ve yazarların ilham kaynağı olarak gösterilen kediler,tarih boyunca edebiyatseverlerin ilgisini çekti. Pek çok şiir, roman ve öyküye konu olan kediler, bazen ilham kaynağı olarak işaret edildi bazen de dünyaya farklı gözlerle bakan şair ve yazarların yalnızlığını paylaştığı yoldaşı ve dostu olarak, en az sahipleri yazar ve şairler kadar ilgi gördü.
Usta şair ve yazarların ortaya koyduğu eserleri kadar, taşıdıkları kedi sevgisi de her zaman merak konusu oldu. Türk ve dünya edebiyatının en sevilen isimleri arasında yer alan Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tomris Uyar, Orhan Veli Kanık, Nazım Hikmet, Metin Altıok, Oktay Rifat, Erol Güney, Behçet Necatigil, Ece Ayhan, Melih Cevdet Anday, Necip Fazıl Kısakürek, Nilgün Marmara, Haydar Ergülen, Sylvia Plath, Edgar Allan Poe, Jean Paul Sartre, Frida Kahlo ve Bukowski gerek kedileri, gerekse kediler üzerine yazdıklarıyla tanındı ve çok konuşuldu.
"Dün gece sen uyurken/Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana/İşte bu yüzden sırf bu yüzden/Yeni bir isim verdim sana Destina..." dizelerine ve sevilen pek çok şiire imzasını atan şair Lale Müldür de, unutulmaz şiirlerini yazarken, kedilerle olan bağını aşkla buluşturan dizelerini "Eskil bir aşk öyküsü" isimli şiirinde, "Boynumda yağmurdan bir kolye.../ıslak taşlara oturuyorum bugünlerde.../bir siyam kedisi ve ben... pek çok şeyi geriye doğru unutuyoruz..." şeklinde ifade ediyor.
Müldür, "Ben sana kediydim hayatımız iki sarı ikindiydi yazda.../sen bana kediydin yaşayıp yaşamamaktı gözlerimiz.../sen bana kediydin ısınmış birer kıştı ellerimiz.../sen bana kediydin bilmem kaç masum şiirdi kirpiklerin.../sen bana kediydin Buhurumeryem bir anıydı yüzün.../ben sana kediydim kanatlı melek çoğalmasıydı susmamız.../ben sana kediydim sevmelerden Musevi bir sevmekti kalbin..." dizelerinde, kedilerinden aldığı ilhamla, bir insanın kendi tekamülünü gerçekleştirmek için muhtaç olduğu "aşk"ı betimliyor.
"Bende de annemden gelen bir hayvan sevgisi var"
Çocukluk yıllarında kedilerden korktuğunu, sonra annesinin kedi sevgisi nedeniyle bu korkusunu yendiğini anlatan Lale Müldür,
 AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarih boyunca yazar ve şairlerin, kedilerle çok derin bir bağ kurduğunu belirterek, kedilerin çok özel ve güzel varlıklar olduğunu söyledi.
Müldür, annesinin de kedileri çok sevdiğini ve kedi sevgisinin çocukluk yıllarında annesi sayesinde başladığını belirterek, "Annem, kedi hastasıydı. Yavrularıyla birlikte sekizer, dokuzar kediye bakardı. Bu konuda beni hiçbir zaman üzmedi. Bende de annemden gelen bir hayvan sevgisi var" dedi.
Müldür, ünlü ve usta şairlerin kedilerle arasındaki bağın çok güçlü olduğunu vurgulayarak, "Kediler, insana çalışmayı öğretir. Kediler çok güzel yaratıklar, şiirin de güzellikle olan ilgisi malumdur. Yani şair ve kediler arasında çok sıkı bağ vardır. Şairlerin güzel bir yaratığa aşık olmasından daha anlaşılmayacak olan ne vardır? Şair ve kediler arasındaki bağ, güzellik ve aşkın bir olduğu bir haldir" dedi. 
"Kedimi başkasına emanet edip seyahatlere çıktığım için kendimi çok suçluyorum"
Son yıllarda kedi ve köpeklere karşı artan şiddet olaylarına değinen Müldür, hayvanlara şiddet uygulayan insanların ciddi psikolojik sorunlara sahip olduğunu düşündüğünü ifade ederek, elinde olsa şiddete meyilli olan bütün insanlara en ağır cezaları vermek istediğini dile getirdi. Müldür, "Köpeklere kedilere yapılan şeyleri ben de izliyorum. Çok üzücü. Annem olsa ağlardı. Çok üzücü..." dedi.
Şair Lale Müldür, yurt içi ve yurt dışı ziyaretleri nedeniyle kedisi Noela'yı evde bıraktığı zamanlarda, kedisinin kendisini çok özlediğini belirterek, şunları söyledi:
"Kedim beni kapıda karşılıyor ve bir anda kucağıma zıplıyor, üç gün boyunca ağlıyor ve sürekli kucağımda oturuyor. Ona, her seferinde 'Seni bir daha bırakmayacağım Noela' diyorum ama yine de bırakmak zorunda kalıyorum. Kedimi başkasına emanet edip, seyahatlere çıktığım için kendimi çok suçluyorum. Artık onu bir daha evde bırakıp, başka bir yere gidemeyeceğime dair kendime söz verdim çünkü son gittiğim zaman bana olan özlemini, çok acı bir şekilde gösterdi. Onun için bir daha onu bırakmayacağım veya yanımda götüreceğim."  
"Kedilere 'nankör' demek yazıktır, günahtır"
Şair Müldür, yüreğinde hayvanlara en önemlisi de kedilere karşı sevgi barındırmayan insanların, yaratılmışı, hayatı ve insanları sevmesinin mümkün olmadığını aktararak, kedi sevgisinin insanlarda olması gereken merhamet duygusunu beslediği için çok önemli bir yere sahip olduğunu anlattı.
Kedilerle ilgili "Kediler, nankör olur" inanışının çok yanlış olduğunu vurgulayan Müldür, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kedilerin nankör olduğu konusundaki düşüncelerin hepsi safsatadır çünkü kedilerin iki yüzlü olmaları olacak iş değildir. Kedilerle ilgili pek çok şey çıkıyor ama ben onların nankörlüğüyle ilgili hiçbir olay yaşamadım ve görmedim. Kediler nankör olsaydı, kedim Noela'yı defalarca yalnız bıraktım ama o sokağı çok sevmesine rağmen hiçbir zaman beni terk etmedi, gitmedi. Onu çok seviyorum, her seferinde gelip beni buluyor. Noela'nın nesi nankör şimdi? Kedilere 'nankör' demek yazıktır, günahtır ve kedilerin nankör olduğu inanışı da halkın uydurduğu birtakım safsata inanışlardır."



Netflix'in yeni medikal draması, Grey's Anatomy özlemini gideriyor

34 yaşındaki Willa Fitzgerald, geçen yıl gerilim filmi Sevgilim Kaç'taki (Strange Darling) performansıyla adından söz ettirmişti (Netlfix)
34 yaşındaki Willa Fitzgerald, geçen yıl gerilim filmi Sevgilim Kaç'taki (Strange Darling) performansıyla adından söz ettirmişti (Netlfix)
TT

Netflix'in yeni medikal draması, Grey's Anatomy özlemini gideriyor

34 yaşındaki Willa Fitzgerald, geçen yıl gerilim filmi Sevgilim Kaç'taki (Strange Darling) performansıyla adından söz ettirmişti (Netlfix)
34 yaşındaki Willa Fitzgerald, geçen yıl gerilim filmi Sevgilim Kaç'taki (Strange Darling) performansıyla adından söz ettirmişti (Netlfix)

Netflix izleyicileri, Grey's Anatomy'ye benzetilen yeni medikal drama dizisi Pulse'a övgüler yağdırıyor. "Keyifli derecede entrikalı" sahneleriyle dikkat çeken dizi, 3 Nisan'da platformda yayına girdi. 

Başrollerini Willa Fitzgerald, Coin Woodell, Jack Bannon ve Jessie T. Usher'ın paylaştığı yapım, ABD'nin Miami kentindeki bir travma merkezinde geçiyor. Hikaye, tıp öğrencisi Danny'nin, Başasistan Dr. Xander Phillips'in görevden uzaklaştırılmasının ardından terfi etmesiyle başlıyor. İkili, hem birlikte çalışmanın zorluklarıyla hem de karmaşık romantik ilişkileriyle başa çıkmak zorunda kalıyor.

"Keyifli entrikalarla dolu"

Yalnızca birkaç gün içerisinde izleyicilerden büyük ilgi gören Pulse, 21 sezondur devam eden uzun soluklu Grey's Anatomy'ye benzetildi.

Hollywood Reporter, diziyi "keyifli entrikalarla dolu" diye tanımlarken, "Grey's Anatomy özlemini gideriyor" yorumunda bulundu.

Sosyal medyada da diziyle ilgili yorumlar art arda geldi. X'te bir kullanıcı, "Pulse harika! Sonunda Netflix bana istediğimi veriyor!" paylaşımında bulundu. 

Bir diğeri, "Pulse'ı bitirdim. Müzikler 10 üzerinden 10, dram 10 üzerinden 8" yorumunu yaptı.

Bir başka izleyici ise, "Netflix, Pulse'ın ikinci sezonu ne zaman geliyor?" diyerek yeni bölümleri dört gözle beklediğini belirtti. 

Bir kullanıcı ise daha da ileri giderek şöyle yazdı: 

Netflix, Pulse'ın ikinci ve üçüncü sezonlarını hemen sipariş et! Özellikle Nia ve Cole'un hikayesini daha çok görmek istiyorum.

Öte yandan diziye yönelik eleştiriler de yok değil. Bir izleyici, "Pulse'ı izliyorum ama çok karışık. Üçüncü bölüme geldim, hâlâ ne olduğunu tam anlayamıyorum" diye yazarken bir başkası, "Pulse'ın ikinci sezonu gelsin istiyorum çünkü ne kadar daha kötüleşebileceğini merak ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Gerçekçi bir bakış açısı"

Dizinin ortak yazarı Zoe Robyn, Netflix'in resmi içerik platformu Tudum'a yaptığı açıklamada şunları söylemişti: 

Danny ve Phillips'in ilişkisini gerçekçi bir işyeri aşkı gibi ele almak istedik. Pulse, bu ilişkinin hem sınırlarını hem de yüksek tempolu bir işin getirdiği keyifli anları gösteriyor.

Robyn ayrıca, "Kimse hastaneye düşmek istemez ama eğer düşerse, bu hastaneye düşmek ister. Çünkü böyle insanların ellerinde olmak istersiniz" diye konuştu.

Dizide ayrıca cerrahi asistan Sophie Chen rolünde Chelsea Muirhead, bir diğer tıp öğrencisi olarak Daniela Nieves ve acil servis asistanı Harper karakteriyle Jessy Yates de rol alıyor.

Independent Türkçe, Daily Mail, Express, Tudum, Hollywood Reporter