TCMB Başkanı Çetinkaya: Enflasyonun 2019 sonunda yüzde 14,6 olacağı tahmin ediliyor

TCMB Başkanı Çetinkaya: Enflasyonun 2019 sonunda yüzde 14,6 olacağı tahmin ediliyor
TT

TCMB Başkanı Çetinkaya: Enflasyonun 2019 sonunda yüzde 14,6 olacağı tahmin ediliyor

TCMB Başkanı Çetinkaya: Enflasyonun 2019 sonunda yüzde 14,6 olacağı tahmin ediliyor

TCMB Başkanı Çetinkaya, "Enflasyonun 2019 sonunda yüzde 14,6 olacağı, 2020'de yüzde 8,2’ye ve 2021'de yüzde 5,4'e gerileyeceği tahmin edilmektedir" dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, yılın birinci enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla Sheraton Ankara Oteli'nde düzenlenen toplantıda, enflasyon tahminlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. 
Sıkı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsamasını öngördüklerini ifade eden Çetinkaya, bu çerçevede enflasyonun 2019 sonunda yüzde 14,6 olarak gerçekleşeceğini, 2020 yılı sonunda yüzde 8,2'ye, 2021 yılı sonunda ise yüzde 5,4'e geriledikten sonra, orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ettiklerini söyledi. 
Çetinkaya, enflasyonun yıl sonu itibarıyla yüzde 70 olasılıkla yüzde 11,9-17,3 (orta noktası yüzde 14,6), 2020 yılı sonunda yüzde 5,1 ile yüzde 11,3 aralığında (orta noktası yüzde 8,2) gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini vurgulayarak, "Ekim enflasyon raporunu takip eden dönemde Türk lirasındaki değerlenme ve petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları gerilerken, belirli ürünlerdeki vergi indirimleri ve iç talepteki zayıf seyrin de etkisiyle enflasyonun ana eğiliminde yavaşlama gözlemledik" diye konuştu.
"Enflasyon tahminini yüzde 14,6'ya düşecek"
Talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği katkının artması ve enflasyonun ana eğiliminin yavaşlamasının yanı sıra petrol ve ithalat fiyatları varsayımlarının özellikle bu yıl için aşağı çekilmesinin enflasyon tahminlerindeki aşağı yönlü güncellemede belirleyici rol oynadığına dikkati çeken Çetinkaya, 2019 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 15,2'den yüzde 14,6'ya düşürdüklerini, Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımındaki gerilemenin yıl sonu enflasyon tahminine 0,5 puan düşürücü yönde katkı yaptığını bildirdi.
Çetinkaya, yılın son çeyreğinde tüketici enflasyonunun Ekim Enflasyon Raporu tahminlerine göre 3,2 puan aşağıda gerçekleşmesinin ve enflasyonun ana eğiliminde vergi indirimi etkisi haricinde gözlenen gerilemenin yıl sonu enflasyon tahminini 0,4 puan aşağı çekeceğini değerlendirdiklerini dile getirdi. 
Bunun yanı sıra elektrik ve doğal gaz indirimlerinden kaynaklanan aşağı yönlü etkilere karşın, ocak ayı itibarıyla tütün ürünlerinde yapılan nispi vergi değişikliklerinin sektör fiyatlarına olası yansımaları nedeniyle vergi ayarlamaları ve yönetilen, yönlendirilen fiyat varsayımındaki güncellemenin enflasyon tahmini üzerindeki yükseltici etkisini 0,2 puan olarak öngördüklerini aktaran Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde enflasyona düşüş yönünde daha fazla katkı vereceğini öngördüğümüz çıktı açığının 2019 yılı enflasyon tahmini üzerindeki sınırlayıcı etkisini 0,3 puan olarak değerlendiriyoruz. Buna karşın, birim iş gücü maliyetleri üzerinden yıl sonu enflasyon tahminine 0,4 puan yükseltici etki geleceğini hesaplıyoruz. Bu çerçevede, 2019 yıl sonu enflasyon tahminini Ekim Enflasyon Raporu'na göre 0,6 puan aşağı çektik. 2020 yılı enflasyon tahminini ise yüzde 9,3'ten yüzde 8,2'ye düşürdük. Bir önceki rapor dönemine göre 1,1 puanlık aşağı yönlü güncellemenin 0,4 puanı 2019 yıl sonu enflasyon tahminindeki düşüşten ve enflasyon ana eğiliminde beklenen iyileşmeden kaynaklanıyor. Ayrıca, bir önceki rapor dönemine göre 2019 yılı ikinci çeyreğinden itibaren daha zayıf seyretmesi beklenen talep koşullarının enflasyon üzerindeki düşürücü etkisinin 2020 yılında da süreceğini tahmin ediyoruz. Buna göre, çıktı açığı tahminlerindeki güncelleme 2020 yıl sonu enflasyon tahminimizi bir önceki rapor dönemine göre 0,4 puan aşağı çekiyor. Petrol fiyatındaki gerileme ve reel kurda ılımlı değerlenme varsayımları altında Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarının 2020 yılı enflasyonunu 0,3 puan düşürücü yönde etkileyeceğini tahmin ediyoruz."



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal