Dünya Ticaret Örgütü’ne taşınan ABD – Çin gerilimi sürüyor

Washington’un uygulamaya koyduğu vergiler Pekin’in sert tepkisine neden oldu (Reuters)
Washington’un uygulamaya koyduğu vergiler Pekin’in sert tepkisine neden oldu (Reuters)
TT

Dünya Ticaret Örgütü’ne taşınan ABD – Çin gerilimi sürüyor

Washington’un uygulamaya koyduğu vergiler Pekin’in sert tepkisine neden oldu (Reuters)
Washington’un uygulamaya koyduğu vergiler Pekin’in sert tepkisine neden oldu (Reuters)

Çin’in ABD’yi getirdiği gümrük vergileri nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyet etmesinin etkileri halen devam ederken ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Washington ve Pekin arasındaki ticaret krizini çözmek için Trump’ın bu hafta Çinli başmüzakereciyle görüşeceğini duyurdu.
Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, Washington’a gidecek olan ve 30 bakanlıktan oluşacak heyete başkanlık yapıyor. Üç aylığına getirilen ticaret ateşkesi 1 Mart’ta sona eriyor. İki ülke söz konusu tarihten önce anlaşmaya varmaya çalışıyor.
Mnuchin, pazartesi akşamı gazetecilere yaptığı açıklamada görüşmelerde büyük ilerlemenin gerçekleşmesini beklediğini söyledi.
Ticaret mallarına 360 milyar dolardan fazla gümrük vergisinin getirilmesine neden olan Çin-ABD ticaret savaşı, uzun süredir piyasalarda gerginliğe yol açıyor.
Trump, Çin’le artan ticaret açığını çözmeyi önceliklerinin arasına koyarken ABD’li yetkililer de Çin’in sözde Amerikan teknoloji hırsızlığına ve Çin hükümetinin piyasalardaki büyük müdahalesine engel olmak için Pekin’den sanayi politikasına yönelik uzun vadeli reformlar getirmesini talep ediyor.
Mnuchin, görüşmelerdeki temel başlıkların Çin piyasasına girmeye yönelik uygulanması muhtemel şartlar, ABD’nin fikri mülkiyetini korumak ve Çin’in ortak projelere yönelik zorunlu politikalarına sınırlama getirmek olduğunu belirtti. Mnuchin, herhangi bir anlaşmayı uygulanabilir kılma ihtiyacının anlaşılır bir durum olduğunu dile getirdi. 
ABD Hazine Bakanı açıklamasından “Varılacak anlaşmanın uygulanabileceğinden emin olmak istiyoruz. Çin’in anlayış gösterdiği bir anlaşma mevcut” dedi.
Gözlemciler, Çin’in “Çin’de üretilmiştir 2025” projesine engel teşkil edecek herhangi bir talebi kabul etmeyeceğini söyledi. 2015 yılında uygulanmaya başlanan bu proje, robot bilimi, iletişim ya da yenilenebilir enerjiyle çalışan otomobil gibi teknoloji alanında Çin’i küresel bir lider yapmayı amaçlıyor. Yine gözlemciler, bu tür karışık anlaşmazlıkların 3 aylık ticaret ateşkesiyle çözülmesinin zor bir durum olduğunu belirtti.
Ticaret anlaşmazlıkları konusunda anlaşmaya varma girişimleri, başka bir sorunla birlikte yürütülüyor. Şöyle ki Çin, Pekin’in ticaret mallarına getirilen 234 milyar dolarlık Amerikan vergilerine yönelik şikâyete dair pazartesi günü Dünya Ticaret Örgütü’yle ilgili hukuki bir süreç başlattı. Pekin yönetimi ayrıca bu konuda hüküm verebilecek hâkimlerin belirlenmesini engellemesinden dolayı da ABD’yi kınadı.
Pekin’in ticaret politikalarında çalışmalar yürüten Çinli bir diplomat, ülkesinin geçen nisan ayında yapılan şikâyet konusunda uzman komiteyi görevden almak istediğini belirtti. Pekin, söz konusu şikâyetle dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret savaşı kapsamında Çin mallarına getirilen Amerikan gümrük vergilerini durdurmaya çalışıyor.
Çin, söz konusu vergilerin, ekonomisine ve ticaretine zarar verdiğini, Washington’ın Dünya Ticaret Örgütü’yle ilgili serbest ticaret sistemini parçaladığını söylüyor. Haklı gerekçelerden dolayı bu önlemlerin alındığını ifade eden Washington ise Pekin’i adil olmayan hükümet desteği vermek, fikri mülkiyet haklarını ihlal etmek ve teknoloji hırsızlığı yapmakla suçluyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün uygulamalarına göre hâkimler kararlarını açıklamadan önce 6 aydan uzun bir süre bu meseleye bakacak.
Söz konusu gerilimle eş zamanlı olarak Washington ile Pekin arasındaki Huawei krizi de derinleşti. ABD, Çin şirketini İran’a yönelik yaptırımları ihlal etmeye çalışmakla suçladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang konuya dair şunları söyledi:
“Çin, söz konusu suçlamalardan endişe duyuyor. Pekin hükümeti, Çin kurumlarına ekonomik faaliyetlerinin daima yasal olması yönünde çağrı yapıyor. Diğer ülkelerin de Çin şirketlerinin yasal faaliyetleri için adil, eşit ve ayrımcılığa dayanmayan bir ortam sağlaması gerekiyor.”
Reuters haber ajansına göre Shuang, ABD’nin Huawei şirketinin imajını karalamak ve şirkete baskı yapmak için nüfuzunu kullandığını, güçlü siyasi manipülasyonlar aracılığıyla şirketin yasal faaliyetlerine müdahalede bulunduğunu ve Çin’in şirketlerinin yasal hak ve çıkarlarını kararlı bir şekilde savunacağını bildirdi.
ABD Adalet Bakanlığı, Huawei şirketini ve Mali İşler Direktörü Meng Wanzhou’yu Tahran’la iş birliği yaparak ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal etmeye için plan yapmakla suçlamıştı.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal