Amnesty'den turizm şirketlerine yerleşimlere boykot çağrısı

İsrail yerleşim yerlerinde turizmin tanıtımını protesto etmek için dün Londra’da yapılan bir gösteri (AFP)
İsrail yerleşim yerlerinde turizmin tanıtımını protesto etmek için dün Londra’da yapılan bir gösteri (AFP)
TT

Amnesty'den turizm şirketlerine yerleşimlere boykot çağrısı

İsrail yerleşim yerlerinde turizmin tanıtımını protesto etmek için dün Londra’da yapılan bir gösteri (AFP)
İsrail yerleşim yerlerinde turizmin tanıtımını protesto etmek için dün Londra’da yapılan bir gösteri (AFP)

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor gibi büyük seyahat ve rezervasyon şirketlerini savaş suçu sayılan ihlallerden yararlanarak kar etmekle itham etti. Amnesty şirketlere Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerinde turizmi boykot etme çağrısında bulundu.
Bu şirketlerin, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere İşgal altındaki Filistin topraklarında kurulan İsrail yerleşim yerlerinde yüzlerce oda ve etkinlik ilanı yaparak Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini meşrulaştırdığını söyledi.
Örgüt, “İstikamet: İşgal” başlıklı yeni bir raporda, online rezervasyon şirketlerinin yasadışı İsrail yerleşimlerine seyahati teşvik etmeye nasıl yardımcı olduğunu ve böylece söz konusu yerlerin varlığına ve genişlemesine katkı sağladığını belgelendirdi.
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda yer alan yerleşim yerlerinden biri Kfar Adumim yerleşim yeri. Söz konusu yerleşim yeri, İsrail kuvvetleri tarafından tamamen yıkılmış olan Filistin Bedevi köyü Han el-Ahmer’e iki kilometreden daha az bir mesafede bulunan bir turizm bölgesi.
Örgüt, Kfar Adumim ve çevresindeki yerleşim yerlerinin genişlemesinin, bölgedeki bedevi halka karşı insan hakları ihlallerinin sürdürülmesini teşvik eden ana unsurlardan biri olduğunu belirtiyor.
FKÖ Genel Sekreteri Saib Ureykat dün, uluslararası topluma, uluslararası hukuki yükümlülüklerini yerine getirme ve İsrail sömürge yerleşim projesine katkıda bulunmamak veya katılmamak için turizme yönelik kılavuz ilkeler koyma çağrısını yineledi. Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Ureykat, Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda adı geçen tüm şirketlere BM’nin ticaret ve insan haklarına ilişkin kılavuz ilkelerindeki sorumluluklarına uyma ve uluslararası hukukta savaş suçu olarak kabul edilen İsrail yerleşimlerinin normalleşmesine katkıda bulunmaktan kaçınma çağrısında bulunduğu.
Joshi: Savaş suçları turistik eğlence değildir
Öte yandan, Amnesty'nin Küresel Ölçekli Tematik Konular Direktörü Seema Joshi konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İsrail’in Filistin topraklarını yasadışı olarak ele geçirmesi ve yerleşim yerlerini genişletmesi, büyük acıları kalıcı hale getiriyor. Filistinliler evlerini terk etmeye zorlanıyor, geçim kaynakları yok ediliyor ve içme suyu gibi temel haklarından yoksun bırakılıyor. Airbn, Boeing.com, Expedia ve Trip Advisor gibi şirketler paylaşım ve karşılıklı güven ilkesine dayandıklarını iddia ediyorlar ancak yerleşim yerlerinde ticaret yaparak bu tür insan hakları ihlallerine katkıda bulunuyorlar. Savaş suçları turistik eğlence değildir.”
Örgüt, şirketleri Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki yerleşim yerlerindeki ikamet yerleri, etkinlikler ve turistik yerlere yönelik reklam yayınlamayı durdurmaya çağırdı. Raporda şu ifadelere yer verdi: “Söz konusu şirketler bunu, İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria’daki işgalinin, İsrail yerleşim yerlerini yasa dışı kabul eden uluslararası insancıl hukuka tabi olduğunu bilmelerine rağmen yapıyorlar. Dört şirketin tümü de yerleşim yerleriyle ticari çalışmalar yaparak, uluslararası ceza hukuku kapsamındaki savaş suçlarına karşılık gelen, yasadışı yerleşimlerin sürdürülmesi, geliştirilmesi ve genişletilmesine katkıda bulunuyor ve bunlardan yararlanıyor.
İsrail 1967’de Batı Şeria’yı ele geçirdi. Bugün Batı Şeria’da 500 binden fazla İsrailli yerleşimci yaşıyor. Uluslararası toplum yerleşimleri yasa dışı kabul ediyor ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir engel sayıyor.
İsrailli yetkililer, Amnesty'nin raporunu kınamada hızlı davrandılar.
Stratejik İşler ve Kamu Güvenliği Bakanı Gilad Erdan Twitter’dan şunları söyledi: “Uluslararası Af Örgütü, Yahudi karşıtı BDS kampanyasında bir öncü haline geldi. İsrail hakkındaki bu akşamki raporu, gerçekleri çarpıtma, Yahudi mirasını reddetme ve İsrail’i yasadışı saymaya yönelik iğrenç bir girişimdir.” Çevre Koruma Bakanı Zeev Elkin ise, Af Örgütü’nün klasik bir anti-Semitik model seçmesine üzüldüğünü söyledi. Hadashot haber kanalına konuşan Elkin,”Af Örgütü tarihi gerçeği inkar etmeyi ve Yahudi miras alanlarına karşı çalışmayı seçti” ifadelerini kullandı.



Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

TT

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Lübnan Başbakanı Necib Mikati bugün yaptığı açıklamada, Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlılığını bir kez daha yineleyerek, ‘ordunun güneydeki güvenlik otoritesinin düşmanın dayandığı argümanları boşa çıkardığını’ vurguladı.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Mikati şunları söyledi: “Bugün yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etme sürecine başlıyoruz. Ordumuzun güney kentlerine güvenliği geri getireceğine inanıyoruz. Hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını tüm hükümleriyle uygulama konusundaki kararlılığını vurguluyoruz.”

Mikati sözlerini şöyle sürdürdü: “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Kazanımları koruyan bir devlet inşa etmek ve birleşmek için büyük ve kolektif bir sorumluluğumuz var. Dünyanın bize olan güvenini ve Lübnan halkının devlete olan güvenini yeniden tesis edeceğiz. Ordunun güneydeki güvenlik otoritesini yeniden sağlayacağız.”

sdcfergt
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından yerinden edilen insanlar evlerine dönerken, güneydeki Sayda kentinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (AFP)

İsrail'i ateşkese uymaya ve işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağıran Mikati, “Farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız takdirde yarının Lübnan için daha iyi olacağına inancımız tamdır” dedi.

“Herkes fitne üzerine bahis oynuyordu, ancak zor sosyal koşullara rağmen vatandaşların birbirini kucakladığını gördük” diyen Mikati, ‘bugünün acılara rağmen Lübnan'a güvenlik ve istikrar getirmesini’ diledi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes, her iki tarafın da ABD ve Fransa'nın aracılık ettiği bir anlaşmayı kabul etmesinin ardından bu sabah erken saatlerde yürürlüğe girdi.