Fransa’daki göçmenler yalnızca ‘kahramanlık’ yaptıklarında insan muamelesi görüyor

Gine'den Fransa'ya gelen 20 yaşındaki sığınmacı Mamoud Diallo başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için yerel basın tarafından 'kahraman' ilan edilmişti
Gine'den Fransa'ya gelen 20 yaşındaki sığınmacı Mamoud Diallo başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için yerel basın tarafından 'kahraman' ilan edilmişti
TT

Fransa’daki göçmenler yalnızca ‘kahramanlık’ yaptıklarında insan muamelesi görüyor

Gine'den Fransa'ya gelen 20 yaşındaki sığınmacı Mamoud Diallo başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için yerel basın tarafından 'kahraman' ilan edilmişti
Gine'den Fransa'ya gelen 20 yaşındaki sığınmacı Mamoud Diallo başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için yerel basın tarafından 'kahraman' ilan edilmişti

Fransa’da yeni bir hayat kurmayı ümit eden sığınmacıların, mültecilerin ve göçmenlerin kaderi, kimin katılacağına kurayla karar verilen Açlık Oyunları filmine benziyor
Gine’den gelen Mamoud Diallo, bugünlerde Fransa’nın güneydoğusundaki Alpler bölgesinde yer alan Autrans’da aşçı çırağı olarak çalışıyor. 
20 yaşındaki sığınmacı, başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için övgü ve destek yağmuruna tutuldu.
Diallo’nun cesur müdahalesinin ardından olayın faili polis tarafından tutuklandı ve çarklar Diallo’nun sığınma talebine çözüm bulmak için hızla dönmeye başladı. Fransa’ya ilk kez 2018 yılında ayak basan Diallo, şimdilerde Mültecileri ve Vatansız İnsanları Koruma Bürosu’ndan 19 Şubat için randevu alabildi. Bu tarihteki görüşmenin ardından büro, genç adamın sığınma başvurusunu ya kabul edecek ya da geri çevirecek.

Gine'den Fransa'ya gelen 20 yaşındaki sığınmacı Mamoud Diallo başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için yerel basın tarafından 'kahraman' ilan edilmişti 
Daha iyi bir hayat için Fransa’ya gelen birinin gösterdiği cesur davranış nedeniyle manşetlere çıkmasıyla ilk kez karşılaşmıyoruz. Diallo’nun cesareti, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında küçük bir çocuğu kurtarmak için bir binaya tırmanarak insanüstü bir güç sergileyen Malili Mamoudou Gassama’yı akıllara getirdi. Bu olaydan sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gassama’ya Fransız vatandaşlığı ve itfaiye servisinde bir iş bulma sözü verdi. 2015 yılında da eski Cumhurbaşkanı François Hollande, Charlie Hebdo saldırısından iki gün sonra yaşanan terörist eylem sırasında kendi canını riske atma pahasına 6 kişiyi ölümden kurtaran bir diğer Malili Müslüman Lassana Bathily’yi Fransız vatandaşlığı ile ödüllendirmişti.
Diallo, Gassama ya da Bathily hakkında yazılan yazıları okurken, bu insanların cesaret hikayeleriyle moral bulmamak mümkün değil. Dünyanın daha tehlikeli ve daha adaletsiz göründüğü bir zamanda insana iyimserlik veriyorlar. Tişört ve blucin içindeki Gassama’nın Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmeye giderken Elysee Sarayı’nın avlusundan ilk kez girişi gözümün önünden gitmiyor. Bunlar, umut ve adaletin görüntüleri.
Fakat unutmayalım ki bu üç kahramanın dışında Fransa’ya gelebilmek için her gün canlarını tehlikeye atan insanlar da var. Bazıları Senegal, Fildişi Sahilleri, Mali ya da Gine’den geliyor ve yaşayacak ya da çalışacak bir yer bulmakta zorlanıyorlar. İçlerinden kimi inşaatçı, kimi temizlikçi, kimi de mutfak hamalı olarak iş bulabiliyor. Oysaki bu insanların çoğu, hala başkent Paris’te ya da Fransa’nın diğer şehirlerinde bulunan yoksul bölgelere gönderiliyor.
Çıktığı uzun yolculukta Çad ve Libya üzerinden hareket edip Akdeniz’i geçen Diallo, geçtiğimiz yıl Mart ayında Grenoble kasabına ulaştı. Onun gibi koyu bir ten rengine sahip sığınmacılar genellikle ırkçılığa ve haksız stereotiplere maruz kalıyor. Ülkede aşırı sağın ateşlediği tahrikten etkilenerek işlerinin çalınacağına inanan çok sayıda Fransız, bu insanlara karşı düşman kesilmeye başladı. Ancak gerçek şu ki her kesimden insanın gözlemlediği bir şey var: Fransa ekonomisi gelişmeye devam ediyor.
Halktan ve Fransız siyasetçilerden destek toplayan Diallo, Fransa’da kalmasını sağlayacak belgeleri alabilmeyi umuyor. Diallo, “Gine’den gelen genç bir adamın Fransız bir kadını korumuş olmasından dolayı gururluyum. Bu unutulmayacak. Aşçılık eğitimime devam etmek için burada kalmak istiyorum. Hedefim bir gün Gine’ye dönüp orada Fransız restoranı açmak” dedi. Fransa’da yaşıyor olmasına rağmen genç adamın “hayali” Fransız ordusuna katılmak.

Gine'den Fransa'ya gelen 20 yaşındaki sığınmacı Mamoud Diallo başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için yerel basın tarafından 'kahraman' ilan edilmişti 
Yukarıdaki hikaye her ne kadar ümit verici olsa da Fransa’da bir yabancı olarak itibar görmek, iyilik ya da cesaret konusunda insanüstü davranışlar sergileme yeteneğinize bağlı olmamalı. Bugünlerde Diallo gibi insanların kaderi, kimin katılacağına kurayla karar verilen Açlık Oyunları’na benziyor. Sığınmacılarla göçmenlerin haysiyete yakışır bir muamele görmeleri ve Fransa'da kalmalarına izin verilmesi için bu insanların kahraman olmaları gerekmez. Gineli gencin hayalinin gerçek olmasını yürekten diliyorum ancak onun hikayesi cesaret kadar biraz da şans işi. Diallo gibi insanlar için sistem değişmeli. Bu, televizyonda yayımlanan bir şov programı değil. Bu, hayatın ta kendisi.



Katar’ın Trump’a 400 milyon dolarlık uçak hediyesi güvenlik krizi yarattı

Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)
Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)
TT

Katar’ın Trump’a 400 milyon dolarlık uçak hediyesi güvenlik krizi yarattı

Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)
Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Katar'ın gönderdiği uçağı kullanmak istemesi güvenlik alarmına yol açtı. 

Trump, Katar yönetiminin hediye ettiği 400 milyon dolarlık Boeing747-8’i kendi makam uçağı olarak kullanmak istiyor. ABD Başkanı, Katar’ın gönderdiği uçağın mevcut Air Force One’dan daha yeni olduğunu belirtiyor. Trump’ın makam uçağı yaklaşık 40 yıllık, Katar’ın gönderdiği Boeing ise 13 yıllık.

Diğer yandan ABD Başkanı’nı taşıyan Air Force One uçakları, Amerikan ordusunun belirlediği standartlara göre tasarlanıyor. 

Washington Post’un (WP) iletişime geçtiği ABD’li yetkililer, Katar’ın gönderdiği uçağın bu standartlara göre yenilenmesinin milyarlarca dolara mal olacağını ve çok uzun süreceğini söylüyor. 

Uzmanlara göre uçağın Air Force One’a dönüştürülmesinin, Trump’ın yönetim süresi içinde tamamlanması mümkün değil. 

Air Force One’ın teknik özellikleri hakkında bilgi sahibi olan eski bir ABD'li yetkili, uçağı “nükleer saldırıya dayanıklı bir komuta merkezi” diye niteliyor. Adının paylaşılmasını istemeyen yetkili, Katar’ın gönderdiği Boeing’in bu seviyeye getirilebilmesi için ABD Hava Kuvvetleri’nin uçağı söküp baştan tasarlaması gerekeceğini belirtiyor. 

Eski ABD Hava Kuvvetleri Sekreteri Frank Kendall, karşı istihbarat meselesinin de önemli bir risk olduğuna dikkat çekiyor: 

Uçağa dinleme cihazı yerleştirilmediğinden emin olmamız gerekiyor.

Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın ekibinde çalışmış emekli Gizli Servis ajanı Mac Plihcik de şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu uçağı iskeletine kadar söküp tekrar toplamanız lazım. Her parçanın güvenliği büyük önem taşıyor.

Diğer yandan yetkililer, süreci hızlandırmak için Trump’ın bu güvenlik kontrollerinin bazılarını yaptırmayabileceğini belirtiyor. 

Katar’ın gönderdiği uçak, 15 Şubat’ta Doha’dan Florida’daki Palm Beach Havalimanı’na getirilmişti. Trump da golf oynamaya giderken uçağı en az bir saat gezmişti. 

Trump, ilk döneminde Air Force One’ın değiştirilmesi için Boeing’le sözleşme imzalamıştı ancak uçakların 2027’ye kadar teslim edilmesi mümkün görünmüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC