Sudan'da hükümet ile protestocular arasındaki krizi büyüyor

Sudan'da hükümet ile protestocular arasındaki krizi büyüyor
TT

Sudan'da hükümet ile protestocular arasındaki krizi büyüyor

Sudan'da hükümet ile protestocular arasındaki krizi büyüyor

Sudan güvenlik güçleri, Omdurman’da bir cami içerisinde ibadet eden cemaate göz yaşartıcı gaz attı.
Hartum ve birçok şehirde daha gösteriler devam ederken, uluslararası ABD’li kuruluşlar, Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hükümeti ile diyaloğu durdurması için Washington’a baskı yapıyor.
Sadık el-Mehdi başkanlığındaki Milli Ümmet Partisi tarafından 8 Şubat’ta yapılan basın açıklamasında, güvenlik güçlerinin İmam Abdurrahman Camii içine göz yaşartıcı gaz fırlattığı belirtildi.
Açıklamada, ayrıca güvenlik güçlerinin, el-Mehdi'yi de hedef aldığı ve aracına 3 gaz bombası fırlatıldığı belirtilirken, olayların tehlikeli bir şekilde tırmandığı vurgulandı. Açıklamada, “Cami, Land Cruiser marka arabalarla kuşatıldı. Cami çıkışlarını engelledikten sonra içeriye göz yaşartıcı gaz atıldı. İbadet edenlerin birçoğu gazdan etkilendi” ifadeleri yer aldı. 8 Şubat’ta cuma namazı sonrasında başkent Hartum ve ülkedeki diğer birçok şehirde protesto gösterileri devam etti.
Öğretmenler Komitesi, Kassala Eyaleti’nde öğretmen Ahmed el-Hayr'ın suikastına karışan güvenlik görevlilerini kınayarak, “Eyaletin yüksek otoriteleri aracılığıyla adalet yanlış yönlendirilmeye çalışılıyor” açıklamasında bulundu.
Komite, halkın tüm kesimlerine ve güçlerine de rejim devrilene kadar çalışma ve söz konusu suç ile mücadele etmek için de tarafsız bir komite kurulması çağrısı yaptı. Adli raporlar, öğretmen Ahmed el-Hayr'ın güvenlik güçleri tarafından gözaltındayken fiziksel şiddete maruz kalması sonucu öldüğünü belirtiyor. Ancak Kassala Eyaleti valisi, polis şefi ve güvenlik yetkilileri, öğretmenin gıda zehirlenmesi sebebiyle öldüğünü savunuyor.
Öte yandan Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA), 8 Şubat’ta yayınladıkları bir bildiride, Hartum’da cuma namazı sonrasında yeni gösterilerin patlak verdiğini açıkladı. Bildiriye göre göstericiler, 8 Şubat’ta akşam gösterilerine hazırlık aşamasında uzun saatler boyunca yürüyüşler düzenledi.
SPA, yayınladıkları başka bir bildiride de mahallelerde ‘Direniş Komiteleri’ kurma çağrısı yaptı. Kuruluş, ayrıca eylemcileri protesto gösterilerini sürdürme konusunda çeşitli şekillerde motive etmeyi sürdürdü. Gösterilere katılan bir eylemci tarafından, dün, Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamaya göre gösteriler, Devlet Başkanı el-Beşir ve hükümeti istifa edene kadar devam edecek. Diğer taraftan Ömer el-Beşir’in kamu düzeni yasası ve gençlere sınır koyulmadığı hususundaki ifadelerinden alaycı bir şekilde bahseden eylemci, “Rejimin düşmesini talep ediyoruz. Rejimin başı, durumu yanlış anladı ve kamu düzeni yasasının feshini istediğimizi sanıyor” dedi.
SPA’dan protesto gösterisi açıklması
Aynı şekilde protesto gösterinin koordinasyonunu sağlayan SPA, yarın (10 Şubat) 13.00 civarında yeni bir protesto gösterisinin daha yapılacağını açıkladı. Gösterinin, geçtiğimiz Çarşamba günü düzenlenen gösterilerde başlayan ‘tutuklular ve şehitler konvoyu’nun devamı olacağı ifade edildi.
Yapılan açıklamaya göre söz konusu konvoy, Omdurman’daki ‘kadın cezaevinden’ kadın tutuklularla dayanışma içinde başlayacak.
Protestocuların çoğu kadınlardan oluşuyor
Öte yandan SPA, gösteriler sırasında çok sayıda kadın ve kız çocuğunun yaklaşık 3 haftadan bu yana gözaltında tutulduğuna dikkati çekti. Devlet Başkanı Ömer el-Beşir de iki gün önce söz konusu durumu kabul ederek, “Genç protestocuların çoğunu kadınlar oluşturuyor” demişti. 19 Aralık’tan bu yana Sudan, kitlesel protesto gösterilerine tanık oluyor. Gösteriler sırasında, güvenlik güçleri eylemcileri dağıtmak için güç kullanırken, resmi rakamlara göre 31, muhalif Ümmet Partisi’ne göre de en az 50 kişi yaşamını yitirdi. Aktarılana göre gösterilerde, yüzlerce kişi yaralandı, binlercesi gözaltına alındı. Hükümet, tutuklu sayısının kadınlar da dahil 800 olduğunu açıkladı.
Diğer taraftan ABD’li Kefaya kuruluşu, ABD hükümetine iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirme konusunda Hartum ile devam eden görüşmeleri durdurma çağrısı yaptı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre, kuruluş tarafından yayınlanan bir bildiride, Sudan hükümetinin demokrasi ve iyi yönetim için mücadele eden Sudan halkını susturmaya çalıştığı ifade edildi. Bildiride, hükümetin barışçıl gösterilere yönelik şiddet eylemleri de kınandı. Ayrıca, ‘30 yıl boyunca el-Beşir yönetimi altındaki tüm iğrenç eylemleri ve kurumsal yolsuzluğu protesto ettiler’ ifadelerine yer verildi. Bildiride, ABD hükümetine, Avrupa ülkelerine, Afrika Birliği’ne ve uluslararası topluma ‘Sudan hükümetini, ölümlerden, yaralanmalardan ve işkencelerden sorumlu tutma’ çağrısı yapıldı.
Kefaya kurucusu John Prendergast, ABD’yi Sudan’ın terör devletleri listesinden çıkarılması da dahil, Hartum ile ilişkileri normalleştirmeyi amaçlayan görüşmeleri derhal askıya almaya çağırdı.
ABD, El Kaide lideri Usame bin Ladin’in 1992- 1996 yıllarında Sudan’a sığınması dolayısıyla 1993 yılında Sudan’ı söz konusu listeye dahil etti. İki ülke arasındaki ilişkiler, hükümetin Sudan’ın batısında yer alan Darfur’daki isyanı durdurmak üzere başlattığı kampanya sonrasında kötüleşti. Ancak onlarca yıl devam eden yıkıcı savaşların ardından Hartum’un 2011 yılında Güney Sudan’ın bağımsızlığını kabul etmesini memnuniyetle karşılayan ABD eski Başkanı Barack Obama döneminde ilişkilerde iyileşme yaşanmaya başladı.



Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli kaynak: Hamas 60 günlük ateşkes önerisinde 3 değişiklik talep etti

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli kaynak: Hamas 60 günlük ateşkes önerisinde 3 değişiklik talep etti

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)

Hamas Hareketi’nin 60 günlük ateşkes önerisini kabul etmesi ve dolaylı müzakerelere hazır olduğunu duyurmasıyla Gazze Şeridi'ndeki ateşkes görüşmeleri yeni bir aşamaya girdi. Öte yandan İsrail'in, şimdiye kadar Gazze Şeridi'nin yüzde 65'ini kontrol altına aldığı bölgelerden çekilme konusunda engeller çıkaracağına dair bazı endişeler hakim.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, ABD’nin Gazze’deki savaş konusunda gösterdiği gayret ve krizin iki tarafının da olumlu tepkisinin ‘olası engelleri aşabileceğini, bunların en önemlilerinin ise geri çekilme ve savaşın sona erdirilmesine dair garantiler olduğunu’ düşünüyor. Uzmanlar, ateşkes anlaşmasının yakında, belki de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü Beyaz Saray'ı ziyaret edip Başkan Donald Trump ile görüşmesinden sonra veya kısa bir süre sonra sonuçlanacağını tahmin ediyorlar.

AlQahera News haber kanalının cuma akşamı kimliğini açıklamadığı Mısırlı kaynaklardan aktardığı bilgilere göre Mısır, tüm taraflar arasında mutabakat sağlayacak nihai bir formüle ulaşmak için çeşitli taraflarla yoğun temaslara başlarken taraflar arasında dolaylı müzakereler yeniden başladı. Hamas arabuluculara son tekliflerine cevabını iletti ve cevabında, kabul edilmesi halinde 60 günlük ateşkes sağlanması için dolaylı müzakerelere kapıyı aralayacağını belirtti.

Müzakerelerin gidişatını yakından takip eden Filistinli bir kaynak, dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Hamas'ın öneriyi kabul ettiğini, ancak bazı değişiklikler talep ettiğini söyledi. Bu değişikliklerin başında savaşın sona erdirilmesi, insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişiyle ilgili mekanizmanın yeniden düzenlenmesi ve İsrail'in 2 Mart öncesindeki mevzilerine geri çekilmesi geldiğini söyleyen kaynağa göre bu değişikliklerin sebebi ocak ayında varılan ateşkes anlaşmanın çökmesinin ardından İsrail’in daha fazla bölgeye genişlemesi. Kaynak, yeni müzakerelerin Doha ve Kahire arasında yapılacağını, çünkü iki ülke arasında anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin ortak dosyalar olduğunu belirtti.

cdfgrtyu
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında öldürülen Filistinliler (AFP)

Hamas tarafından cuma günü yapılan açıklamada, arabuluculara öneriye ilişkin ‘olumlu’ yanıt verildiği ifade edildi. Önerinin içeriğine değinilmeyen açıklamada, ‘önerinin uygulama mekanizması hakkında müzakerelere derhal başlamaya ciddiyetle hazır olduğu’ vurgulandı.

İsrail gazetesi Hayom, müzakerelerin devam etmesindeki en büyük zorluğun İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilme haritası olacağını bildirdi. Hamas tam çekilme talep ederken, İsrail ‘Morag Koridoru’ adı verilen hattı ve onun güneyindeki tüm bölgeleri elinde tutmak istiyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee cuma günü X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ordunun Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 65'ini operasyonel olarak kontrol altına aldığını söyledi.

İsrail Yayın Kurumu’nun kaynaklardan aktardığına göre ‘Hamas’ın yanıtında önerilen değişikliklerin İsrail karar vericileri için bir zorluk oluşturacağı’ düşünülüyor. İsrail hükümeti Bakanlar Kurulu, anlaşmayı görüşmek üzere cumartesi akşamı toplanacağını açıkladı.

İsrail ve Filistin meselelerinde uzman olan siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi, İsraillilerin geri çekilme konusunda biraz oyalanacağını, ancak Hamas'ın anlaşmaya varmaya yönelik esnek tutumunu göz önünde bulunduracağını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmeden önce bir miktar uzlaşma göstermeye mecbur kalacağını ve savaşan tarafların ABD Başkanı’nı kazanmak ve ona olumlu mesajlar vermek için çaba göstereceğini tahmin ediyor.

Her iki tarafın da çekinceleri nedeniyle Kahire ve Doha'da düzenlenen müzakerelerde tam çekilme konusunun gündeme gelmeyeceğini düşünen Dr. Fehmi’ye göre buna karşın İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması ve nüfuslu bölgelerin dışına ve bazı koridorlardan çekilmesi söz konusu olabilir.

Ana çekilme noktalarının mevcut müzakereleri engellemesini beklemeyen Dr. Fehmi, savaşan tarafların önerilen çerçeve anlaşmasına onay verdiğini ve ayrıntıların taktiksel noktalar içerdiğini, gerçek anlamda radikal olmadığını, özellikle de Hamas'ın insani yardımların girişini öncelikli gördüğünü ve ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) dışında uluslararası kuruluşların da insani yardım çalışmalarına dahil edilmesi için baskı yapacağını belirtti.

frgtyhu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye’ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, anlaşmanın şu anki en önemli engelinin Hamas'ın işgalcilerin 2 Mart öncesindeki durumuna geri dönmesini talep etmesi olduğunu düşünüyor. İsrail, bu konudaki anlaşmayı kabul ederse, özellikle de Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan Refah'ta kalma niyetinde olduğu için, büyük bir taviz vermiş olacak. Nihai durum ve tam çekilme konusundaki tartışmaların, yaklaşan ateşkes dönemine ertelenmesi bekleniyor. Bu ateşkes, ilerleyen aşamalarda İsrail'in uluslararası ve Arap güçlerinin varlığı karşılığında tam çekilmeyi kabul etmesini içerebilir.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, kimliği açıklanmayan İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde Trump'ın Netanyahu ile görüşmesi sırasında Gazze'de ateşkes anlaşması yapıldığını açıklayabileceğini yazdı.

ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz cuma günü, Hamas'ın Gazze'deki ateşkes önerisine ‘olumlu’ yanıt vermesinin ‘iyi’ olduğunu söyledi. Başkanlık uçağı Air Force One’da gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, Gazze konusunda ‘birkaç gün içinde’ bir anlaşma sağlanabileceğini belirtti.

ABD merkezli televizyon ağı CNN’nin cuma günü aktardığına göre İsrailli 10 rehine canlı olarak, 18 rehine ise ölü olarak tam zamanında serbest bırakılacak ve herhangi bir tören veya kutlama yapılmayacak. Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte Gazze'ye insani yardım akışı hemen başlayacak.

Dr. Fehmi’ye göre Beyaz Saray’a gitmek isteyen Netanyahu, Trump’ı ziyaret etmeden önce ateşkes anlaşmasının ilan edilmesini engelleyen ve formalitede kalan tüm anlaşmazlıkları, tüm sorunları ve önemli fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak siyasi çıkarlarına, İran dosyasına ve yeni Ortadoğu düzenlemelerine odaklanıyor.

Dr. Rakab ise önümüzdeki günlerde özellikle Netanyahu’nun Beyaz Saray ziyareti sırasında, 60 günlük ateşkesin yakında yürürlüğe girmesinden sonra ABD'nin savaşı kesin olarak durdurma arzusunun gerçek olup olmadığının daha net bir şekilde anlaşılacağına dikkati çekti.