Muhammed Abdulhafız’ın Türkiye’den sınır dışı edilmesi İhvan üyelerini endişelendirdi

Muhammed Abdulhafız’ın Türkiye’den sınır dışı edilmesi İhvan üyelerini endişelendirdi
TT

Muhammed Abdulhafız’ın Türkiye’den sınır dışı edilmesi İhvan üyelerini endişelendirdi

Muhammed Abdulhafız’ın Türkiye’den sınır dışı edilmesi İhvan üyelerini endişelendirdi

Mısır yönetimi tarafından terör örgütü ilan edilen Müslüman Kardeşler’e (İhvan) mensup Muhammed Abdulhafız Ahmed Hüseyin’in Türkiye’den sınır dışı edilmesi sonrası İhvan üyesi gençlerin, Türkiye’de yaşayan grup liderlerine yönelik eleştirisi arttı.
Şarku’l Avsat’a konuya ilişkin değerlendirmede bulunan, köktendinci hareketler konusunda uzman Ömer Abdulmunim, İhvan üyesi gençlerin kurban edilme endişesi taşıdıklarını ve Türk makamlarının, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini normalleştirmek için Türkiye’deki İhvan üyelerini teslim etmek zorunda kalabileceğini söyledi.
Türk yetkililer, Mısır'da savcı Hişam Bereket'in öldürülmesi suçundan idama mahkûm edilen İhvan üyesi Muhammed Abdulhafız Ahmed Hüseyin’i geçtiğimiz günlerde sınır dışı etmişti.
Bir videoyla her şeyi anlattılar
Mısırlı gencin sınır dışı edilmesinin ardından, İhvan üyesi gençler arasında Muhammed Abdulhafız’ın kaderine maruz kalma korkusu hâkim oldu. İhvan mensubu gençler, YouTube’da yayınladıkları bir videoda, boyunlarındaki ipin grup liderlerinin ağzından çıkacak bir söze bağlı olduğunu dile getirerek, Türkiye'deki İhvan liderlerinin kendilerine kızması halinde, Kahire'ye zorla sınır dışı edilme, yargılanma, hapis veya idama maruz kalabileceklerini söyledi.
İstanbul’daki İhvan mensubu gençlerden biri olan Nadir Fattuh, Velid isimli arkadaşı ile birlikte YouTube’da yayınladıkları videoda konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Fattuh, grup liderlerinin Muhammed Abdulhafız’ı terk ettiğini, onu Türkiye’ye sokmadıklarını ve grup liderlerinin Atatürk Havalimanı'ndaki Türk makamlarına, genç adamın gruba ait olmadığını yâda liderlerinden biri tarafından desteklendiğini söylediklerini belirtti. Bu adımın ardından ise Mısırlı gencin sınır dışı edilerek hızla Kahire’ye gönderildiğini ifade etti.
İhvan üyesi gençlerden tepki
Söz konusu iki genç, Türk makamlarına, Abdulhafız’ın İhvan’a bağlı olmadığını söyleyen grup liderlerine yönelik soruşturma açılmasını talep ederken, İstanbul’da yaşayan tüm gençlerin kaderlerinin, grubun liderlerinin iki dudağının arasında olduğunu vurguladı.
Nadir Fattuh ve Velid, İhvan üyesi gençlerin, liderlerinin sürgün edilme, yerlerinden olma, yabancılaşma ve geleceklerini kaybetmelerine neden olan pervasız politikaları yüzünden, haklarının heder olması ve devam eden kovuşturmalar yüzünden sıkıntı yaşadıklarına dikkat çekti.
Gençler, İhvan’ın, ‘çocuklarını yiyen bir grup’ olduğuna işaret ederek, 90 yılda inşa ettikleri her şeyi kaybeden maceracı ve başarısız politikalarıyla onlara ‘fedakârlık’ ile ‘kurbanlık’ sunduklarının da altını çizdi.
İade talebinde 20’den fazla İhvan mensubu bulunuyor
Uzman Ömer Abdulmunim, İhvan’ın, dört yıldan bu yana, kurucu nesil ile gençler arasındaki derin bölünmeden acı çektiği ve iki nesil arasında çelişkiler olduğunu öne sürdü.
Türkiye’nin, terör veya şiddet vakaları nedeniyle arananlar listesindekileri iade etmek için bir anlaşma imzaladığını ve Mısır’a teslim edilen genç adamın bu listelerde yer aldığını dile getiren Abdulmunim, Mısır'ın iade talebinde İhvan mensubu 20'den fazla kişinin Türkiye'de yaşadığın belirtti.
Mısır’a sınır dışı edilmelerini bekleyen gençlerin endişelerine de değinen Abdulmunim, “Kurban edilmekten endişe ettikleri için bu korkuları yerinde. Muhammed Abdulhafız’ın başına gelenler gençleri düşünmeye sevk etti” dedi.
Türkiye İhvan’dan vaz mı geçiyor?
Türkiye’de son zamanlarda yaşananların, İhvan’dan vazgeçildiğinin bir göstergesi olup olmadığı sorusuna Abdulmunim, “Bu İhvan’dan vazgeçmenin bir göstergesi değil. Ancak, İhvan üyelerinden bazılarını kurban ederek, AB karşısında terör suçlamalarına karşı kendisini temize çıkarma girişimi olabilir” dedi.
Öte yandan Abdulmunim, Türkiye’nin kendi topraklarındaki tüm İhvan mensuplarını teslim etmek zorunda olduğunu, bu nedenle Türkiye’deki İhvan unsurlarına yönelik siyasi sığınma koşullarının yerine getirilmemesi halinde, sınır dışı edilmeye maruz kalabileceklerine dikkat çekti.



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.