Pelosi’den Trump’a: Olağanüstü hal ilanı kanunsuz bir eylem

Pelosi’den Trump’a: Olağanüstü hal ilanı kanunsuz bir eylem
TT

Pelosi’den Trump’a: Olağanüstü hal ilanı kanunsuz bir eylem

Pelosi’den Trump’a: Olağanüstü hal ilanı kanunsuz bir eylem

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Meksika sınırı boyunca vaat ettiği duvar inşaatına para aktarmak ve kongrenin fon ayırmadığı projeler için olağanüstü hal ilan etme yetkisini kullanmayı planlaması ülkede tartışma başlattı. 
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Meksika sınırı boyunca vaat ettiği duvar inşaatına para aktarmak ve kongrenin fon ayırmadığı projeler için olağanüstü hal (OHAL) ilan etmeyi planlaması ülkede tartışmaya sebep oldu. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi gazetecilere verdiği demeçte, "Amerikan halkının seçtiği temsilcilerini etkisiz ve pahalı duvarın parasını ödemeye ikna edemedi, olağanüstü hal ilan edilmesi normal değil, kanunsuz bir eylemdir" açıklamasını yaptı. 
Demokrat Partili Pelosi, Devlet Başkanlığı gücünü ağır bir şekilde kötüye kullanan Donald Trump’ın sözünden vazgeçmesinin “çaresiz bir girişim” olduğunu söyledi. Pelosi, “Trump, Meksika’yı ve Amerikan halkının seçtiği temsilcileri, etkisiz ve pahalı duvarın parasını ödemeye ikna edemedi. Bu yüzden şu anda Kongrede vergi mükelleflerine daha fazla yük olmak için çaresizlik içinde çalışıyor” ifadelerini kullandı. 
Önceki başkanlar uluslararası krizler için OHAL ilan etmişti 
ABD’de afet, yangın, hortum gibi zor durumlarda Federal Hükümet, eyaletlerle ilgili OHAL kararları alabiliyor. Eski Başkanlar Barack Obama, Bill Clinton, George W. Bush birçok konuda OHAL ilan etmişti. Obama, Bush ve Clinton tarafından, yurt dışında ortaya çıkan siyasi krizler, terör olayları ve ülke güvenliği için OHAL ilanı yapılmıştı. Obama, OHAL yetkilerini Ukrayna, Burundi, Venezuela, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Yemen ve Libya’da yaşanan siyasi krizleri engellemeye yönelik kullanmasının yanı sıra, milli güvenliğe zarar verecek örgütleri cezalandırmak için de kullanmıştı. George W. Bush ve Bill Clinton ise, bu yetkileri daha çok dış politikadaki krizlere odaklı kullanmıştı. Clinton, 1999 yılında Taliban ile olan ilişkileri yasaklamak ve askeri müdahaleyi genişletmek için OHAL yetkilerini kullanırken, George W. Bush ise, ABD’ye yönelik yapılan 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarından sonra ülkenin ulusal güvenliği için OHAL ilan ederek, Irak’a, yönelik işgali başlatmıştı. 
Trump'ın 2016 seçim kampanyasında en büyük seçim vaadi olarak kullandığı Meksika sınırı duvarı için gerekli olan finansman için OHAL ilan edip, Kongreyi baypas ederek, Savunma Bakanlığı bütçesinden karşılaması bekleniyor. 



Arakçi: İsrail ve ABD diplomasiyi ‘havaya uçurdu’

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında (Reuters)
TT

Arakçi: İsrail ve ABD diplomasiyi ‘havaya uçurdu’

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında (Reuters)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün yaptığı açıklamada, ABD ordusunun yeraltındaki Fordo uranyum zenginleştirme tesisi de dahil olmak üzere İran'ın üç nükleer tesisine saldırı düzenlemesinin ardından İsrail ve ABD'nin diplomasiyi ‘havaya uçurduğunu’ belirtti.

Arakçi, X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail ve ABD diplomasiyi havaya uçurdu. Tahran hiç terk etmediği müzakere masasına nasıl geri dönebilir?” ifadelerini kullandı.

İran Dışişleri Bakanı, ABD'nin İran'daki nükleer tesislere yönelik saldırılarının ardından Tahran'ın kendisini ‘gerekli tüm araçlarla’ savunacağını açıkladı. Arakçi, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında yaptığı konuşmada, “İran topraklarını, egemenliğini, güvenliğini ve halkını gerekli tüm araçlarla savunmaya devam edecek” dedi.

Arakçi, İran'a yönelik gece saldırılarının ardından ABD'nin aşmadığı ‘kırmızı çizgi kalmadığını’ söyledi.

Bir muhabirin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'ndan çekilme konusundaki sorusu üzerine Arakçi şu cevabı verdi: “En iyi adımlarımızı açıklayabilecek konumda değilim.”

Arakçi, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın İran'ı koruyamadığını ifade etti.

Arakçi, Tahran'ın Moskova ile stratejik ortaklığı olduğunu ve bugün Rusya'yı ziyaret ederek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini belirtti.

ABD'nin İran'daki üç kilit nükleer tesise yönelik saldırılarının ‘çirkin’ olduğunu söyleyen Arakçi, ‘saldırıların kalıcı yansımaları olacağı’ ve Tahran'ın ‘karşılık vermek için tüm seçenekleri saklı tuttuğu’ uyarısında bulundu.

Arakçi, X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin daimî üyesi olan ABD, İran'ın barışçıl nükleer tesislerine saldırarak BM Şartı'nı, uluslararası hukuku ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı ciddi bir şekilde ihlal etti. Bu sabah yaşananlar çok çirkin ve kalıcı etkileri olacak.”

İran Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, Tahran'ın ABD'nin askeri saldırganlığına tüm gücüyle direnmeyi hakkı olarak gördüğü belirtildi. Açıklamada, “Dünya, ABD'nin İran'a karşı savaşı diplomatik sürecin ortasında başlattığını unutmamalı” denildi.

Açıklamanın devamında uluslararası örgütlere de seslenildi: “Bu bariz saldırganlık karşısında sessiz kalmak dünyayı kapsamlı ve eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıya bırakır.”

Jjdkxj
İran'ın Kum kentinin kuzeydoğusunda bulunan Fordo Nükleer Tesisi’nin uydu görüntüsü (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump bugün yaptığı açıklamada, ABD hava saldırılarının hedef alınan İran nükleer tesislerini ‘tamamen yok ettiğini’ doğruladı ve Tahran'ın barışa yanaşmaması halinde daha fazla saldırı tehdidinde bulundu.

Trump, “Ya barış olacak ya da İran için son sekiz günde gördüklerimizden çok daha büyük bir trajedi yaşanacak. Unutmayın, daha çok hedef var… Eğer barış hızlı bir şekilde gerçekleşmezse, diğer hedeflerin peşinden hassasiyet, hız ve etkinlikle gideceğiz” şeklinde konuştu.