Camden Town: Şairlerin ve Modacıların adresi

Camden Town: Şairlerin ve Modacıların adresi
TT

Camden Town: Şairlerin ve Modacıların adresi

Camden Town: Şairlerin ve Modacıların adresi

İngiltere'nin başkenti Londra'nın kuzeybatısında yer alan Camden Town semti, Oxford Street veya Trafalgar Meydanı'nın bitişiğinde yer alıyor.
Semt, kültürel zenginliği, tarihi mirası ve gençlik ruhu ile başkentteki en büyük ve en eşsiz merkezlerden biri.
Regent’s su kanalının her iki tarafındaki caddeleri "Küçük Venedik" dedirtecek derecede benzer özelliklere sahip.
Bölge henüz hak ettiği ölçüde birçok Arap turist tarafından bilinmemekle birlikte yakın zamanda keşfedilmeye başlandı.
John Keats ve Agatha Christie burada yaşadı
Camden Town'da turlarken Camden Lock'a giden ziyaretçiler hızla yürüyemez veya adımlarını her zamanki hızda atamazlar. Çünkü bu yol üzerinde her ırk ve renkten insanlarla karşılaşırsınız.
Her gün binlerce turist burayı ziyaret ediyor. Özellikle de hava yağmurlu değilse halkın çoğunluğu genç, yüzbinlerce insanın hafta sonları için buluşma mekanına dönüşüyor.
Her zaman insanları bu yere çeken görünmez bir çekicilik var. 1790 yılında inşa edilen tarihi bölge, orta sınıfın ve ünlülerin içi içe yaşadığı bir mekan. Yazar Charles Dickens, düşünür Karl Marx, Mary Shelley, George Orwell ve Agatha Christie gibi birçok ünlüye ev sahipliği yapmış.
Camden Town’da sokaklarda yürüyüş yapan turistler, bir zamanlar buralardaki mavi renkli evlerden birinde yaşayan ve şimdilerde evi müzeye dönüştürülen bir ünlünün ismini gösteren levhalarla karşılaşır. Örneğin büyük romantik şair John Keats’in kültürel miras sayılıp koruma altına evini ziyaret edilebilir.
Yakın tarihte yaşayan ünlülerden arasında şarkıcı Amy Winehouse, şair Dylan Thomas, şarkıcı Boy George ve semtin kalabalıkları arasında "Mad Day Out"u seslendiren The Beatles müzik grubunun yanı sıra moda tasarımcısı Jenny Packham'dan bahsedebiliriz.
Dünya Mutfağı ellerinin altında
Camden Town ziyaretçilerine istediği yemeği tek bir yerde ve aynı zamanda bulabileceği başka bir dünyaya götürecek harika fırsatlar sunuyor.
Regent’s Kanal’ın kuzeyinde yer alan küçük bir köprüden kavisli bir kapıyı aştığınızda kendinizi Asya, Afrika, Arap, Avrupa, Amerikan kültürüne ait yemek türleri ve helal yiyeceklerden hayal bile edemeyeceğiniz türde her şeyi sunan yiyecek tezgahlarıyla dolu büyük bir avluda bulacaksınız.
Bölgede size tezgahlarda uzun kuyrukların oluşmasına yol açan baharat ve çeşitli yemek kokuları eşlik eder. Bu kültür, 1950'lerde ilk büfenin açılmasıyla başlayan ve daha sonra nohut, felafil ve tabbule satmak için ardı sıra büfe açan Araplar da dahil olmak üzere, dünyanın her yerinden göçmenlerin İngiltere'ye gelmesiyle birlikte oluşan yiyecek çeşitliliği ile başlayan kadim bir geleneğe dayanıyor.
Sokakta oturarak veya yürürken yiyebileceğiniz, yiyeceğinizi bitirdikten sonra, bu avlu boyunca uzanan pazarlarda, takı, aksesuar, el sanatları, resim ve başka bir yerde bulamayacağınız pazar tezgahlarına ulaşırsınız. Çünkü bu pazarlar ünlü firmaların ve markaların hiçbiriyle çalışmak istemiyor. Her şeyin yenisi, sıra dışı ve taklit edilemeyeni ile ünlü olmasına gayret ediyorlar.
Labirent pazarlar
Gezintiye devam ederken, eski mezopotamya mitolojisinden esinlenerek "Gilgamesh" adını alan geniş ve yüksek bir restoranla karşılaşıyorsunuz. Yemeklerin adla ilgisi yok, çünkü Asya kültürüne daha yakın yiyecekler pişiriyorlar, ancak yemekler sizi tekrar gelmeye zorlayan özel bir tada sahip.
Restoranın yan tarafında, sizi bir labirenti andıran sokaklar arasından pazarlara yönlendiren uzunca bir koridor yer alıyor. Buradan her geçtikçe mutluluk hissi veriyor. Çünkü buradan yürüdüğünde arayıp bulamadığınız takı ve mücevherler, klasik giysiler ya da eski askeri kıyafetler, otuzlu ve kırklı yılların  filmlerini hatırlatan çanta ve şapkalar giyiniyorsunuz.
Hemen yanındaki kalabalık bir pazarda ise tadına doyumsuz yiyecekler satan dükkanlar bulunuyor. Burada, en iyi baharatlı yiyecekleri sunan Endonezya ve Malezyalı başörtülü kızların satış yaptığı helal sertifikalı yiyecekleri bulabilirsiniz.
Belki de bu bölgedeki en büyük pazar, eskilerde aristokrat ailelerin araçlarını çeken atlar için bir barınak ve hastane olan ahır pazarı olarak hizmet veren Stables Market, eski mobilyalar, antikalar, eski kıyafetler, parfümler ve el yapımı halılar satan tezgahlar, dükkanlar ile inanılmaz bir çeşitlilik sunuyor.
Her iki tarafta da eskiden atların tedavisi için inşa edilen hanların eski mimari yapıları korunarak eklenen oturma yerlerinin yanı sıra eşsiz bir zevk ve deneyim yaşatan harika restoran ve kafeler bulunuyor. Özellikle her renk ve kültürden gençler ve aileler arasında dinlenen açık hava müziği ve akrobatik gösteriler yoldan geçenlerin bir hayli dikkatini çekiyor. Ayrıca pazarın dışında kalan Roundhouse Salonu'nda İngiltere, ABD ve Avrupa'dan en ünlü müzik eserlerini sunan tiyatro gösterilerine aşırı bir ilgi var.
Marketler ve mağazalarla dolu Camden High Street'in sonunda gençlerin ilgi gösterdiği kısa süre önce Madonnanın da bir konser verdiği dans ve şarkı gösterilerinin olduğu Coco Lounge'u görüyoruz.
Camden Town'da neler denenebilir?
Alışveriş
Camden Town, binlerce açık hava pazarları, büfeleri ve mağazaları ile birçok alanda hizmet veriyor. En bilinenleri sizin için sıraladık;
Camden Lock Market: el sanatları, kitaplar, kıyafetler, süs eşyaları ve yiyecekler için ziyaret edebilirsiniz.
Camden Lock Village: Hazır giyim, aksesuar ve sıradışı envai çeşit ürünü burada bulabilirsiniz.
Camden Market: Bay ve bayanlar için moda meraklısı ziyaretçilerinin aradıklarını bulabileceği bir yer.
Inverness Street Market: meyve ve sebzelerin yanı sıra bazı hediyelik eşyaların ve giysilerin satışının yapıldığı bir mekan.
Stables Market : Antikaları, deri ürünleri, tablolar ve görsel sanatların bir arada sergilendiği sabit bir mağaza.
Görsel sanatlar
Camden Town şehrinin köşe başlarında ve sokaklarında, deneyimli sanatçıların atölyeleriyle birlikte birçok sanat ve fotoğraf galerisi bulunuyor. Bu atölyelerde gezinirken hünerlerini sergileyen genç bir sanatçının uzmanların gözüyle keşfedilerek yıldızının parlamasına şahit olabilirsiniz.
Çocuklar için çeşitli aktiviteler
Pazarlardan az ötede birkaç dakika yürüyerek Regent's Park'taki dünyadaki en büyük hayvanat bahçelerinden biri olan Londra Hayvanat Bahçesi'ne varıyorsunuz.
Ayrıca Primrose Hill Park'a yürüyebilir ve Londra'nın en güzel yerlerini seyretmek için tepeye tırmanabilirsiniz.
Gençler, ailenin su aktiviteleri yapabileceği veya şehri iki yakaya bölen harika manzaralı uzun kanalı dolaşmak için bir tekne kiralanabileceği gibi çocuklar Korsan Sarayına da götürülebilir.
En son moda tasarımları
Modacılar, moda tasarımlarının çoğunun Camden Town veya benzeri diğer gençlik şehirlerinde doğduğunu veya buralardan ilham alındığını söylüyorlar. Bu şehrin sokaklarında gençlerin ruh hallerini yüzlerinden okuyabilir ve hippilere, punklara, bohemilere ve kelimenin tam anlamıyla moda çılgınlığının her türüne tanık olabilirsiniz.
Camden Town’a nasıl gidilir?
Londra'nın herhangi bir yerinden bölgeye ulaşmak için metroyu kullanabilir ya da Londra'nın birçok bölgesinden buraya gelen kırmızı otobüsleri kullanabilirsiniz.
 



Lübnanlı George Abdullah, 40 yıl sonra Fransa'daki hapishaneden çıktı

George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
TT

Lübnanlı George Abdullah, 40 yıl sonra Fransa'daki hapishaneden çıktı

George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)

Filistinlileri destekleyen Lübnanlı aktivist George İbrahim Abdullah, 1980'lerde bir ABD’li ve bir İsrailli diplomatın suikastında suç ortaklığıyla suçlanarak 41 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bugün Fransa'daki hapishaneden serbest bırakılan Abdullah, ülkesine geri dönecek.

sadfgrthy
Fransız polisi George Abdullah'a eşlik ediyor. (AFP)

AFP ekibinin bildirdiğine göre, güneybatı Fransa'nın Hautes-Pyrenees bölgesindeki Lannemezan hapishanesinden iki minibüsün de aralarında bulunduğu altı araçlık bir konvoy yola çıktı, ancak sakallı aktivisti görmek mümkün olmadı.

74 yaşındaki George İbrahim Abdullah, Tarbes Havaalanı’na götürülecek. Güvenlik güçlerinden bir kaynak, Abdullah'ın buradan uçakla Paris'teki Roissy Havaalanı’na götürüleceğini ve buradan Beyrut'a giden bir uçağa bineceğini bildirdi.

Avukatı Jean-Louis Chalanset, konvoyun hareketinden sonra AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu hem sevinç hem de duygusal bir şok ve siyasi bir zafer kaynağı” dedi, ancak müvekkilinin konvoyda olup olmadığını doğrulamadı. Chalanset, “Çok uzun zaman önce serbest bırakılması gerekirdi” ifadesini kullandı.

Paris Temyiz Mahkemesi geçen hafta, Lübnanlı aktivistin 25 Temmuz'da serbest bırakılmasına karar verdi.

Şu anda 74 yaşında olan Abdullah, 1987 yılında 1982'de bir ABD’li ve bir İsrailli diplomatın öldürülmesine karıştığı suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. 25 yıldır şartlı tahliyeye hak kazanmış olmasına rağmen, serbest bırakılması için yapılan 12 başvuru reddedildi.

sdfrt
George İbrahim Abdullah, 41 yıl hapis yatarak Avrupa'nın en uzun süre hapis yatan siyasi tutuklusu oldu. (X)

Son günlerde Abdullah, Che Guevara'nın resminin bulunduğu kırmızı bayrakla süslenmiş hücresini boşaltmaya başladı ve içindeki birçok gazete ve kitabı, dün öğleden sonra hapishane önünde protesto gösterisi düzenleyen yaklaşık 200 kişilik destek komitesine teslim etti.

Avukatı, Abdullah'ın giysilerinin çoğunu birlikte tutuklu bulunan mahkumlara verdiğini ve yanında ‘küçük bir çanta’ taşıdığını söyledi.

AFP, serbest bırakılma kararının alındığı gün hücresinde onunla görüştü.

Görüşme sırasında, sakalı beyazlamış Abdullah, “Kırk yıl uzun bir süre, ama mücadele dinamik olduğunda bunu hissetmiyorsunuz” dedi.

Temyiz Mahkemesi hakimleri, tutukluluk süresinin işlenen suçlarla ve Lübnan Devrimci Silahlı Gruplar’ın eski liderinin yaşıyla ‘orantısız’ olduğunu değerlendirdi.

dfgthyu
Fransa'nın başkenti Paris’te tutuklu George İbrahim Abdullah'ı desteklemek için düzenlenen gösteriden, 16 Temmuz 2025 (EPA)

Kararda, Abdullah'ın ‘Filistin mücadelesinin geçmişteki bir sembolü’ olduğu belirtildi. Abdullah'ın liderliğini yaptığı, Lübnanlı seküler Hıristiyanlar, Marksistler ve Filistin yanlısı aktivistlerden oluşan küçük grubun dağıldığı ve ‘1984'ten beri herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediği’ ifade edildi.

Abdullah, 1978'de İsrail'in Güney Lübnan'ı işgali sırasında yaralandı ve George Habaş'ın liderliğindeki solcu hareket olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne katıldı.

Daha sonra, ailesinin üyeleriyle birlikte, 1981 ve 1982 yılları arasında Filistin davasını desteklemek amacıyla Avrupa'da 5 saldırı düzenleyen, emperyalizme karşı Marksist bir örgüt olan Lübnan Devrimci Silahlı Grupları'nı kurdu. Bu saldırılardan 4'ü Fransa'da ölümlere neden oldu.

Abdullah, 1985 ile 1986 yılları arasında Paris'te 13 kişinin ölümüne yol açan ve Fransız başkentinde korku salan saldırı dalgasından uzun süre sorumlu tutuldu.

sxdfrgtyu
Lübnanlı George İbrahim Abdullah, 13 Temmuz 1986'da Özel Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada (AFP)

1986 yılında Lyon'da suç örgütü kurmak ve silah ve patlayıcı bulundurmak suçlarından dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ertesi yıl Paris Özel Ceza Mahkemesi'nde 1982'de ABD'li diplomat Charles Ray ve İsrailli diplomat Yakov Barsimentov'un öldürülmesinde suç ortaklığı ve 1984'te üçüncü bir suikast girişiminde bulunmak suçlamasıyla yargılandı.

Abdullah'ın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasından iki ay sonra, bu saldırıların gerçek sorumluları tespit edildi ve bunların İran ile bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Abdullah, Lübnan iç savaşı (1975-1990) ve 1978'de İsrail'in Güney Lübnan'ı işgali bağlamında ‘İsrail ve Amerikan baskısına karşı direniş’ olarak nitelendirdiği iki suikastta parmağı olduğunu kabul etmedi.

Abdullah'ın kaldığı hapishane önünde her yıl protesto gösterileri düzenleyen az sayıdaki destekçisi ve birkaç solcu milletvekili dışında, tutuklu yıllar içinde büyük ölçüde unutuldu; 1980'lerde Fransa'nın bir numaralı düşmanı ve en kötü şöhretli tutuklularından biriydi.