İran’dan DMO saldırısına karşı intikam sözü

İsfahan Havaalanı’ndaki DMO unsurları saldırıda ölen askerlerin tabutlarını taşıyor (Tesnim)
İsfahan Havaalanı’ndaki DMO unsurları saldırıda ölen askerlerin tabutlarını taşıyor (Tesnim)
TT

İran’dan DMO saldırısına karşı intikam sözü

İsfahan Havaalanı’ndaki DMO unsurları saldırıda ölen askerlerin tabutlarını taşıyor (Tesnim)
İsfahan Havaalanı’ndaki DMO unsurları saldırıda ölen askerlerin tabutlarını taşıyor (Tesnim)

İran’ın güneydoğusundaki Belucistan’da Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) taşıyan otobüse düzenlenerek, 27 askerin ölümüne neden olan intihar saldırısının ardından, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve DMO Komutanı Muhammed Ali Caferi, ‘intikam alma’ sözü verdi.
Saldırıda hayatını kaybeden askerlerin cenazeleri, Zahidan'dan İsfahan Havaalanı’na getirilirken, İran’ın dini lideri Ali Hamaney, DMO’dan 27 askerin ölmesine, 15’inin ise yaralanmasına neden olan saldırıya ilişkin ‘olası ihtimalleri’ araştırmasını emretti.
DMO’nun resmi açıklamasında, ülkenin güneydoğusundaki Pakistan sınırına yakın olan Haş ve Zahidan şehirleri arasındaki sınırı korumak için görevlendirilen, İsfahan'daki İmam Hüseyin Kolordu'sundan askerleri taşıyan otobüse yönelik intihar saldırısı düzenlendiği teyid edildi.
İran liderlerinden intikam yeminleri
İran’ın dini lideri Ali Hamaney, DMO’nun bir birimine yönelik gerçekleştirilen saldırının ardında ‘yabancı istihbarat’ birimlerinin olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise ABD ile İsrail’i teröre destek vermekle suçlayarak, saldırının intikamını almaya söz verdi.
AFP’de yer alan habere göre İran toprakları içinde saldırı düzenleyen grupların sınırın dışından geldiğini iddia eden Ruhani, “Komşularımıza yasal ve iyi ilişkilerin gerektirdiği görevleri yerine getirmelerini tavsiye ediyoruz. Topraklarının komşu ülkelere karşı kötü amaçlar için kullanılmasına izin vermemeliler. Eğer onlar teröristleri engelleyemiyorsa, yasalara ve uluslararası sözleşmelere göre gereğini yapma hakkımızın olduğu açıktır ve bu hakkımızı kullanacağız" dedi.
Ruhani, Rus ve Türk mevkidaşı ile Suriye konulu üçlü zirvede bir araya gelmek üzere Soçi'ye hareket etmeden önce basına yaptığı açıklamada, saldırıyı gerçekleştiren gruplardan kesinlikle intikam alacaklarını vurguladı.
İran medyasında yer alan haberlere göre Belucistan Valisi, patlamanın, askerleri taşıyan otobüsün bomba yüklü aracı sollamaya çalıştığı esnada meydana geldiğini söylerken, DMO askerlerinin cesetleri ve otobüsten çıkan alevleri gösteren görüntüler medyada yer aldı.
Beluci militanlardan oluşan Ceyşul Adl örgütü, saldırıyı Telegram hesabı üzerinden üstlendi.
Tesnim haber ajansının aktardığına göre, Devrim Muhafızları Komutanı General Muhammed Ali Caferi, DMO askerlerine karşı gerçekleşen saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, ‘düşmanlardan intikam alma’ sözü verdi.
Saldırının Varşova Konferansı’nın gerçekleştiği gün olması tesadüf mü?
Saldırı, ABD'nin Tahran’ı baskı altına alma amacıyla Polonya'da düzenlediği ve 60 ülkenin katıldığı, ‘Ortadoğu'da Güvenlik ve Barış’ konferansının açılış gününde meydana geldi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, bu konuya değinerek, “İran'ın 'Varşova sirkinin‘ gerçekleştiği gün terör saldırısına uğraması bir tesadüf mü? Özellikle aynı teröristlerin destekçilerinin Varşova sokaklarında kutlama yaptığı ve Twitter'da sahte hesaplarla kutlamaları desteklediği zamanda? Görünüşe göre ABD her zaman aynı yanlışları yapıyor ancak farklı sonuçlar elde etmeyi bekliyor" dedi.
Polonyo Dışişleri Bakanlığı da Zarif’e cevap vererek, “Bugün Varşova’da terörist yok” ifadelerini kullanarak, her türlü terör eylemini kınandıklarını belirtti.
Sosyal medyada da Zarif’in açıklamalarına yakın yorumlar gelirken, bazıları, geçtiğimiz Eylül ayında, BM’de İran konulu oturum düzenlenmeden bir hafta önce Ahvaz’daki askeri geçit törenini hedef alan saldırı ile bu saldırı arasındaki benzerlikleri temel aldı.
İran İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli ise  saldırı ile Varşova Konferansı’nın aynı zamana denk gelmesinin tesadüf olmadığını söyleyerek, ABD’yi saldırının arkasında olmakla suçladı.
Fazli, "Pakistan hükümetinin topraklarındaki silahlı grupların varlığını sonlandırma konusuna önem vermesini istiyoruz" ifadelerini de kullandı.
Belucistan kanlı çatışmalara şahit oluyor
Pakistan ve Afganistan sınırındaki Belucistan Eyaleti, İran'ın varlığına karşı çıkan Beluç gruplar ile İran güvenlik güçleri arasında yaşanan kanlı çatışmalara tanık oluyor.
Beluç aktivistler, İran güvenlik güçlerini, sınır bölgelerinde yaşayan sakinlere ayrım gözetmeden ateş etmekle suçluyor.
Kürt ve Araplarla birlikte Beluçlar, Irak ile yaşanan Körfez Savaşı'nın sona ermesinden bu yana, silahlı hareketlerle İran güvenlik güçlerini ciddi şekilde zorluyor.
İran medyası, Beluç ve radikal grupları arasında bağlantı kurmaya çalışırken, Tahran bu grubu ‘terörist’ olarak sınıflandırmak istiyor.
Ancak Beluç gruplar İran’ın iddialarını reddederek, Beluçların haklarını demografik yapıyı ihlal eden politikalara karşı savunduklarını söylüyor.
Beluç gruplar, ayrıca yetkililere, bu bölgede huzurun bozulmasına ve silahlı hareketlerin artmasına neden olan ‘mezhepsel ve ırkçı ayrımcılık’ yapma suçlaması yöneltiyor.
Belucistan, DMO ve İran’ın uyuşturucu ile mücadele eden birimlerinin varlığına rağmen, Pakistan ve Afganistan'dan gelen uyuşturucular için önemli bir geçit vazifesi görüyor.
DMO birçok kez hedef alındı
Ceyşul Adl grubu, Sistan ve Belucistan eyaletine bağlı Mircave kentinde 14 İran askeri kaçırmış, DMO, bu olayı, ‘askeri teşkilata sızan devrim düşmanlarının ihaneti’ olarak nitelendirmişti.
Ancak grup, onları bir iyi niyet göstergesi olarak 5 askeri serbest bırakmış ve Pakistan güvenlik güçlerine teslim etmişti.
Grup, askerleri serbest bırakma yönünde Tahran ile görüşmeleri için uluslararası örgütlere arabuluculuk yapmaları çağrısında bulunmuştu.
İki gün önce gerçekleşen intihar saldırısı, 10 yıldan bu yana DMO’ya yönelik düzenlenen en büyük ikinci saldırı olurken, 2009 Ekim ayında, DMO konferansını hedef alan saldırıda, DMO Kara Kuvvetleri Komutan Vekili Tuğgeneral Nurali Şuşteri'nin de aralarında olduğu üst düzey 5 askeri yetkili ölmüştü. 
O zamandan beri, Belucistan Eyaleti’nde güvenlik ve sınır koruma sorumluluğu DMO’ya geçti.
Ceyşul Adl, Velayet-i Fakih rejimi hedefleri doğrultusunda hareket etme ve İranlıları bastırmak maksadıyla silah taşıyan askeri kuvvetlere kendi saflarına katılma çağrısında bulunmuştu.
Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, Beluçlar ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda kaydedilen ölü sayılarının yanı sıra güvenlik güçlerine karşı düzenlenen silahlı saldırılar da yükselişe geçti.
2013 Ekim’de DMO, 14 askerinin Ceyşul Adl ile yaşanan çatışmada öldürüldüğünü açıklamıştı.
2015 Nisan ayında, İran sınır askerlerinden 8’i Beluç militanlarının açtığı ateşle ölmüştü.
2017 Nisan ayında, Ceyşul Adl, DMO askerlerine saldırmış, 10’unu öldürmüş, 1’ini ise rehin almıştı.
İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, silahlı grupların Pakistan topraklarındaki mevzilerini füzeyle hedef alma tehdidinde bulunmuştu.



Netanyahu Washington'a gidiyor: Trump Gazze'de bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olabilir

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu Washington'a gidiyor: Trump Gazze'de bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olabilir

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile yarın (Pazartesi) yapacağı görüşmelerin, İsrailli müzakerecilerin Pazar günü Katar'da yeniden başlattığı rehine serbest bırakma ve Gazze'de ateşkes görüşmelerinin ilerlemesine yardımcı olacağına inandığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Netanyahu bugün Washington'a gitmek üzere uçağına binmeden önce yaptığı açıklamada, ateşkes görüşmelerine katılan İsrailli müzakerecilerin İsrail tarafından kabul edilen şartlar üzerinde bir anlaşmaya varmak için açık talimatları olduğunu söyledi.

“Başkan Trump ile yapacağım görüşmenin bu sonuçların elde edilmesine kesinlikle katkıda bulunacağına inanıyorum” diyen Netanyahu, Gazze'de tutulan rehinelerin geri dönmesini sağlamaya ve Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) İsrail'e yönelik tehdidini ortadan kaldırmaya kararlı olduğunu vurguladı.

Bu, Trump'ın yaklaşık altı ay önce iktidara gelmesinden bu yana Netanyahu'nun Beyaz Saray'a yaptığı üçüncü ziyaret olacak.

Netanyahu'nun kalıcı bir ateşkesi kabul etmesi ve Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için kamuoyu baskısı artarken, iktidardaki sağcı koalisyonun bazı sertlik yanlısı üyeleri buna karşı çıkıyor, Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar da dahil olmak üzere bir kesimde kalıcı atşkesi destekliyor.

Hamas Cuma günü yaptığı açıklamada, Trump'ın İsrail'in 60 günlük bir ateşkesi sonuçlandırmak için gerekli koşulları kabul ettiğini söylemesinden birkaç gün sonra, ABD destekli Gazze ateşkes önerisine verdiği yanıtın olumlu olduğunu söyledi.

Hamas resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Hamas, arabulucuların Gazze'deki halkımıza yönelik saldırganlığı durdurmaya yönelik son önerisi üzerine Filistinli gruplar ve güçlerle iç istişarelerini tamamladı ve hareket, arabuluculara olumlu olan yanıtı iletti ve hareket, bu çerçeveyi uygulama mekanizması üzerinde derhal bir müzakere turuna girmeye tüm ciddiyetiyle hazırdır.”

Ancak Hamas'ın müttefiki olan silahlı bir gruptan Filistinli bir yetkili, iki tarafın hala karşı karşıya olduğu potansiyel zorlukların bir işareti olarak, insani yardım, Mısır sınırındaki Refah sınır kapısından geçiş ve İsrail güçlerinin geri çekilme takviminin netleştirilmesi konularında endişelerin devam ettiğini söyledi.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada Hamas'ın ateşkes önerisinde yapmak istediği değişikliklerin “İsrail için kabul edilemez” olduğu belirtildi. Bununla birlikte ofis, heyetin İsrail'in kabul ettiği Katar önerisi temelinde rehinelerimizin geri dönüşünü güvence altına alma çabalarını sürdürmek üzere Katar'a gideceğini söyledi.

Netanyahu defalarca Hamas'ın silahsızlandırılması gerektiğini ifade etmiş, Hamas ise bu talebi tartışmayı reddetmişti.

Trump ile birlikte geçen ay İran'a karşı 12 gün süren hava savaşının sonuçlarını geliştireceklerine ve Tahran'ın nükleer silah edinmemesini sağlamaya çalışacaklarına inandığını ifade eden  Netanyahu Ortadoğu'daki son gelişmelerin barış çemberini genişletmek için bir fırsat sunduğunu da sözlerine ekledi.

Rehineler

Cumartesi akşamı Tel Aviv'de Savunma Bakanlığı merkezinin yakınındaki meydanda toplanan kalabalık ateşkes ve Gazze'de halen alıkonulan 50 kadar rehinenin iadesini talep etti.  İsrail bayrakları sallayan protestocular sloganlar attarak rehinelerin resimlerinin bulunduğu pankartlar taşıdı.

Savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlediği ve İsrail istatistiklerine göre yaklaşık bin 200 kişinin öldüğü ve 251 kişinin rehin alındığı saldırıyla patlak vermişti.

Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail'in o tarihten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik askeri harekâtının 57 binden fazla Filistinlinin ölümüne, açlık krizine, Gazze nüfusunun tamamının yerinden edilmesine ve Şerit genelinde yıkıma yol açtığını söylüyor.

Kalan rehinelerden yaklaşık 20'sinin hala hayatta olduğuna inanılıyor. Rehinelerin çoğu diplomatik müzakereler yoluyla serbest bırakıldı ve İsrail ordusu da bazılarını Gazze'den çıkarmayı başardı.