​Darbeci Husiler, Hacur ablukasını sürdürüyor

​Darbeci Husiler, Hacur ablukasını sürdürüyor
TT

​Darbeci Husiler, Hacur ablukasını sürdürüyor

​Darbeci Husiler, Hacur ablukasını sürdürüyor

Yemen’in Hacca ilinin Keşr beldesindeki Hacur kabilesi, sınırlı imkanlarına ve Husiler tarafından dayatılan ablukaya rağmen yaklaşık 4 haftadır 3 cepheden maruz kaldıkları saldırıları savuşturmaya devam ediyor.
Hacur kabilelerine yönelik kuşatmanın kaldırılması için ordu güçlerine çağrıda bulunan Hacca Valisi Tuğgeneral Abdülkerim el-Suneyni, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada meşruiyeti destekleyen Koalisyon uçaklarının Husi milislerin Keşr beldesindeki ilerleyişinin önünü kestiğini teyit etti.
Resmi saha kaynaklarına göre Hacur kabileleri dün, ilçenin kuzey ve güney taraflarından gerçekleştirilen Husi saldırılarından bir gün sonra, Keşr beldesinin doğusundaki el-Abise bölgesine yönelik gerçekleştirilen şiddetli bir saldırıyı geri püskürttü. Yemen ordusunun resmi internet sitesinde, Şeyh Ali bin Yahya Riban’ın önderlik ettiği Hacur savaşçılarının, milisler tarafından Derb el-Meru bölgesine yönelik gerçekleştirilen şiddetli saldırıyı geri püskürttükleri ve milislerin ağır can ve ekipman kaybı verdikleri kaydedildi.
Kabile kaynakları, milislerin beldeyi çevresinden bütünüyle izole etmek ve kuşatılan beldenin çeşitli alanlarındaki köylere ve evlere yönelik gerçekleştirdiği ağır bombardımanda haberdar olunmaması amacıyla telekomünikasyon hizmetlerini ve interneti yasakladığına dikkat çekti. El-Abesiye bölgesindeki köylerdeki çatışmaların devam ettiğini aktardı. Kabile kaynaklarının aktardığına göre Keşr beldesinin güneyinde yeni bir cephe açan Husi milisleri, Vali el-Mesyal bölgesine yoğun askeri takviyelerde bulundu.
Yemen ordusunun resmi internet sitesi, Koalisyon savaşçılarının el-Abesiye bölgesinin doğusundaki milis grupları hedef aldığını ve operasyonlarda 20'den fazla milis üyesinin öldürüldüğünü duyurdu. Ayrıca çok sayıda milisin yaralandığını ve iki milis aracının da imha edildiğini bildirdi.
Keşr beldesinin güney cephesindeki çatışmalar ile ilgili açıklamada bulunan kabile kaynakları, Husi milislerin Şeasima ve Beni Resam köylerine yönelik havan atışlarını yoğunlaştırdığını aktardı.
Hacur kabileleri silah, yiyecek, su ve benzeri malzemelerin yetersizliğinden dolayı daha fazla dayanamayacaklarına dair endişelerinin arttığı bir zamanda, cumartesi günü, kuzey ve güney ceplerinden maruz kaldıkları milis saldırılarını geri püskürtmekte başarılı olmuşlardı.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Hacca Valisi Tuğgeneral Abdülkerim el-Suneyni, Keşr beldesinin güneyindeki Husi saldırılarının Kahlan ve Aflah el-Şam bölgesinden başladığını bildirdi. Her türlü ağır ve orta silah ile her çeşit tank ve topların kullanıldığı milis saldırılarının nüfusun büyük ölçüde yer değiştirmesine neden olduğu bilgisini verdi.
Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu liderliğine, ortak Yemen güçleri komutanlığına ve hava kuvvetleri komutanlığına teşekkürlerini ileten el-Suneyni, bu güçlerin desteğini alan Hacur kabilelerinin milislerin acımasız saldırılarını kırmayı başardığını söyledi. Beşinci askeri bölgeye bağlı Yemen ordu kuvvetlerinin Harad, Midi ve Hiran bölgelerine harekat düzenlediği iddialarını reddeden Vali Suneysi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdiye dek Hacur'a yönelik resmi bir askeri harekatta bulunulmadı. Fakat güvenimiz tam. Hacur’a yönelik bir harekat ile ilgili olarak cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı, savunma bakanı ve ortak güçler komutanlığının temsil ettiği liderlik ile temaslarımızı sürdürüyoruz. Koalisyon ve 5’inci bölge ile koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Hacur bölgesine yönelik bir askeri harekatın gerçekleştirilmesi ve kuşatılmanın kaldırılması için öneride bulunduk. Yakın zamanda konuyla ilgili uygun bir karar alınacağından eminiz.”
Husi milislerinin boğucu kuşatmasından dolayı Keşr beldesindeki Hacur kabilelerinin insani yardıma ihtiyaç duyduğunu belirten Suneysi siyasi liderliğe, hükümete ve Koalisyon’a Husilere karşı koyabilecekleri silahları sağlama çağrısında bulundu. Hacur kabilelerine katılmaları için Harad cephesini harekete geçirmenin önemini dile getiren Suneysi, Husi topluluklarının ve araçlarının dağıtılması ve imha edilmesi amacıyla hava saldırılarının artırılması, milislere karşı koymalarını sağlamak amacıyla kabileler için gerekli malzemenin tedarik edilmesi ve kabileler üzerindeki baskıyı hafifletmek için askeri cephelerin geri kalanının harekete geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Hacur kabilesinin kararlılığı, Husileri çeşitli vaatlerde bulunarak kasabayı içeriden yıkmaya yöneltti. Ancak milisler bunda başarılı olamadı.
Hacca ilinin birçok ilçesinde yayılmış olan Hacur kabilelerinin yoğunlukta olduğu Keşr’in doğusundaki dağlar, Hacca ilinin batı kıyısını görmesinden dolayı stratejik bir konumda bulunuyor. Ayrıca Sana, Amran ve Saada'dan Hacca'nın kuzeyindeki Midi, Harad ve Hiran'a uzanan anayol da buradan geçiyor.
Hacur kabilesi direniş cephesi lideri Şeyh Ebu Musallam el-Zakri, Husi milisleri tarafından haftalardır uygulanan kuşatmanın ve gerçekleştirilen bombardımanların Keşr sakinlerine korkunç bir trajedi yaşattığını dile getirmişti.
Keşr’dek Hacur kabilesi mensupları, 2011 yılından bu yana Husilerin bölgelerine girmesine engel oluyor. Kasabanın batı bölgelerinde ve Aham’da Husilerle çatışmalar yaşanıyor.



Yemen’de barış seçenekleri

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)
TT

Yemen’de barış seçenekleri

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)

Yemen’de sekiz yıldan uzun süredir devam eden çatışmayı sona erdirmek için mevcut barış çabalarını ve çatışan taraflara bazı güçler için oldubittiler dayatmak ile diğer bileşenlerin savunduğu uzlaşmacı yaklaşımlar arasında mevcut olan seçenekleri bir belirsizlik çevreliyor.

Yemenli siyasi medya araştırmacısı Dr. Abdulaziz Cabir'e göre, çatışmanın taraflarının konumları ile Yemen'in geleceğine ilişkin algıları arasındaki genişleyen uçurum, barışı sağlamanın önündeki en önemli zorluklardan birini temsil ediyor.

ss
Hollanda'nın Lahey kenti kısa süre önce Uluslararası Yemen Forumu oturumlarına ev sahipliği yaptı. (Şarku’l Avsat)

Cabir, savaş ve barış ikiliği ve Suudi Arabistan'ın Yemen'de sürdürülebilir barışın temellerini atmaya yönelik sürekli çabaları hakkındaki açıklamasında, barış çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının ülkeyi karmaşık bir sahnenin, yüksek bir belirsizliğin ve küresel ekonomi için güçlü bir arteri temsil eden Kızıldeniz, Babu'l Mendeb Boğazı ve Arap Denizi'ne ulaşabilecek gerçek tehditlerle karşı karşıya bıraktığına inanıyor.

Taraflar arasında uzlaşmaya dayalı bir formül

Dr. Abdulaziz Cabir, Yemen'deki savaş ve barış sahnesindeki aktif güçlerin pozisyonlarını dikkatli bir şekilde okuyarak, çatışma taraflarını ve onların kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşma ve Yemen'deki çatışma ve savaşı sona erdirme konusundaki farklı algılarını uzlaştırmanın şimdiye kadar zor ve karmaşık bir görev olduğunun açık şekilde görüldüğünü belirtti.

Cabir'e göre bu, ‘çoğunun kendi vizyonlarını diğer taraflara empoze edemeyecekleri gerçeğini kabul etmeyi reddetmelerinden kaynaklanıyor. Uzlaşıya dayalı bir formüle ve yaklaşımlara zorlanmaları da çatışmanın taraflarının siyasi gerçekçilikten yoksun olması nedeniyle yaşanıyor.’

Çatışan taraflardan her birinin kontrolü altındaki bölgelerde otoritesini pekiştirmek ve bu bölgelerde özel güvenlik, askeri ve ekonomik düzenlemeler oluşturmak için yaptığı çalışmalar, (örneğin hanedan mezhepçi ideolojisi doğrultusunda kontrol alanlarında düzenlemeler, yasalar ve müfredatlar uygulayan Husi grubu) ve bu büyük değişiklikler kendi içinde büyük bir engel teşkil ediyor. Bununla başa çıkmak ve onu çözmek için bir mekanizma üzerinde anlaşmak çok zaman ve çaba gerektirecek. Devam etmesi de Yemen'de barışı sağlama çabalarıyla çelişiyor.

sad
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Riyad'da bir araya geldi. (SABA)

Cabir, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmelerde çatışmanın taraflarının konumları ile Yemen'in geleceğine ilişkin algıları arasındaki genişleyen uçurumun barışın önündeki en önemli zorluklardan birini temsil ettiğini söyledi. Ayrıca birlik hükümeti ve diğerleri çerçevesinde geçiş dönemine yönelik genel düzenlemelere ek olarak, bu güvensizlik halinin Yemen'de sürdürülebilir barışa ulaşma yolunda bir engel oluşturduğunu belirtti.

def
Yemenli siyaset araştırmacısı Dr. Abdulaziz Cabir. (Şarku’l Avsat)

Başarısızlıklar karşısında gerçeklik

Dr. Cabir, istenen barışa ulaşmanın önünde birçok engel ve zorluğun durduğuna inanıyor. Bunlardan en öne çıkanı, Husilerin elde ettiği, devletin derinliklerine ve eklemlerine kadar ulaşan kapsamlı kontrol. Zira başkent Sana ve kuzey bölgelerin ve vilayetlerin çoğu üzerindeki kontrollerinin sıkılaştırılması, karşı tarafın başarısızlık ihtimalindeki artışla daha da pekişti.

Cabir açıklamasında “Bilindiği gibi bunun nedeni, Husiler ve ona karşı cephede yakınlaşmasına rağmen, meşru hükümet içindeki siyasi eşitsizliğin askeri ve güvenlik tarafına da uzanmasıdır” dedi.

Cabir’e göre, barış sürecinde bir çıkmaza girilmeyerek herhangi bir ilerleme kaydedilmesi, Husilerin meşru hükümete karşı darbelerini geri çekerek büyük tavizler vermesini gerektiriyor. Cabir’e göre onlar için bu bir kazanım kaybı ve özellikle tarihi Yemen sorununun derinliğini ve özünü oluşturan, demokratik yaklaşım ve güç ve zenginlik merkezlerinin dağılımı ile temsil edilen konuları ihmal etmemek için çalışacaklar.

Husilerin ‘sınırlı popülariteleri ve tüm Yemen halkı tarafından reddedilen tiksindirici hanedan yaklaşımları nedeniyle en büyük kaybeden olacaklarının farkında olduklarını’ belirten Cabir sözlerini şöyle sürdürdü:

 Çünkü Yemen sahnesindeki diğer siyasi güçlerle ortak ulusal siyasi paydalara izin vermeyen ırkçı bir terör projesi taşıyorlar. Yaklaşımları ve siyasi ideolojileri, ötekini hanedan, mezhep konumundan boyun eğdirme üzerine kurulu. Bu kibir kırılıp ulusal bir siyasi çerçevede yeniden inşa edilmedikçe barışı kabul edemez.

sc
Sana Uluslararası Havalimanı. (EPA)

Cabir, Suudi Arabistan'ın çabalarına karşı uzlaşmaz tutumun ve şart-talep tavanını yükselterek barış yolunun tıkanmasındaki en büyük sorumluluğun Husi gruba ait olduğunu vurguladı. Ayrıca Husilerin Yemen'in çıkarlarını, güvenliğini, istikrarını ve kalkınmasını hiçe sayan aşırılıkçı ve gerçekçi olmayan ideolojik yaklaşımı benimsediklerini belirtti.

ABD, İngiltere, Çin ve Fransa'nın büyükelçileri, Husi grubunu Yemen krizinde askeri seçeneği terk etmeye çağırmış ve çatışmaya herhangi bir dönüşün, Husi grubunu tamamen uluslararası izolasyona yol açacağı konusunda uyarmıştı.

Yıpratma savaşı korkusu

Siyasi medya sahasında çalışan Yemenli araştırmacı, sahneyi okurken, çatışmanın devamının Yemen'i zor bir aşamaya sokacak uzun vadeli bir yıpratma savaşına yol açacağına dair gerçek korkular konusunda uyarıda bulunuyor.

Özellikle hizmetlerin bozulması ve Güney Geçiş Konseyi de dahil olmak üzere bazı bileşenlere yönelik artan çağrılarla meşru hükümetin Aden ve diğer vilayetler üzerindeki kontrolünü kaybedeceği korkusuyla Yemen, Husilerin Sana ve kuzey bölgelerde şiddetli kontrollerini genişleteceği unutulmuş bir krize dönüşecek.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Reşad el-Alimi birkaç gün önce Mukalla'da Hadramut valiliğine idari, güvenlik ve ekonomik olarak işlerini tam olarak yönetme hakkı verdiğini duyurdu.

Suudi Arabistan-İran yakınlaşması

Yemen sahnesindeki ve çatışmasındaki aktörlerin önceki tüm verilerinin ve konumlarının, Yemen'de sürdürülebilir barışı sağlamak için gerçek tehditler taşıdığı sonucuna varan Cabir, barış çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının ülkeyi küresel ekonomi için güçlü bir arteri temsil eden Kızıldeniz, Babu'l Mendeb Boğazı ve Arap Denizi'ne ulaşabilecek gerçek tehditlerle karşı karşıya bırakacağına inanıyor.

Cabir, Suudi Arabistan'ın Yemen'de sürdürülebilir barışı sağlama çabalarına olumlu bir şekilde yaklaşmak için uluslararası toplumun ortak çabalarına işaret ederek Husi grubuna ve onların arkasındaki İran'a azami baskı uygulamasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Cabir açıklamasının devamında “Bu çabaların başarısızlığı, Yemen'i büyük ölçüde örtüşen senaryoların önüne koyar ve Yemen sahnesine daha fazla yapı, karmaşıklık ve yüksek bir belirsizlik durumu verir” uyarısında bulundu.

Cabir sözlerine şöyle devam etti:

Temel değişkeni, yani Suudilerin genel olarak çatışmaya yönelik politikasını kavramak uygun olur. Özellikle Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nın Tahran ziyareti ve İran Cumhurbaşkanı ile görüşmesiyle sonuçlanan bir yumuşama durumuna tanık olduğu bu aşamada Husilere yönelmesi, Yemen'deki savaşla ilgili bazı gözlemcilere göre Yemen dosyasında yakın bir atılım olduğunu gösteriyor.

Cabir, Suudi Arabistan ve İran'ın sükûnet, çözüm veya savaş yollarına ilişkin pozisyonunun belirleyici olabileceğine ve bunun analiz için bir giriş noktası ve yakın gelecekteki gelişmeleri tahmin etme girişimi olarak benimsenmesine inanıyor. Cabir, Yemenli tarafları Yemen'de adil ve sürdürülebilir bir barışı sağlamak için olumlu ve açık bir şekilde anlaşmaya, kalkınma ve inşaya, Yemen'in bir barış, bilgelik ve refah vahası olan eski dönemine geri dönmesine yönelik olarak hareket etmeye çağırdı.