Yemen Dışişleri Bakanı: Stockholm Anlaşması 2 ay geçmesine rağmen uygulanmadı

Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, anlaşmazlığın İsveç Anlaşması’nın yorumlanmasından değil, Husilerin anlaşmayı uygulamamasından kaynaklandığını söyledi (Reuters)
Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, anlaşmazlığın İsveç Anlaşması’nın yorumlanmasından değil, Husilerin anlaşmayı uygulamamasından kaynaklandığını söyledi (Reuters)
TT

Yemen Dışişleri Bakanı: Stockholm Anlaşması 2 ay geçmesine rağmen uygulanmadı

Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, anlaşmazlığın İsveç Anlaşması’nın yorumlanmasından değil, Husilerin anlaşmayı uygulamamasından kaynaklandığını söyledi (Reuters)
Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, anlaşmazlığın İsveç Anlaşması’nın yorumlanmasından değil, Husilerin anlaşmayı uygulamamasından kaynaklandığını söyledi (Reuters)

Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, başkanlığını yaptığı meşru hükümet heyetinin, ‘Stockholm Anlaşması’nın uygulanması konusunda taahhütte bulunulmadıkça yeni bir müzakere turuna gitmeyeceğini açıkladı. Ayrıca 2 ay geçmesine rağmen anlaşmanın uygulanmadığını belirtti.
Bakan Yemani, Independent Arabia’ya verdiği röportajda, geçtiğimiz haftalarda atanan Hudeyde’deki Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RRC) Başkanı General Michael Lollesgaard’ın ‘şu anda iki hedefe götüren yeni bir sürecin inşası üzerinde çalıştığını’ belirtti. Yemani, söz konusu hedeflerin ise ilk olarak, kuvvetlerin Hudeyde şehrinden, limanından ve Stockholm Anlaşması’nda kararlaştırılan bölgelerden geri çekilmesi, ikinci olarak da çok sayıda buğdayın depolandığı Kızıldeniz değirmenindeki gıda depolarına ulaşmak için acilen insani koridorların açılması olduğunu vurguladı.
Stockholm Anlaşması’na değinen Bakan Yemani, “Anlaşmanın imzalanmasından bu yana 2 ay geçmesine rağmen, hiçbir şey uygulanmadı” dedi.
“Siyasi bir anlaşma, Hudeyde anlaşmasının uygulanmasıyla bağlantılıdır”
Halid el-Yemani, barışçıl çözümler ve görüşmelere de değinirken, “Siyasi bir anlaşma, Hudeyde anlaşmasının uygulanmasıyla bağlantılıdır. Ancak anlaşmalar uygulanmazsa saha koşulları başka çözümlere mecbur bırakabilir” ifadelerini kullandı.
‘Yeniden konuşlanma’ ile kastedilenin, Husilerin geri çekilmesi mi yoksa yer değiştirmesi mi sorusuna yanıt veren Yemani, “Yeniden konuşlanma, tanıdık bir askeri terimdir ve kuvvetlerin, şu anda bulundukları alanlardan anlaşma uyarınca şehir ve limandan uzak alanlara geri çekilmesi demektir” dedi.
Yemenli bakan, Stockholm Anlaşması’ndaki kuvvetlerin Hudeyde şehri ve limanını teslim alması hakkında ise “Bu kuvvetler, 2014 yılında Husiler şehre girmeden önce yasal olarak şehirdeydiler” şeklinde konuştu.
Yemani, “Anlaşma metni, şehrin Yemen yasalarına göre yerel makamlara teslim edilmesini şart koşuyor. Uluslararası yasalara göre ulusal hukuk bölünemez, yani Yemen yasalarını temsil eden iki makam olamaz. Ancak tek bir makam meşrudur. Dolayısıyla Devlet Başkanı Hadi’nin otoritesinin, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanınan Yemen temsilcisi olduğu bilinmektedir” ifadelerini kullandı.
“Anlaşmazlık, anlaşma metni üzerinde değil”
Bakan Yemani, “Anlaşmazlık, anlaşma metni üzerinde değil. Husilerle olan anlaşmazlığın, Hudeyde’den geri çekilmeme niyetlerinde yattığı söylenebilir. Hudeyde’den geri çekilmeye yeltenenler, anlaşmadan sonra şehre yeni savaşçılar getirmeye çalışmadı mı? Şehri hendeklerle, bariyerlerle, askeri ve güvenlik ihlalleriyle doldurmadı mı?” şeklinde konuştu.
Hudeyde’de tahıl silolarında depolanan ve Husilerin erişimi engellemesi dolayısıyla kullanılmaz hale gelebilecek gıda yardımlarına da değinen el-Yemani, “Depolanan gıdalar, 2018 yılında yapılan plan kapsamında toplanan yardımların yüzde 10’una eşittir. Bu durum, hem ihtiyaç sahiplerine hem de bağışçılara büyük bir zarar veriyor” dedi.
Bakan Yemani, Husileri buğday depolarına uzanan yollara döşenmiş mayınları temizleme operasyonunu engellemekle suçladı.
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), Yemen hükümeti ve Husi gruptan temsilcilerin İsveç Anlaşması uyarınca kuvvetlerin karşılıklı olarak yeniden konuşlandırılması sürecinin ‘ilk aşaması’ hususunda uzlaşı sağladığını açıkladı.
BM Sözcüsü’nün ofisinden yayınlanan bir bildiride, “İki taraf, kuvvetlerin karşılıklı olarak yeniden konuşlanması sürecinin birinci aşamasına dair uzlaşı sağladı” ifadelerine yer verildi.
Bildiride, İran destekli Husilerin ve Suudi Arabistan destekli Yemen hükümetinin mutabık kaldığı durumun ayrıntılarına yer verilmedi.
Müzakereler, hükümet ve Husi isyancıları içeren ateşkesin takibinden sorumlu komite başkanı Michael Lollesgaard himayesinde Hudeyde şehrinde gerçekleştirildi.
 



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.