Fransa'da grip salgını

Fransa'da grip salgını
TT

Fransa'da grip salgını

Fransa'da grip salgını

Fransa’da grip salgını korkutuyor. Avrupa genelinde görülen grip nedeniyle yalnızca Fransa'da 2 bin 800 kişi hayatını kaybetti.
Haftalardır Sarı Yelekliler ile mücadele eden ve her cumartesi günü düzenlenen gösterilerle savaş alanına dönen Fransa'da bu kez grip saldırını baş gösterdi. Yetkililer tarafından açıklanan rakamlar ve Fransız yetkililerin Sarı Yelekliler sorunu ile daha çok ilgilenmesi nedeniyle grip salgınını görmezden gelmesi endişeye neden oldu. Fransa Kamu Sağlığı Ajansı'nın (SpFrance) haftalık bülteninde yayınlanan bilgilere göre, halen devam eden grip salgınında 1 Ocak-20 Şubat arasında 2 bin 800 kişi hayatını kaybetti. Açıklamada, 20 Şubat'tan sonraki 2 haftada ise on binlerce kişinin grip nedeniyle hastanelerin acil servislerine başvurduğu kaydedildi. A (H1N1) ve A (H3N2) virüslerinin etkin olduğu grip salgınının özellikle 75 yaş üstü bireyler ile 5 yaş altı çocuklarda ağır etki gösterdiği açıklandı.
Fransa Kamu Sağlığı Ajansı bülteninde, son bir buçuk ayda hastanelere yatırılan hastalar arasında grip veya gribal sendromların payı binde 30 olurken, bir ay evvel bu oranın binde 18 olduğu bilgisi yer aldı. Ajansın bülteninde, bu yıl kullanımda olan grip aşısının A (H1N1) virüsünü önleme oranının yüzde 59'da kaldığı, grip aşısının A (H3N2) virüsünde ise sadece yüzde 19 oranında etkili olması dikkat çekti.
Paris'te yaşayan Dr. Francine Aksel'in Fransa'da son aylarda baş gösteren ölümcül grip ile ilgili yaşlıların dikkat etmediğini söyledi. Salgının bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Dr. Aksel, başta şeker hastaları olmak üzere astım hastalarının grip aşısını ihmal etmemeleri gerektiğini dile getirdi.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.