​Türkiye’nin borcu 220 milyar dolara yükselirken yabancı yatırımlar son 8 yılın en düşük seviyesine geriledi

İstanbul’ın ticaret merkezinden bir görünüm
İstanbul’ın ticaret merkezinden bir görünüm
TT

​Türkiye’nin borcu 220 milyar dolara yükselirken yabancı yatırımlar son 8 yılın en düşük seviyesine geriledi

İstanbul’ın ticaret merkezinden bir görünüm
İstanbul’ın ticaret merkezinden bir görünüm

Türkiye'de yabancı yatırımlar, 2018’de önemli bir düşüş kaydederken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), aynı yıl için 56.3 milyar Türk Lirası (10,7 milyar dolar) net kar açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre ise Türkiye'nin toplam borcunun 220 milyar dolar olduğu belirtildi.
TCMB tarafından yapılan açıklamada, bankanın net karının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 200’den fazla arttığı belirtildi. TCMB'nin 2017 yılında dönem karı 18 milyar 383 milyon 903 bin 389 liraya ulaşmıştı. Toplam aktifleri ise bir önceki yıla oranla yüzde 13.2’lik artışla 721.5 milyar lira (137.2 milyar dolar) olan TCMB’nin aktifinde yaklaşık 106 milyar liralık uluslararası standartta safi gram altın olduğu belirtildi.
Bununla birlikte TL, dolar karşısında değer kaybederken 2017 yılı sonunda 3.80 lira olan dolar, 2018 yılı sonunda 5.26 liradan işlem gördü.
Yabancı yatırımda düşüş
Öte yandan, TCMB ve diğer devlet kurumlarından alınan resmi verilere göre Türkiye'ye doğrudan yapılan yabancı yatırım oranında gerileme yaşanırken 2018'de 6.5 milyar dolara ulaşan yabancı yatırım hacmi, doğrudan yabancı yatırım hacmi 7.5 milyar dolar olan 2017'ye oranla yüzde 12.8 geriledi. Türkiye'ye yapılan yabancı yatırımlar, doğrudan yatırım hacmi 6.25 milyar dolar olan 2010'dan bu yana en düşük seviyesine indi.
TCMB ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yabancı yatırımlar, 2014 yılında 10,5 milyar dolara, 2015 yılında 8,6 milyar dolara, 2016 yılında ise yaklaşık 12.07 milyar dolara ulaşmıştı.
Dünya Bankası'nın hazırladığı “İş Yapma Kolaylığı Endeksi'ne” (Doing Business) göre Türkiye, 2018 yılında İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında 17 basamak sıçrayarak 43’üncü sıraya yükselmişti.
Yatırımcı çekimser kaldı
Türk hükümeti Eylül ayında, yabancıların Türk vatandaşlığı kazanmaları için gerekli mali ve yatırım standartlarının gevşetildiği prosedürler de dahil olmak üzere yabancı yatırımcıları teşvik etmek için bir takım önlemler içeren bir paket açıkladı. Ancak Türkiye'deki yatırım ortamı, döviz piyasalarındaki dalgalanma ve yerel piyasalarda dolaşan döviz miktarındaki düşüş nedeniyle yatırımcıların hala çekimser davranmasına sebep oluyor.
Türkiye, geçtiğimiz Ağustos ayında ABD ile yaşanan diplomatik kriz nedeniyle zor bir ekonomik süreçten geçerken TL, dolar karşısında değerinin yüzde 47'sini kaybetmiş, dolar 7.24 liradan işlem görmüştü. Bu durum, işsizlik oranları, enflasyon, üretim ve ekonomiye tüketici güveni gibi çeşitli ekonomik göstergeleri etkiledi.
Türkiye'nin borcu 220 milyar dolar
Diğer yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Ocak itibariyle merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Buna göre 586.2 milyarı TL, 511.9 milyarı ise döviz cinsinden olmak üzere Türkiye’nin borcu toplam 1 trilyon 98 milyar 100 milyon lirayı (yaklaşık 220 milyar dolar) buldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre merkezi yönetim brüt borç stoku 2017 sonu itibariyle 876 milyar 500 milyon liraya ulaştı. Bu rakam, 2012 sonu itibariyle 243.1 milyar liraydı.
Önemli şirketler iflas bayrağını çekiyor
Bununla birlikte Türkiye’deki büyük şirketlerin iflas davaları zinciri de devam ediyor. Türkiye’nin en köklü kara taşımacılığı şirketlerinden biri olan Ulusoy Seyahat’in marka hakkını alan ve konkordato başvurusu sonucu 3 ay mühlet verilen Ulusoy Ulaşım hakkında, Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada iflas kararı verildi. Mahkeme firmaya ek süre vermedi.
Ulusoy Seyahat, Pamukkale Turizm’in ardından bir ay içinde resmen iflas eden ikinci büyük taşımacılık şirketi oldu. Türkiye’de 57 yıldır şehirlerarası taşımacılık hizmeti veren Pamukkale Turizm, 24 Ocak'ta iflas ettiğini duyurmuştu.
Türkiye’de şirketlerin mallarını korumak için konkordato başvurusunda bulunma hakkı var. Konkordato, borcun 3 ay içinde geri ödenmesi için iflasın geçici olarak ertelenmesi anlamına geliyor. Bu prosedür sayesinde şirketin mülkiyeti, mahkeme kararıyla korunuyor. Ancak şirketler, konkordato başvurularının kabulü için verilen süre zarfında borçlarının yarısını ödemek zorundalar.



Trump yönetimi gümrük vergileri konusunda baskı yapıyor... Pekin ise acelesi yok

Çin'de üretilen oyuncaklar Kaliforniya'daki bir Walmart mağazasında satışa sunuldu (EPA)
Çin'de üretilen oyuncaklar Kaliforniya'daki bir Walmart mağazasında satışa sunuldu (EPA)
TT

Trump yönetimi gümrük vergileri konusunda baskı yapıyor... Pekin ise acelesi yok

Çin'de üretilen oyuncaklar Kaliforniya'daki bir Walmart mağazasında satışa sunuldu (EPA)
Çin'de üretilen oyuncaklar Kaliforniya'daki bir Walmart mağazasında satışa sunuldu (EPA)

Çin resmi basın organları bugün, ABD Başkanı Donald Trump'ın iddialarının aksine, gümrük vergileri konusunda müzakereye “acele eden” tarafın Pekin değil, Washington olduğunu ve “ABD yönetiminin birçok ikili görüşmede inisiyatifi ele aldığını” belirtti.

Dünyanın en büyük iki ekonomisi, ABD başkanının başlattığı ticaret savaşını haftalardır sürdürüyor. Trump, ülkesinin ithal ettiği Çin ürünlerinin çoğuna %145 gümrük vergisi uyguladı. Çin ise ABD'den ithal ettiği ürünlere %125 ilave gümrük vergisi uygulayarak karşılık verdi.

Çin Radyo ve Televizyon Kurumu'na bağlı “Yuyuan Tantiang” sosyal medya ağında bugün yer alan ve ağın konuyla ilgili bilgili kaynaklara dayandırdığı habere göre “ABD, bir süredir gümrük vergileri konusunda müzakereleri başlatmak umuduyla Çin ile çeşitli kanallardan temas halinde” dedi. Ağ, “Müzakerelerle ilgili olarak, baskıdan en çok etkilenen tarafın ABD olduğu şüphe götürmez. Trump yönetimi şu anda çok yönlü baskı altında: ekonomik baskı ve kamuoyu baskısı” diye belirtti.

ABD Başkanı, Çin'in gümrük vergileri konusunda ikili görüşmeler yapmak için ABD'ye başvurduğunu defalarca belirtti, ancak Pekin bu iddiaları şiddetle yalanladı. Şarku’l Avsat’ın Çin'in resmi basın organlarından aktardığına göre, “ABD’nin somut adımlar atmaması halinde, Çin'in ABD ile görüşmelere girme nedeni yok.”

Çin, ticaret konusunda ABD ile diyaloğa açık olduğunu düzenli olarak dile getiriyor, ancak bunun “karşılıklı saygı” temelinde ve gümrük vergileri “tehdidi” altında olmaması gerektiğini vurguluyor. Çin Dışişleri Bakanlığı, AFP'nin Yuiwan Tantiang'ın açıklamalarının doğruluğu hakkında sorduğu sorulara henüz yanıt vermedi.

Pekin, Washington'un gümrük vergilerini sürdürmesi halinde ticaret savaşını “sonuna kadar” sürdüreceğini defalarca çıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı bu hafta, ülkenin “diz çökmeyeceği”ni vurgulayan bir video yayınladı.