Ahmed Ebu Gayt: Zirve, Avrupa ile kalıcı bir Arap diyaloğu sağladı

Ahmed Ebu Gayt: Zirve, Avrupa ile kalıcı bir Arap diyaloğu sağladı
TT

Ahmed Ebu Gayt: Zirve, Avrupa ile kalıcı bir Arap diyaloğu sağladı

Ahmed Ebu Gayt: Zirve, Avrupa ile kalıcı bir Arap diyaloğu sağladı

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Arap- Avrupa zirvesinin barış ve istikrarı destekleme amacı taşıdığını belirtti. Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde Şarku’l Avsat’a özel röportaj veren Gayt, zirvenin, Arap ve Avrupa Birliği arasında yeni köprüler kurmayı hedeflediğini ve iki tarafın bir çok konuda ortak çalışma isteğini yansıttığını vurguladı.
Ebu Gayt, zirve sonunda yayınlanması kararlaştırılan Şarm el-Şeyh belgesinin kısa ancak, Araplar ve Avrupalılar arasında siyasi ve uluslararası meseleler konusunda fikir birliğine vurgu yapacağını söyledi. Arap Birliği Genel Sekreteri, zirvenin bazı Arap siyasi sorunlarını çözeceğine iyimser yaklaşmazken, Fransa ve İtalya arasında da Libya hususunda uzlaşı sağlamanın zor olduğunu belirtti. Ebu Gayt, iki ülkenin de Libya’ya dair farklı çıkarları olduğuna dikkati çekti.
Zirvenin, Arap ve Avrupalı liderler arasındaki ikili diyaloglar için uygun atmosferi sağladığını ifade eden Ahmed Ebu Gayt, her ne kadar mevcut bazı sorunlara siyasi çözümler bulmak zor olsa da bu çözümlere ilişkin çalışmaları destekleyeceklerini vurguladı. Zirve bitse de bu zirveye ilişkin çalışmalara her zaman devam edeceklerini belirten Genel Sekreter, zirveden sonra sürekli koordinasyon sağlayacaklarının da altını çizdi.
İşte Şarku’l Avsat’ın Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı;
-Arap ve Avrupalı tarafların zirveye katılım düzeyini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zirvenin tanık olduğu üst düzey katılım, Arap- Avrupa fikirlerinin iki taraftan destek ve kabul gördüğü anlamına gelebilir. Zirve, Avrupa Birliği (AB) ile Arap ülkeler arasında işbirliği ve karşılıklı anlayış köprüleri oluşturma konusunda Arap ve Avrupa coğrafyası arasındaki ilgiyi ve arzuyu yansıtmaktadır. Mısır’da düzenleniyor olan zirve, bu noktadan uzak değildir. Zira Mısır’ın Avrupa’da, Afrika Birliği liderleri de dahil diğer siyasi çevre ve alanlarda bir ağırlığı ve değeri bulunuyor. Mısır, Arap ve Avrupa açısından önemli bir alan. Bu nedenle neredeyse 24 başkan ve Avrupalı başbakanın bir defada bir araya gelmesi çok büyük bir olay.
Öte yandan Arapların krallar ve başkanlar düzeyinde bu tür bir katılım göstermiş olması hususunda, bu fikrin köprüler kurmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. Aynı şekilde 2022 yılında, yani 3 yıl sonra Brüksel’de bir toplantının düzenlenmesi için sağlanan uzlaşıya istinaden bu zirve yarın sonlanmayacak ve Arap- Avrupa dünyası arasında değişen diğer toplantılar yapılacak.
-Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in zirveye katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kesinlikle önemli bir katılım... Kendisi halen Arap Zirvesi mevcut dönem başkanlığını yürütüyor. Mısır da AB ile ortak zirveye başkanlık ediyor. Aralarındaki faaliyet ve işbirliği, Arap ve bölgesel güvenliği ve barışı geliştirmek için hakiki bir güç sayılıyor. Aynı şekilde bu işbirliği, ortak eylem zemininin desteklenmesine katkı sağlıyor.
-Mısır’dan (Arap Birliği’nin merkezi) başka bir Arap ülkesi zirveye ev sahipliği yapabilir mi?
Herhangi bir Arap ülkesi zirveye ev sahipliği için başvuru yapabilir, ancak bu durum 2025’te gerçekleşecek.
-Zirve başlığının “İstikrara yatırım” olması sizin açınızdan ne anlama geliyor?
Zirvenin “İstikrara yatırım” sloganı, dahili, harici ve uluslararası düzeyde büyük bir mesaj içeriyor. Bu, Avrupa’dan Arap ülkelerinde istikrar yaşanması gerektiğine dair bir işarettir. 2011 yılında yaşanan ve birçok Arap ülkesini sarsan olaylar ve meydana gelen kaosun Avrupa ve Arap ülkeleri çıkarına olmadığını ortaya koyuyor. Bu sebeple zirve başlığı, zirve hedeflerinin ve ‘siyasi konular, düzensiz göç, terörle mücadele, kara para aklama ve benzeri konularda’ işbirliği yapma ve birlikte hareket etme fırsatının açık bir mesajını yansıtıyor.
-Arap- Avrupa hareketliliğinin bölgesel ve uluslararası konularda öncelikleri nelerdir?
Uluslararası ve bölgesel aşamadaki tüm meseleler, barış ve istikrarı destekleyen bir pozisyon oluşturmak ve ortak çıkarları korumak üzere Avrupa tarafı ile istişare, diyalog ve koordinasyon çerçevesinde ele alınacak. Yani siyasi meseleler, terörizm ve uzantılarına dair zorlukların nasıl üstesinden gelineceği, bölgede masum insanların kanını döken milisleri temizleme, fon, barınma ve işbirliği kaynaklarını kurutma amacıyla daha iyi sonuçlara nasıl ulaşılacağı masaya yatırılacak.
Örneğin Fransa, iklim ve göç meselesine önem veriyor. Bu sayede belirli bir gündem veya yazılı açıklama olmadan her şeyi tartışmak için açık bir diyalog oturumu oluştu. Ardından Arap ve Avrupalı tarafların ortaya koyduğu diğer 3 oturum düzenlendi.
-Mesela bu zirvede Yemen’e destek payı nedir?
Herkes, İsveç Anlaşması’nın uygulanması, siyasi bir çözüme destek verilmesi, insani yardımın sağlanması ve Arap zirvesinin Yemen konusunda yayınladığı tüm kararlarda temsil edilen meşru hükümeti destekleme çağrısında bulunuyor.
-Uzlaşı sağlanmış bir yol haritası ortaya koyma hususunda anlaşmaya varılacak mı?
Bu sözleşmelerin nasıl uygulanabileceğine dair ayrıntılı bir harita geliştirilemez. Çünkü görüş ayrılıkları mevcut. Örneğin Fransa ve İtalya aynı fikirde değil ve aynı şey Suriye için de geçerli.
-Fransa ve İtalya arasında Libya hususunda uzlaşıya varmak mümkün mü?
Bundan şüpheliyim. Çünkü Fransa’nın istediği çıkarlar İtalya’nınkinden çok farklı. Bu nedenle Arap bölgesindeki sorunlarına siyasi çözümler beklemeyin. Ancak Arap ve Avrupalı gruplar arasında birbirleriyle açık ve ciddi bir diyalog var. Hepsi aynı meydanda. Demek istediğim şey, bir grup arasında da farklı görüşler var. Örneğin göç ve aşırıcılık konusunda Avrupa anlaşmazlığı var. Bazıları Arap pozisyonları ile aynı fikirde.
Dolayısıyla asıl gerçek şu ki zirve, hemen bir çözüm üretmeyen her türlü görüş ve diyaloğa açık Arap-Avrupa alanı sayılıyor. Fakat ulaştığımız şey, liderler ve ülkeler arasında birbirleriyle ciddi yakınlaşma ve verimli işbirliği sağlanması. Zirve, Arap- Arap, Arap- Avrupa düzeyinde ikili görüşmeler yapmak için çok uygun fırsatlar sağlıyor. Birlikte oturmadan önce Financial Times’tan İngiltere Başbakanı'nın Brexit mevzusunu görüşmek üzere Avrupa grubuyla bir araya geldiğini okudum. Yani herkes arasında bir çalışma durumu var.
-Zirve sonunda yayınlanacak belge hakkında ne söylersiniz?
Belge, çok kısa olacak, AB, Arap Birliği ve Mısır arasındaki istişarelere ışık tutacak.
-Zirve, Arap Birliği’ne ne kazandırdı?
2011’den sonra meydana gelen siyasi problemler ışığında nispeten sarsılmış olan Arap Birliği’ne yeniden vurgu yapıldı.
-Zirve sonrasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arap- Avrupa işbirliği kendi yolunda ilerliyor. Arap Birliği ve Avrupa Birliği arasında birçok anlaşma var. Örneğin Arap Birliği personellerine barışı koruma konularında ve bölgesel düzeydeki rolleri hususunda eğitim ve çalışma desteği veriliyor. Aynı şekilde Arap ülkeler ve AB arasında imzalanan anlaşmalar da mevcut. 2008 Malta toplantısından bu yana Arap Birliği’nin Mısır’daki merkezi ve AB’nin Brüksel’deki merkezi arasında çok sayıda kalıcı işbirliği sağlandı. Bana göre zirveye ulaştık. Her üç yılda oturum düzenleme ve her iki yılda bakanlar düzeyinde bir araya gelme konusunda mutabık kalındı. Bu bana göre, işbirliği ve köprü oluşturma fikri için büyük bir başarı.
-Medeniyetler ve kültürlerin diyalogu konusu çözüme kavuştu mu?
Medeniyetler diyalogu ve kültürel işbirliği düzeyinde Araplar ve Avrupalılar arasında uzun bir yol ve birçok anlaşma var.



Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in dün gerçekleştirdiği görüşmede, ertelenen genel seçimler, paralı askerler, yabancı savaşçılar, ortak deniz sınırları ve Sudan’daki durum başlıca gündem maddeleri oldu.

gt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti, 8 Aralık 2025. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sisi, Hafter’i Kahire’de kabul etti. Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı ve siyasi analist Halid et-Tercuman, ziyaretin ülkenin son derece kritik bir dönemden geçtiği bir zamanda gerçekleşmesi nedeniyle özel önem taşıdığını belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi, Cumhurbaşkanı Sisi’nin görüşmede ‘Mısır’ın Libya’nın egemenliğine, istikrarına, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini’ vurguladığını aktardı. Şenavi, Sisi’nin ‘LUO Genel Komutanlığı’nın bu süreçteki temel rolünü takdir ettiğini’ belirterek, ‘her türlü dış müdahaleye karşı durulması ve tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması gerektiğini’ ifade ettiğini söyledi. Açıklamaya göre Sisi, Mısır’ın ‘özellikle eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hedefleyen girişimler başta olmak üzere, Libya krizinin çözümüne yönelik tüm inisiyatiflere desteğini’ yineledi.

Sisi ayrıca, iki ülke arasındaki köklü ve özel ilişkileri hatırlatarak, ‘Mısır’ın Libya ordusuna ve ulusal kurumlarına her türlü desteği sağlamaya devam edeceğini’ vurguladı.

sdfrgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, her iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ortak deniz sınırı konusunda anlaşmaya vardı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Görüşmelere, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter ve Genelkurmay Başkanı Halid Hafter de katıldı. Toplantıda iki ülke arasındaki deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin son gelişmeler ele alındı.

Şenavi, deniz sınırı dosyasında ‘iki taraf arasında uzlaşı sağlandığını ve iş birliğinin uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, her iki ülkenin çıkarlarını koruyacak şekilde sürdürülmesinin öneminin vurgulandığını’ aktardı.

Sisi, Aralık 2022’de yayımladığı kararla ülkenin Akdeniz’deki batı deniz sınırlarını belirlemişti. Kararın metni ve sınır koordinatları Resmî Gazete’de yayımlanmış, ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ne de bildirilmişti.

Libya, Mısır ve Yunanistan ile Türkiye arasında deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmazlık ise devam ediyor.

cdfgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e eşlik etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, bir bildiride, Libya’nın ‘bir dizi deniz yetki anlaşması ve uygulamasına’ kesin olarak karşı çıktığını duyurmuştu. Benzer şekilde Libya da BM’ye bir protesto notası göndererek, Yunanistan ile Mısır arasında 2020’de imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşmasını ‘uluslararası hukuk ve deniz hukuku ile çeliştiği için hükümsüz ve geçersiz’ ilan etti.

Mısır, Ağustos 2020’de Yunanistan ile deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin bir anlaşma imzalamış, tarafların yıllar süren görüşmeleri sonunda iki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgeyi belirleyen metin açıklanmıştı. Türkiye ise söz konusu anlaşmaya o dönemde itiraz etmişti.

Mareşal Halife Hafter, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesinde Mısır’ın ve siyasi liderliğinin oynadığı ‘kilit rolü’ takdir ettiğini belirterek, krizin başlangıcından bu yana Libya halkına verilen sürekli desteğe dikkat çekti. Hafter, Mısır Cumhurbaşkanı ile Libya ve bölgesel gelişmeler konusunda koordinasyon ve görüş alışverişini sürdürme kararlılığını vurguladı.

Siyasi analist Halid et-Tercuman, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Hafter’in ziyaretinin ‘Libya krizine ilişkin tutumların ve bölgesel durumlara dair görüşlerin paylaşılması, özellikle de Sudan’daki gelişmeler ve Libya’ya doğru artan göç hareketi bağlamında önem taşıdığını’ söyledi. Et-Tercuman, Mısır’ın Libya’nın terörle mücadelesinde ‘gerçek bir destek’ sunduğunu, bugün ise Libya şehirlerinde yeniden imar çalışmalarını yürüten şirketleriyle ülkenin yeniden inşasına katkı verdiğini kaydetti. Mısır’ın bölgesel güvenliği önemsediğini belirten et-Tercuman, “Libya, Mısır’ın ulusal güvenliğinin doğal bir uzantısıdır; aynı şekilde Mısır da bizim güvenliğimizin doğal bir uzantısıdır” dedi.

Mısır ve Libya’yı çevreleyen bölgesel gelişmeler de Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde gündeme geldi. Şenavi, toplantıda ortak ilgi alanındaki bölgesel dosyaların ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların, özellikle de Sudan’daki son gelişmelerin ele alındığını açıkladı.

Şenavi, iki tarafın ‘Sudan’ın istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacak barışçıl bir çözüme ulaşılması için uluslararası ve bölgesel çabaların artırılmasının öneminde mutabık kaldığını’ aktararak, Sudan’daki istikrarın ‘Mısır ve Libya’nın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğuna’ vurgu yapıldığını belirtti.

Mısır’ın resmi tutumu, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için ‘her türlü dış müdahale ve dayatmadan uzak, Libyalı taraflar arasında siyasi bir çözümün’ tek yol olduğu yönünde. Bu yaklaşım, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Kahire’de BM temsilcisi Hanna Tetteh ile yaptığı son görüşmede de dile getirildi.

Mısır, BM tarafından belirlenen ‘yol haritasının’ uygulanmasında ilerleme sağlanmasının önemine sürekli vurgu yapıyor. Bu çerçevenin başında, eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hazırlamakla görevli ‘yeni ve birleşik bir hükümetin’ kurulması yer alıyor. Kahire, siyasi sürecin güvenilirliği açısından ilan edilen takvime bağlı kalınmasının zorunlu olduğunu da hatırlatıyor.

Hafter’in iki oğlunun da son dönemde Mısır’a ziyaretler gerçekleştirdiği biliniyor. Genelkurmay Başkanı Halid Hafter, geçen hafta Kahire’de düzenlenen EDEX 2025 Savunma Sanayi Fuarı’na katıldı.


Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
TT

Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaklaşan ABD ziyareti kapsamında bazı ek görüşmeler yapılması bekleniyor. Netanyahu'nun 29 Aralık'ta ABD Başkanı Donald Trump ile Florida'daki tatil beldesinde bir araya gelmesi ve bazı üst düzey toplantılara katılması planlanıyor. İsrail televizyonu Kanal 12’nin haberine göre bu ziyaret, ABD yönetiminin Gazze Şeridi için bir barış planında ilerleme kaydetme çabalarının bir parçası.

Pazartesi günü yayınlanan habere göre Beyaz Saray, İsrail'in Gazze ile ilgili Kahire ile stratejik bir anlaşmayı onaylamasını sağlamak için Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Florida'daki toplantıya davet etmeye çalışıyor.

Netanyahu'nun Florida'da sekiz gün kalması ve Trump ile iki görüşme gerçekleştirmesi planlanıyor. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile de görüşmeler yapacak.

Kanal 12, ABD'li yetkililerin Tel Aviv'e, Trump'ın Noel'den önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta sivil yönetim prototipini de içeren Gazze'deki barış planının ikinci aşamasına geçişi duyurmayı hedeflediğini bildirdiklerini aktardı.

Axios haber sitesi pazar günü, ABD’li ve İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın iki yıldan fazla bir süre önce Gazze'de savaşın patlak vermesinden bu yana hiçbir temas kurmayan Sisi ve Netanyahu arasında bir zirveye aracılık etmeye çalıştığını bildirdi.

Ancak ABD'li yetkililer, Netanyahu'nun önce İsrail ile Mısır arasında stratejik bir doğalgaz anlaşmasını kabul etmesi ve Sisi'yi bir görüşmeye ikna edecek diğer adımları atması gerektiğini belirtiyor.

Axios, ABD'nin Lübnan ve Suriye dahil olmak üzere Arap ülkelerine teknoloji ve enerji gibi alanlarda ekonomik teşvikler sunarak İsrail ile ilişkiler kurmalarını sağlamayı amaçlayan benzer girişimleri değerlendirdiğini doğruladı.

ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturma ve barış sürecini ilerletme çabalarıyla paralel olarak bunu başarmayı umuyor.

Axios, ABD Başkanı Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner'in Netanyahu’ya İsrail’in ‘barış sürecinde ekonomik diplomasiye ve özel sektörün katılımına’ ihtiyacı olduğunu söylediğini aktardı.

Netanyahu, daha önce ekim ayında Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen ve Trump’ın desteğiyle koordine edilen Gazze’de Barış Zirvesi’ne katılmamıştı.


Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
TT

Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin herhangi bir mezhebe karşı ihlallerin tekrarlanmaması için çalışacağını belirtirken geçiş dönemi adaletinin sağlanması konusundaki kararlılığını bir kez daha vurguladı.

Şam'daki Konferans Sarayı'nda Esed rejiminin düşüşünün birinci yıldönümü kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada Şara, bir yıl önce Şam'a geldiğinde giydiği yeşil askeri üniformasıyla kalabalığın karşısına çıktı.

Despotizm ve zulüm dönemiyle tarihi bir kopuşu ve adalet, iyilik, vatandaşlık ve bir arada yaşama temelli yeni bir şafağı ilan eden Şara, halkın bilgi ve hesap verme hakkı ile ardından hesaplaşma veya uzlaşma hakkının devletin istikrarının temeli olduğunu ve ihlallerin tekrarlanmayacağının garantisi olduğunu vurguladı.

Çok sayıda destekçisinin önünde yaptığı konuşmada Şara, ‘güçlü bir Suriye’ inşa etmek ve ‘halkının fedakarlıklarına layık’ bir gelecek için Suriyelilerin ortak çabasının önemini vurguladı. Şara, Suriye halkına karşı suç işleyen ve yasaları ihlal edenlerin hesap vermesi, mağdurların haklarının korunması, adaletin sağlanması ve halkın bilgi, hesap verebilirlik ve şeffaflık haklarının korunması için geçiş dönemi adaleti ilkesine bağlı kalmaya devam ettiğinin altını bir kez daha çizdi.

Öte yandan ABD Kongresi uzun süren tartışmaların ardından Suriye’ye uygulanan Caesar (Sezar) Yasası yaptırımlarını kalıcı olarak kaldırma kararı aldı. Böylece, beş yılı aşkın bir süredir Esed rejimine uygulanan ağır yaptırımların yükü altında ezilen ülke için geçmişin sayfaları kapatıldı ve umut dolu yeni bir sayfa açıldı.

ABD Temsilciler Meclisi İçtüzük Komisyonu, gelecek yıl için nihai savunma bütçe tasarısının metnini yayınladı. Tasarıda, yaptırımları bağlayıcı koşullar olmadan veya yeniden uygulanması için koşullar eklemeden kaldıran bir hüküm yer alıyordu.

Bazı muhalif temsilcilerin yaptırımları koşulsuz olarak kaldırmaya ikna etmek için aylarca süren yoğun siyasi çabaların ardından yaptırımlar kaldırıldı.