​Sincar DEAŞ’tan sonra 3 yıldır harabe halinde

Sincar’da bir PKK mezarlığı (Reuters)
Sincar’da bir PKK mezarlığı (Reuters)
TT

​Sincar DEAŞ’tan sonra 3 yıldır harabe halinde

Sincar’da bir PKK mezarlığı (Reuters)
Sincar’da bir PKK mezarlığı (Reuters)

Çatıları yıkılmış evlerin bulunduğu Sincar’da şafak vakti, şehre tepeden bakan altın kubbeli Seyyide Zeynep türbesinde devriye gezen muhafızların ayak sesleri dışında herhangi bir ses duyulmuyor.
Kuzey Irak’ta bulunan DEAŞ’ın bölgeden çıkarılmasından üç yıldan fazla bir süre sonra, bir zamanlar insanlarla dolu olan pazarda bomba izleri taşıyan vitrinlerden başka bir şey kalmadı. Şehrin onlarca sokağı henüz mayınları temizlenmediği için varillerle kapanmış durumda. DEAŞ militanlarının binlerce Yezidi’yi öldürdüğü Sincar’da su ve elektrik kesintisi var. Yeni açılan en yakın hastane şehre arabayla 45 dakika mesafede bulunuyor. Şehirde sadece iki okul var.
Reuters’in haberine göre Sincar’da maddi hasar dev boyutlarda ancak şehrin karşılaştığı başka zorluklarda var. Bölge Irak merkezi hükümeti ile Kürdistan Özerk Bölgesi arasındaki çekişmenin ortasında kalmış durumda. Bu nedenle siyasi hayat durgun. Yaklaşık on dükkanı yıkılan 55 yaşındaki İbrahim Mahmud,”Sincar tamamen harap oldu. Hiçbir gelişme de yok” diyor.
Mahmud, “Sincar istikrar kazanana kadar meşru bir yönetime ihtiyacı var. Belediye meclisine ve diğer kurumlara. İnsanlar her yıl milyarlarca dinar kaybediyorlar. İşlerini, emlaklarını… Yüzümüzü nereye çevireceğimizi bilmiyoruz. Daha ne kadar bekleyeceğiz?” diyor.
DEAŞ, şehir özgürleştirilmeden bir yıl önce 2014 yılında Sincar’ı işgal etti. Ancak şehrin imarı, çok azı dışında yapılamadı ve çok az nüfus dışında Sincarlılar geri dönmedi. DEAŞ işgalinden önce Sincar’ın nüfusu yaklaşık olarak 100 bin idi. Nüfus, Yezidi, Şii, Sünni, Hristiyan, Arap, Kürt ve Türkmenlerden oluşuyordu. Nüfusun sadece üçte biri geri döndü ve onlar da Yezidiler. Bunun dışındakiler bölgenin şartlarından dolayı geri dönmediler.
BM’nin soykırım olarak nitelendirdiği katliamda 3 bin Yezidi öldürüldü. Yezidiler bu katliama Arap Sünnilerin yardım ettiğini iddia ediyor. Aynı zamanda insanlar, rakip silahlı hiziplerin varlığından kaynaklanan gerilimler yüzünden geri dönmekte isteksizler. Sincar, Irak'ın Kürdistan bölgesi sınırları boyunca Suriye, İran ve Türkiye ile hassas bir noktada yer alıyor.
İbrahim Mahmud, “burada PKK var, polis, Haşdi Şabi, ordu ve çeşitli grupların silahlı unsurları var” dedi ve ekledi: “Yani durumu anlamıyoruz.”
Irak Kürdistan Hükümeti Saddam Hüseyin’in devrildiği 2003 yılından 2017’ye kadar herhangi bir itirazla karşılaşmadan bölge hakimiyeti altında kaldı. Daha sonra merkezi hükümet Kürdistan bölgesinin bağımsızlık arayışında buraya Bağdat’tan getirdiği askerlerin arasında Haşdi Şabi de vardı.
Sincar’ın her yerinden görülebilen altın kubbeli Seyyide Zeynep türbesi yeniden onarılıyor. Burayı Haşdi Şabi koruyor.
Tüm zorluklara rağmen çiftçiler, köylüler köyün meydanında her gün toplanıp koyunlarının satılmasını bekliyorlar. Koyun taciri Kasım, “burada çok sayıda koyun görüyorsunuz ancak kimsenin bunları alacak parası yok” diyor.
Yetkililer, bölgedeki imar çalışmalarındaki yavaşlığı güvenlik sorunlarına bağladılar ve bu çalışmalar için Ninova eyaletine tahsis edilmiş bütçenin onaylanması gerektiğine işaret ettiler.
Şehrin dışında konumlanmış silahlı örgütler konumlarına bağlı görünüyor. 2014-2015 yılları arasında DEAŞ’la mücadele etmek için kurulmuş PKK’lı savaşçıların mezarı başındaki bir militan, misyonlarının henüz tamamlanmadığını söyledi. Militan, “DEAŞ tamamen yok olmadı. Biz burada kalacağız ve bize ihtiyaç olduğunda savaşmaya gideceğiz” dedi.
Yezidi lider Kasım Şasu, savaşmaya hazır olduklarını söyledi. Kürdistan Özerk Bölgesi hakimiyetini kaybettikten sonra silahlandıklarını söyleyen komutan, isimlerini söylemeden bölgeye gelen silahlı örgütlerin tehditlerinden dolayı öfke duyduklarını belirtti ve DEAŞ’ın yok edildiği gibi bu örgütlerin de yok olmasını umduklarını vurguladı.



Suudi Arabistan'dan Filistin'e 30 milyon dolarlık yardım

Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)
Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)
TT

Suudi Arabistan'dan Filistin'e 30 milyon dolarlık yardım

Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)
Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)

Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Suudi Arabistan'dan, 2025 yılı için Filistin devletine devam eden desteğinin bir parçası olarak 30 milyon dolarlık bir mali ödeme aldı.

Ödeme, Ürdün'ün başkenti Amman'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nde Bakan el-Bitar ve Büyükelçilik Maslahatgüzarı Muhammed Munes arasında yapılan bir toplantı sırasında teslim edildi.

Filistin Maliye Bakanı, Suudi Arabistan'ın devam eden mali ve siyasi desteğinden övgüyle söz ederek, İsrail'in son politikaları ışığında Filistin devletinin içinde bulunduğu mali krizin hafifletilmesinde bu katkının önemini vurguladı.

tyuı8o9
Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)

El-Bitar, Suudi Arabistan'ın Filistin'e ve halkına yönelik kararlı tutumunu ve Filistin'in meşru haklarına ve bağımsız devletinin kurulmasına verdiği desteği takdirle karşıladığını ifade etti. El-Bitar, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'a Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Muhammed Mustafa'nın selamlarını iletti.

Munes ise söz konusu ödemenin Suudi Arabistan'ın Filistin hükümetini destekleme ve mali yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlama arzusunun bir parçası olduğunu belirterek, bu yardımın Filistin halkının kararlılığını güçlendirmek ve ekonomik ve insani zorluklar karşısında çektiği acıları hafifletmek açısından önemine işaret etti.

Maslahatgüzar, Suudi Arabistan'ın Filistin devletine verdiği desteğin bir parçası olarak geçtiğimiz yıllarda insani yardım ve kalkınma yardımları da dahil olmak üzere yaklaşık 5,3 milyar dolar sağladığına dikkat çekerek, Filistin halkının haklarını destekleme konusundaki sarsılmaz kararlılığını vurguladı.