​Bangladeş daha fazla Arakanlı mülteci kabul edemeyecek

Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler (AFP)
Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler (AFP)
TT

​Bangladeş daha fazla Arakanlı mülteci kabul edemeyecek

Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler (AFP)
Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler (AFP)

Bangladeş, 700 binden fazla Arakanlının, Myanmar’daki askeri saldırılardan kaçarak kendisine sığınmasından yaklaşık 16 ay sonra, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) artık daha fazla Arakanlı mülteciyi kabul edebilecek durumda olmadığını bildirdi.
Bangladeş Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Şahidul Hak, BMGK’nın Myanmar oturumunda yaptığı konuşmada, "Bangladeş'in Myanmar'dan daha fazla insanı kabul edebilecek pozisyonda olmadığını üzülerek bildirmek zorundayım" dedi.
Hak, Myanmar'ı, Arakanlı mültecilerin geri dönüşüne ilişkin boş vaatlerde bulunma ve mültecilerin geri dönüşünü engellemek için çeşitli yöntemler uygulamakla suçladı.
Myanmar tarafından uygun koşullar sağlanmadığı için tek bir Arakanlının dahi ülkesine dönemediğini kaydeden Hak, Arakan krizinin sadece kamplarda yaşayan Arakanlıları mültecileri değil aynı zamanda Bangladeş'in ekonomisi, sosyal yapısı ve güvenliğini de olumsuz yönde etkilediğini sözlerine ekledi.
Diğer taraftan, İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce, Arakanlı mültecilerin geri dönüşü konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmemesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradıklarını söyledi.
Diğer bazı Avrupa ülkelerinin temsilcileri de, Arakanlı mültecilerin ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde dönmesi gerektiğinin altını çizerek, BM’nin kayıtsız şartsız Arakan’a girişine izin vermesi için Myanmar hükümetine daha fazla baskı yapılması çağrısında bulundu.
BMGK’nın 15 üyesi, Arakan kriziyle nasıl başa çıkılacağı konusunda bölünmüş durumda.
BMGK’nın Batılı üyeleri ile Myanmar'ın müttefiki olan Rusya ve Çin bu konuda sık sık karşı karşıya geliyor.
Çin'in Birleşmiş Milletler Büyükelçi Yardımcısı Wu Haitao, bu durumun temelde Myanmar ve komşusu Bangladeş arasında bir sorun olduğumu savunarak, "İki ülke bunu çözmek için çalışıyor" yorumunda bulundu.
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyanskiy de bu görüşe katıldığını ifade etti.
ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı Jonathan Cohen ise, “Uluslararası toplum, dünyadaki en büyük mülteci kampını görmezden gelemez" dedi.
Myanmar, ülkeye geri dönecek mültecileri kabul etmeye hazır olduğunu Ocak ayından bu yana ifade etse de, BM, Arakanlıların Myanmar’a geri dönüşü için şartların henüz olgunlaşmadığına dikkat çekiyor.
Arakanlılar ise, Myanmar’a geri dönmeden önce güvenlik sağlanması ve vatandaşlık olarak tanınmaları yönünde garanti istediklerini söylüyor.
BM, İngiltere ve diğer ülkeler Myanmar'ı, Arakanlı Müslüman azınlığa karşı ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlarken, Myanmar bu yöndeki tüm suçlamaları reddetti.



İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Tahran'a karşı ‘tarihi bir zafer’ ilan ettiği 12 günlük savaşın ardından dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemenin tüm dünyanın ‘görevi’ olduğunu söyledi.

Saar X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik yakın bir tehdit karşısında son dakikada harekete geçti” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Saar sözlerini şöyle sürdürdü: “İran İsrail'in ortadan kaldırılması çağrısında bulunmaya ve bunu başarmak için harekete geçmeye devam ediyor. Dünyanın en aşırılık yanlısı rejiminin en tehlikeli silahı edinmesini tüm uygun araçlarla engellemek uluslararası toplumun görevidir.”

Saar'ın paylaşımı, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin, İsrail ile İran arasındaki savaş sırasında 22 Haziran'da ABD tarafından bombalanan İran nükleer tesislerini ziyaret etmekte ısrar eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin ‘kötü niyetini’ kınayan açıklamalarına yanıt niteliğindeydi.

İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından İran Meclisi, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA ile iş birliğini askıya alan bir yasa tasarısını kabul etti.

Ülkesi, yıllardır UAEA'nın İran'ın nükleer programını denetlemesini etkisiz olmakla eleştiren Saar, “İran rejimi aynı kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumu kandırmayı sürdürüyor ve nükleer programının etkin bir şekilde denetlenmesini engellemek için aktif bir şekilde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre Ortadoğu'daki tek nükleer güç olan İsrail, yıllardır İran'ı atom bombası peşinde koşmakla suçluyor, Tahran ise bunu sürekli olarak reddediyor.

Güvenliğine yönelik ‘yakın’ bir tehdit olduğunu ileri süren İsrail, nükleer ve balistik füze programlarını imha etmek amacıyla 12 Haziran'da İran'a saldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington'un İran'a dayattığı ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından salı akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, “Tarihi bir zafer elde ettik” dedi.

Netanyahu, “İran asla nükleer silaha sahip olamayacak… İran'ın nükleer programını engelledik. Eğer İran'da herhangi biri bunu yeniden inşa etmeye çalışırsa, her türlü girişimi engellemek için aynı kararlılıkla, aynı yoğunlukla hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.