​Pakistan ve Hindistan arasında yıllardır süren Keşmir sorunu

Keşmir’deki güç dengesini gösteren harita (Şarku’l Avsat)
Keşmir’deki güç dengesini gösteren harita (Şarku’l Avsat)
TT

​Pakistan ve Hindistan arasında yıllardır süren Keşmir sorunu

Keşmir’deki güç dengesini gösteren harita (Şarku’l Avsat)
Keşmir’deki güç dengesini gösteren harita (Şarku’l Avsat)

Hindistan ve Pakistan arasında 70 yıldan uzun bir süredir Keşmir konusunda gerginlik yaşanıyor.
Hindistan, komşusu Pakistan’ı bu ayın ortalarında Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölgede 40 Hint askerinin hayatını kaybettiği saldırıda doğrudan rol oynamakla suçlamasıyla gerilim daha arttı.
CNN’e göre bu saldırı, 1980’lerin sonunda çatışma krizinin başlamasından bu yana güvenlik güçlerine yapılan en ölümcül saldırı olarak kayıtlara geçti.
Hindistan, Keşmir Kontrol Hattı'nın Pakistan tarafındaki Ceyş-i Muhammed örgütüne ait kampa hava saldırısı düzenlediğini açıklamasının ardından, Pakistan, izinsiz hava sahasına giren iki Hint uçağını Keşmir’de kendisinin kontrol ettiği bölgede düşürdü ve bununla birlikte Pakistan-Hindistan gerilimi zirve yaptı.
Hindistan ile Pakistan arasındaki Keşmir anlaşmazlığı, Ağustos 1947'ye kadar uzanıyor.
Hindistan'ın bağımsızlığının ilanından sonra, İngilizler, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını gözetmeksizin iki ülkenin sınırlarını çizdi.
Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bölgeler Pakistan'a, Hinduların yoğun yaşadığı yerler ise Hindistan'a bırakıldı.
Keşmir'in Mihracesi (hükümdarı), bölgenin, Hindistan'a mı yoksa Pakistan'a mı katılacağı konusunda kararsız kalsa da, sonunda Hindistan'a katılmasını tercih edince, iki ülke Keşmir için iki yıl süren bir savaşa girdi.
Pakistanlı kabileler Müslümanları desteklerken, Keşmir hükümeti Hindistan'dan yardım istedi. Bunun ardından Hint birlikleri Mihrace’yi desteklemek için bölgeye girdi. Ancak Pakistan birliklerinin de bölgeye girişiyle iki yıl sürecek olan savaş başladı.
Ocak 1949’da, Birleşmiş Milletler’in (BM) müdahalesi ile çatışma dururken, Keşmir topraklarının üçte ikisi Hindistan, geri kalanı ise Pakistan kontrolünde kaldı.
Böylelikle, Keşmir’in yüzde 37'si Pakistan'a (Azad-Keşmir), yüzde 63'ü Hindistan'a (Cammu-Keşmir) bağlandı.
Sınırlarını Çin-Hindistan ve Pakistan ile paylaşan ve yaklaşık 84 bin 471 mil karelik bir alana sahip olan Cammu-Keşmir, Güney Asya'da stratejik açıdan çok önemli bir yer olurken, Müslümanlar, nüfusun yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.
Bölge, Hindistan için stratejik açıdan büyük öneme sahipken, Keşmir meselesi, Güney Asya’nın yanı sıra Hindistan ve Çin arasındaki güç dengesiyle bağlantılı. Öte yandan Pakistan için de coğrafi ve nüfus açısından çok önemli. Ayrıca Pakistan ile bölge arasındaki sınırın Hindistan tarafından kontrolü durumunda Pakistan’ın ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturuyor.
İki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri etkileyen gerginlikler,  Hindistan ve Pakistan'ın nükleer silah programına sahip olması nedeniyle uluslararası toplum için de büyük endişe kaynağı oluşturuyor.
BM’nin anlaşması, iki ülkenin 1947'den bu yana üç kez savaşa girmesini engelleyemedi. İki ülke 1999'da ise bir savaşın eşiğinden döndü.
Bu savaşlar 1947 ve 1965'te doğrudan Keşmir'de patlak verdi ve 1989'dan bu yana devam eden şiddette 47 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Bu rakam, çatışma döneminde kayıp oldukları ilan edilen kişileri ise kapsamıyor. Bazı insan hakları grupları ve sivil toplum kuruluşları, ölü sayısının resmi olarak açıklanandan iki kat daha fazla olacağını tahmin ediyor.
Dış İlişkiler Konseyi’ne göre (CFR), sınırdan düzenli olarak birbirlerine ateş açan iki ülke 2003'ten bu yana kırılgan bir ateşkes sürdürdü.
Pakistan ve Hindistan, 2006 yılında diyalog yapılması ve ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde adım atsa da, her iki ülkenin etnik, ekonomik, politik ve tarihsel faktörlere bağlı olarak Keşmir’e sahip olma yönündeki isteklerinin devam etmesi nedeniyle, bunda başarı elde edilemedi.  
Keşmir sorunu, Pakistan-Hindistan dostluğunun önünde koca bir engel olarak kaldı.
Londra'da bulunan en köklü üniversitelerden King’s College’de Uluslararası İlişkiler dalında öğretim görevlisi olan Dr. Adnan Nasimullah, durumun, 2014’ten bu yana yani Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin döneminde daha da kötüleştiğini söyledi.
Güney Asya’daki SOAS Üniversitesi’nde politika uzmanı olan Simona Vittorini ise Hint yetkililerin, laik bir devlette Müslümanların haklarını güvence altına alabileceklerini ispat etmek istediklerini, ancak Keşmir’in 1947’de bölündükten sonra Müslümanların vatanı olduğu gibi Pakistan kimliğinin de anahtarı olduğunu dile getirdi.
CNN’e konuşan Vittorini, “Keşmir her iki ülke için sembolik bir konu haline geldi” diyerek, her iki ülkenin çıkarlarına aykırı çalışan Keşmir'in artan bağımsızlık hareketiyle durumun daha da karmaşıklaştığına işaret etti.



Michelle Obama neden terapiye gittiğini açıkladı

Michelle Obama, Barack'la boşanacakları yönündeki söylentilere yanıt verdikten sonra terapiye gittiğini açıkladı (AP)
Michelle Obama, Barack'la boşanacakları yönündeki söylentilere yanıt verdikten sonra terapiye gittiğini açıkladı (AP)
TT

Michelle Obama neden terapiye gittiğini açıkladı

Michelle Obama, Barack'la boşanacakları yönündeki söylentilere yanıt verdikten sonra terapiye gittiğini açıkladı (AP)
Michelle Obama, Barack'la boşanacakları yönündeki söylentilere yanıt verdikten sonra terapiye gittiğini açıkladı (AP)

Eski First Lady Michelle Obama, hayatının bir sonraki aşamasına geçişine yardım etmesi için terapi gördüğünü açıkladı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama'yla 1992'den beri evli olan 60 yaşındaki Michelle Obama'nın, Demokrat Partili isimden 26 yaşındaki Malia ve 23 yaşındaki Sasha olmak üzere iki kızı var.

Obama geçen ay, eşinin Jimmy Carter'ın cenazesine ve Donald Trump'ın ikinci başkanlık yemin törenine tek başına katılmasının ardından Barack'la boşanacakları yönündeki söylentilere yanıt vermek zorunda kalmıştı.

The Jay Shetty Podcast'te konuşan eski First Lady, mevcut zihinsel durumuyla ilgili "Hayatımın bu aşamasında, şu anda terapideyim çünkü geçiş dönemindeyim, anlıyor musunuz?" dedi.

Obama "60 yaşındayım, hayatımda gerçekten zor bir dönemi aileme bir şey olmadan tamamladım. Yuvam boş kaldı, biliyorsunuz, kızlarım hayata atıldı" dedi.

Çocukları yetişkin olup ilk kez evden ayrıldığında ebeveynlerin yaşadığı kayıp duygularına "boş yuva" sendromu adı veriliyor.

2021'de Harvard'dan mezun olan Malia Obama, TV senaryo yazarı olarak çalışıyor. Sasha ise 2023'te Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden mezun oldu ve yüksek öğrenimine devam ediyor.

Obama, kamu görevinden ayrılması ve çocuklarının tamamen büyümesinin, kendisini "yaptığı her seçimin tamamen ona ait olduğu" bir durumda bıraktığını söyledi.

Bunu "Artık 'Çocuklarımın buna ihtiyacı var' ya da 'Eşimin buna ihtiyacı var' ya da 'Ülkenin buna ihtiyacı var' gibi bir bahanem yok" diye açıkladı.

Dolayısıyla bir sonraki aşamaya hazırlanmak için bu ayarı yapıyorum çünkü bunun benim için hayatta bambaşka bir evre olduğuna inanıyorum. Ve artık bunu bilecek bilgeliğe sahibim; bunu yaparken gidip biraz danışmanlık alayım diyorum.

Başkalarını da terapiyi denemeye teşvik eden Obama şöyle ekledi:

Ben terapi savunucusuyum. Herkesin elinden gelen en iyi şekilde kendi yöntemini bulması gerekiyor.

Bu sözleri, Obama'nın geçen ay Sophia Bush'un Work in Progress podcast'ine katılarak evliliğiyle ilgili söylenenler hakkında konuşmasının ardından geldi.

Eski First Lady, "Kadınlar olarak insanları hayal kırıklığına uğratmamaya çabaladığımızı düşünüyorum" demişti.

Yani öyle ki, bu yıl insanlar kendim için bir seçim yaptığımı bile idrak edemedi ve eşimle boşanacağımızı varsaymak zorunda kaldı.

"Yetişkin bir kadın kendi başına bir dizi karar almış olamaz, değil mi?" diye eklemişti. 

Ama toplumun bize yaptığı bu. Aslında sonunda 'Ben ne yapıyorum? Bunu kimin için yapıyorum?' diyoruz ve eğer bu, başkalarının yapmamız gerektiğini düşündüğü bir tür klişeye uymuyorsa, o zaman olumsuz ve korkunç bir şey damgası yiyor.

Independent Türkçe