Tunuslu bakan Tayyib: Teknokrat Hükümeti söz konusu değil

Tunuslu bakan Tayyib: Teknokrat Hükümeti söz konusu değil
TT

Tunuslu bakan Tayyib: Teknokrat Hükümeti söz konusu değil

Tunuslu bakan Tayyib: Teknokrat Hükümeti söz konusu değil

Tunuslu Solcu Bakan Semir et- Tayyib, yaşanan siyasi krize ve hükümet değişikliği çağrılarına rağmen, ülkedeki siyasi görünümün Teknokrat Hükümeti ile değişmesi mümkün olmadığını söyledi.
Tunus Tarım, Su Kaynakları ve Balıkçılık Bakanı ve Tunus Anayasa Hukuku Uzmanı Semir et-Tayyib Yusuf eş-Şahid’in liderliğini yaptığı Milli Birlik Hükümeti’nin 2019’un sonunda yapılacak genel seçimlere kadar devletin başında kalacağını ve herhangi bir hükümet değişikliğinin mümkün olmadığını belirtti.
Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada bulunan Tunuslu Bakan Tayyib, Tunus Cumhurbaşkanı el-Beci Kaid es-Sibsi, Nahda Partisi Lideri Raşid el-Gannuşi ve Solcu Partiler Koalisyonu Sözcüsü Hamma el-Hammami’nin de aralarında bulunduğu birçok siyasetçiden hükümet değişikliği çağrıları gelmesine rağmen, ülkedeki siyasi görünümün Teknokrat Hükümeti ile değişmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Tayyib, “Tunus Anayasasına göre Başbakanın meclis seçimlerinden 6 ay öncesine kadar değiştirilmesi yasak. Seçimlerin önümüzdeki Ekim ayında yapılması kararlaştırıldı. Eğer Nisan ayının sonuna kadar Başbakan hakkında herhangi bir karar alınmazsa hükümet seçimlere kadar devletin başında kalır” dedi.
Hükümet değişikliği ihtimalinin siyasi, kanuni ve uygulama olarak mümkün olmadığını belirten Tayyib, parlamentoda partiler arasında hükümet, mali bütçe ve projeler konusunda büyük bir görüş birliği bulunduğunu belirtti.
Tayyib; Cumhurbaşkanı, muhalif Solcu Parti, Halkçı Cephe’nin lideri ve birçok siyasetçinin, Yusuf eş-Şahid hükümetinin yerine bağımsız kişilerin oluşturduğu seçim hükümeti veya teknokrat hükümeti gelmesi çağrılarının uygulanabilir olmadığına dikkat çekti.
Aralarında Raşid el-Gannuşi’nin de bulunduğu iki Nahda Partisi Liderinin, siyasi taraflar arasında muhtemel hükümet değişikliği konusunda görüşmeler yapıldığı yönündeki açıklamaları hakkında konuşan Tayyib, “Bu görüşmelerin ülkenin istikrara çok ihtiyacı olduğu bahanesi ile mevcut Milli Birlik Hükümeti’nin düşürülmesinin talep edilmesine kadar gitmeyecektir. Nisan’dan önce herhangi bir değişiklik mümkün değil. Çünkü söz konusu değişiklik için uzun ve derin müzakerelere ihtiyaç duyulur” dedi.
Semir et-Tayyib, kanunlara göre Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların yönetimin tarafsızlığını korumaları ve devlet imkânlarını kendi seçim kampanyalarında kullanmamaları şartıyla seçimlerde aday olması ve siyasi faaliyetlerde bulunmasının yasak olmadığını vurguladı.
Başbakan Yusuf eş-Şahid yanlısı “Yaşasın Tunus” partisinin iki bloğu arasında anlaşmazlık çıkması durumunda Nahda Hareketi ve destekçilerinin eş-Şahid’ten güvenoyunun çekilmesi ve yeni hükümete güvenoyu verilmesini sağlayacak çoğunluğu elde edemeyeceklerini belirten Tayyib,  “Bunun nedenlerinden bir tanesi de Nahda Hareketi’nin Cumhurbaşkanı Sibsi yanlısı blok, Nida Tunus, Hammami yanlısı solcu vekiller ve Halkçı Cephe ile ayrılığa düşmesidir” dedi.
Diğer taraftan semir et-Tayyib, partideki görevlerinin dondurulması rağmen kendisini Milli Birlik Hükümeti’nde büyük yerlere getiren partisine bağlı olduğunu belirterek başka bir siyasi projeye katılmayacağını söyledi.
Birçok bakan ve siyaset adamının partilerinden ayrılarak yeni kurulan “Yaşasın Tunus” partisine katıldığını söyleyen Tayyib, bazı milletvekillerinin de partiye katılma görüşmeleri yaptığını ifade ederek özellikle de yeni partinin farklı siyasi görüşlere açık olduğunu belirtti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24