Berlin’in Suudi Arabistan’a silah durdurma kararına tepki yağıyor

Berlin’in Suudi Arabistan’a silah durdurma kararına tepki yağıyor
TT

Berlin’in Suudi Arabistan’a silah durdurma kararına tepki yağıyor

Berlin’in Suudi Arabistan’a silah durdurma kararına tepki yağıyor

Almanya hükümetinin, Suudi Arabistan’a silah sevkiyatını durdurma kararına yönelik eleştiriler artarken tartışma, Başbakan Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birliği’ne kadar genişledi.
Merkel’in tutumunun aksine Demokrat Birliği lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, Avrupa politikasına uygun olarak Suudi Arabistan’a yapılan silah sevkiyatı önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.
NRT kanalına röportaj veren Karrenbauer, Almanya’nın uyguladığı projelerde Avrupalı ortaklarıyla ortak bir zemin bulması gerektiğini belirtirken, aksi takdirde gelecekteki projelerde etkisiz hale gelmesinin bekleneceğini vurguladı. Annegret Karrenbauer, silah sevkiyatının tamamen yasaklanması konusunda uyarıda bulunurken, “Silah sevkiyatını, ne pahasına olursa olsun önlemek isteyenlerin, Almanya’da bir silah endüstrisinin olmasını da istemediği açıkça söylenebilir” dedi.
Hükümetin söz konusu kararı, Almanya içerisinde daha az tartışmaya tanık oldu. Bu çerçevede Merkel, söz konusu karar hususunda koalisyondaki müttefiki Sosyal Birlik Partisi’nin yanında yer aldı.
Almanya hükümeti koalisyonunda söz konusu durumun neden olduğu karışıklığın büyüklüğüne dikkati çeken Merkel, hükümetin Suudi Arabistan’a silah yasağı kararının iki haftalığına uzattığını duyurdu. Sosyal Demokrat Partisi’ne mensup olan Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da partisinin tavrını yumuşatmaya çalışarak, silah yasağının yenilenmesi ve Yemen’deki müzakerelerin ilerleyişi arasında bir bağlantı olduğuna atıf yaptı. Der Spiegel dergisinin yayınladığına göre Maas, partisinin yasağın kaldırılmasını sert bir şekilde reddettiğini ve dışişleri bakanının rolünün, “Realpolitik”’in önemini anlamak olduğunu söyledi.
Almanya Weaver Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Almanya’nın silah endüstrisi, 12 milyar Euro’dan fazla katma değerle toplamda yaklaşık 136 bin kişiyi istihdam ediyor.
Aynı şekilde Der Spiegel, konuyla ilgili uzun bir raporda, Sosyal Demokrat Parti’nin Suudi Arabistan’a silah sevkiyatının durdurulması kararını, gelecek Avrupa seçimlerine ve çeşitli eyaletlerdeki yerel seçimlere bağladığı belirtildi.
Der Spiegel’ın aktardığına göre Hristiyan Demokrat Birliği Milletvekili Marko Vanderfitz, “Sosyal Demokrat Parti’nin silah sevkiyatı meselesini seçim gündemindeki bir maddeye dönüştürmesi üzücü olacak” ifadelerini kullandı. Dergi, Fransız ve Suudi şirketler arasındaki yaklaşık 50 anlaşmanın, Almanya’nın gerekli ekipmanları tamamlaması için gerekli parçaları teslim etmeyi reddetmesi nedeniyle şu an için askıya alındığını da duyurdu. Kararın, İngiliz şirketlerini de benzer şekilde etkilediği belirtilirken Almanya’nın kararının, 48 Typhoon modeli uçağın Suudi Arabistan’a teslimatı için 10 milyar riyallik bir sözleşmeyi, teslimat öncesinde Alman parçalara ihtiyaç duyulduğu için tehdit ettiği vurgulandı.
Der Spiegel’a göre ayrıca, 950 milyon Euroluk bir başka anlaşmanın daha, Hansault Holding’in Suudi Arabistan’a teslim etmesi beklenen gerekli parçaları Airbus şirketine teslim edememesi nedeniyle askıya alındı. Dergiye göre, Suudi Arabistan’a silah sevkiyatının durdurulması sebebiyle Almanya’da yüzlerce iş de tehdit altında. Geçtiğimiz günlerde Reuters’ın Airbus’tan aktardığına göre şirket, üretilen uçaklarda Alman parçaları değiştirecek. Aynı şekilde Reuters’ın bir başka şirketten daha aktardığına göre Airbus, çeşitli uçaklardaki Alman parçalarını da değiştirecek. Airbus CEO’su Tom Enders, geçen haftalarda şirketin, bazı uçakların üretiminde kullanılan Alman parçaları değerlendirdiğini belirtmişti.
Almanya, 2012- 2016 yılları arasında Suudi Arabistan, Cezayir, Mısır ve Katar’a silah ihracatında dünyada beşinci sırada yer aldı.



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.