​Musevi’nin son görüntüsü İran’da tartışmalara yol açtı

Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Rahneverd'in ‘kalemeh.tv’ tarafından yayınlanan fotoğrafı
Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Rahneverd'in ‘kalemeh.tv’ tarafından yayınlanan fotoğrafı
TT

​Musevi’nin son görüntüsü İran’da tartışmalara yol açtı

Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Rahneverd'in ‘kalemeh.tv’ tarafından yayınlanan fotoğrafı
Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Rahneverd'in ‘kalemeh.tv’ tarafından yayınlanan fotoğrafı

İranlı reformist hareket lideri Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Rahneverd'in ortaya çıkan yeni görüntüleri 8 yıldır ev hapsinde tutulan Musevi’nin sağlık durumunun gittikçe kötüleştiğini gösterirken, bu durum İranlılar arasında geniş tartışmalara yol açtı.
Musevi’nin ofisine bağlı ‘kalemeh.tv’ sitesi, 77. doğum günü vesilesiyle Musevi ile eşinin fotoğraf ve videosunu yayınladı.
Musevi’nin bir sandalye üzerinde namaz kıldığı anın yansıtıldığı videoda, oldukça zayıflamış olduğu da gözlerden kaçmadı.
İranlılar bu duruma sosyal medya üzerinden tepki gösterirken, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin, Musevi’nin ev hapsini kaldıracağı yönündeki sözünü yerine getirmemesi nedeniyle duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdiler.
İranlı yetkililer, reformist kimlikleriyle tanınan muhalif liderler Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi'yi İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin kararıyla Şubat 2011’den bu yana ev hapsinde tutuyor.
2009 yılında cumhurbaşkanı seçiminde aday olan Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi, Mahmud Ahmedinejad'ın kazanmasının ardından seçimlerde usulsüzlük yapıldığını savunarak, seçim sonuçlarını tanımadıklarını açıklamıştı.
Bunun ardından İran’da 8 ay sürecek ‘Yeşil Hareketi’ protestoları başlamıştı.
Musevi ve Kerrubi, ‘Arap Baharı’ ile dayanışma içerisinde ‘Yeşil Hareketi’ protestolarını destekleme çağrılarının ardından ev hapsine mahkum edilmişti.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.