​Guaido’nun Karakas’a dönüşü Maduro’nun üzerindeki baskıyı artırdı

Dün Karakas'a dönen Guaido, destekçilerine teşekkür etti (AFP)
Dün Karakas'a dönen Guaido, destekçilerine teşekkür etti (AFP)
TT

​Guaido’nun Karakas’a dönüşü Maduro’nun üzerindeki baskıyı artırdı

Dün Karakas'a dönen Guaido, destekçilerine teşekkür etti (AFP)
Dün Karakas'a dönen Guaido, destekçilerine teşekkür etti (AFP)

Venezuelalı muhalif lider Juan Guaido dün Karakas’a döndü. Destekçilerine Nicolas Maduro’nun üzerindeki baskıyı artırmak için cumartesi günü yeni gösteriler düzenleme çağrısında bulunan Guaido, taraftarlarına yaptığı konuşmada tutuklanma tehdidine meydan okudu.
50 ülke tarafından ülkenin geçici devlet başkanı olarak tanınan Guaido, Caracas’ta binlerce destekçisine yaptığı konuşmada, “Cumartesi günü sokaklarda gösteri yapmaya devam edeceğiz. Venezuela sokaklara geri dönecek. Özgürlüğü kazanana kadar bir saniye bile dinlenmeyeceğiz” diye seslendi.
Yapılan yorumlar,Venezuela yönetimi ile Kolombiya sınırındaki insani yardımların ülkeye alınmasını talep eden muhalifler arasındaki son gerginliğin ardından kriz, Guaido'nun geri dönüşüyle tüm olasılıklara açık yeni bir aşamaya geçeceğine işaret ediyor. Guaido'nun Maduro yönetiminin getirdiği seyahat yasağını ihlal ettiği için tutuklanması durumunda bunun kitlesel halk protestolarında bir patlamaya ya da Washington'ın askeri müdahalesine zemin hazırlayan güçlü bir tepkiye yol açıp açmayacağı merak konusu. Bir diğer merak edilen konu da Moskova’nın Maduro yönetimini desteklemeye karar vermesinin ardından kriz sürecinde bir sonraki belirleyici adımın ABD-Rusya ikilisi tarafından atılıp atılmayacağı. Guaido’nun kendini geçici devlet başkanı ilan etmesinden bu yana muhaliflerin iplerini elinde bulunduran Washington'ın rolünü dengelemek için ağırlığını tam olarak ortaya koyup koymayacağı henüz bilinmiyor.
 Guaido'nun Latin Amerika turu
Şarku’l Avsat’a konuşan Venezuela muhalefetinden siyasi kaynaklar, Guaido’nun 22 Şubat'ta başladığı Kolombiya, Brezilya, Paraguay, Arjantin ve Ekvador’u kapsayan turun öncelikli hedefinin ABD’nin muhalif hareketler üzerindeki ezici rolünü dengelemek olduğunu aktardı. Ancak bu stratejinin getirdiği risklere ilişkin korkularını gizlemeyen kaynaklar, özellikle Guaido’nun Yüksek Mahkeme’nin kararına rağmen Venezula’dan ayrılmasının muhalefetin çoğunluğu tarafından desteklenmeyen “dış askeri müdahaleye” yol açmasından endişeli.
Maduro ve hükümet yetkilileri tarafından son günlerde yapılan açıklamalarda Guaido'nun ülkedeki adalet organları tarafından arandığı öne sürüldü. Ancak tıpkı Başsavcılık Ofisi Sözcüsü’nün de belirtti gibi Venezuela yönetimi provokasyon tuzağına düşme niyetinde olmadığından tutuklama çağrısı yapmadı.
Muhalif çevreler, Guaido’nun tutuklanmaması halinde bu kez krizden yola çıkarak çizdiği rotada kendisini takip eden destekçilerinin umutlarını koruyabilmek için somut sonuçlar elde etmek zorunda kalacağı görüşünde. Ancak bugün durumun çıkmaza girdiğine inanan muhalif çevreler, krizin başlamasından bir buçuk ay sonra etkisini kaybederek hayal kırıklığına dönüştüğünü düşünüyor. Söz konusu çevrelere göre Guaido hesaplamalarındaki ilk hatayı yönetimi zayıflatmak, içerideki çatlak üzerine bahis oynamak, güvenlik ve askeri dayanakların dış tehditlerden önce dağılmasının halen zor olduğunu göstermek için insani yardımları koz olarak kullanmaya karar vererek yaptı.
 Rusya – ABD gerilimi
Moskova dün Venezuela’daki duruma ilişkin Washington’a yaptığı uyarıların tonunu artırarak ABD’nin Venezuela’ya askeri müdahalede bulunmayı haklı göstermek için geniş çaplı bir provokasyon üzerinde çalıştığına işaret etti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın “Monroe Doktrini’nin” Venezuela'ya uygulanması olasılığına ilişkin açıklamalarının Latin Amerika'ya bir hakaret olduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler’in (BM) 1945’te kurulmasının ardından uluslararası hukukun bu en kapsamlı ve meşru uluslararası kuruluşunun tüzüğündeki hükümlere tabi olduğunu vurgulayan Lavrov, “arka bahçe” politikasının teorisinin ve pratiğinin aşağılayıcı olduğunun altını çizdi.
Bolton’ın bu cesur açıklamalarına verilecek cevabın bölge ülkelerine düştüğünü söyleyen Rusya Dışişleri Bakanı, “Bolton, Monroe Doktrini’nin Venezuela’ya uygulanması olasılığından bahsetti. Bu tüm Latin Amerika’ya hakarettir” ifadelerini kullandı. Lavrov açıklamasında ayrıca John Bolton ve Trump yönetiminin Latin Amerika ülkelerine yönelik izlediği dış politikanın Monroe Doktrini’ne dayandırdığını söyledi.
ABD’nin 5’inci Başkanı James Monroe tarafından 1823’te tasarlanan doktrin, Batı Yarımküre'yi özel bir Amerikan etki alanı haline getirecek şekilde dünyanın Washington ve Avrupa arasında paylaşılmasını sağlıyor. Bolton açıklamasında Washington’ın Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümetini devirmek için “mümkün olan en geniş koalisyonu” oluşturmaya çalıştığını söyledi. Guaido’nun çıktığı turun ardından geri dönüşünün engellenmesine karşı da uyarıda bulunan Bolton, Guaido’nun güvenli bir şekilde Venezuela’ya dönüşünü hedef alacak herhangi bir tehdidin veya eylemin ABD ve uluslararası toplum tarafından sert bir tepkiyle karşılanacağı tehdidinde bulundu.
Guaidou'yu çevreleyen muhalif çevrelerdeki parlamenterlerden ve etkili danışmanlardan oluşan dar çember, krizden çıkışı zorlamak için doktrine başvurmayı reddederken, doktrin tehdidinin rejim üzerindeki baskıyı sürdürmek için gerekli olduğunu ise kabul ediyor. Guaido son turunda, Latin Amerikalı müttefiklerinden Venezuela yönetimine uyguladıkları diplomatik ambargoyu sıkılaştırmaları ve daha sert önlemler almalarını istedi.
 Avrupa denklemi
Avrupalı kaynaklar, Guaido'nun Almanya, Fransa ve İspanya'yı kapsayan bir mini zirve için Avrupa'ya seyahat etmesiyle ilgili temasların günlerce sürdüğünü belirttiler. Çatışan her iki tarafın da Avrupa’yı siyasi ve diplomatik krizden çıkış yolu olarak gördüğü biliniyor. Muhalefet, geçiş sürecinde yönetim ile müzakere kapısını açık tutmak için Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından bir müzakere grubu kurulmasını isterken Venezuela yönetimi, Avrupa’yı ABD’nin şartlarına uymak zorunda kalmasının önündeki bir engel olarak görüyor.
Avrupa diplomasisi, Venezuela muhalefetinin Washington'ın onayı olmadan hareket etme kabiliyetine şüpheyle yaklaşıyor.Zira yönetimin şifresini çözmekte zorlanıyor. Maduro, Caracas'ta görevlendirilen Avrupalı büyükelçilerle pek sık görüşen bir lider değildi. Ancak Maduro, büyükelçilerle yılın başından bu yana iki kez bir araya geldi. Zira büyük bir çoğunluğu Juan Guadio’nun geçici başkanlığını kabul etmesine rağmen Avrupa ülkeleriyle diplomatik kanalları açık tutmakta kararlı. Venezuela Devlet Başkanı ile yapılan görüşmelere katılan diplomatlardan biri Maduro’nun “Ben ne Muammer Kaddafi ne de Saddam Hüseyin’im. Beni öldürürlerse daha radikal biri yönetime gelecek” dediğini aktardı.



Kolombiya Devlet Başkanı Petro’dan ABD Başkanı Trump'a uyarı: Kaplanı uyandırmayın! Bize saldırmak savaş ilanı demektir!

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)
TT

Kolombiya Devlet Başkanı Petro’dan ABD Başkanı Trump'a uyarı: Kaplanı uyandırmayın! Bize saldırmak savaş ilanı demektir!

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, Bogota ile Washington arasında gerilimi tırmandıran sözlü savaş çerçevesinde dün ABD Başkanı Donald Trump'ı ülkesinin egemenliğini tehdit etmemesi konusunda uyardı.

Trump, dün Washington'da düzenlenen bir ABD yönetimi toplantısında uyuşturucu ile ilgili suçlarla mücadele kapsamında Kolombiya'ya saldırı olasılığın işaret ederek “Kolombiya'nın kokain ürettiğini duydum. Kokain fabrikaları var, tamam mı? Sonra da bize kokainlerini satıyorlar... Sadece Venezuela değil, bunu yapan ve ülkemizde satan herkes saldırıların hedefi olacak” dedi.

Trump'ın açıklamalarına yanıt olarak, onu Kolombiya'yı ziyaret etmeye davet eden Petro, ‘kokainin ABD’ye ulaşmasını önlemek için günde dokuz uyuşturucu laboratuvarının imha edildiğini’ görmesini istedi. Petro, sosyal medya platformu X'te yaptığı bir paylaşımda, 2022 yılında göreve geldiğinden bu yana ‘füzeler kullanmadan’ 18 bin 400 laboratuvarı imha ettiğini belirtti.

Kolombiya Devlet Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benimle gelin, size her 40 dakikada bir laboratuvarı nasıl yok ettiğimizi öğreteyim, ama egemenliğimizi tehdit etmeyin, çünkü kaplanı uyandıracaksınız. Egemenliğimize saldırmak, savaş ilan etmek demektir. İki yüzyıldır süren diplomatik ilişkileri bozmayın!”

Petro şöyle devam etti:

"Zaten itibarımı lekelediniz. Bu yolda devam etmeyin. Binlerce ton kokainin Kuzey Amerika'daki tüketicilere ulaşmasını engellemeye katkıda bulunan bir ülke varsa, o da Kolombiya'dır.”

Bogota ile Washington arasındaki ilişkiler son zamanlarda önemli ölçüde kötüleşti. ABD yönetimi, Petro'yu uyuşturucu çetelerine karşı yeterince sert davranmamakla suçlayarak


Putin Avrupa'ya: Savaş istemiyoruz ama hazırız

Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)
Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)
TT

Putin Avrupa'ya: Savaş istemiyoruz ama hazırız

Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)
Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planı konusunda ABD başkanlık temsilcisi Steve Wittkoff ile yapacağı görüşme öncesinde, ülkesinin "savaşa hazır" olduğunu belirterek, Avrupa'ya sert bir uyarıda bulundu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin ile Wittkoff arasındaki görüşmeyi "çatışmanın barışçıl çözümüne doğru atılmış önemli bir adım" olarak nitelendirdi.

Putin, toplantı öncesinde Rus güçlerinin sahada önemli bir atılımın eşiğinde olduğunu belirterek, güçlü mesajlar verdi. Avrupalılara seslenerek, barışı engellemeye çalıştıklarını ve ülkesiyle gerilimi artırmaya devam ettiklerini söyledi. "Avrupa ile savaşa girme niyetinde değiliz, ancak Avrupa savaş istiyorsa, biz de hazırız" uyarısında bulundu.


Netanyahu af konusunda Trump'tan daha fazla yardım istedi

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)
TT

Netanyahu af konusunda Trump'tan daha fazla yardım istedi

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)

Axios dün, iki Amerikalı ve bir İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail cumhurbaşkanından af dilerken ABD Başkanı Donald Trump'tan daha fazla destek istediğini bildirdi.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun af talebine ilişkin pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Biz sadece devletin çıkarlarını göz önünde bulunduracağız" dedi.

Netanyahu, pazar günü yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talebinde bulundu ve ceza yargılamasının İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini, affın ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

İsrail'in kuruluşundan bu yana en uzun süre görev yapan başbakanı olan Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını uzun süredir reddediyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre avukatları, İsrail Cumhurbaşkanlığı Ofisi'ne yazdıkları mektupta, Netanyahu'nun hala hukuki sürecin kendisinin tamamen beraatiyle sonuçlanacağına inandığını belirtti.

Netanyahu, partisi Likud'dan yayımladığı kısa video açıklamasında, "Avukatlar bugün af talebini cumhurbaşkanına ilettiler ve ülkenin çıkarlarını önemseyen herkesin bu adımı desteklemesini bekliyorum" ifadelerini kullandı.