Yezidi kadın, Iraklı iki çocuğun cesareti sayesinde DEAŞ’ın elinden kurtuldu

Selva 2014’ün yazından bu yana DEAŞ’ın elindeydi
Selva 2014’ün yazından bu yana DEAŞ’ın elindeydi
TT

Yezidi kadın, Iraklı iki çocuğun cesareti sayesinde DEAŞ’ın elinden kurtuldu

Selva 2014’ün yazından bu yana DEAŞ’ın elindeydi
Selva 2014’ün yazından bu yana DEAŞ’ın elindeydi

Suriye’nin kuzeyindeki Bağuz kasabasına bakan bir tepede DEAŞ’a bağlı bir grup adam teftiş için devriyelerini bekliyor.
Siyahlar içindeki Yezidi bir kadın, iki Iraklı çocuğun cesareti ve yardımıyla DEAŞ’ın kuşatması altındaki bölgeden Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) doğru kaçtı. Irak’ın kuzeyindeki Sincar bölgesinden olan 21 yaşındaki Selva Murad’ın annesi ve biri 12 yaşında çocuk olan iki kız kardeşi DEAŞ tarafından kaçırıldı.
Selva yaşadıklarını kaygı ve hüzün dolu bir sesle anlatmaya başladı:
“Örgütün üyeleri tarafından kaçırıldım ve beni Musul'daki esir pazarlarında sattılar. Kadınları ve genç kızları ayırdılar. Çocuğu olanları olmayanlardan ayırdılar. Beni Iraklı bir savaşçı aldı.”
Selva, 5 yıl önce Sincar’dan önce Telafer’e, ardından Musul’a ve  oradan da Rakka’ya götürüldüğünü aktardı. Birkaç kere tecavüze uğradığını söyleyen Selva “Yaşadığım o anları unutamıyorum. Beni liderler arasında değiş tokuş ettiler. Telegram ve Whatsapp üzerinden açık artırmalar vardı” dedi.
Selva, eşi ve ailesinden haber almadığını söyledi:
“Annem, kız kardeşim ve küçük kız kardeşim kaçırıldı. Babam ve erkek kardeşim Irak Kürdistanı’nın başkenti Erbil'e kaçtı. Kaçırılan kız kardeşimi 3 yıl önce Rakka’da gördüm. Daha sonra haber alamadım.”
Selva, 2 Iraklı çocuğun yardımı ve cesaretiyle silahlıların elinden kaçmayı başardı:
“Küçük çocuk DEAŞ’lıya soru sormak için çıktı. Büyük olan benimle kaldı. Çocuk DEAŞlı’ya benim annesi olduğumu ve kanser olduğumu söyledi. Böylece kaçabildik” dedi.
Sahib ve Münib kardeşler, Selva’nın kaçması için para teklif ettiklerini aktardı. 16 yaşındaki Sahib “Kendisine 3 bin dolar ödedik fakat reddetti. Savaşa gidince Selva’yı çıkardık. Tepeye çıktık. Eğer biri kimliğine bakmak isteseydi o zaman durum anlaşırdı” diye konuştu.
Baguz’da kuşatma altında kalan yüzlerce kişi çarşamba günü Suriye’nin doğusundaki DEAŞ cephesinden ayrıldı. ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteklediği SDG bir haftadır tahliye operasyonlarını yavaşlattı. Pazar gününden bu yana çoğunluğu DEAŞ üyesi olan 7 binden fazla kişi Baguz’u terk etti.
11 yaşındaki Sincanlı Cabir, 6 yaşındayken nasıl kaçırıldığını ve eğitime katıldığını anlattı. Cabir yaşadıklarını şu cğmlelerle aktardı:
“Bize DEAŞ’ın yavru kolu olduğumuzu söylediler. Bizi patlayıcı bombalar ve silahlı kullanmak için eğittiler. Bizi çok dövdüler. Eğitim almak için kapalı kamplarda yaşadık.”
Irak’ın Sincar bölgesinde binlerce Yezidi yaşıyor. 2014 - 2015 yılları arasındaki DEAŞ unsurlarının baskısına maruz kalan Yezidiler söz konusu dönem katledildi. Yezidi kaynaklarının açıklamasına göre, DEAŞ’ın elinde halen 500 kadın ve genç kız var.
Sincar dağlarından gelen ve DEAŞ tarafından kaçırılmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen halen travma ile mücadele eden 13 yaşındaki bir çoçuk yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Beni birçok şeye zorladılar. Anadilde Kürtçe konuştuğum için hapse atıldım. Son günlerde Baguz’da bana sadece çorba veriyorlardı. Ekmek bile yoktu. Babamı öldürdüler ve annemi kaçırdılar. Kız kardeşlerimin kızları o yaz kaçırıldı. Ayrıca tüm aramalarıma rağmen bulamadığım bir de küçük kardeşim var.”



Bishara Bahbah... Hamas-Trump anlaşmasının arkasındaki gölge isim

Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)
Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)
TT

Bishara Bahbah... Hamas-Trump anlaşmasının arkasındaki gölge isim

Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)
Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)

Sessiz arabuluculuğuyla ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın Hamas tarafından serbest bırakılmasına katkıda bulunan Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve yönetimindeki üst düzey yetkililer üzerinde perde arkasında önemli bir etkiye sahip.

Bu, ailesi 1948 Arap Nekbe'si sırasında Ürdün'e kaçmak zorunda kalan ve iki yıl sonra 1958'de doğduğu Eski Kudüs'e dönmeye karar veren Kudüslü Bahbah'ın çabalarından kaynaklanıyor.

Bahbah, Utah'taki Brigham Young Üniversitesi'nde eğitim gördü ve ardından burslu olarak Harvard Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve ekonomi alanlarında yüksek lisans eğitimine devam etti. Ortadoğu çalışmaları ve uluslararası ilişkiler alanında 1981 yılında yüksek lisans derecesi alan Bahbah, bölgesel güvenlik konularında 1983 yılında doktorasını tamamladı.

dvfgbhty
Bishara Bahbah Aralık 2024'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)

Bahbah daha sonra Harvard Üniversitesi'nde profesör olarak Ortadoğu meseleleri üzerine çalıştı ve üniversitenin Ortadoğu Enstitüsü'nde müdür yardımcısı olarak görev yaptı. 1991-1993 yılları arasında silah kontrolü ve bölgesel güvenlik konulu çok taraflı barış görüşmelerinde Filistin delegasyonunun bir üyesiydi.

Bahbah, İsrail ile ‘çelik gibi bir ilişkisi’ olan ABD'de siyasetle ve Filistin davasıyla ilişkisinde kendine özgü bir yol çizdi.

Parti değişimleri

ABD'deki siyasi kariyerinin başında Demokrat Parti'yi desteklemesine rağmen, bu ilişkinin en son bölümünde Başkan Donald Trump'ı başkanlık seçim kampanyalarında desteklemeyi seçti. Diğer Arap Amerikalılarla birlikte ‘Trump için Arap Amerikalılar’ grubunu kurdu ve Cumhuriyetçi başkanın Demokrat rakibi eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e karşı zafer kazanmasına katkıda bulundu. Sonuç Başkan Trump için oldukça olumlu oldu.

Bahbah geçtiğimiz günlerde Demokrat Parti'den ve eski Başkan Barack Obama'nın Ortadoğu politikalarından duyduğu memnuniyetsizlik nedeniyle 2016 seçimlerinde Trump'a oy verdiğini açıkladı.

#NewProfilePic pic.twitter.com/BEZen0w0ug

— Dr. Bishara A. Bahbah (@BahbahBishara) November 9, 2024

 

Ancak Trump'ın ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs'e taşıması ve İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımasının ardından Bahbah, 2020 seçimlerinde Joe Biden'a oy vermeye karar verdi.

Ancak 2024'te Cumhuriyetçi kampanyayı desteklemek ve Biden'ın 7 Ekim 2023 saldırılarından bu yana İsrail yanlısı olarak nitelendirdiği politika ve yönetimine tepki olarak ‘Trump için Arap Amerikalılar’ grubunu kurmaya karar verdi.

Arabuluculuk ekseni

Bununla birlikte Bahbah'ın, ABD'nin Filistinliler ve İsraillilerle ilişkisine dair vizyonu ve anlayışı belirsizliğini korurken, Bahbah'ın Trump yönetimi ile Hamas liderleri arasında arabuluculuk yaptığı süreçte, Hamas'ın pazartesi günü herhangi bir İsrail iadesi olmaksızın Edan Alexander'ı serbest bırakması da dahil olmak üzere yeni bir katkısı ortaya çıktı. Bahbah'ın Trump'a verdiği destek, Trump'ın Filistinlileri Gazze Şeridi'nden çıkarmaktan ve orada Ortadoğu’nun Rivierası’nı inşa etmekten bahsettiği Şubat 2024'ten sonra bir yük haline geldi.

“İsrail'i memnun etmek için insanlar topraklarından sürülemez. Bu kabul edilemez ve biz bunu asla kabul etmeyeceğiz” diyen Bahbah, bunun üzerine kurduğu grubun adını ‘Barış için Arap Amerikalılar’ olarak değiştirmeye karar verdiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre Hamas, Alexander'ın serbest bırakılmasına yol açan ‘gizli görüşmeler’ için ‘beklenmedik bir arabulucu’ olan Bahbah ile temasa geçti.

İsrailli bir yetkili, iki taraf arasında ‘son iki hafta içinde Bahbah'a gönderilen mesajlar aracılığıyla yaklaşık 20 mesaj alışverişi yapıldığını ve Bahbah'ın Hamas'ın baş müzakerecisi Halil el-Hayye ile de konuştuğunu’ söyledi. Yetkili, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ‘Katarlı yetkililer ve Bahbah'ın yardımıyla Hamas'ı Alexander'ın serbest bırakılmasının Trump nezdinde büyük önem taşıyacağı konusunda ikna etmeyi başardığını’ belirtti.

dfvgbhty
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander (Beyaz Saray'ın resmi X hesabı)

Filistinli bir yetkiliye göre Trump yönetimi Hamas'a, Edan Alexander'ın serbest bırakılması halinde ABD'nin on esirin serbest bırakılması karşılığında önceki tekliflerden daha uzun bir süre olan 70-90 günlük bir ateşkes için bastıracağını, ateşkes döneminde nihai bir anlaşma için müzakerelere başlanacağını ve ABD, Katar ve Mısır'ın görüşmeler devam ettiği sürece savaşa geri dönülmeyeceğini garanti edeceğini bildirdi.