Erik çağlasının fiyatı dudak uçuklatıyor

Erik çağlasının fiyatı dudak uçuklatıyor
TT

Erik çağlasının fiyatı dudak uçuklatıyor

Erik çağlasının fiyatı dudak uçuklatıyor

Tezgahlarda 500 liradan yerini alan erik çağlasının fiyatı dudak uçuklatıyor. Gram ile satılan erik sipariş üzerine getiriliyor.
Bahar aylarının vazgeçilmezi olan çağlalar tezgahlarda yerini almaya başladı. Badem çağlası 70, nektari çağlası 50 TL'den satışa sunulurken, erik çağlasının fiyatı ise vatandaşları şaşkına çeviriyor. Antalya ve Mersin'de seralarda bodur ağaçlarda yetiştirilen eriğin kilosu 500 TL'den satılıyor. 100'er gramlık paketler halinde satılan eriğin 100 gramı 50 TL'den tezgahlara indi.
Özel sipariş üzerine getirilen erik çağlası Adıyaman'a hamile bir kadının isteği üzerine getirildi. Manav esnafı Yasin Altındal, 2 adet 100'er gramlık pakette erik getirtti. Paketlerden birisini sipariş veren müşterisine satan Altındal, elinde kalan diğer pakete ise müşteri arıyor.
Çeyrek altından daha pahalı olan bir kilo erik ile 100 kilo domates, 100 adet marul, 500 demet maydanoz, 165 kilo limon, 14 kilo kuşbaşı et alınabiliyor. Manav esnafı Yasin Altındal, çağla sezonunun başladığını belirterek, “Adıyaman'da erik şuan olmadı daha zamanı var. Biz de Antalya veya Mersin'den serada yetişen erikleri sipariş ediyoruz. Şu an fiyat çok yüksek. Bir bayan müşterimiz özellikle sipariş verdiği için bizde Mersin'den getirdik. 100 gramını şu an 50 liraya satıyoruz. Kilosu 500 liraya geliyor. Gelen müşterimize soruyoruz, ‘erik lazım mı' diye. ‘Eriğimiz bugün kampanyada' diyoruz. 50 TL dediğimiz zaman müşteri şoka giriyor. Bir kilo erik şu an 500 lira, 1 çeyrek altın 350-360 lira. Yani bir kilo erik bir çeyrek altından pahalı” diye konuştu.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe