​Yeni Zelandalı Müslüman Başkomiser: Müslüman olmaktan gurur duyuyorum

Auckland Başkomiseri Naile Hasan
Auckland Başkomiseri Naile Hasan
TT

​Yeni Zelandalı Müslüman Başkomiser: Müslüman olmaktan gurur duyuyorum

Auckland Başkomiseri Naile Hasan
Auckland Başkomiseri Naile Hasan

Yeni Zelanda'nın ana giriş kapısı ve ticaret ve endüstri merkezi olan Auckland’ın Başkomiseri Naile Hasan, Yeni Zelanda’da iki camiye yapılan terör saldırısından ardından Müslüman olmakla ve dini İslam’la gurur duyduğunu vurgulayarak ülkesindeki Müslümanlara güven verdi.
Yeni Zelandalı Başkomiser, Cuma günü Nur Camii’nde meydana gelen ve aralarında Yeni Zelanda’da yaşayan Arap vatandaşların da bulunduğu 50 Müslüman’ın şehit olmasıyla sonuçlanan terör olayının ardından kalabalık bir gruba yaptığı konuşmasına şöyle başladı: “Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.”
Polis memuru Naile Hasan, konuşmasına Müslümanları selamlayarak, Allah’a hamd ederek ve Hz. Muhammmed’e salat ve selam getirerek başladı.
Hasan, Müslüman olduğunu ve Müslüman olmaktan gurur duyduğunu vurgulayarak bir polis olarak 50 kişinin şehit olduğu ve onlarca kişinin yaralandığı olay nedeniyle şaşkınlık yaşadığını belirtti.
Auckland’ın merkezindeki Otia Meydanı’nda konuşan polis müfettişi, acı olay ve olay sonucunda hayatını kaybeden ve yaralananlar nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirerek ağladı.
Yeni Zelanda’da Müslüman bir subayın ulaştığı en üst yüksek rütbeye sahip olan Naile Hasan, topluluğa yaptığı konuşmada Müslüman olmaktan ve Yeni Zelanda Emniyet Müdürlüğü’nde şef olmaktan gurur duyduğunu söyledi. “Bu, Yeni Zelanda’daki kardeşlerimizin ve topluluklarımızın güvenlik ve emniyetini vurgulamak için bir uyarı mesajıdır” ifadelerini kullandı. Ayrıca olaydan sonra herkese bir güven mesajı gönderdi ve şöyle dedi: “Bunun özellikle Müslüman toplumumuz için ve herkes için son derece üzücü bir zaman olduğunu biliyorum. Herkesin bu vahşi saldırının kurbanlarına büyük saygı gösterilmesini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızdan emin olmasını istiyoruz.”
Yeni Zelanda polisinin, yaralıların ve mağdurların ailelerinin gerekli tüm yardımları almasını sağlamak için elinden geleni yaptığının altını çizerek, polisin bu acı olayından etkilenen herkese destek sağlamak için ülkedeki Müslüman toplumun liderleriyle birlikte çalıştığını açıkladı. Polisin Christchurch’teki varlığını güçlendireceğini belirtti.



ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
TT

ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)

ABD, Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (Gaza Humanitarian Foundation/GHF) 500 milyon dolar fon sağlamayı planlıyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla Reuters'a konuşan yetkililer, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın GHF'ye gönderilecek parayı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) fonundan alacağını söylüyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, USAID'in faaliyetlerinin askıya alınacağını ve kuruluşun Dışişleri Bakanlığı bünyesine taşınacağını şubatta duyurmuştu.

Kaynaklar, yardımın İsrail tarafından talep edildiğini belirtiyor. Buna göre Tel Aviv yönetimi Washington'la iletişime geçerek GHF'nin 180 günlük faaliyet masraflarının karşılanmasını istedi. 

Gazze'de geçen ay yardım dağıtmaya başlayan ABD ve İsrail destekli kuruluş, çalışmalarını bağımsız şekilde yürüttüğünü savunuyor. Ancak İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın çarşamba günkü haberinde, Binyamin Netanyahu yönetiminin GHF'ye 700 milyon Yeni İsrail Şekeli (yaklaşık 8 milyar TL) fon sağladığı öne sürülmüştü. İsrail Başbakanlık Ofisi ve radikal sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise iddiaları yalanlamıştı. 

GHF'nin Gazze'deki faaliyetleri, İsrail bombardımanı altındaki bölgede kaosu daha da artırdı. Reuters'ın aktardığına göre 1-3 Haziran'da GHF'nin yardım noktalarında yaşanan saldırılarda en az 80 Filistinli öldürüldü. AA'nın rakamlarına göre gıda yardımı almak isterken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 27 Mayıs'tan bu yana 115’e yükselirken yaralı sayısı 580’i geçti.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki yardım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. 

İsrail ordusuysa sivillere doğrudan ateş edilmediğini ve düzenin sağlanması için uyarı atışı yapıldığını öne sürüyor.

Tartışmalı yardım kuruluşunun CEO'su Jake Wood, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle uyumlu bir şekilde işini yapmasının imkansız olduğunu vurgulayarak 25 Mayıs'ta istifasını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel