Konut satışları yıllık bazda yüzde 18,2 azaldı

Konut satışları yıllık bazda yüzde 18,2 azaldı
TT

Konut satışları yıllık bazda yüzde 18,2 azaldı

Konut satışları yıllık bazda yüzde 18,2 azaldı

Türkiye genelinde konut satışları 2019 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,2 oranında azalarak 78 bin 450 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı Şubat ayı ‘Konut Satış İstatistikleri' verisini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde konut satışları 2019 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,2 oranında azalarak 78 bin 450 oldu. Konut satışlarında, İstanbul 14 bin 462 konut satışı ve yüzde 18,4 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul'u, 7 bin 690 konut satışı ve yüzde 9,8 pay ile Ankara, 4 bin 403 konut satışı ve yüzde 5,6 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 5 konut ile Hakkari, 12 konut ile Ardahan ve 22 konut ile Bayburt oldu. 
İpotekli konut satışları 2019 Şubat ayında 8 bin 890 olarak gerçekleşti 
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,2 oranında azalış göstererek 8 bin 890 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 11,3 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul bin 724 konut satışı ve yüzde 19,4 pay ile ilk sırayı aldı. Toplam konut satışları içerisinde ipotekli satış payının en yüksek olduğu il yüzde 25 ile Ardahan oldu. 
Diğer satış türleri sonucunda 69 bin 560 konut el değiştirdi 
Diğer konut satışları Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 oranında artarak 69 bin 560 oldu. Diğer konut satışlarında İstanbul 12 bin 738 konut satışı ve yüzde 18,3 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul'daki toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 88,1 oldu. Ankara 6 bin 648 diğer konut satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara'yı 3 bin 851 konut satışı ile İzmir izledi. Diğer konut satışının en az olduğu il 5 konut ile Hakkari oldu.
Konut satışlarında 32 bin 648 konut ilk defa satıldı 
Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,3 azalarak 32 bin 648 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 41,6 oldu. İlk satışlarda İstanbul 6 bin 365 konut satışı ve yüzde 19,5 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul'u 2 bin 527 konut satışı ile Ankara ve bin 800 konut satışı ile İzmir izledi.
İkinci el konut satışlarında 45 bin 802 konut el değiştirdi 
Türkiye genelinde ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,3 azalış göstererek 45 bin_802 oldu. İkinci el konut satışlarında da İstanbul 8 bin 97 konut satışı ve yüzde 17,7 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul'daki toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 56 oldu. Ankara 5 bin 163 konut satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara'yı 2 bin 603 konut satışı ile İzmir izledi.
Yabancılara 2019 yılı Şubat ayında 3 bin 321 konut satışı gerçekleşti 
Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 92,1 artarak 3 bin 321 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, Şubat 2019'da ilk sırayı bin 440 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 672 konut satışı ile Antalya, 196 konut satışı ile Ankara, 192 konut satışı ile Bursa ve 138 konut satışı ile Yalova izledi.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Irak vatandaşlarına yapıldı 
Şubat ayında Irak vatandaşları Türkiye'den 628 konut satın aldı. Irak'ı sırasıyla, 307 konut ile İran, 236 konut ile Rusya Federasyonu, 166 konut ile Afganistan ve 150 konut ile Kuveyt izledi.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe